Dünya
Deutsche Welle

Renzi'nin ekonomi sınavı

İtalya'nın yeni başbakanı Renzi vergi indirimleri ve iş piyasası reformlarıyla verimliliği artırmayı hedefliyor. Uzmanlar ise farklı önceliklere işaret ediyor.

27 Şubat 2014 10:05


İtalya'nın yeni başbakanı Matteo Renzi'nin yapacağını beyan ettiği reformları bir çeşit "ekonomi devrimi" olarak nitelemek pek de yanlış olmaz. Temmuz ayında AB Dönem Başkanlığı'nı devralmaya hazırlanan İtalya'yı birçok kişi adeta AB'nin pasaklı çocuğu gibi görmeye başlamış durumda.

Commerzbank'ın baş ekonomisti Jörg Krämer İtalya'nın hali hazırdaki durumunun oldukça kötü olduğunu belirtiyor. Krämer "İtalya'nın durumu vahim. İşsizlik zaten yüksek, giderek de artıyor. Zaten Euro Bölgesi ortalamasından daha yüksek olan birim işgücü maliyeti de artmaya devam ediyor. Siyasi elitler reformlara karşı çıkıyor. Dolayısıyla İtalya ekonomik bakımdan oldukça sıkıntılı bir durumda" diyor.

İtalya’da işsizlik oranı yaklaşık yüzde 13 ile 1970'lerden beri en yüksek seviyesine ulaştı. Devlet borçları ise iki trilyon ile gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde 130'una dayandı. Krämer'e göre söz konusu durumdan düze çıkmak hiç de kolay değil.

Commerzbank'ın baş ekonomisti "Sorun İtalya'nın Euro Bölgesi'nde oluşu. Sorunların üzerini örtmek için parasını devalüe etmesi mümkün değil. Bu da Avrupa Merkez Bankası'nın yine baskı altında olması anlamına geliyor. İtalya'da reformlardan kaçınılması, ucuz para politikasıyla bu sorunların yamanması, para birliği için risk oluşturuyor. İtalya'nın AMB'yi esir aldığını söylemek pek yanlış olmaz" açıklamasını yapıyor.

'Liste çok uzun'

Matteo Renzi'nin yapılacaklar listesi çok uzun. İş hukukunun kolaylaştırılması, iş sözleşmelerinin feshiyle ilgili uygulamaların gevşetilmesi, gençlere istihdam sağlayan firmalara uygulanan vergi indirimlerinin 18 aydan 36 aya uzatılması gerekiyor.

Renzi daha düşük ücret ve enerji giderleriyle firmaların sırtındaki yükü hafifletmek istiyor. Bunun maliyetini ise vergi artışı ile değil kamu giderlerini düşürülerek karşılamayı hedefliyor. Bürokratik yapıların tasfiyesi de Matteo Renzi'nin gündeminin üst maddelerinden.

Bavyara Eyalet Bankası baş ekonomisti Jürgen Michels bu konuda başarının siyasi reformdan geçtiğini vurguluyor. Michels "Bu bağlamda alınması gereken ilk tedbir siyasi reformun, anayasa reformunun gerçekleştirilmesi. Bu önemli… Ayrıca iş piyasası reformuyla Renzi kendine başlangıç için fazlasıyla büyük bir lokma seçti. Bunu hayata geçirebilecek mi yoksa çabaları boşa mı çıkacak göreceğiz" diyor.

2012'de Monti'nin liderliğindeki hükümet kendine benzer reform hedefleri belirlemişti. Ancak yaşananlar kapsamlı siyasi reformlara gidilmedikçe ekonomik düzelmenin mümkün olmadığını gösterdi.

Michels bu konuda "Sorulması gereken soru detaya inildiğinde bu tedbirlerin gerçekten uygulanabilir olup olmadığı. Bu noktada yine hırslı bir gündeme sahip olan Monti'nin sonuçta başarısız olduğunu görmek lazım. O da bir teknokrattı. Buna karşılık Renzi bunları yapmak için siyasi anlamda daha iyi bir konumda. Ancak onun da kendine belirlediği hedefler hiç de kolay cinsten değil" açıklamasını yapıyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle