Tüm uyarılara rağmen Trakya’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Ergene Irmağı'ndan zehir akmaya devam ediyor. Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre, Taş Köprü Anagöz mevkiinden 18 Kasım’da alınan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeterlilik belgesine sahip akredite laboratuvarlara analiz ettirilen 2 saatlik kompozit numune sonuçlarına göre, atık su kalitesinin en belirleyici parametrelerinden kabul edilen Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) "dördüncü sınıf kalite" su olarak ölçüldü.
Ölçüm sonuçları, belediyenin internet sitesinde yayımlandı. Raporda, Ergene Nehri’nin yıllık doğal debisinin yüzde 25 seviyesinde olduğu, geriye kalan yüzde 75 oranındaki debinin sanayi ve evsel kaynaklı atıksu boşaltımlarından kaynaklandığına dikkat çekildi.
Özellikle Çorlu deresi ve Ergene Nehri su kalitesinin fiziksel ve kimyasal kirlilik parametreleri açısından çok kirli su sınıfı olan dördüncü sınıf su kalitesinde olduğunun anlaşıldığına yer verilen raporda, “Ergene Nehri’nden halihazırda akan su miktarının yalnız dörtte birinin tabii debisi olması sebebiyle, havzadaki tüm tesisler atıksularını mevcut mevzuatta yer alan deşarj standartlarına uygun arıtsa bile, Ergene Nehri’nin standartlara uygun boşaltımlardan gelen kirlilik yükünü kaldıramayacağı, dolayısıyla kirliliğin önlenmesi ve su kalitesinin hedeflenen ikinci sınıf su kalitesine yükselmesinin mümkün olmayacağı tespit edilmiştir” denildi.
Siyanür bile var
Ergene Nehri’nde hedeflenen su kalitesinin sağlanabilmesi için deşarj standartlarında kısıtlama mecburiyetinin ortaya çıktığı, bu kısıtlamanın kirlilik ve atıksu arıtma tesislerinin çalışma performanslarının göstergesi olan KOİ parametresinde yapılmasının uygun olduğunun altı çizilerek, “Belediyemizin yaptırdığı analizlerde Kimyasal Oksijen İhtiyacı parametresini de içeren parametreler ile sıcaklık, pH, elektriksel iletkenlik, tuzluluk, oksijen doygunluğu ve çözünmüş oksijen parametreleri ölçtürülmüş olup veriler ışığında Ergene’nin suyu dördüncü sınıf su kalitesinde yer almaktadır” denildi.
Yapılan son ölçümlere göre Ergene Nehri’ndeki 1 litre suda 295 mikrogram kimyasal oksijen ihtiyacı olduğu tespit edilirken, litre bazında 226 mikrogram askıda katı madde, 3 mikrogram siyanür, 0.5 kadmiyum, 10 mikrogram yağ ve gres, 0.5 mikrogram da kurşun saptandı.
"Halk tehdit altında"
Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, Ergene’deki KOİ değerinin yüksek olmasını şöyle yorumladı:
“KOİ değeri suda oksijen ihtiyacını ifade eder. Biyolojik oksijen canlıların yaşaması için, kimyasal oksijen ise sudaki organik materyalin parçalanması için gerekli oksijen ihtiyacıdır. Ortaya çıkan tablodaki değerler ciddi yüksek değerlerdir. Daha önce yaptığımız ölçümlerde 75 seviyesinde olması gereken bazı değerlerin 750’lere çıktığını tespit etmiştik. Ergene için söylemden öteye bir şey yok. Ergene’nin tatlı su özelliğini kaybettiğini görüyoruz. Nehir maalesef kollektör vasfı gören bir kanalizasyona dönüşmüştür. 1980’lerde saniyede 2 metreküp olan nehir debisi, kimi zaman 8 metreküp, kimi zamanlar da 14 metreküp saniyeye çıkmıştır. Bu artışın tamamı zehirli atık sulardan kaynaklanıyor. Ergene’deki kimyasal değerlerin yüksek seyretmesi başta kanser türleri olmak üzere birçok hastalığı tetikler. Gübre, toprak ve birçok bitki türünde ciddi kimyasal birikimler olduğundan şüpheleniyoruz. 18 Kasım’da yapılan ölçümlerde litrede 226 mikrogram askıda katı madde tespit edildi. Bu değer suyun akış hızı düşünce çökelti haline gelen kimyasal maddeler anlamına gelir. Trakya halkı büyük tehdit altında. Mevzuatlarda da sıkıntı var. Örneğin A tipi sanayinin dejarj kriterlerinde A parametresi 5 birim olması istenirken, B tipi sanayide 15 birime izin veriliyor. Oysa ikisi de kirletici konumunda. Arıtmada yaşanan sıkıntılar göz önüne alınarak mevzuat hazırlanıyor. Oysa ki mevzuat kirliliğe değil, kirlilik mevzuata uymalıdır.”
"Trakya'nın suyu ölüm suyu haline geldi"
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman İnci, ortaya çıkan değerler sonrası çözüm odaklı çok acil eylem planına geçilmesi gerektiğini belirterek, "Yapılan ölçümlerden şunu anlıyoruz ki; ağır metaller Ergene’yi zehir deresi haline getirmiştir. Kuyu ve sualtı kaynakları bile Ergene ve sanayi tesislerinin atıkları nedeniyle kirlenmektedir. Trakya’nın suyu ölüm suyu haline gelmiştir" dedi.