Medya

Yeni Şafak: Halep'teki katliamdan İran sorumlu

"İran, son yıllarda Suriye'de devreye soktuğu planlarıyla ateşi körüklüyor"

15 Aralık 2016 14:51

Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, Halep'te sivillerin öldürülmesini "soykırım" olarak niteleyerek "Halep'i yakıp yıkan ateşi İran körüklüyor" görüşünü savundu. Gazetenin Kübra Türk imzasıyla yayımladığı haberde "Türkiye'nin girişimleriyle dün gerçekleştirilen ateşkes toplantılarını baltalamaya çalışan İran, son yıllarda Suriye'de devreye soktuğu planlarıyla ateşi körüklüyor. Esed'e askeri destek veren ve bölgede generalleri ölen İran, mezhepçilik kartıyla da adımlar atmaya çalışıyor. Bu noktada İran yönetiminin ABD'yle işbirliği yapması ise sürecin bir diğer göstergesi" ifadesi kullanıldı.

Yeni Şafak'ta yer alan haber şöyle:

Suriye'deki savaşın baş aktörlerinden İran, Ortadoğu coğrafyasını alevlendirmek adına son yıllarda hız kazandığı faaliyetleri Suriye'de uygulamaya koyuyor. Esed rejiminin katliamlarına askeri ve politik destek veren İran, resmi söylemleriyle sürecin fitilini ateşlemiş durumda.

Dün Halep'teki soykırım için Türkiye'nin girişimlerine karşı İran'ın yaptıkları, bu tespitleri doğrular nitelikte. Türkiye'nin arabuluculuğunda ateşkes sağlanırken, İran ve Hizbullah'ın anlaşmayı sabote etmeyi amaçladığı görüldü. Anlaşmanın sağlanmaması için uzun süre direnen İran, Halep'teki katliamların devamın etmesini istedi.

'Sünni-Şii' çatışması istiyor

Türkiye'nin görüşmeleri esnasında İran'ın tavırlarında gözlenen korkunç tutum, Suriye'de oynadığı kartları yeniden akıllara getirdi. Esed'e askeri destek veren İran, mezhepçilik söylemleriyle 'Sünni-Şii' çatışmasını çıkarmayı amaçlıyor. Her olayda masaya mezhepçiliği getiren İran, politikalarıyla bu süreci tetiklemeye çalışıyor.

İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Suriye'deki çatışmaları, "İslamın küfürle savaşı" olarak nitelendirdiği bildirildi.

Mezhepçi askeri düzen

Arap Baharı sonrası en büyük krizini yaşayan Ortadoğu'da yaşananlara ilk başta mesafeli kalan İran, Esed karşıtı muhalif hareketlere karşı Suriye rejimini koruma altına aldı. ABD'nin desteklediği Şii milis güçler, Irak'ta olduğu gibi Suriye'de terörist faaliyetler sergiliyor. Irak ordusuyla birlikte hareket eden bu güçler, Suriye'de de rejimin yanında bulunuyor.

İran-Hizbullah-Esed

Suriye'de 2011'den bu yana devam eden iç savaşta, Esed rejimini en başından bugüne kadar destekleyenler arasında İran ve Hizbullah önemli bir yer tutuyor. Esed rejimine lojistik ve askeri destek sağlayan iki grup da askeri varlık da gösteriyor. Lübnan'daki Hizbullah'ın Esed'e bu kadar sadık olmasının temelinde, Suriye'den gelen finansal ve siyasi destek yatıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nisan ayında İran ve Suudi Arabistan liderlerin İstanbul'da ağırladığı İslâm İşbirliği Teşkilâtı Zirvesi'ndeki açılış konuşmasında, "Mezhepçilik fitnedir. Ne Sünniyim ne Şii, Müslümanım" mesajı vermişti.

İran da, savaşın ilk gününden bu yana destek sağladığı Esed rejimi ile bir hareket ediyor. Mezhepçiliği körükleyen İran Şebbihaları, Hizbullah ve Esed askerleri ile birlikte bölgedeki sivil halka insanlık dışı işkenceler yapıyor. İran ve Hizbullah milislerine, Irak, Afganistan ve Pakistan'dan getirilen Şii milisler de destek sağlıyor. Suriye'de bulunan Şii milislerin sayısı şöyle:

Suriye'deki askeri varlık
İran Devrim Muhafızları: 8 bin-10 bin
İran Ordusu: 5 bin-6 bin
Iraklı Şii milisler: 20 bin civarında
Afgan Şii milisler: 15-20 bin
Hizbullah askerleri: 7 bin-10 bin
Pakistanlı Zeynebiyyun Tugayları: 5 bin-7 bin

Büyük kayıp verdi

Suriye'ye Devrim Muhafızları Ordusu bünyesinde asker ve milis kuvvetleri gönderen İran'ın üst düzey askeri kayıpları artıyor. Suriye'deki çatışmalarda Şubat 2013'ten bu yana 20'ye yakın İranlı general öldürüldü. Dün şiddetli çatışmaların yaşandığı Doğu Halep'te İranlı bir komutan daha öldürüldü, 2012'den bu yana ise, İran'da öldürülen asker sayısı bin 200'e ulaştı.

İran'ın 'şeytan' ABD'si

90'lı yılların sonunda İran'ın ABD'ye karşı tavrı net bir şekilde anlaşılıyordu. Yıllarca ABD'ye 'Şeytan' diyen İran'da bu söylemlerin yerini geçtiğimiz yıl 'ABD'yle kol kola' anlayışına bıraktığı anlaşıldı. ABD'nin İran'a 1979'dan beri sürdürdüğü ambargo, 16 Ocak 2016 günü resmen sona erdi. İki ülkenin anlaşmasının ardından gündelik yaşantının her alanına nüfus eden gelişmeler yaşandı. ABD-İran ilişkilerinin yumuşamasının ardından Suriye özelinde Ortadoğu'daki hamlelerin ikili ortaklıkla yaptığı gözlendi. Vekaleten savaş döneminin yaşandığı Ortadoğu'da ABD'nin İran'la bölgeye müdahalelerde bulunduğu biliniyor.

Kırmızı çizgisi: Esed

İran yönetimi, Suriye'de yaşanan iç savaşın başladığı günlerde tarafını Esed'den yana tuttu. Esed'in varlığından çıkar planları güden İran, vahşi uygulamalara sessiz kaldı. İran'ın bu noktada Esed'e her alanda destek vermiş olması ise Suriye'deki mevcut tablonun daha da kararmasına yol açtı.

İran'ın 'Bekle-gör' politikası

2016'nın başlarında Suriye'deki askeri varlığını azaltma kararı alan İran'ın son bir yıldaki Suriye politikası belirsiz bir yolda seyrediyor. 'Bekle-gör' siyaseti uygulayan İran, Suriye'de bazı kararlar almak için uzun bir süre beklemişti. Özellikle Suriye'de zaman zaman varılan uluslararası mutabakatlar, imzalanan 'yarı ateşkes' anlaşmaları konusunda 'Bekleyip göreceğiz' diyen İran, ne yapacağını bilmiyor.

Tahliyeye engel oldular

İran ve Hizbullah'ın Halep'e en kanlı günlerini yaşatan saldırılar sonrası ilan edilen ateşkeste, bölgedeki sivilleri tahliye edilmesine engel olduğu belirtiliyor. Otobüslerle güvenli bölgelere getirilmek istenen sivillerin yolunu kestiği belirtilen milislerin, sivilleri tekrar rejim kontrolündeki alanlara gönderdiği ifade ediliyor.