Dünya
Deutsche Welle

G20 başlıyor: Gözler Erdoğan'da

G20 öncesinde uzmanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert tepki beklemezken, Almanya'nın konuşma yasağını iç siyasete yönelik olarak değerlendiriyor. Zirveye dair beklentileri DW Türkçe'den Seda Bilen araştırdı.

07 Temmuz 2017 03:03

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı G20 zirvesi öncesinde ev sahibi Almanya'nın Erdoğan'ın zirve sırasında Almanya'da yaşayan Türklere hitap etmesi için izin vermemesi iki ülke arasında iplerin tekrar gerilmesine sebep oldu.

Federal hükümet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu karara saygı göstermesini beklerken, Ankara bu karara tepkili. DW Türkçe'nin konuştuğu uzmanlar zirve sırasında Erdoğan'dan sert bir çıkış beklemiyor, ancak iki ülke ilişkilerinde kısa dönemde bir iyileşme de öngörülmüyor.

Hamburg Evangelische Hochschule'den siyaset bilimci ve Türkiye uzmanı Dr. Yaşar Aydın DW Türkçe'ye iki ülke arasındaki ilişkilerin gergin kalmaya devam edeceğini söyledi. Aydın, "Ben kısa vadede ilişkilerin düzeleceğine inanmıyorum, çok porselen kırıldı. Sözlü anlamda da bu Nazi benzetmeleri tepki çekti, bunları bir kalemde çizmek çok mümkün değil" dedi.

Almanya'nın Erdoğan'ın konuşma isteği konusundaki tavrı net. Berlin'in talebine rağmen Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere hitap edebileceği yolundaki "söylentiler" konusunda Alman yetkililer bunun için önceden talepte bulunulması gerektiğinin altını çizdiler.

Türkiye uzmanı Aydın, Berlin'in Türkiye'nin Almanya'daki Türklerle fazla ilgilenmesini istemediğini, çünkü bunun entegrasyona zarar vereceğini düşündüğünü belirtti.

Türk tarafının tepkisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Almanya'da Türk vatandaşlarına hitap etmesine izin vermeyen Alman hükümetini eleştirerek, "Almanya intihar ediyor" dedi. Erdoğan'ın zirve sırasında bu yönde bir girişimi olup olmayacağı ise merak konusu.

Ancak uzmanlar referandumu atlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan zirve sırasında sert bir çıkış yaparak ilişkileri daha da germesini beklemiyor, tam tersine Türk tarafının zirvede ilişkilerdeki gerginliği azaltmak istediğinin altını çiziyor.

"Türkiye'nin tekrar işbirliğine ihtiyacı var. AB ile bu konuda söylemler oldu," diyen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şeye rağmen Türkiye'deki yönetim Batı ile ipleri çok da fazla germek istemiyor, ihtiyacı var görüşmelere günün sonunda, AB'ye girme olasılığı çok düşük olmasına rağmen. Görüşmeler kesilince bunun Türkiye'nin imajına kötü yansıyacağını çok iyi biliyorlar."

Risk araştırma şirketi Verisk Maplecroft Direktörü Anthony Skinner ise, Türk ekonomisinin geleceği için Türk tarafının Gümrük Birliği anlaşmasının genişletilmesine çalıştığının altını çiziyor. Yavaşlayan ekonomiyi canlandırmak için alınan tedbirler ise uzun vadede uzmanlara göre sürdürülebilir değil.

Skinner'a göre "En azından ekonomik açıdan bakıldığında Erdoğan, AB ile gümrük birliğinin genişletilmesi müzakerelerinin yolunda olması, siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle raydan çıkmamasını sağlamak için teşvik ediyor."

Almanya seçimleri

Uzmanlar arasında Erdoğan'a konuşma izni verilmemesinin Almanya'da Eylül ayında yapılacak seçimler öncesinde iç siyasete yönelik bir hamle olduğu görüşü hakim.

Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP) Türkiye uzmanı Kristian Brakel "İki taraf da prensipte ilişkileri düzeltmek için istekli ancak günlük siyaset ve seçim kampanyaları bunun önüne geçiyor" dedi.

Türkiye uzmanı Yaşar Aydın da aynı görüşte. Aydın, "Biraz iç politikaya yönelik bir boyutu var. Onu unutmamak lazım, Almanya'da seçimler olacak. Hükümet, Erdoğan'ın önünde diz çökmekle, taviz vermekle çok eleştirilmişti" dedi. Almanya'da genel seçimler 24 Eylül tarihinde yapılacak.

Almanya ve Türkiye arasında Türkiye'nin Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel'i tutuklaması, Alman parlamenterlerin İncirlik hava üssünü ziyaret etmelerine izin vermemesi ve Almanya'nın Türk siyasetçilerin Almanya'da seçim kampanyası yapmalarını engellemeleri de dahil olmak üzere son bir yılda birçok konuda kriz yaşandı.

Bonn'daki Rheinische Friedrich-Wilhelms Üniversitesi'nden siyaset bilimci Rosa Burç "Bu kriz dün başlamadı, 2015 Haziran seçimlerinden beri böyle bir kriz sürecine girdik. Cezaevinde gazeteciler var, seçilmiş siyasetçiler var, ondan dolayı Almanya'nın geçen sene bunca vahşi iç politikasına rağmen Türkiye'ye karşı sessiz kalması, ama şimdi kendi seçimlerinden önce sert bir tutum sergilemesi bana samimi gelmiyor" dedi.

İlişkilerin geleceği

Almanya-Türkiye ilişkilerinde kısa zamanda bir toparlanma ihtimali zayıf görülüyor. Uzmanlar ilişkilerin inişli çıkışlı devam edeceğini öngörüyor.

Kristian Brakel, "Şu ankinden farklı büyük bir iyileşme beklemiyorum. İlişkileri tamir etmek ve bir çalışma ilişkisi düzeyine gelmek iki tarafın da stratejik olarak lehine. Ancak biraz iyileşme sonrasında biraz kötüleşme görmeye devam edeceğiz" diyor.

Almanya Türkiye ilişkilerinin Deniz Yücel serbest kalmadan düzelmesi ise uzmanlara göre mümkün görünmüyor.

DW Türkçe'ye konuşan siyaset bilimci Rosa Burç, "Almanya Türkiye ilişkilerinde Deniz Yücel'in rolü çok önemli. Çünkü şu an Deniz Yücel'in cezaevinde bulunması ve Türkiye tarafından siyasi-diplomatik bir rehin gibi bakılması Türkiye-Almanya ilişkilerini çok geriyor. Deniz Yücel serbest bırakılmadan bu ilişkinin düzeleceğini sanmıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Kristian Brakel de iki ülke ilişkilerindeki asıl sorunun Deniz Yücel meselesi olduğunu belirtti. Brakel, "Asıl konuları unutmamalıyız. Deniz Yücel olayı hala çözümlenmedi ve Türk hükümeti olumlu bir adım atacağının sinyalini de vermedi. Alman hükümetinin üzerinde bu kadar toplumsal siyasi baskı varken normal ilişkilere dönülmesi çok çok zor" ifadelerini kullandı.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel geçen hafta yaptığı bir açıklamada Almanya'nın darbe girişimi sonrasında Türkiye ile dayanışmasını "daha güçlü ifade etmeliydik" demiş, Türkiye'nin, PKK'nın Almanya'da propaganda yapmasına izin verilmemesi gerektiği konusundaki uyarılarında da haklı olduğunu söylemişti.

Risk araştırma şirketi Verisk Maplecroft Direktörü Anthony Skinner Alman tarafından gelen ilişkileri düzeltme yönündeki bu sinyallerin ise iyi okunması gerektiğini söyledi.

Skinner, "Almanya'nın G20 öncesi tansiyonu düşürme çabaları Erdoğan'a karşılıklı çıkarlara odaklanmasına siyasi alan tanımak için tasarlandı. Ancak tansiyonu düşürmek istese de Berlin'in seçimler yaklaşırken Türkiye cumhurbaşkanından ders alma havasında olduğunu zannetmiyorum" ifadesini kullandı.

© Deutsche Welle Türkçe

Seda Sezer Bilen

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle