Dünya
Deutsche Welle

Irak'ta yeni terör dalgası

Musul’un Irak Şam İslam Devleti militanlarının eline geçmesinin ardından yaklaşık 500 bin kişinin kenti terk ettiği belirtiliyor. IŞİD’in petrol rafinerisiyle bilinen Bayci kentine girdiği de gelen haberler arasında.

11 Haziran 2014 15:24


Radikal İslamcı Irak Şam İslam Devleti'nin düzenlediği terör saldırıları Irak'ı etkisi altına aldı. Geçen hafta sonundan bu yana ülkede 150'den fazla insan hayatını kaybetti. Batıdaki Ramadi kentinde bir üniversiteye baskın düzenlendi ve öğrenciler rehin alındı. Ordunun saatler süren müdahalesinde kan aktı. Doğudaki Diyala Bölgesi'nde ve başkent Bağdat'ta bombalar patladı. Salı günü de Irak'ın ikinci büyük kenti Musul, IŞİD güçlerinin eline geçti. Valilik binasına baskın düzenlenirken, kentteki cezaevlerindeki 2 bin 400 tutuklu ve mahkûm serbest bırakıldı. Kentin yüzde 70'inin IŞİD güçlerinin elinde bulunduğu belirtiliyor.

Musul'da kontrolün kaybedilmesinden sonra Irak Başbakanı Nuri El Maliki şu açıklamayı yaptı: "Parlamentoyu sorumluluklarına uygun bir biçimde davranarak olağanüstü hal ve seferberlik ilan etmeye davet ediyorum. Kapsamlı bir seferberlik ve tüm siyasi, mali ve halk olanaklarını alarma geçirerek terörizmi alt etmeli ve ister Musul olsun isterse de başka bir kent, teröristler tarafından işgal edilen tüm bölgelerde hayatı normale döndürmeliyiz."

Askerler silah bırakıyor

Musul, IŞİD'in ele geçirdiği ilk kent değil. Felluce de ocak ayı başlarından itibaren radikal İslamcıların elinde. 30 Nisan'daki genel seçimlerde Maliki, Felluce'nin de içinde yer aldığı El Anbar bölgesinin kapsamlı bir askerî operasyonla geri alınacağını vaat etmişti. Ancak hiçbir şey yapılmadı, IŞİD ise operasyon kabiliyetini sürekli artırdı.

Musul, radikal İslamcıların güçlü olduğu merkezlerden biri sayılıyor. Sünni aşiretlerden oluşan Sahva güçleri, ABD'nin çekildiği 2011 yılının sonuna dek bölgede sükûneti sağlamıştı. Ancak şu anda kentte kargaşa hâkim. Başbakan Nuri El Maliki'nin yaptığı açıklamalar da ülkede güvenliğin iflas ettiğini gösteriyor.

Bu, aynı zamanda ABD'nin yeni, tarafsız ve tüm halk gruplarının katılacağı bir Irak ordusu oluşturma projesinin de iflası demek. Askerlerin taburlar halinde silah bıraktığı belirtiliyor. El Maliki'nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ters düşmesi ve Kerkük petrolü konusunda anlaşmazlık içine girmesi de Kürtlerin Irak ordusuna desteklerini çekmeleriyle sonuçlanmıştı. IŞİD'in Musul'a girmesi sırasında da çoğu Sünni askerin üniformalarını çıkarttığı belirtiliyor.

Maliki ile yardımcısı arasında sorunlar

Maliki ile yardımcısı Salih El Mutlak arasında da sorunlar var. Felluce doğumlu olan Mutlak, Maliki'yi iki buçuk yıl önce “başarısız bir diktatör“ olarak nitelemiş ve bunun üzerine geçici süreliğine görevden alınmıştı. Mutlak ve ekibinin tüm lisans ve izinleri iptal edilmiş, hareket alanı kısıtlanmıştı.

Ne var ki 2012 yılının aralık ayında Sünnilerin Felluce'de başlattığı gösteriler durmak bilmeyince Başbakan, aracılık yapması için yardımcısına ihtiyaç duydu. Sünniler siyasete daha fazla katılım, daha fazla söz hakkı, ordu ve polis içerisinde daha fazla yer sahibi olmak istiyor. Başbakan Yardımcısı Salih El Mutlak Anbar'daki müzakerelerin o zaman bir iç savaşı önlediğini belirtiyor. 2014 yılının nisan ayında Ebu Garip’te IŞİD temsilcileriyle görüşmeye gittiğinde ise suikast girişiminden kıl payı kurtulduğunu belirtiyor. Ancak ateşin karşı taraftan değil Irak ordusu askerlerinden açıldığını kaydediyor. Salih El Mutlak şimdi ise bir iç savaşı durdurmanın son derece şüpheli olduğunu sözlerine ekliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle