Almanya başkenti Berlin, hafta sonunda tarihî Brandenburg Kapısı önünde düzenlenen anlamlı bir gösteriye sahne oldu. Miting, "Ayağa Kalk- Bir daha Yahudi düşmanlığına hayır" başlığı altında Almanya Yahudiler Merkez Konseyi tarafından düzenlendi. Mitingde Almanya Başbakanı Angela Merkel da bir konuşma yaptı.
Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek eylemleri sırasında Almanya'daki bazı çevrelerin kullandığı Yahudi karşıtı ifadeler endişeye yol açmıştı. Ama aynı zamanda Almanya'da aslında Yahudi düşmanlığı olmadığını, bunun son dönemlerde Ortadoğu'da yaşanan olayların ardından ülkeye dışarıdan getirildiği şeklinde de, Yahudi düşmanlığının global olduğu yönünde de tezler var.
Bu mitingin düzenlenmesinin ardında yatan gerçekler
Almanya’da Yahudi düşmanlığına karşı böyle bir mitingin düzenlenmiş olması acaba iyiye mi işâret, yoksa böyle bu mitingi düzenlemek zorunda kalınması aslında olumsuz bir gelişmenin işareti mi? Münih Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri veren Armin Michael Nassehi bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Her ikisi de doğru bir bakıma…Elbette Yahudi düşmanlığı yapan afişlere rağmen Almanya sokaklarında herhangi bir risk almadan miting düzenlenmesi iyiye işaret. Ama 21.ci yüzyılın Almanya’sında hâlâ Yahudi düşmanlığına karşı gösteri düzenlemek zorunda kalınması da aslında bir soruna işaret ediyor. Bundan bir süre öncesine kadar böyle birşeyin gerekli olabileceğine inanmamız mümkün değildi.”
Yahudi düşmanlığı Almanya'ya dışarıdan ihraç ediliyor iddiası
Peki böyle bir gösterinin Almanya'daki organizasyonunu Almanya Yahudiler Merkez Konseyi'nin düzenlemek zorunda kalmasını acaba soyal bilimci Nassehi nasıl izah ediyor? “Anlaşılan o ki, tahminlerimizin tersine, gizliden gizliye var olan Yahudi düşmanlığı fenomeni aslında toplum içinde de kabul görebiliyormuş. Ama Almanya Yahudiler Merkez Konseyi’nin bu mitingi düzenlemek durumunda olması, toplum içinde Yahudi düşmanlığının Almanya menşeli olup olmadığına ilişkin bir mutabakat bulunmadığını da gösteriyor. Çünkü Yahudi düşmanlığının dış ülkelerden Almanya’ya ihraç edildiğini iddia edenler de var. Kısmen doğrudur, ama sadece buna indirgemek yanlış olur. Bu mitingin Almanya Yahudiler Merkezi tarafından düzenlenmesi işte bu konuda mutabakat olmadığının bir ifadesidir.”
Almanya’da şu sıralarda yaşanan Yahudi düşmanlığını, İsrail’e karşı olan aşırı görüşlü Müslüman göçmenlerin Almanya’ya ihraç ettiği yönündeki iddialara sosyolog Nassehi ne diyor? “Bunu sadece göçmenlerin yanlarında birlikte Almanya'ya getirdiği bir fenomen olarak göremeyiz; bunun dünya çapındaki anlaşmazlıklarla ilgisi var. Yahudi düşmanlığının globalleştiğini düşünüyorum bu kapsamda. Arap ülkeleri batılı ülkeler hakkındaki olumsuz görüşlerini İsrail'e yansıtıyor ve İsrail'in Yahudiliğin değil, batılı ülkelerin, ABD'nin temsilciliğini yaptığını öne sürüyorlar. Kısacası, bu tür global Yahudi düşmanlığı, bizim 19.cu yüzyıldan tanıdığımız, kendi ellerimizle yarattığımız Yahudi düşmanlığından farklıdır, ikisi ayrı ayrı şeylerdir.”
"Yahudi düşmanı propagandaya izin verilmemesi gerekir"
Dünya Yahudi Kongresi Berlin Temsilciliği Müdiresi, Amerikan kökenli Deidre Berger de, İsrail'in komşuları olan ülkeler sürekli olarak devlet medyasında, camilerde Yahudi düşmanı propagandaya izin verdiklerinde, bunun dönüp dolaşıp, internet üzerinden, sosyal medya, ya da insanların görüşleri üzerinden Almanya'ya, Avrupa'ya yansıdığını vurguluyor ve buna Türkiye'den de bir örnek veriyor: “Başbakan Erdoğan'ın kısa bir süre öncesine kadar İsrail hakkında söylediği gerçekten sınırı aşma noktasında olan, Yahudi düşmanlığına ramak kalan ifadelerini işittiğimizde, bunun ardından ilk kez olarak büyük sayıda Türk kökenli Alman vatandaşının bu tür (Yahudi karşıtı) gösterilere katıldığını saptıyoruz. Elbette bu tür konuşmaların buraya, Almanya'ya da yansımaları oluyor.”