Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 7

Kanser teşhisiyle kemoterapi verildi; soğuk algınlığı çıktı Turgay İPEK/ERZURUM, (DHA)- ERZURUM'da, 2015 yılında halsizlik şikayeti ile gittiği hastanede 'lenf bezi kanseri' teşhisi konulan ve 4 kez kemoterapi alan Yılmaz Kızıloğlu'nun (48) Ankara'dan ge

10 Ekim 2018 14:56

Kanser teşhisiyle kemoterapi verildi; soğuk algınlığı çıktı

Turgay İPEK/ERZURUM, (DHA)- ERZURUM\'da, 2015 yılında halsizlik şikayeti ile gittiği hastanede \'lenf bezi kanseri\' teşhisi konulan ve 4 kez kemoterapi alan Yılmaz Kızıloğlu\'nun (48) Ankara\'dan gelen raporlarında kanser değil, soğuk algınlığı geçirdiği ortaya çıktı. Aldığı kemoterapi yüzünden saçları dökülen yaklaşık 10 kilo zayıflayan Kızıloğlu, yanlış teşhisi koyan doktor ve sağlık çalışanları için 3 yıldır soruşturma izni verilmemesine tepki gösterdi. Rektörlüğün soruşturma izni vermemesi üzerine Danıştay\'a başvurduklarını ve buradan gelen sonucu beklediklerini belirten Kızıloğlu, sorumluların cezalandırılmasını istedi. 
Bir kamu kuruluşunda işçi olarak çalışan evli ve 4 çocuk babası Yılmaz Kızıloğlu, Şubat 2015\'te halsizlik ve yüksek ateş şikayetiyle Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi\'ne gitti. Burada 20 gün İntaniye Servisi\'nde tedavi gördü. Taburcu olduktan sonra 10 gün sonra tekrar aynı şikayetlerden hastaneye gitti. Tekrar hastaneye yatışı yapılan Kızıloğlu\'nun koltuk altı ve boyun bölgesinde değişik büyüklükte şişlikler oluştu. Birçok doktorun muayene ettiği Kızıloğlu\'nun boyun bölgesindeki şişlikten örnek alınarak patolojiye gönderildi. \'Lenf bezi kanseri\' teşhisi konulan Kızıloğlu\'na, hastaneye çağrılarak pet filmi çekildi ve 2 gün sonra kemoterapi verilmeye başlandı.
Toplam 4 kür alan Kızıloğlu\'nun kardeşi patolojik örnekleri alarak Ankara Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi\'ne götürdü. Ankara\'da yapılan tahlil sonucunda ise hastaya yanlış teşhis konulduğu ortaya çıktı.

SAĞLAM RAPORUNA SEVİNEMEDİ
Yanlış tedavi yüzünden vücudunun zarar gördüğünü belirten Kızıloğlu, sağlam raporuna sevinemediğini söyledi. Kızıloğlu, sağlıklı olmasına rağmen kendisine kanser teşhisi koyan Doktoru B.G. ve hastane hakkında 20 Kasım 2015 tarihinde Erzurum Cumhuriyet Savcılığı\'na suç duyurusunda bulundu. Savcılık, olayda kusur tespitinin ve soruşturma izninin verilmesi için dosyaya görevsizlik kararı vererek Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü\'ne gönderdi. Rektörlük, aradan geçen 3 yıla rağmen ön soruşturmasını tamamlamayıp Atatürk Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi çalışanları ile ilgili savcılığa bilgi vermedi. Bunun üzerine Yılmaz Kızıloğlu ve avukatı, soruşturmanın akıbetini öğrenmek için 29 Ağustos 2018\'de Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü\'ne dilekçe ile başvurdu. 5 Eylül\'de cevap dilekçesi yazan üniversite, \"İlgiler hakkında ceza soruşturması açılmasının gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır\" dedi.
Yılmaz Kızıloğlu ve avukatı, Rektörlüğün soruşturma izni vermemesi üzerine Danıştay\'a başvurdu.

DANIŞTAY\'IN CEVABINI BEKLİYOR
Hayatının zindana döndüğünü ifade eden  Kızıloğlu şunları söyledi:
\"Hayatım zindana döndü. Kanser teşhisi koyup, kemoterapi vermeye başladılar. Dört kez kemoterapi aldım. Bu sırada Ankara\'da raporu alan ağabeyim müjdeyi bana verdi. Fakat aldığım kemoterapi nedeniyle fiziksel zayıflık ve güç kaybına uğradım. Saçlarım döküldü, aynaya bakmak istemiyordum. Çocuklarım yüzüme ağlayan gözlerle bakıyordu. Uyurken yanıma gelerek nefes alıp almadığımı kontrol ediyorlardı. Ailece perişan olduk. Bana göre sağlık skandalına imza atan sorumluların başka canları yakmaması için Cumhuriyet Başsavcılığı\'na suç duyurusunda bulunduk. Ancak üniversite doktorların yargılanmasına izin vermedi. Danıştay\'a müracaat ettik. Şimdi oradan cevap gelmesini bekliyoruz. Belki benim gibi kanser olmayan birçok kişi kemoterapi alıyordur.\"

\'PSİKOLOJİK SORUNLAR YAŞADI\'
Kızılığlu\'nun avukatı Muhammet Tetikçi ise müvekkilinin görmüş olduğu tedavilerin \'hekimin tıbbi sorumluluğu\' kapsamında hukuka aykırı eylemler içerdiği gerekçesiyle ve bu eylemler neticesinde kendisinin kanser olmadığı halde \'lenfoma\' teşhisi ile 4 kür kemoterapi aldığını söyledi. Avukat Tetikçi, \"Bu sürecin sonunda müvvekilim Ankara\'dan farklı bir hastaneden tahlil istemiş ve bu tahlil sonuçlarında müvekkilimin kanser olmadığı anlaşılmıştır. Hatalı teşhis ve tedavi sonucunda müvekkilimin kemoterapinin ağır etkilerini görmüş, fiziksel, biyolojik ve ruhsal olarak hatalı kemoterapinin etkilerini halen daha görmektedir. Müvekkilimin saçları ve kaşları dahil, vücudundaki bütün tüyler dökülmüş olup ciddi psikolojik sorunlar yaşamıştır\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: (ÖZEL)
-Yılmaz Kızıloğlu\'nun açıklamaları
-Yılmaz Kızıloğlunun hastaneden çıkışı
-Hastanenin genel görüntüsü

Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)


==================

Mangal ateşi apartmanı yaktı

MUĞLA\'nın Fethiye ilçesinde, mangal ateşi nedeniyle çatı katında çıkan yangın, alt katlardaki 3 daireye de sıçradı. Alevler itfaiye ekipleri tarafından güçlükle söndürülürken, büyük çapta maddi hasar meydana geldi.

Akarca Mahallesi, 905 Sokak\'taki bir apartmanın çatı katında oturan M.Y. (Müjgan Yavci) ve 2 arkadaşı, saat 01.00 sıralarında balkonda mangal yaktı. İddiaya göre, 3 arkadaşın, mangalı alevlenmesi için balkonda bırakarak içeriye girmelerinin ardından kıvılcımlar çatıya sıçradı. Çatıya sıçrayan alevleri farkeden M.Y. ve arkadaşları kendi imkanları ile söndürmeye çalışsa da başarılı olamadı. Alevler bir anda tüm çatıyı sardı. M.Y. ve arkadaşları ise duman nedeniyle güçlükle kendilerini dışarı atabildi. Zemin ile birlikte 2 katlı apartmanın diğer dairelerinde oturanlar da dumanları farkedip, dışarı çıkarak canlarını kurtardı.

Mahalle sakinleri 112 Acil Çağrı Merkezi\'nden yardım istedi. Olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve Fethiye Orman İşletme Müdürlüğü\'ne ait arazözler sevk edildi. Alevlerin alttaki 3 daireye de sıçraması üzerine büyük panik yaşandı. İtfaiye ve orman ekileri, su sıkarak 2 saat süren çalışmalar sonucunda alevleri, güçlükle söndürdü. Apartmandaki 3 daire ve çatı katında büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Yangının şokunu uzun süre üzerlerinden atamayan M.Y. ve arkadaşlarını komşuları teselli etmeye çalıştı.

Polis ve itfaiye ekipleri, yangınla ilgili soruşturma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Yanan partmandan görüntü

-Genel ve detay görüntüler

(KJ Haber-Kamera: Sedat ÜNAL / FETHİYE (Muğla), (DHA)

======================================


Kocaeli Barosu avukatın bıçaklanmasını kınadı

İZMİT(Kocaeli),(DHA) - KOCAELİ Barosu, İzmit\'te avukat Hüseyin Fener\'in bıçaklı saldırıya uğraması olayını kınadı.

Önceki gün avukat Hüseyin Fener İzmit Körfez Mahallesi\'ndeki ofisinin önünde bıçaklı saldırıya uğradı. Bıçaklanan avukat tabancası ile ateş ederek kendini korumaya çalıştı. Karnından bıçaklanan Hüseyin Fener kaldırıldığı İzmit Seka Devlet Hastanesi\'nde tedavi altına alındı. Avukatı bıçaklayan kişi ise kaçtı.

Kocaeli Barosu\'na bağlı avukatlar bugün Kocaeli Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaparak olayı kınadı. Yaklaşık 100 avukatın katıldığı basın açıklamasında, Kocaeli Baro Başkanı Sertif Gökçe kamu görevi yapan avukatlara yönelik sözlü, fiili ve silahlı saldırıların kaygı verici boyutlara ulaştığını belirterek, \"10 Ekim 2017 tarihinde, yani geçen sene bugün, bürosunda görevi başında silahlı saldırı sonucu hayatını yitiren meslektaşımız avukat Mehmet Samim Geredeli\'den sonra, önceki gün de meslektaşımız avukat Hüseyin Fener\'in, mesleki faaliyetini sürdürdüğü ofisinin önünde uğradığı bıçaklı saldırı sonucunda yaralanması ve yine ülkenin birçok yerinde meslektaşlarımızın saldırıya uğraması, şiddete maruz kalması kaygılarımızın yersiz olmadığını ve durumun vahametini bir kez daha ortaya koymuştur. Meslektaşımıza yönelik menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, bu tür saldırıların avukatlık mesleğini yürütmemize engel olmayacağını, savunmanın susmayacağını bir kez daha yüksek sesle dillendiriyoruz. Çünkü biz avukatlar, yüzyıllardır toplumlara önderlik yapmanın, baskılara direnmenin, hiçbir gücün karşısında boyun eğmemenin, doğru bildiğimizi savunmaktan çekinmemenin haklı gururu ve azmiyle cüppelerimizi onurla ve hiç kimsenin önünde iliklemeden sırtımızda taşıyoruz\" dedi.

Avukatlara yönelik yapılan her saldırının yargı makamının tamamını hedef aldığını söyleyen Gökçe, \"Yargının vazgeçilmez üç unsurundan biri olan savunma makamını temsil eden avukatlara yönelik saldırılar, yargıya yapılmış demektir. Bugün avukata atılan yumruk, saplanan bıçak, sıkılan her kurşun adaleti ve bağımsız yargıyı hedef almaktadır. Avukata yönelik her türlü saldırıyı yapanlar da, bir gün kendilerinin de savunmaya ve avukata ihtiyaç duyabileceklerini asla unutmasınlar. Yargının eşit ve kurucu unsuru olan bağımsız savunmayı, yurttaşlarımızın hak arama özgürlüklerini temsil eden biz avukatlar, maalesef görevimizi yaparken baskı altına alınmaya çalışıldığımız, duruşma salonlarında bile şiddet gördüğümüz, sırf savunma biçimimiz beğenilmedi diye tutuklandığımız günlerden geçmekteyiz. Avukatlar uyuşmazlıkların tarafı değildirler. Avukatın, vekil sıfatıyla takip ettiği davanın taraflarıyla özdeşleştirilerek hedef alınması, sözlü, fiili ve silahlı saldırılara uğraması asla kabul edilemez. Can güvenliğinin olmadığı, yaşam hakkının ihlal edildiği bir ortamda, hak arama hürriyetinin teminatı olan savunma hakkının kullanılabilmesi asla mümkün değildir\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Adliye önünde toplanan avukatların görüntüsü
-Baro başkanı sertif gökçe\'nin açıklaması
-Detay

Haber - Kamera: Dinçer AKBİR/İZMİT(Kocaeli),(DHA)

======================================

Diyarbakır\'da saz, gitar ve hoparlörden uyuşturucu çıktı

DİYARBAKIR\'da, polisin uyuşturucu tacirlerine yönelik son 1 ayda düzenlediği 146 operasyonda, toplam 1 ton 863 kilo 763 gram esrar, 140 gram eroin, çok sayıda sentetik uyuşturucu madde ele geçirilirken, 34 kişi tutuklandı. Narkotik polislerinin bir kargo dağıtım merkezinde yaptıkları kontrollerde ise, uyuşturuccu tacirlerinin 173 kilogram esrarı saz, gitar ve hoparlör içerisine gizledikleri tespit edildi. 

Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, uyuşturucu madde ticareti yapan şahıs ve organizasyonlara yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Kentte son 1 ay içerisinde 146 operasyon gerçekleştirilirken, operasyonlarda toplam 1 ton 863 kilo 763 gram esrar, 140 gram eroin, 2 kilo 472 gram metamfetamin, Bin 233 adet ecstasy, 130 adet captagon ve 54 adet sentetik hap ele geçirildi. Uyuşturucu madde ticareti ve sevkiyatıyla ilgili 169 kişi yakalanırken, 34\'ü çıkarıldığı mahkemelerce tutuklanarak cezaevine konuldu. 

SAZ, GİTAR VE HOPARLÖRE UYUŞTURUCU KOYMUŞLAR
Narkotik ekiplerinin 6 Ekim\'de kargo toplama merkezinde yaptığı kontrollerde ise, saz, gitar ve hoparlör içerisine gizlenmiş 173 kilogram toz esrar kargo aracılığı ile gönderilmek istenirken yakalandı.

Görüntü Dökümü:

-Esraların gizlendiği hoparlör
-Hoparlör içinden çıkan uyuşturucular
-İçinden uyuşturucu çıkan saz ve gitar
-Ele geçirilen uyuşturucular
-Genel ve detay görüntüler

Haber -Kamera:Canan ALTINTAŞ/DİYARBAKIR,(DHA)


======================================


Ankara Garı saldırısında ölenler İzmir\'de anıldı

ANKARA Garı\'nda 10 Ekim 2015\'te terör örgütü DEAŞ\'ın bombalı saldırısında çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesinin üçüncü yıldönümünde, İzmir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri anma etkinliği düzenledi.

Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya gelen İzmir Emek ve Demokrasi Platformu üyesi yaklaşık 100 kişilik grup, 10 Ekim 2015\'te Akara Garı\'nda yapılan saldırıda hayatını kaybedenler için anma etkiliği düzenledi. Saldırıda ölenlerin fotoğraflarının bulunduğu \'10 Ekim\'i unutmayacağız unutturmayacağız\' pankartı açan grup üyeleri, \"Katil IŞİD\", \"Biz çocuklarımıza barış bırakacağız ya siz\", sloganları attı. Polis ise olumsuz bir durumunun yaşanmaması için caddede TOMA ve çevik kuvvet ekipleriyle güvenlik önlemi aldı.

Saldırının gerçekleştiği saat olan 10.04\'te saygı duruşunda bulunan grup, ardından alkışlarla saldırının dava sürecini protesto etti. Grup adına basın açıklamasını okuyan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, \"Yüreği insan sevgisiyle ve barış özlemiyle dolu 103 arkadaşımız yaşamını yitirdi. Yaklaşık 500 arkadaşımız yaralandı. Halen çok sayıda arkadaşımız farklı organ kayıplarına uğrayarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Yaşanan bu büyük katliamın acısı yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. Acımız kadar öfkemiz de tazeliğini koruyor. Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor. Acımızı ve öfkemizi büyüten en büyük nedenlerden birisi de katliam öncesinden bugüne kadar siyasi iktidarın ve idarecilerin takındıkları tutum ve yargı sürecidir. Yargının tutumu ve açıklanan karar katliamın gerçek faillerinin kimler olduğuna dair kuşkularımızı daha da büyüttü. Duruşmalarda yaşananlara, siyasi iktidarın ve mahkemenin tavrına bakıldığında davanın birkaç tetikçinin yardım ve yataklık edenlerin çeşitli cezalarla sonuçlandırılması üzerine kurgulandığı anlaşılmaktadır. Karar da buna uygun verilmiştir. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi, yitirdiğimiz arkadaşların en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeyi devem edeceğiz\" dedi.

Açıklamanın ardından anma etkinliği olaysız sona erdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Anma etkiliğinden görüntü
- Açıklamadan görüntü
- Genel ve detay görüntü

Haber: Mehmet CANDAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)

======================================

Demirciler Yokuşu’nda tek usta kaldı

SAMSUN\'da halk arasında \'Demirciler Yokuşu\' olarak bilinen Demirciler Caddesi\'ne ismini veren demirci ustalarının yıllar geçtikçe bazılarının emekli olması bazılarının da hayatını kaybetmesi sonrasında geriye bir tek demirci ustası kaldı. İbrahim Germe, el emeği ile demir döverek mesleğini sürdürmeye çalışıyor.

Samsun\'un İlkadım ilçesinde, halk arasında \'Demirciler Yokuşu\' olarak bilinen Demirciler Caddesi\'nde  art arda sıralanmış işyerlerinde demircilik yapan ustalar bir bir emekli oldu, mesleği bıraktı. Demirciler yokuşunda el emeği ile demir işleyen bir tek İbrahim Germe (67) kaldı. Yokuşun tek ustası Germe, el emeği ile ateşte demir döverek çalışıyor. Germe, dedesinden ve babasından bu mesleği öğrendiğini belirterek \"Bu caddede 40-45 kişi hatta demircilik yapardı. Birinci demirci ve en yaşlısı dedemdi rahmetli. Onun ardından babam bu mesleği sürdürdü, şimdi ise ben bu görevi üstlendim ve devam ettiriyorum. Bu işi yapmaktan zevk alıyorum, ama artık yoruldum. Eleman dersen eleman yok, gelen elamanların hiçbiri isi demircilikte çalışmak istemiyor. Hep hazır iş istiyorlar hep kolay iş istiyorlar. Bu meslek hile kabul etmeyen çok dürüst olacak bir iş. Bu caddede geçliğim çok güzel çok neşeli geçti, onlarca demirci ustası kendi dükkanlarında burada çalışırdı. Ama şimdi bir ben kaldım o yüzden bırakmak istemiyorum ancak bende çok yoruldum. Bu meslek çok güzel bir meslek yalnız benden sonra da bu mesleği devam ettirecek kimse yok\" dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Demirciler Yokuşu\'ndan detay
-Cadde tabelası
-İbrahim Genme\'nin dükkanınından detaylar
-Detaylar
-Röportaj

(SÜRE:2.21 Dk) (BOYUT:265.65 MB)
Haber-Kamera:Yaprak KOÇER/SAMSUN, (DHA) 
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir