Kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu, Türkçe ve Ermenice yayın yapan İstanbul merkezli Agos gazetesinin önünde 2007 yılında uğradığı suikastte hayatını kaybeden gazeteci Hrant Dink, ölümünün 11'inci yıldönümünde Almanya'nın Köln kentinde anıldı.
Türkiye-Almanya Kültür Forumu tarafından Cumartesi günü Köln'de düzenlenen etkinliğe katılanlar arasında Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, gazeteci ve Artı Gerçek internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Celal Başlangıç, yazar ve yayımcı Ragıp Zarakolu, Alman-Ermeni Derneği Başkanı Raffi Kantian ve Alman gazeteci ve yazar Günter Wallraff vardı.
Türkiye-Almanya Kültür Forumu adına açılış konuşmasını yapan dernek başkanı Osman Okkan, gerçekleştirdikleri etkinliğin Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in de ifade ettiği üzere bir "cenaze töreni olmadığını" bir anma olduğunu belirtti.
"Hrant'ı devlet öldürdü"
Etkinlikte konuşma yapan Almanya Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Hrant Dink'i "Türkiye'nin en önemli demokrasi ve çoğulculuk mücadelecilerinden biri" olarak tanımlarken, Dink'i "devletin öldürdüğünü" söyledi.
Özdemir, "Bugünün Türkiyesine baktığımızda Ermeni, Yunan, Yahudi, Ezidi, Alevi ya da farklı olmanın daha da zorlaştığı bir ülke görüyoruz" dedi. Hrant Dink'in ölümüyle birlikte "Türkiye'de saatlerin geri alındığını" söyleyen Özdemir, o dönemde tartışılması mümkün olan birçok konuyu "bugün tartışmanın tahayyül edilemez" olduğunu belirtti. Özdemir, günümüzde Türkiye'de "bağımsız basın olmadığına" vurgu yaptı.
Cem Özdemir, "Hrant bizlere farklı olmanın bir nefret nedeni haline getirilemeyeceğini öğretti" dedi. Hrant Dink'in "Kimliğini yaşatabilmek için sana bir düşman gerekiyorsa, senin kimliğin hastalıktır" sözlerini alıntılayan Özdemir, "Hrant'ın savunduğu düşünce gerçek olana kadar rahat edemeyiz" şeklinde konuştu.
Kırmızı Pazartesi benzetmesi
Etkinlikteki konuşmacılar arasında yer alan gazeteci Celal Başlangıç, Hrant Dink'in öldürülmesini Gabriel Garcia Marquez'in "Kırmızı Pazartesi" isimli romanına benzeterek, Dink'in ne zaman ve kim tarafından öldürüleceğinin bilindiğini ancak bunu engellemek için harekete geçilmediğini söyledi.
Devletin bütün yapılarının Dink cinayetinin içinde olduğunu belirten Başlangıç, "Devletin kanlı uzantılarının hep birlikte planladıkları ve uygulamaya koydukları ve sadece iki tetikçinin üzerine yıkmak istedikleri bir cinayetti" dedi. Hrant Dink'in 2007 yılında öldürülmesinden bu yana devam eden davanın "cinayetin bütün unsurlarını ortaya çıkartacak nitelikte gelişmediğini" belirten gazeteci Başlangıç, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) davanın iki tetikçi ile sınırlı kalması için çaba sarf ettiğini aktardı.
"Vicdan patlaması"
Yazar ve yayımcı Ragıp Zarakolu ise, Hrant Dink'in öldürülmesi ile toplumda, suikasti planlayanların dahi hesap edemediği bir "vicdan patlaması" yaşandığını söyledi.
Zarakolu, "Hrant Dink bir anlamda ölümüyle Türkiye'de çok şeyi kurtardı. Bu aslında sistemin de hesap etmediği bir şeydi. Hrant Dink cinayetiyle birlikte ortaya çıkan vicdan patlaması herkesi şaşırttı. Bunun dışında, Türkiye'deki müesses nizamın içinden bile aykırı sesler çıktı. Yüz binlerce insan 'Artık yeter' ve 'Bu süreç dursun' dedi" diye konuştu.
Zarakolu, Hrant Dink'in "kendisini feda ederek Türkiye'de azınlık haklarının görece iyileşmesine vesile olduğunu" söyledi.
Hrant Dink ile ilgili çeşitli belgesel videoların gösterildiği etkinlikte ayrıca Ermeni, Laz ve Gürcü halk şarkılarının da seslendirildiği çeşitli canlı müzik performansları da yer aldı.
Deniz Çiyan Ünal/Burak Ünveren
©Deutsche Welle Türkçe