Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung'ta (FAZ) Rainer Hermann imzası ile yer alan yorumda, Türkiye'nin sorumluluklarına uygun hareket etmesi gerektiğini belirtiliyor. Herrmann'ın gazetede bugün yer alan yorumu şöyle:
"AKP'nin seçim zaferinin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eline Türkiye'yi kuvvetli bir bölgesel güce dönüştürme vizyonunu hayata geçirme fırsatı geçti. Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu'ya yakın olmasından ötürü çok uzun bir süredir kilit ülke konumunda. Bu konumu sayesinde Türkiye, Arap komşularındaki çatışmalara, enerji sevkiyatı yolu üzerinde bulunması nedeniyle de Avrupa'nın refahına nüfuz edebiliyor. Ama mülteciler için bir transit ülke olan Türkiye, Avrupa'yı zorluyor. Türkiye, şimdiye kadar sorumluluğunun sadece bir bölümünü yerine getirdi. Türkiye bu nedenle vazgeçilmez bir ortak olduğu kadar, zor da.
Seçim sonuçları bir kenara bırakılırsa, AB ile Türkiye arasındaki karşılıklı güvensizlik de sürüyor. Yeni olan, uzun süren duraklama sürecinin ardından müzakerelerin Erdoğan için yeniden önemli bir konu haline gelmiş olması. Bu, Erdoğan'ın Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili olmadığı anlamına gelmiyor. Ancak Erdoğan, Türkiye bundan fayda sağladığı sürece AB ile müzakere etmeyi tercih ediyor; Türkiye'nin vize kolaylıkları talebi ve ülkedeki sığınmacılara mali yardım yapılması da buna bir örnek. Avrupa açısından da avantajlı bir durum bu. Tam üyelik müzakerelerinde yeni fasıllar açılsa dahi, sürecin ucu açık. Avrupa Birliği içinse müzakere sürecinin avantajı, bu şekilde Türkiye'ye etki edebilmesi. Zira Brüksel her an üyelik müzakerelerini durdurabilir.
Sünni eksenin genişletilmesi
AKP'nin seçim zaferi Arap dünyasında da etkisini gösterecek. Bir Türk olarak Erdoğan, 2011 yılında Arap Baharı döneminde 'Arap mahallesinin' kahramanı olarak görülüyordu, özellikle de Müslüman Kardeşlerin gözünde. Erdoğan'ın yıldızı Mısır'da eski rejime dönülmesi ve Mursi'nin iktidardan düşürülmesi ile söndü. Erdoğan'ın yıldızını söndüren bir diğer unsur da otoriterleşmesi ve Arap muktedirlerine giderek daha fazla benzemesi oldu.
Şimdi Mısır'da kovuşturmaya uğrayan Müslüman Kardeşlerin yeniden güçlü bir destekçileri var. Erdoğan, Sünni ekseni Suudi Arabistan'la genişletecek. Oysa Türkiye, Arap komşuları için tek bir koşulda yeniden ilham kaynağı haline gelebilir: Erdoğan Arapların da özlemini duyduğu özgürlüğü ülkesinde sağladığında. Erdoğan, güç politikası odaklı vizyonunu bir noktada zedeledi. Erdoğan, Suriye'deki rejim değişikliğinden ziyade Türkiye'nin güney sınırında bir Kürt koridoru kurulmasını engelleme amacı güdüyor; bu da Türkiye'nin iç barışı açısından sakıncalı bir durum."
Rainer Hermann
Tüm hakları saklıdır. © , Frankfurt am Main
