Asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak açıklandığı gün bu ülkede cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bir enstitü kuruldu.
Adı “Aile Enstitüsü.”
Bu enstitü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı olarak çalışacak. Yapısı genel müdürlük, yönetim kurulu ve bir danışma kurulundan oluşacak. Danışma kurulunda da bakanın görevlendireceği bakan yardımcısının başkanlığında bakanlıktan iki üye, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan birer üye ve bakanlığın faaliyet alanıyla ilgili çalışmaları olan kişilerden belirlenen yedi üye yani toplam 15 kişi bulunacak.
Bu 15 kişinin işi;
Aile yapısının ve değerlerinin korunması ve güçlendirilmesi, ailenin sosyal refahının artırılması ve kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını, gazi ve gazi yakını ile ilgili politikalara veri oluşturmaya yönelik tüm bakanlık faaliyetlerini kapsayan araştırmaların yürütülmesi için harıl harıl çalışmak.
Bu enstitüdeki o 15 kişi ailenin yapısını korumak ve güçlendirmek için, işsizliğin ayyuka çıktığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, beyin göçünün durdurulamadığı, her gün birinin çaresizlikten çıldırıp kendi canına kıydığı bu ülkede nasıl bir yol izleyecek onu tahmin etmek kolay.
Ve nasıl bir yol izlemeyeceğini bilmek endişe verici.
Mesela biliyoruz ki bu enstitü aileyi korumak için kadınlara ve erkeklere doğum kontrol yöntemleri önermeyecek. Ailenin planlı büyümesi gerektiğine dair bilinç çalışmaları yapmayacak. İnsanlara bakmayacakları sayıda çocuk doğurmanın sonuçları konusunda uyarmayacak. Kürtajı kolaylaştırmayacak.
Gençlerin erken yaşta doğru ve bilimsel olarak cinsellik konusunda eğitilmeleri için kampanyalar başlatmayacak. Farklı cinsel yönelimi olan çocukların ailelerine pedagojik olarak olaya nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda destek sağlamayacak. Aile içi istismar konusunda bilinçlenme eğitimleri vermeyecek.
Erken yaşta evlenmelerinin sakıncalarını anlatan kampanyalar düzenlemeyecek. Aile içi şiddeti önleyici tedbirler almayacak. Kol kırılır yen içinde kalır mantığını değiştirmeye yönelik çalışmalar yapmayacak. Boşanma süreçlerinde ihtiyacı olan kadınlara maddi ve manevi destek vermenin yolunu açmayacak.
Eve sadece asgari ücret getirebilen bir baba…
Küçük çocuğunu bırakacak kreş bulamadığı için çalışamayan anne…
Ailesi okul masraflarının altından kalkamadığı için eğitimini yarıda bırakıp işe giren çocuk…
Atanamadığı ya da iş bulamadığı için aldığı üniversite eğitimi çöpe giden ve vasıfsız eleman olarak çalışmak zorunda kalan olan genç…
Bir zamanlar kendisine tanınmış ufak tefek ayrıcalıklar bile teker teker elinden alınan engelli…
Bu iktidar;
Hepsini aile adlı kuruma tıkıp sessizleştirmek istiyor.
Vergilerdeki adaletsizlikten, işsizliğe, kiralardaki artıştan temel ihtiyaçlara ulaşılamayacak kadar pahalılaşan hayata kadar her yerden kuşatılan birey, ailesini ayakta tutmak için sadece Allah’a tutunsun ve elinden her şeyini çekip alan iktidardan medet ummaktan başka çaresi olmadığına ikna olsun diye…
Toplumun eğitim kalitesi hızla düşerken dışarı değil içine içine yıkılsın diye…
Her geçen gün biraz daha yoksullaşırken aynı zamanda korkuya kapılsın diye…
O aile kazan kaldırmak yerine itaat etmeye güvensin diye…
Abartılmış ve gerçek dışı kutsallıkları daha da köpürtecek enstitüler kuruyor.
Manevi değerlerle ayakta tutmayı hedeflediği aileyi maddi değerlerle yerle yeksan ederken ailenin sorunlarla dolu varlığını cansiperane korumaya çalışıyor.
Toplumun en küçük kurumu olan aile tüm çürümüşlüğüne rağmen yıkılmazsa, toplumun en büyük kurumu olan çürümüş bir devlet hiç yıkılmaz.
Bunu en iyi o biliyor.
Mine Söğüt kimdir?
Gazeteci ve yazar Mine Söğüt, 1968 yılında İstanbul'da doğdu. 1985 yılında Kadıköy Kız Lisesi'nden mezun oldu ve aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi. Lisans eğitimini 1989 yılında tamamladı ve aynı bölümde yüksek lisansa devam etti.
Gazeteciliğe 1990 yılında Güneş gazetesinde başladı. Daha sonra Tempo dergisi ve Yeni Yüzyıl gazetesine çalıştı. Haberci adlı televizyon belgeselinin metin yazarlığını yaptı.
Çeşitli dergi ve gazetelerde yazı ve röportajları yayınlandı. 2013- 2021 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazdı.
Yayımlanmış yapıtları
- Adalet Cimcoz, Bir Yaşamöyküsü Denemesi (Biyografi - YKY 2000) - Beş Sevim Apartmanı (Roman - YKY 2003) - Sevgili Doğan Kardeş (Araştırma - YKY 3003) - Kırmızı Zaman (Roman- YKY 2004) - Aşkın Sonu Cinayettir - Pınar Kür'le Hayat ve Edebiyat (Söyleşi - Everest Yayınları 2006) - Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979 (Roman - YKY 2007) - Dolapdere, Kürt Kediler Çingene Kelebekler (Deneme - Heyemola Yayınları 2009) - Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey (Roman – YKY 2010) - Deli Kadın Hikayeleri (Hikâye – YKY 2011) - Darbeli Kalemler (Derleme – Getto 2011) - Gergedan, Büyük Küfür Kitabı (Hikâye- YKY 2019) - Alayına İsyan (Deneme - Can Yayınları 2020) - Başkalarının Tanrısı (Roman – Can Yayınları 2022)
|