Kültür-Sanat

'Son Troyalı'nın iskeleti bulundu

Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE, (DHA)- ÇANAKKALE'deki 5 bin yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri'nde, güney kapısı ile Roma dönemi agorasında devam eden kazılarda, Doğu Roma dönemine ait 'son Troyalı'nın iskeleti bulundu

07 Eylül 2018 14:36

Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE, (DHA)- ÇANAKKALE\'deki 5 bin yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri\'nde, güney kapısı ile Roma dönemi agorasında devam eden kazılarda, Doğu Roma dönemine ait \'son Troyalı\'nın iskeleti bulundu. Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, mezarda ayrıca ilk kez, Helenistik dönem dolgularında pişmiş topraktan yapılmış, Dardanos Atlısı olarak tanımlanan terakotanın renklendirilmiş haline ve üzerinde parmak izine ulaştıklarını söyledi.
Başta Uzakdoğu ülkelerinden olmak üzere dünyanın dört bir yanından her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği Troya Ören Yeri\'nde, 2018 Troya Yılı\'nda kazılar, İçdaş ana sponsorluğunda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan başkanlığında, 40 kişilik ekip ile devam ediyor.
Troya Ören Yeri\'nde, güney kapısı ile Roma dönemine ait agora bölümünde devam eden kazı çalışmalarında, Doğu Roma döneminde mezarlık olarak kullanılan bir alan tespit edildi. Alanda, Doğu Roma dönemine ait \'son Troyalı\'nın iskeleti bulundu. Kazı ekibi tarafından titizlikle temizlenerek gün yüzüne çıkarılan iskeletin üzerinde, Troya kutsal alanını ziyaret eden kişilere verilen ya da satılan hediyelik eşya niteliği taşıyan Dardanos Atlı terakotasının ilk kez renkli olanı bulundu. Üzerinde kırmızı parçacıkları olan eserin, günümüzden 2 bin 300 yıl öncesine ait olduğu belirlendi.
Troya Ören Yeri Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, iki aydır devam eden bu sezon kazılarında artık sona yaklaştıklarını söyledi. Kazılarda ulaştıkları sonuçlara ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Rüstem Aslan, şöyle konuştu:
\"Agora alanında yaptığımız bu kazıların amacı Homeros Troyası olarak adlandırılan son Tunç Çağı klasiğinin dışındaki mimarı buluntuları anlamaya yönelik çalışmalardı. Özellikle bu sene, önceki yıllarda bulduğumuz bazı verileri destekleyen veriler elde ettik. Aslında Troya krokisine baktığımızda, Troya\'da büyük tahribata yol açan M.S. 500\'de iki büyük deprem oluyor. Depremden sonra buranın, İlyon\'un, Troya\'nın birkaç yüzyıl terk edildiğini biliyoruz. 11\'inci yüzyıldan sonra, 13\'üncü yüzyılın ortalarına kadar tekrar burada Doğu Roma dönemi dediğimiz dönemde bir yerleşmenin olduğunu biliyoruz. Bu alanın da o dönemde mezarlık olarak kullanıldığı konusunda yaklaşık son 3 yılda pek çok veri elimize geçti. Mezarlık alanıyla ilgili son bulduğumuz iskelet de temizleniyor. Açığa çıkartılıyor. 13\'üncü yüzyılın ortalarındaki son Troyalı’nın iskeleti olarak bunu tanımlayabiliriz. Aynı zamanda burada üst tabakalarda, Helenistik tabakalarda da güney girişinin bir kutsal alan olduğu konusunda elimizde pek çok arkeolojik veriler var. Daha önceki kazılarda diğer kutsal alanlarda çıkan bazı pişmiş toprak eserleri, kabartma eserleri burada da bulduk. Bu sene de bunlardan bir tanesi karşımıza çıktı.\"
DARDANOS ATLISI’NIN RENKLİSİNE İLK KEZ ULAŞILDI
Kazı Başkanı Aslan, Agora açmasında özellikle Doğu Roma dönemi mezarlığının dolguları ile bu alandaki Helenistik dönem dolgularında ilk kez pişmiş topraktan yapılmış, kırmızı renkli Dardanos Atlısı olarak tanımlanan terakotasının renklendirilmiş halini tespit ettiklerini söyledi. Aslan, \" Özellikle Dardanos Atlısı olarak betimlenen bu tür terakotalar, Troya\'daki kutsal alanda karşımıza çıkıyor. Batı kutsal alanı, Atina Tapınağı kutsal alanı ve güney girişinde ilk kez yoğun bir şekilde pişmiş toprak terakotalar karşımıza çıkıyor. Bu sene karşımıza ilk kez renkli, kırmızı parçacıkları olan Dardanos Atlı terakotasını bulduk. Dikkatli bakıldığında, yaşken dokunulduğu için arkasında parmak izi de belirgin bir şekilde görülebiliyor. Kutsal alanlarda karşımıza çıkan eser, belki o dönemdeki Troya kutsal alanını ziyaret eden kişilere verilen ya da satılan hediyelik eşya niteliği taşıyor. Üzerinde bir atlı betimlemesi var. Bu eser, batı kutsal alanından sonra güneydeki kalıntıların da bir kutsal alan olarak kullanılmış olduğu konusundaki önemli verilerden bir tanesi. Önümüzdeki dönemdeki kazılarda da bu konuyla ilgili çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız\" dedi.

FOTOĞRAFLI

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir