06 Ekim 2018 15:35
26 yıl sonra cenazesi bulunan dağcı toprağa verildi
Fransa\'da Alp Dağları\'nda 26 yıl önce tırmanış yaparken buzulların altında kalarak kaybolan ve cesedi dağcılar tarafından bulunan Hasan Tarım, Kayseri\'nin Sarız ilçesinde cenaze töreninin ardından toprağa verildi.
21 yaşındayken Alman dağcı arkadaşı ile 1992 yılında Alp dağlarının zirvesine tırmanış yapan Hasan Tarım\'dan o günden sonra haber alınamamıştı. Dağlarda karın erimesi ile birlikte Fransa\'da bir dağcı grup Alp dağlarına çıktıklarında, buzulların arasına düşerek birbirlerine dağcı ipi ile bağlı Alman dağcı ile Hasan Tarım\'ın cansız bedenini buldu. Yapılan DNA ve boynundaki kolyesinden teşhis edilen Tarım\'ın Kayseri Cem evinden alınan cenazesi, Sarız ilçesine bağlı Kırkısrak köyüne getirildi. Ağıtlarla karşılanan cenaze önce köydeki Cem evine getirildi. Burada yapılan duanın ardından toprağa verildi.
Dağcının babası Yusuf Tarım, cenaze törenine katılanlara teşekkür ederek, başsağlığı ve taziye dileklerini kabul etti. Baba Tarım \" Çok duyguluyum. En azından oğlumun baba ocağımızda ve topraklarımızda bir mezarı olacak.\" dedi
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------
- Köyden genel görüntü
- Cenazenin Cem evine gelişi
- Yakınlarının ağıt yakması
- Babası ve yakınları ağlarken görüntü
- Cenaze namazı kılınması
- Babası Yusuf Tarım ile röportaj
- Ölen dağcı Hasan Tarım\'ın annesi Leyla Tarım\'ın görüntüsü
- Diğer detaylar
Haber- Kamera: Yasin DALKILIÇ/ KAYSERİ, DHA)
GÖRÜNTÜ DGS\'DE
============
Kadın cinayetinde yerel mahkeme \'müebbet\'te direndi
Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, (DHA)- ERZURUM\'da, evli sevgilisi 5 çocuk annesi Hanım Ç.\'yi (32) vücudunun 12 yerinden bıçaklayarak öldüren taksi sürücüsü Lokman Serçeoğlu\'na (31), 1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nin verdiği ömür boyu hapis cezası, Yargıtay tarafından fazla bulunarak bozuldu. Yargıtay, Hanım Ç.\'nin sevgilisini iteklemesinin, tokat atmasının ve hakaret etmesinin \'haksız tahrik\' sayılmasını istedi. Yerel mahkeme ise kararında direnerek, Lokman Serçeoğlu\'nu bir kez daha ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Gerekçeli kararda, \"Bu tip olayların genel olarak yakın mesafeden olayı gören tanığının bulunmaması nedeni ile sanık savunmasına itibar edilerek her sokak ortasındaki kadın cinayetinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracağı, bu durumun da hak ve nesafet kurallarına da aykırı olacağı açıktır\" denildi.
Olay, 17 Mart 2015\'te, merkez Palandöken ilçesi Solakzade Mahallesi, Şifa Sokak\'ta meydana geldi. Lokman Serçeoğlu, cep telefonu ile evli sevgilisi Hanım Ç.\'yi arayıp, dışarı çıkmasını istedi. Sokakta buluşan Lokman Serçeoğlu ve Hanım Ç. arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Lokman Serçeoğlu, Hanım Ç.\'yi vücudunun 12 yerinden bıçaklayarak ağır yaraladı, yaklaşık 30 metre sürükleyip iş makinesinin altına attı. Hanım Ç. olay yerinde yaşamını yitirirken, Lokman Serçeoğlu tutuklanarak cezaevine kondu. Lokman Serçeoğlu hakkında Erzurum 1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nde dava açıldı.
\'KONUŞMAK İÇİN GİTTİM\'
1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nde yargılan sanık Lokman Serçeoğlu, Hanım Ç. ile 2010 yılında çalıştıkları huzurevinde tanıştıktan sonra ilişkilerinin başladığını söyledi. Duruşmada bulunan Hanım Ç.\'nin yakınlarına tepki gösteren Lokman Serçeoğlu, \"Ben utandığımdan ihaneti söyleyemedim. Kimse benim ismimle oynayamaz. Benim namusum yerlere düştü, ben de namusumu temizledim. Olay yerine tasarlayarak gitmem söz konusu değil. Sadece konuşmak için gittim. Hanım Ç. aşırı yalanlarla üstüme gelince kendimi tutamadım ve olan oldu. Mahkemeye takım elbiseyle gelmemin sebebi indirim alabilmek niyeti değildir. Makamınıza ve huzurunuza duyduğum saygıdan dolayıdır. Hanım\'ı seviyordum, 2 çocuğumuz var. O bir gün öldü, ben her gün öleceğim. Yaptığım hatadan dolayı pişmanım\" diye konuştu.
YARGITAY: HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ YAPIN
12 Kasım 2015\'te yapılan karar duruşmasında, sanık Lokman Serçeoğlu, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kararın temyiz edilmesinin ardından dosya Yargıtay 1\'inci Ceza Dairesi\'nde incelendi. Yargıtay, sanığın ilk ifadesinde maktulü, kendisine hakaret etmesi, montunun yakasından tutarak iteklemesi ve tokat atması nedeniyle sinirlenerek öldürdüğünü söylediğini kaydetti. Yerel mahkemenin, aksi ispat edilmeyen sanık beyanına itibar etmeyerek Türk Ceza Kanunu\'nun 29\'uncu maddesi uyarınca asgari oranda \'haksız tahrik indirimi\' yapılması gerektiği gözetilmeden, usule uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme yaptığı bildirildi. Haksız tahrik hükümlerini uygulamayan mahkemenin fazla ceza verdiğini belirten Yargıtay, kararı bozdu. Kararı bozarak yerel mahkemeye gönderen 1\'inci Ceza Dairesi, sanığa verilen cezanın düşürülmesini istedi.
MAHKEME \'TAHRİK\' VE \'İYİ HAL\' UYGULAMADI
Yargıtay\'ın bozma kararı sonrası yeniden hakim karşısına çıkan Lokman Serçeoğlu, pişman olduğunu bildirdi. Mahkeme heyeti, Yargıtay\'ın bozma kararına karşı direnerek, bir önceki heyetin verdiği kararı yerinde gördü ve Lokman Serçeoğlu\'nu \'kasten öldürme\' suçundan ömür boyu hapis cezasına mahkûm etti. Heyet, sanığa \'tahrik\' ve \'iyi hal\' indirimi de uygulamadı.
KARARDA DİRENME GEREKÇESİ
1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, sanığın kardeşi tanık İsmail\'e cinayet nedeni olarak maktulün ihanetini gerekçe olarak gösterdiği, yine kendi kardeşi Ayten\'e ise kendisinden maktulün para istemesi ve kendisinin para vermek istememesi üzerine maktulün kendisine tokat attığını söylediği, küfrettiğinden bahsetmediğine değinildi. Lokman Serçeoğlu ile Hanım Ç. arasındaki kavganın, maktulün boşanmaktan vazgeçtiği eşi Hamza Ç. ile ikinci kez bir araya gelmesinden kaynaklı olduğuna değinen mahkeme heyeti, kararında direnme gerekçesini şöyle açıkladı:
\"Sanığın maktul ile buluşmaya yanında bıçak olduğu halde gitmesinin ve maktule karşı isabet ettirdiği bıçak darbesinin sayısı ve niteliği dikkate alındığında da sanığın olay yerine maktul ile konuşmak amaçlı değil maktulü bıçaklamak amaçlı gittiği mahkememizce kabul edilmiştir. Sanık hakkında sanığın savunmasına itibar edilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmesi halinde, sokak ortasında öldürülen her kadın cinayetinde bu tip olayların genel olarak yakın mesafeden olayı gören tanığının bulunmaması nedeni ile sanık savunmasına itibar edilerek her sokak ortasındaki kadın cinayetinde haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sonucunu doğuracağı, bu durumunda hak ve nesafet kurallarına da aykırı olacağı açıktır. Sanığın maktulün kendisine küfür ettiği ve iteklediği yönündeki savunmasının az ceza almaya yönelik savunma olduğu, kaldı ki maktulün olay esnasında sanığa küfrettiği ve iteklediği doğru kabul edilse dahi, sanığın olay yerine maktulü yanında bıçak olduğu halde öldürmek amaçlı gitmesi ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığını gösterdiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu\'nun ilgili ilamında sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamasının isabetli olduğu değerlendirilerek Yargıtay 1\'inci Ceza Dairesinin bozma ilamına karşı direnilmiş olup hüküm kurulmuştur.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ARŞİV
-Olay yeri
-İş makinesi altına atılan Hanım Ç.
-Cenazenin ambulansa konulması
-Lokman Serçeoğlu\'nun adliyeye çıkarılması
-Avukat Ferhat Yıldırım\'ın açıklaması
Haber: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, (DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Vücudunda 600 saçmayla yaşıyor
ANTALYA\'da bir eğlence merkezine pompalı tüfekle açılan ateşte yaralanan hemşire Sibel Aktaş (42), vücuduna isabet eden 600 saçmayla yaşıyor.
Muratpaşa ilçesi Fener Mahallesi Tekelioğlu Caddesi\'ndeki eğlence merkezinde, 15 Temmuz günü \'laf atma\' meselesi yüzünden iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine eğlence merkezinden çıkarılan 4 kişi, otomobille ayrıldı. Yaklaşık bir saat sonra geri dönen 4 kişi, eğlence merkezine av tüfeğiyle otomobilden ateş açtı. Bu sırada işyeri kapısında görevli O.A., G.G. ve müşteri olarak bulunan Sibel Aktaş, çeşitli yerlerinden yaralandı. Olay yerinden kaçtıktan bir süre sonra yakalanan şüpheliler, yaralıların hayati tehlikesinin bulunmaması nedeniyle serbest bırakıldı.
Olay günü yaşadığı dehşeti anlatan Sibel Aktaş, 14 Temmuz akşamı kız arkadaşıyla eğlence kulübüne gittiklerini, saatler ilerlediğinde eve gitmek üzere kapı önüne çıktıkları sırada silahlı saldırı sonucu yaralandığını söyledi. Aktaş, \"Valeden taksi rica ettik, taksi gelmeden silah sesleri duymaya başladık. O sırada kapı önü kalabalıktı. Silah seslerini duyunca döndüğümü hatırlıyorum, o andan sonrasını hatırlamıyorum\" dedi.
VÜCUDUNDA 600 SAÇMA VAR
Olay yerine gelen 112 ekipleri tarafından yakındaki özel bir hastaneye götürüldüğünü, hastaneye ulaştığında kendine geldiğini ifade eden Aktaş, şöyle konuştu:
\"Tek hatırladığım, benimle ilgilenenlere, \'Yaşayacak mıyım\' diye sürekli soruyordum. Çünkü o anda vurulduğumu biliyordum. Vücudumda yüzeysel saçmalar olduğu, ayakta tedavi edilebileceğim söylendi. 2 saat sonra da taburcu edildim. Fakat o günden bu yana ben hala yatarak tedavi görüyorum. Nedeni ise vücudumda çok sayıda saçma olması. Aynı zamanda siyatik sinirlerim zarar görmüş. Yürümekte güçlük çekiyorum. Siyatik siniri 1 yıldan önce iyileşmezmiş. Başımda iki tane, sağ bacağımda 500\'e yakın saçma var. Sol bacağımda ise 80 saçma olduğu tespit edildi. Sırtımdakilerle vücudumda 600\'e yakın saçma var. Bu saçmalar alınamazmış, hepsi vücudumda kalacakmış. Saçmaların vücudumda kalmasından dolayı sürekli doktorların muayenesi ve gözetimi altında olmak zorundayım. Vücudumdaki saçmalar nedeniyle sürekli kurşun düzeyinin kontrol edilmesi gerekiyor. Doktorlar saçmaların yer değiştirebileceğini söylüyor. Hayatım boyunca sürekli kontrollerim olacak. Bu olay nedeniyle hayatım çok zor hale geldi, çalışamıyorum. Artık anneme muhtaç yaşıyorum.\"
HUKUKİ SÜREÇ BAŞLADI
Hukuki süreç başlattıklarını aktaran Sibel Aktaş, \"Avukatım aracılığıyla hukuki süreci takip edebileceğim. Bana tüfekle ateş açıp sakat kalmama neden olan saldırganlar serbest bırakılmış. Serbest kalmalarının nedeni de özel hastanenin ayakta tedavi görebilir raporu olduğunu düşünüyorum\" dedi.
\'SOSYAL GÜVENCEM YOK\'
Öncesinde özel hastanede hemşire olduğunu, bir süre sonra ayrıldığını, şimdi ise sosyal güvencesi olmadığını, çalışamadığı için maddi olarak da çok zor durumda kaldığını aktaran Aktaş, \"Kullandığım ağrı kesiciler sadece ağrılarımı azaltıyor, geçmiyor. Bu ilaçlar karaciğerime ve böbreğime ağır hasar veriyor. 6 ay, bir yıl sürekli kullanmam gereken ilaçlar var. Şu an evde istirahat edip, fizik tedavi görüyorum. Sağlık güvencem olmadığı için Büyükşehir Belediyesi tarafından görevlendirilen hasta bakım servisinden haftada iki gün fizyoterapist geliyor. Bunun dışında evde yatarak tedavi görüyorum. Benim bir kızım var, orada ölebilirdim ve kızım annesiz kalabilirdi. Bu tür olaylar Türkiye\'de çok sık yaşanıyor, artık yaşanmasın, masum insanların canı yanmasın\" diye konuştu.
Aktaş, bu olayın ardından bir kadın olarak yalnız bırakıldığını belirterek, \"Tedavi sürecinde ve hukuk önünde hakkımı arama konusunda, her şey maddi güce dayalı ve çok zor günler yaşıyorum. Beni yalnız bırakmasınlar\" dedi.
\'KIZIM YATALAK KALDI, BEN TUVALET TEMİZLİYORUM\'
Anne Leyla Aktaş ise çok zor bir süreç yaşadıklarını belirterek, \"Kızımı bu yaşta böyle görmek istemezdim. Bu olayın yaşandığı mekanın sahipleri bize hiç sahip çıkmadı. İki aydır kızım yatalak. Şu anda yürüyemiyor. Tedavi süreci devam ediyor, maddi ve manevi hiçbir destek yok. İlaçlarına yetişemiyorum. Tuvalet temizleyip kazandığım para ile ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyorum. Evin kirasını ve temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum. Kızıma sahip çıkmadılar\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------
Sibel Aktaş detay
Sibel Aktaş’ın annesi tarafından bakımının yapılması
Sibel Aktaş’ın vücuduna isabet eden saçmaların yara izlerinden detay
Röntgen filmleri (kafa, bacak)
Sibel Aktaş ve annesinden röp
Genel detaylar
Kaset durumu: link geçildi
5,24 DK///584 MB
Haber: Erol AKKIR – Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
==================
Alkol alıp, girdiği denizde 8 saat kalan genci balıkçılar kurtardı
ANTALYA\'da, iki arkadaşıyla dün gece Konyaaltı sahilinde alkol aldıktan sonra denize giren Fırat R.B.(16), bilincini kaybedince 8 saat süreyle suda kaldı. Suda sırt üstü yatarak yüzeyde kaldığını söyleyen Fırat R.B.\'yi balıkçılar kurtardı.
Konyaaltı sahiline dün akşam saatlerinde gelen Fırat R.B., aynı yaştaki iki arkadaşıyla iddiaya göre evde yaptıkları votkayı içti. Aşırı derece alkol alan Fırat R.B., saat 23.00 sıralarında denize girerken arkadaşları sahilden ayrıldı. 7 yıl yüzme eğitimi aldığı belirtilen Fırat R.B., uzun süre yüzdükten sonra gözden kayboldu. Bilincini kaybettiği için bir türlü kıyıya doğru yüzemeyen Fırat R.B., sırt üstü yatarak su yüzeyinde kaldı.
Balıkçılar tarafından saat 07.00 sıralarında sudan çıkarılan Fırat R.B., Konyaaltı sahiline getirildi. Sahil Antalya Yaşam Park güvenlik görevlileri, Fırat R.B. için 112 Acil Çağrı Merkezi\'nden yardım istedi. Gelen sağlık ekiplerinin müdahale ettiği Fırat R.B.\'nin sağlık durumunun iyi olduğu belirlendi. Uzun süre suda kaldığı için yorulan Fırat R.B.\'ye su, çay ve yiyecek verildi.
Polise ifade veren Fırat R.B. arkadaşları Yusuf\' ve İbrahim\'le sahilde alkol aldıklarını, yüzmek için denize girdiğini, arkadaşlarının nerede olduğunu bilmediğini söyledi. Bunun üzerine deniz polisi sahilde ve deniz yüzeyinde arama yaptı. Ekipler bir süre sonra Fırat R.B.\'nin arkadaşlarının evde olduğu bilgisine ulaştı.
Denize açıldıktan bir süre sonra bilincini kaybettiğini, suda sırt üstü yattığını ve uyuduğunu anlatan Fırat R.B., \"Rüyamda denizde boğulduğumu görüyordum ki aniden uyandım. Gözümü açtığımda üzerimde elbiselerim vardı. Başımı az kaldırınca sahilden çok uzakta olduğumu gördüm. Suda uzun süre kaldığım için üşümüşüm. Ancak elbiselerimin şişmesi beni kurtarmış. Denizin üstünde uyumuşum. Uzun süre profesyonel yüzme eğitimi aldım. Yanımdan geçen balıkçı teknesinden yardım istedim. Beni tekneye alıp sahile çıkardılar\" dedi. Fırat R.B. işlemleri için polis merkezine götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------
-Fıratın olayı polise anlatırken görüntüsü
-Fıratın elbiselerinden ve ayakkabılarından görüntü
-Sahilden görüntü
-İçki içtikleri bardaklardan görüntü
Haber:Bülent TATOĞULLARI KAMERA:Emrah GÜL ANTALYA(DHA)
306MB//2.32SN
=======================
Maden işçilerinin canı ona emanet
ZONGULDAK, (DHA)- ZONGULDAK\'ta, Gülşen Yalçın (28), daha çok erkek iş gücünün egemen olduğu maden ocağında maden mühendisi olarak, 6 yıldır yerin metrelerce altında çalışan işçilerin sorumluluğunu üstleniyor. Ailesinde hiç madenci olmadığını belirten Yalçın, \"Az bildiğim bir meslekti ama seçtim. Şimdi çok mutluyum. İyi ki bu mesleği seçmişim diyorum. 59 işçimiz var. Onlar için her gün ocağa inip kontroller yapıyorum\" dedi.
Batman\'da lise eğitimini tamamlayan Gülşen Yalçın, Malatya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü\'nden 2012 yılında mezun oldu. Gülşen Yalçın, aynı yıl çalışmak için madenci kenti Zonguldak\'a geldi. Özel bir maden şirketinde işe giren Gülşen Yalçın, 6 yıldır 59 işçinin 3 vardiya halinde kömür çıkardığı maden ocağında tek kadın personel olarak görev yapıyor. Haftanın 6 günü saat 08.30\'da iş başı yapan Gülşen Yalçın, erkek iş gücünün egemen olduğu maden ocağında yerin metrelerce altında işçilerin güvenli ilerleyerek üretim yapmaları için çalışıyor.
BENİ HEYECANLANDIRAN BİR MESLEK
Gülşen Yalçın, 5 kardeş olduklarını ve ailesinde hiç madenci olmadığını söyledi. Maden mühendisliğini, kendisini heyecanlandıran bir meslek olduğu için seçtiğini söyleyen Yalçın, şöyle konuştu:
\"Masa başı işi ben hiç sevmem. Saha işini seviyordum ve maden mühendisliği oldu. Ailemde hiçbir madenci yok. Az bildiğim bir meslekti, ama seçtim. Şimdi çok mutluyum. İyi ki bu mesleği seçmişim diyorum. Malatya\'da okudum. Burada çalışmaya geldim. Sonra burada kaldım ve 6 yıldır burada çalışıyorum.\"
Maden ocağında tek kadın personel olmanın kendisini farklı hissettirmediğini ifade eden Yalçın, \"Madende kadın olmak benim için çok farklı durum değil. Gelen herkes değişik karşılıyor, ama bana göre çok normal bir şey. Günümüzün çoğu ocakta geçiyor. Sabah tertipleri alırım, ocağa inerim, her yerine bakarım bir sıkıntı var mı diye. İşçilerle de aram çok iyi\" dedi.
Görüntü Dökümü
-Gülşen Yalçın ile röp.
-Gülşen Yalçın\'dan detaylar
Süre: (3.19) Boyut: (371 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN /ZONGULDAK,(DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Kamyon ile işçi servisi çarpıştı: 8 yaralı
ADANA’da D-400 Karayolu üzerinde kamyon ile işçi servisinin çarpışması sonucu 1’i ağır 8 kişi yaralandı.
Kaza, Merkez Sarıçam ilçesi D-400 Karayolu üzerinde Adana-Ceyhan istikametinde meydana geldi. Celalettin Kahraman idaresindeki 01 BOC 92 plakalı kamyon, Yakapınar Mahallesi\'nden karayoluna çıkan Devlet Ünlü ‘nün kullandığı 01 S 0196 plakalı taş ocağı işçilerini taşıyan servisle çarpıştı. Kazada, her iki sürücü ve serviste bulunan 6 işçi yaralandı. Yaralılar çevre hastanelere kaldırılırken, bir kişinin ağır yaralı olduğu ve hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi. Kaza anı olay yerine yakın bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Kazanın güvenlik kamera görüntüsü
- Kamyonun servisle çarpışma anı
- Kalabalığın kaza yerine koşması
- Kaza anının fotoğrafları
SÜRE: 48\" BOYUT:90 MB
Haber:Can ÇELİK-Kamera: ADANA,(DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Motosiklet kazaları kameralara yakalandı
Coşkun MENEK/ ERZİNCAN, (DHA)- ERZİNCAN kent merkezinde kurallara uymayan motosiklet sürücülerin neden olduğu trafik kazaları mobese kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Sürücüler kazaları hafif sıyrıklarla atlattı.
Erzincan Emniyet Müdürlüğü, geçen eylül ayında kent genelinde meydana gelen ve mobese kameraları tarafından kaydedilen trafik kazalarının görüntülerini basınla paylaştı. Çoğunluğu kavşaklara kontrolsüz giren motosiklet sürücülerinin neden olduğu kaza görüntülerinde ayrıca ters şeride giren bir elektrikli bisiklet sürücüsünün karşı yönden gelen bir motosiklet sürücü ile çarpışması da yer alıyor. Görüntülerde, yine trafik kurallarına uymayan otomobil sürücülerinin karıştığı kazalarda yer alıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Motosiklet kazalarından görüntü
-Otomobil kazalarından görüntü
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
© Tüm hakları saklıdır.