24 Nisan 2024 12:52
T24 Haber Merkezi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidara 1 Mayıs İşçi Bayramı için Taksim Meydanı'nda kutlama çağrısında bulundu. "1 Mayıs Taksim’de kutlanması gereken, hak olan işçi bayramıdır" diyen Özel, "Buradan çağrım özgüvenle işçilere inanarak Taksim’i 1 Mayıs’a açın! Ben kefilim, orada olacağım, işçilerle birlikte bir kişinin burnu kanamadan kutlanmasına kefaleti ben koyuyorum. Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin, barışın, özgüvenin elidir, 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir, emekçilerin elini havada bırakmayın!" ifadelerini kullandı.
DİSK'in başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi (AYM), Taksim'de kutlama yapılmasının engellenmesinin "Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının engellenmesi" olduğuna karar vermişti. Söz konusu kararı da hatırlatan Özel, iktidarı, "Egemenlik, polisle panzerle korunmaya başladıysa egemenlik elden gitmiş demektir! Yasaklarsanız, engellerseniz, gaz sıkarsanız o zaman belki o gün o meydanın işçilere emekçilere açılmasını bir başka 1 Mayıs'a bırakırsınız. Ama o 1 Mayıs'ta artık siz olmazsınız, çünkü bittiniz, tükendiniz demektir" diye uyardı.
Özel, yarın Çorlu'da görülecek tren faciası davasının duruşması için 29 Şubat'taki "25 Nisan’da güçsüz olacağımızı sanmayın, 31 Mart’ta daha da güçlenerek burada olacağım. Bugünkü 100 kişiye bakıp da korkmayın 25 Nisan’da çok daha büyük bir kalabalıkla burada olacağım" sözlerini de hatırlatarak çağrıda bulundu; "Yarın Çorlu’da Santral Pak’ta buluşarak annelerin arkasında onların haykırışlarına eşlik etmek için barışçıl yürüyüş hakkını kullanarak onlarla birlikte mahkeme salonuna doğru belirlenen güzergahta yürüyeceğim. Yarın Çorlu annelerini yalnız bırakmayın, beni seven arkamdan gelsin."
Özel, İstanbul 3. milletvekili Aslı Sibel Yanıkömeroğlu'na, "İstanbul 3. Bölgede zaten bir milletvekilinin 3. Bölgede çok eksikliğini hissediyorduk, depreme karşı verilecek çalışmalarda meclisteki yapıcı muhalefetimizde kendisine çok yük düşecek. Kendisini grubumuza hoş geldin diyorum" diyerek rozet taktı.
Öte yandan Özel, seçimlerden dolayı erteledikleri yeni üye kampanyasını başlatarak gençlere, "Gelin kaydolun siyaset yapın size çok ihtiyacımız var" diye seslendi. Özel'in çağrısı üzerine salonda bulunan ikiz kardeşler üye olma talebinde bulundu. Bunun üzerine Özel gençleri kürsüye alarak üyelik formu imzalattı. Gençlerden birine Özgür Özel rozetini verirken, diğer gence de gençlik kolları başkanı rozetini taktı.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ayşe Hanım çağrımıza uydu ve baba evine geldi. Bugün buradan yerel seçimde sadece CHP'nin değil Türkiye ittifakının kampanyasını yürüttüğümüz için başlatmamıştık şimdi buradan tüm gençleri tüm kadınları Türkiye'de hangi siyasi görüşte olursa olsun artık umudun değişimde olduğunu, artık hep birlikte baba ocağına gelmenin, niye baba ocağının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu parti olduğu için baba ocağı, çünkü başın sıkışınca dönebilirsin bilirsin ki çayı demlidir çorbası kaynamaktadır bacası tütmektedir, ben o bacağı tüttüren başta 81 ildeki il başkanıma, ilçe başkanlarıma kadın kollarından ilçe başkanlarına gençlik kollarına kadar yeni bir üye kampanyasını başlatıyoruz, hep birlikte baba ocağının kapılarını ardına kadar açıyoruz. CHP’ye üye olmayan ama ilgi duyan gençlere buradan sesleniyorum, gelin kaydolun siyaset yapın size çok ihtiyacımız var.
