09 Mart 2024

Antalya, Davos olur mu?

Antalya'nın, bir Türkiye - Afrika Forumu'na dönüşmesi istenmiyorsa sadece Orban ve Lavrov ile yetinmeyip kamuoyunca tanınan üst düzey siyasi şahsiyetlerin forum için Antalya'ya gelmeleri önemli

Antalya Diplomasi Forumu

"Antalya Diplomasi Forumu"nun (ADF) üçüncüsü, bu yıl 1-3 Mart tarihlerinde gerçekleştirildi. Her yıl forum, konferans, diyalog gibi farklı isimler altında bu tür toplantılar düzenleyen ülkeler kervanına Türkiye de katılmış bulunuyor. Bu çerçevede ilk akla gelenler, İsviçre'nin "Davos Dünya Ekonomik Forumu", Almanya'nın "Münih Güvenlik Konferansı", Avusturya'nın "Avrupa Alpbach Forumu", Slovenya'nın "Bled Stratejik Forumu". Bir de henüz rüştünü ispatlayamamış, Yunanistan'ın "Delphi Ekonomik forumu", Katar'ın "Doha Forumu" ve Hindistan'ın " Raisina Diyaloğu" var.

Davos Dünya Ekonomik Forumu

Tabii tanılırlılık ve itibar açısından tüm bu etkinliklerin en babası Klaus Schwab'ın kurucusu olduğu "Davos Dünya Ekonomik Forumu".1971 yılından beri her yıl kış aylarında İsviçre'nin turistik merkezlerinden Davos'ta düzenlenen Forumu Türkiye'de meşhur eden de rahmetli Başbakanlardan Turgut Özal'dır. Bugün hâlâ Davos süreci olarak anılan Türk-Yunan yakınlaşması Başbakan Özal ile Yunanistan başbakanı Andreas Papandreou arasında Davos toplantılarından birinde yapılan görüşme ile başlamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da başbakanlığı döneminde Davos geleneğini devam ettirdi. Taa ki 2009 yılında İsrail Başbakanı Shimon Perez'le yaşadığı meşhur "one minute" krizine kadar. David İgnatius'un yönettiği paneli, "Benim için Davos bitmiştir" diyerek terk eden Cumhurbaşkanı Erdoğan iki sene önce de Yunanistan Başbakanı Mitsotakis'in Amerikan Kongresinde yaptığı konuşmaya  sinirlenerek "Benim için artık Mitsotakis diye biri yoktur." demişti. Ama iki yıla kalmadan Atina'ya giderek kendisiyle kucaklaştı. Bu hafta başında da doğum gününü kutlayacak kadar samimiyeti ilerletti. Oysa Erdoğan Davos için verdiği sözü tuttu.15 yıldır bir daha Davos'a adım atmadı.

2024 Antalya Diplomasi Forumu

Bu yılki ana teması "kriz durumlarında diplomasinin öne çıkarılması" olarak belirlenen ADF'ye 148 ülkeden çoğunluğunu diplomatların, siyasilerin, akademisyenlerin, iş adamlarının ve öğrencilerin oluşturduğu 4700 civarında davetli iştirak etti. Forum çerçevesinde ayrıca iklim değişikliği, göç, İslam karşıtlığı, ticaret savaşları ve yapay zekâ gibi konularda çok sayıda panel düzenlendi. Gazze için moderatörlüğünü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yaptığı özel oturum tertip edildi.Gazze meselesi gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış konuşmasında, gerek kapanıştaki basın toplantısında Hakan Fidan tarafından ağırlıklı olarak işlendi.

Antalya Diplomasi Forumuna katılanlar

Forumun Katılımcıları arasında 19 devlet/hükümet başkanı, 64 bakan 2 özerk yönetim başkanı bulunuyordu. Antalya Forumuna devlet/hükümet başkanı düzeyinde AB'den sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kankası Macaristan Başbakanı Victor Orban'ın, Dışişleri Bakanı düzeyinde de Başbakanına eşlik eden Macar Dışişleri Bakanı'nı bir kenara bırakırsak sadece iki bakanının katılmış olması AB'nin Türkiye'ye mesafeli yaklaşımının devam ettiğini gösteriyor. Anlaşılan o ki bir hafta önce düzenlenen Raisana diyaloğuna katılan 11 AB ülkesinin dışişleri bakanları, güzelim Antalya yerine 7-8 saat daha fazla uçarak Hindistan'ın sıcağını tercih etmişler.

Bu yılki Forumun yıldızı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış konuşmasından sonra söz verilen Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov oldu. Sergei Lavrov'un  Antalya'yı çok sevdiği biliniyor, kendisini evinde hissettiği bu şehre gelmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Önceki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sık sık Lavrov'u Antalya'da ağırlamıştı. 2022 yılında yapılan Forumun yıldızı da yine Lavrov olmuştu.O zamanlar Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanabilir ümidiyle tüm dünyanın gözü kulağı Antalya'ya çevrilmişti. Hatta bazılarına göre Ruslar ve Ukraynalılar arasında Antalya'da bir uzlaşıya varılmış, ancak bilahare ABD'nin devreye girmesiyle Ukrayna fikir değiştirmişti. Bu yılki Antalya Forumu doğal olarak uluslararası medyada aynı ilgiyi görmedi.Lavrov'un sürekli yıldızlaştığı bir forum batılı ülkelerden üst düzey katılımı teşvik mi eder? caydırır mı? Onu da ayrıca tartışmak da yarar var.

