Uluslararası uzmanlardan oluşan bir grup bilim insanı, 1973'te kendisine kanserden hayatını kaybettiği açıklanan Şilili edebiyatçı Pablo Neruda'nın resmi olarak ilan edilen nedenle ölmediği sonucuna ulaştı.
Ülkenin eski diktatörü Augusto Pinochet'nin darbe ile 1973 yılında yönetimi ele geçirmesinin hemen ardından 69 yaşında ölen Neruda'nın naaşının kalıntıları üzerinde yapılan araştırmaya göre, Nobelli şaire suikast düzenlenmiş olabileceği ihtimali kuvvetlendi. Ancak bilim insanları, Neruda'nın Pinochet rejimi tarafından öldürülmüş olduğuna dair ellerinde kesin kanıt olmadığını belirtti.
Kanada, Danimarka, ABD, İspanya ve Şili'den uzmanların katılımıyla oluşturulan 16 kişilik ekip adına konuşan İspanyol adli tıp uzmanı Aurelio Luna, Neruda'nın kalıntılarında bir bakterinin izine rastladıklarını ve Kanada ile Danimarka'daki laboratuvarlarda yapılan inceleme tamamlandığında daha kesin bir değerlendirmede bulunabileceklerini söyledi.
Luna, "Bakterinin kaynağını ve bir çeşit biyolojik silah üretmek üzere laboratuvar ortamında yetiştirilip üzerinde değişiklik yapılan bir tür olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Ancak Neruda'nın kanserden hayatını kaybettiği yönündeki ölüm raporunun gerçeği yansıtmadığının kesin olduğunu belirten Luna, "Elimizdeki verilerden yaptığımız analizler neticesinde, şairin hastaneye yatırıldığı anda ölüm aşamasında bir hasta olduğunu söylememiz mümkün değildir" şeklinde konuştu.
Özel şoförün ifadesi
Neruda hayatını kaybetmeden önce özel şoförlüğünü ve kişisel asistanlığını yapan Manuel Araya'nın 2011 yılında ortaya attığı bir iddia üzerine başlatılan soruşturmayı yürüten hâkim Mario Carroza da bulgular sonucu bir açıklama yaptı.
Carroza, Neruda'nın ölümüyle ilgili olarak "Üçüncü kişilerin müdahalesi sonucu olduğuna dair kesin bir sonuca ve saptamaya" ulaşamadıklarını belirtti.
Edebiyatçının şoförü, ölmeden önce Neruda'nın vücuduna ne olduğu bilinmeyen bir sıvı enjekte edildiğini öne sürmüştü. Bu iddia üzerine 2013 yılında Şilili şairin naaşının kalıntıları mezardan çıkarılarak inceleme altına alınmış ve kemiklerinde herhangi bir zehir ya da toksik maddeye rastlanmamıştı.
Ancak edebiyatçının ailesinin daha fazla araştırma yapılması ısrarı üzerine, son testlerde Staphylococcus aureus isimli ölümcül bir bakterinin izlerine rastlandığı sonucuna varıldı.
Şoförün ifadesi, aynı zamanda gerçek ölüm nedeninin bulunması için hukuki bir süreç başlatan Neruda'nın ailesi tarafından da destekleniyor.
Pinochet karşıtlığı
Şili'de sosyalist Devlet Başkanı Salvador Allende'nin bir darbe ile devrilmesi sonrası ülkede yaşanan kargaşa ortamında Neruda'nın birçok arkadaşı yargılanmış ve idam edilmişti.
Kendisi de Komünist Parti üyesi olan şair ülkeden ayrılıp Meksika'da sürgün hayatı yaşamayı planlarken rahatsızlanınca, Santiago'da hastaneye kaldırılmış ve darbeyi takip eden günlerde hayatını kaybetmişti.
Prostat kanseri teşhisi konan şairin "doğal nedenlerle" hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Ancak Neruda'nın ölümünün arkasında Pinochet rejiminin olduğuna dair şüpheler, ülkede demokrasinin 1990 yılında yeniden tesis edilmesi sonrası tekrar gün yüzüne çıkmıştı.
Neruda, 1971 yılında Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olmuştu.
On yedi yıl iktidarda kalan Pinochet rejimi boyunca 3 bin 200'den fazla solcu ve diğer sanıklar idam edilmişti.
AFP/Reuters/AP,ÇÖ/CÖ
© Deutsche Welle Türkçe