"Levent Bayraktar, benim onu anlatırken kapalı grupta da çok duygulu anlar yaşadık. Hayatımda tanıdığım en dürüst en çalışkan insanlardan biriydi. Partimize emeği çoktur. Önceki genel başkanımıza katkısı çoktur, sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendisine emeği çoktur. Bu muhteşem insan parlamento hukukunu çok iyi bilen, biz parlamentoda görev yaparken takıldığımız her noktayı önceden düşünen, ya bu Özgür Özel ne kadar iç tüzüğe hakim deniyorsa aslında o işin görünmez kahramanı Levent Beydir. Benim en büyük hayalim onu yürütmeden olduğumuzda parlamentonun kanunlar başkanı yapabilmekti. Ancak maalesef o günleri göremedi. Bir tesellim vardır ki bu partiyi bu kadar çok seven bir insan kanser tedavisi görüyordu ve 31 Mart günü entübeydi, 31 Mat günü uyanık kalmayı istemiş. Yoğun bakımda televizyon açıkmış. Ben seçimden 3 gün sonra gittim tabii ziyaretine. Hiç yalnız bırakmadık. Ben de seçim öncesi kazanıp geleceğim söz demiştim. O odadaydı yoğun bakımda ve entübe halindeyken uyanık olduğu bir saat diliminde ziyaret ettim. 31 Mart gecesi eşi anlattı, televizyonu gösterdi halk TV açıktı böyle yaptı, ben 31 Mart seçim başarısının milletvekillerine ve grubumuza düşen başarıyı kendisine atfediyorum. Ruhu şad olsun.
Biz bu ülkeye bu adaleti getirene kadar mahkemedeki adaletten herkes memnun olana kadar, sosyal adalet bu ülkede yaşayan herkes kendini eşit yurttaşlar olarak hissedene kadar kimsenin hakkını kimsede bırakmadan bu ülkede ekonomik adaleti sağlayıp önce açlığı sonra da yoksulluğu bitirene kadar sonuna kadar çalışacağız ve mücadele edeceğiz. TC bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların anı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp oradan güç alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet, anayasa ortadan kalkar, o zaman keşmekeş olur o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade vatandaştan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen uyması gerekir. Anayasaya uymak AİHM kararlarına AYM kararlarına bağlayıcılığına uymakla olur. Önümüzdeki günlerde 1 Mayıs geliyor, 1 Mayıs Taksim’de kutlanması gereken, hak olan işçi bayramıdır. 1 Mayıs’ta işçiler Taksim’e çıkmak, kanlı 1 Mayıs’ların matemini gelecekteki güzel günler için mücadeleyi orada yaşamak istiyorlar. Bir zamanlar Taksim 1 Mayıs’a yeniden açıldığında övünenler şimdi yasaklıyorlar, izin vermiyorlar, polise kanunsuz emirler veriyorlar. DİSK bu konuda AYM’ye gitti mahkemeyi kazandı yargı Taksim 1 Mayıs’ta açık olsun derken hâlâ Taksim’i 1 Mayıs’ta kapalı tutmak bir kompleksten boşa bir kaygıdan başka bir şey değil. Siz Taksim Meydanı’nı egemenliğinizin bayrağı görürseniz, insanların oraya çıkmasını size karşı çıkması sanırsanız o zaman siz egemen değilsiniz demektir. Yasaklarsanız, engellerseniz, gaz sıkarsanız o zaman belki o gün o meydanın işçilere emekçilere açılmasını bir başka 1 Mayıs'â bırakırsınız. Ama o 1 Mayıs'ta artık siz olmazsınız, çünkü bittiniz tükendiniz demektir. Karar alıcılara sesleniyorum, var mısın? Ben kefilim, orada olacağım, işçilerle birlikte bir kişinin burnu kanamadan kutlanmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim'i 1 Mayıs'a açın 31 Mart'ın mesajını aldığınızı anlatın. Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin, barışın, özgüvenin elidir, 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir. Emekçilerin elini havada bırakmayın!
"Bu aksine o terör örgütünü güçlendirirse senin yaptığın böyle uygulamalar güçlendirir. 83 yaşında Türkçe bilmeyen kadını bilmeden muayene ettiği birisi için hapiste atmak taban yapar terör örgütüne. Güçsüzleştirmek için demokrasi lazım, kendine güvenmen lazım. 83 yaşındaki kadınlarla hastalarla uğraşarak adalet gücü otoritesi temin edilmez. Yapmayın, vazgeçin bunlardan.
"Hatay’ı alsa yalnız bırakmayacağız, belediyeyi ve iktidarı nasıl takip edeceğimizi nasıl yapıcı sert bir muhalefet yapacağımızı nasıl Hatay’da bundan sonra da gelecek seçimi de öyle küçük farkla değil, Hatay’ı da yüzde 60 farkla almaya buradan ant içiyorum, söz veriyorum.
(Antalya teleferik faciası) Biz suçluların kamu görevlisi de olsa kovuşturulmasını soruşturulmasını, suçluysa cezalandırılmasını savunuyoruz. Başkanımız kendinden sonra 3 kez denetlenmiş teleferiğin kazasından sorumlu! Olacak iş değil, tutuklama siyasi ama şimdi itirazlarımız da reddedilmişti, delil durumu değişti yeni bir video ortaya çıktı. Videoda görevli arızayı görüyor sistem otomatik kapatıyor bir süre telefonla konuşuyor bakıyor ve sistemi açmaması gerekirken bilirkişi raporu o yünde aksi bir şey varsa onun da hakkına girmek istemem manuel çalıştırıyor ve kaza oluyor. Hemen durdurup koşarak ayrılıyor oradan. Maalesef dosyada sistemin otomatik kapattığı yani kontrolü yapılmış ,kontroller sorun yok demiş hata olunca kaza olmuyorsa sistem çalıştı demektir onu manuel başlatan kişinin ifadesi, o kişi şöyle demiş ‘Seçimler yaklaşıyordu, seçimlerden önce teleferik hemen çalışsın dediler 3 aylık olması gereken bakımı 15 günde yaptırdılar sorumlusu da Mesut Kocagöz’dür ‘ deyip, oysaki o genel müdür falan değil Kepez Belediye Başkan adayı. Meğersem ortaya çıkıyor ki sistem durmuş bu ifadenin sahibi çalıştırmış. Şimdi mutlaka yeni bir itiraz yapılacak. Artık vicdan diyoruz biraz edep diyorum Mesut Kocagöz’ü özgürlüğüne ve Kepez’e kavuşturun diyorum.
"Yarın 25 Nisan ben her seferinde olduğu gibi 29 Şubat’ta da CHP olarak Çorlu’daydık hak arayan annelerin evlatların yanındaydık. Canı yanan annelerin yanında olmaya gideceğiz.
(Özel, lafının bölünmesi üzerine şunları kaydetti: Bir daha da hiçbirinizi alkışlamayacağız burada ülkenin gündemi konuşulurken kişisel gündemleri seslendirmeyin notunu alın ne diyorsa odama çağırın görüşeceğim. Bundan sonra da kimsenin bu konuşmaları en iyi niyetle de olsa laf atarak böyle gündemleri sakatlamayın lütfen.)
Ben 29 Şubat’ta oradaydım, birileri seçimden önce o kararı açıklamaya cesaret etmediler davayı bugüne ertelediler. Yarın 25 Nisan Ogün demiştim ki orada yaptığım açıklamada '25 Nisan’da güçsüz olacağımızı sanmayın 31 Mart’ta daha da güçlenerek 25 Nisan’da burada olacağım. Bugünkü 100 kişiye bakıp da korkmayın 25 Nisan’da çok daha büyük bir kalabalıkla burada olacağım' dedim. Yarın Çorlu’da Santral Pak’ta buluşarak annelerin arkasında onların haykırışlarına eşlik etmek için barışçıl yürüyüş hakkını kullanarak onlarla birlikte mahkeme salonuna doğru belirlenen güzergahta yürüyeceğim. Yarın Çorlu annelerini yalnız bırakmayın, beni seven arkamdan gelsin."
© Tüm hakları saklıdır.