Ne yapmalı?

ADF Vakfı'nın kurulmasına ilişkin kanun tasarısı TBMM'de kabul edilerek 10 Ocak 2023 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi, ancak aradan bir yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen vakıf hâlâ işler hale gelmiş değil. Tüm hazırlıkları Dışişleri bünyesinde oluşturulan küçük bir birim tarafından yürütülüyor. ADF'nin kurumsallaşması açısından mütevelli heyetinin bir an önce belirlenerek vakfın faaliyete geçmesi gerekiyor. Antalya'nın, bir Türkiye - Afrika Forumu'na dönüşmesi istenmiyorsa sadece Orban ve Lavrov ile yetinmeyip kamuoyunca tanınan üst düzey siyasi şahsiyetlerin forum için Antalya'ya gelmeleri önemli. Böyle bir başarı sağlanması için de iş dönüp dolaşıp Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinin normalleşmesine düğümleniyor.

Hasan Göğüş kimdir?

Hasan Göğüş, 1953 yılında Gaziantep'te doğdu. 1976'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

Diplomatik kariyerine 28 Nisan 1977'de başladı. Yurtdışında sırasıyla Yeni Delhi Büyükelçiliği'nde ikinci kâtip, BM Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği'nde başkâtip, Londra Büyükelçiliği'nde müsteşar, AGİT'te Daimi Temsilci Yardımcısı olarak çalıştı.

Dışişleri Bakanlığı merkezde; Müşterek Güvenlik İşleri, Savunma Anlaşmaları ve Uygulama dairelerinde ikinci kâtiplik, müsteşar özel kalem müdürlüğü, Bağımsız Devletler Topluluğu Genel Müdürlüğü'nde Orta Asya Daire Başkanlığı, AGİT Silahların Kontrolü ve Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı, Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleriyle ikili ilişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Merkezdeki son görevi sırasında Türkiye-Hollanda ilişkilerine katkılarından dolayı Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından "Oranje- Nassau" nişanı ile ödüllendirildi.

Büyükelçi olarak Türkiye'yi sırasıyla Yeni Delhi, Atina, Viyana ve Lizbon'da temsil etti. 23 Ekim 2018'de Dışişleri Bakanlığı'ndan emekliye ayrılan Hasan Göğüş, Uluslararası Kalkınma Hukuku Örgütü Danışma Kurulu ve Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliklerini sürdürüyor, T24'te dış politika konusunda yazılar yazıyor.

Hasan Göğüş'ün ayrıca 42 yıllık meslek anılarını derlediği, Doğan Kitap'tan yayımlanmış "Zor Başkentlerde Diplomasi" ve köşe yazılarını topladığı İdeal Kitap'tan yayımlanmış "Diplomasi Yazıları" isimli iki kitabı bulunmaktadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Suriye’de durumdan vazife çıkarmak

Ege ve Doğu Akdeniz’deki mevcut sorunlar çok karmaşık ve çetrefilli bir mahiyet arz eder. Suriye ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması, sıradan bir ulaştırma anlaşması değildir. Böyle bir anlaşmanın hazırlanması, müzakereleri, sonuçlandırılması siyasi iradenin yanı sıra teknik bilgi ve uzmanlık gerektirir. Bu birikim de devlet içerisinde bir başka yerde değil, Türkiye’nin dış ilişkilerini yürütmekle görevli Dışişleri’nde mevcuttur

Nerede kaldı Avrupa Birliği’nin ortak dış ve güvenlik politikası?

Bugün gelinen noktada AB’nin ortak bir dış politikasından bahsetmek mümkün değil. Kıbrıs ve Yunanistan’la ilişkiler babında Türkiye’yi kınamak haricinde hiçbir konuda ortak politikalar üretilemiyor. İsrail’in Gazze’deki katliamları, Suriye, Ukrayna gibi Avrupa güvenliğini doğrudan ilgilendiren sorunlarda sessiz kalıyorlar. Esasen uzun bir süredir can çekişmekte olan ortak dış ve güvenlik politikasına 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını devralan Orban’ın Macaristan’ı son noktayı koydu

Suriye sarmalında kırk yıllık kani olur mu yani?

Türkiye’nin işi o kadar kolay değil. Suriye’nin Afganistanlaşması, Güneyimizin Peşavirleşmesine yol açabilir. HTŞ’nin içerisinde çok sayıda cihatçı gruplar yer alıyor. Bu grupların HTŞ’ye egemen olması halinde YPG/PYD’nin terör koridorunu önleyelim derken güney sınırlarımızda HTŞ’nin oluşturacağı bir terör koridoru ile karşılaşmamız pekâlâ mümkün

"
"