Freiburg'da yayımlanan Badische Zeitung Erdoğan'ın niyetinin şeffaf olmadığını anlatan bir yoruma yer veriyor:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan şimdi ‘İslam Devleti' adı verilen katil sürüsüne karşı savaşa mı giriyor? Yoksa ilk etapta öncelikli olan, Türkiye sınırındaki Suriyeli Kürtlerin bir özerk bölgeye kavuşmasını mı engellemek? Eğer ikincisini planladıysa IŞİD terör milisiyle komşu olmakla kalmaz. Türkiye'deki Kürt sorunu da yeniden alevlenebilir. Bu Erdoğan'ın ikilemi. Niyetleri şeffaf olmamayı sürdürüyor.”
Regensburg'da yayımlanan Mittelbayerische Zeitung şu yorumu yapıyor:
“Ankara müdahalede bulunarak Barack Obama'yı içinde bulunduğu stratejik bataklıktan çıkartabilir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beyaz Saray'ın arzusuna rağmen, harp komutanına bu iyiliği yapacağı kesin olmaktan çok uzak. Türklerin hesabı, parlamento kararının akla getirdiğinden çok daha karmaşık. ABD, halifeliğin ve aşırılık yanlısı savaşçılarının imha edilmesine odaklanırken Erdoğan en az bunun kadar, Suriye rejimini ve komşudaki Kürt azınlığı da gözüne kestiriyor.”
Oldenburg'da yayımlanan Nordwest-Zeitung Abdullah Öcalan'ın yaptığı son açıklamaya dikkat çeken bir yorumda bulunuyor:
"Suriye'nin kaderi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kendi ülkesindeki barıştan daha az ilgilendiriyor. Bunu hiç olmayacakmış gibi yıllardır tutuklu bulunan bir adam belirgin hale getirdi: Kürt işçi partisi PKK'nın şefi Abdullah Öcalan. Bir numaralı devlet düşmanı olarak bilinen örgütü, Kuzey Suriye'deki Kobani kentinde Kürt nüfusun IŞİD terör milisleri tarafından katledilmesi halinde Türkiye'deki silahlı çatışmanın yeniden alevlenebileceğini duyurdu. Türkiye'yi bundan daha fazla hiçbir şey korkutamaz. Bölgede bir Kürt devletinin kurulması da Ankara için kabul edilemez bir durum. Yine de Türk ordusunun muhtemel bir müdahalesi, IŞİD ile mücadelede bir dönüm noktası anlamı taşıyor. Eğer IŞİD'in katil sürüsü durdurabilecek birisi varsa o da Türkiye. Bu iyi bir haber.”
Berliner Zeitung Türkiye'nin Suriyeli Kürtlerle işbirliği yapmasının çığır açıcı bir gelişme olacağını yazıyor:
"Her ne kadar Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu kuşatılmış Kobani'deki Kürtlere İslamcılara karşı yardım sözü verdiyse de bu yardımın nasıl olacağının hemen ardından acilen açıklanması gerekirdi. Müdahale, Suriyeli Kürtlerin özerkliği açısından ve Türkiye'deki Kürt gerillası PKK ile yürütülen barış müzakereleri açısından ne anlama geliyor? Eğer Davutoğlu Kobani'nin savunmasını Suriyeli Kürtlerle birlikte organize etmek istese, bu Türkiye açısından açısından çığır açan bir adım ve tüm bölge açısından bir umut ışığı olur.”
Potsdam'da yayımlanan Märkische Allgemeine şu satırlara yer vermiş:
“Türkiye'nin açıkladığı uzun vadeli hedefi Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın iktidardan indirilmesi. Askeri müdahalelere imkan veren tezkere bu amaç için de kullanılabilir. Özellikle Erdoğan'ın Suriye topraklarında tampon bölgeler oluşturma planı bu bağlamda dikkat çekici. Ancak Erdoğan'ın Suriye ve Irak'taki Sünnilerin radikalleşmesinin arkasında yatan siyasi ve sosyal nedenlere işaret etmesi meşru. Türkiye, Amerikalılar ve Avrupalılar evlerine döndüğünde Suriyelilerin ve Iraklıların komşusu olarak bölgede bu şartlarda yaşamak zorunda olacağı gerçeğiyle hareket ediyor.”