21 Şubat 2018 14:20
(ÖZEL)
1)MENBİÇ SINIRINDA DA ELLER TETİKTE
TÜRK Silahlı Kuvvetleri tarafından Afrin’e yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı ile olası operasyon yapılacak merkezler arasında gösterilen, omurgasını terör örgütü PYD’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SGD) denetimindeki Menbiç sınırında da hareketlilik yaşanıyor. Menbiç ile sınır komşusu olan Cerablus’ta operasyon için teyakkuz durumunda olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleri, oluşturdukları cephelerde ellleri tetikte görev yapıyor.
Türkiye sınırına 40 kilometre mesafede olan Arap ve Türkmenlerin ağrılıklı olarak yaşadığı az 100 bin nüfuslu Halep’in Menbiç ilçesi, Suriye iç savaşının başlamasıyla birlikte 2012 yılında Özgür Suriye Ordusu güçlerinin denetimine girdi. 2014 yılının ilk günlerinde ise buranın kontrolü komşusu olan Gaziantep’in Karkamış ilçesinin karşısındaki Cerablus ile birlikte terör örgütü DEAŞ’a geçti. 2016 yılı Ağustos ayında ise Menbiç’in kontrolü Türkiye’nin tepkisi üzerine PYD/PKK’nın ana omurgasını oluşturarak ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin de desteğini alan Suriye Demokratik Güçleri adı altında kendisini kamufle eden ve yapıya geçti.
MENBİÇ’TE DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞTİRİLDİ
SGD adıyla kentte kontrolü sağlayan PYD/PKK terör örgütü ilk etapta baskıyla Arap ve Türkmenleri Menbiç’ten uzaklaştırdı. Teröristler daha sonra Haseke ve Kobani bölgesinden getirdiği Kürt kökenli Suriyelileri, Menbiç ve çevresindeki köylere yerleştirdi. Bununla yetinmeyerek kentteki nüfus ve tapu kayıtlarının tutulduğu resmi kurumları ateşe veren teröristler, Arap ve Türkmenlerin taleplerini de kayıtların olmadığını gerekçe göstererek engelledi. Savaş öncesi nüfusu Arap ve Türkmen yoğunluklu 100 bin olan Menbiç, terör örgütünün Kürt aileleri taşımasıyla kent nüfusu 300 bine yükseltildi.
MENBİÇ, FIRAT KALKANI HAREKATI İLE ETKİSİZLEŞTİRİLDİ
Türkiye’nin 2016 yılı 24 Ağustos’ta başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı ile Cerablus ile Azez arasındaki 2 bin kilometre kareyi aşkın bölge DEAŞ’tan temizlenerek güvenli hale getirildi. Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak için yaptığı bu hamle terör örgütü PYD/PKK’nın Cezire, Kobani ve Afrin kantonunu birleştirme hayali sonlandırıldı. Menbiç’te, terör örgütünün kantonları arasında ikmal hattı ve geçiş güzergahı olarak kullanma isteği de Türkiye’nin ‘Fırat Kalkanı Harekatı’ ile bitirilmiş oldu.
CERABLUS- MENBİÇ SINIRINDA ELLER TETİKTE
PYD/PKK’lıların SGD adıyla halen kontrolü elinde bulundurduğu Menbiç ile ÖSO denetimindeki Cerablus arasındaki bölgede de hareketlilik yaşanıyor. Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin’e yönelik operasyon sonrası Özgür Suriye Ordusu güçleri, terör örgütü denetimindeki Menbiç sınırında yoğun önlem aldı. Cerablus ile Menbiç arasındaki bölgede kontrol noktaları oluşturan ÖSO güçleri, buralarda 24 saat nöbet tutuyor. Menbiç’teki terör unsurlarının olası saldırılarına karşı sürekli eli tetikte görev yapan ÖSO güçleri, zaman zaman gelen taciz ateşlerine de anında karşılık veriyor.
Cerablus’ta bulunan ve Menbiç sınırında teröristlerin saldırılarına karşı teyakkuz durumunda olan ÖSO güçleri, Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin kırsalındaki bölgelerin özgürleştirilmesinin kendilerini mutlu ettiğini ifade etti. Afrin’in tamamen terör unsurlarından arındırılmasını beklediklerini anlatan ÖSO güçleri, Menbiç’in de biran önce benzer şekilde teröristlerden temizlenerek gerçek sahiplerine teslim edilmesini istediklerini ve Türkiye’nin buraya yönelik operasyonunda aktif görev almak istediklerini dile getirdi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Menbiç sınırından görüntü
-Elleri tetikte ÖSO güçleri
-Detay görüntüler
Hasan KIRMIZITAŞ/CERABLUS (Suriye), (DHA)-
======================================================
2)MERAKLILARIN SORULARI NEDENİYLE EVDEN ÇIKMIYOR
ANTALYA\'da, çok nadir görülen bir tür cilt kanserine yakalanan Sibel Oflas (43), yüzündeki yaralar nedeniyle sorulara maruz kalmaktan bıktığı için sadece hastaneye giderken, dışarı çıkıyor. Oflas, \"Otobüse biniyorum. Arkadan gelip, merakını gidermek için beni dürtüp, \'Yüzünüze kezzap mı attılar?\' diye soruyorlar. Soru sormasınlar, diye kimseyle göz teması kurmamaya çalışıyorum\" dedi. Kastamonu\'nun Taşköprü ilçesinde dünyaya gelen Sibel Oflas\'ın vücudunda, 8 yaşında siğiller çıkmaya başladı. Bu siğilleri olağan gören Sibel Oflas\'ın 30 yaşına geldiğinde ise başında yaralar çıktı. Sağlık güvencesi olmadığı için bir süre hastaneye gidemeyen Oflas\'ın birkaç yıl sonra vücudunun farklı bölümlerinde de yaralar çıktı. Bu yaralar üzerine hastaneye giden Oflas\'ın \'epidermodisplazya verrüsiformis\' adı verilen deri hastalığına yakalandığı anlaşıldı. Dünyada çok nadir görülen bu hastalık sonrası Oflas\'ın yaraları, kansere dönüştü. Yüzü neredeyse tamamen yarayla kaplanan Oflas\'ın kulağının ve yanağının bir bölümü operasyonla alındı.
\'ÖĞRENDİĞİMDE ÇOK GEÇ KALMIŞTIM\'
Yıllarca hastalığının ne olduğunu bilmeden yaşadığını anlatan Sibel Oflas, “Araştırma yapan bir yer, iyi bir cerraha ihtiyacım var. Sürekli ameliyat olmam gerekiyor. Son 3.5 yıldır kanserleşme evresi hızlandı. Kim ne dediyse yaptık ama hiçbir sonuç alamadık. Bu öyle bir hastalık ki hiçbir şeye tepki verdiğini görmedim. İlaçların yan etkisini görüyorum ama iyi etkilerini hiç görmedim. Hastalık cilt hastalığını aşıp kanser evresine geçtiği için artık beni çok zorluyor. 3.5 yıldan beri yüzümde kanser başladı. Kirpik uçlarıma kadar ilerledi. Doktorlar da nasıl ameliyat edeceklerini şaşırıyor. İlk başta güneş gören yerlerimde başladı. Güneşin çok zararlı olduğunu çok sonra öğrendim. Güneş yaraların kansere dönüşmesine neden oluyor. 30 yaşıma kadar güneşten korunmam gerektiğini bilmiyordum. Öğrendiğimde de çok geç kalmıştım\" diye konuştu.
\'İKİ PARMAĞIMI ARTIK KULLANAMIYORUM\'
Antalya içinde maddi desteğe ihtiyacı olmadığını belirten Oflas, başka şehre ya da ülkeye tedavi için gitmesi durumunda desteğe ihtiyacı olabileceğini söyledi. 10 yıldan beri aynı ilacı kullandığını kaydeden Oflas, ilacın sadece hastalığı baskılamaya çalıştığını aktardı. Oflas, “Elimde kocaman bir yara çıktı. İki parmağımı artık kullanamıyorum. Bu yara için ışın tedavisinin ölümcül olabileceğini söylediler ama elim kesileceğine önce bunu denedim. Işına rağmen yara büyümeye devam ediyor\" dedi.
\'AMAÇLARI, SADECE MERAKLARI GEÇSİN\'
Sibel Oflas, hastaneye gitmesi gerekmiyorsa dışarı çıkmadığını belirterek, “İnsanlarımız o kadar meraklı ki otobüse biniyorum. Arkadan gelip, merakını gidermek için beni dürtüp, \'Yüzünüze kezzap mı attılar?\' diye soruyor. Bir başkası yolda çevirip, \'Yandınız mı?\' gibi birçok soruya muhatap oluyorum. Kimse ile göz teması kurmamaya çalışıyorum soru sormasınlar, diye ama yine gelip özellikle soruyorlar. Amaçları sadece merakları geçsin. İnsanların bilerek canını acıtmayı seviyorlar\" diye konuştu.
AYNI HASTALARLA GÖRÜŞMEK İSTİYOR
Türkiye\'de bu hastalığa yönelik araştırma merkezleri olmadığını dile getiren Sibel Oflas, aynı hastalığı taşıyanlarla görüşerek, onların deneyimlerini paylaşmak istediğini; ancak onlara nasıl ulaşacağını bilmediğini söyledi. Hastalığının çok ilerlediğini de belirten Oflas, “Bir yıldan beri evimde bir şey yapamıyorum. İki parmağımı kullanamıyorum. Her organ kıymetlidir ama el bambaşka bir şey. Elimi kaybetme olasılığım giderek artıyor. Kanser dönüşümlerinin ameliyatla çıkarılması gerekiyor, yaşam sürem böyle uzatılabilir\" dedi.
\'RİSKSİZ DENEYLERE KATILABİLİRİM\'
Uzman ellerde ameliyat olmak istediğini anlatan Oflas, mesleği yeni öğrenen öğrencilerin elinde denek olmak istemediğini söyledi. Oflas, şöyle konuştu:
“Deney yapılacak bir hasta değilim. Aynı zamanda yeşil kartlı bir hastayım, fakir hastaların çok fazla hekim seçme şansı olmuyor. Hastalığımın bilincinde olan doktorların benimle ilgilenmesini istiyorum. Araştırma merkezlerine ulaşmak istiyorum. Hayatımı riske sokmayacak ve hatta Sağlık Bakanlığı\'nın onaylamadığı ancak güvenilir olan deneylere de katılmak istiyorum.\"
HASTALIĞIN OLUŞMASI İÇİN 2 ÖZEL NEDEN
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Yılmaz, siğillerin bu hastalığa neden olabilmesi için genetik özel yatkınlık ve bağışıklık sisteminde bozukluk olması gerektiğini belirterek, bu ikisinin çok nadir görülen bir durum olduğunu söyledi. Bu nadir durumda, can sıkıcı tablonun oluştuğunu dile getiren Prof. Dr. Yılmaz, önce çil ve siğillerin ortaya çıktığını kaydetti. Yılmaz, “Bu 2 belirtiyi açıklayınca vatandaşlarımız kaygılanabilir. O kadar kolay olmuyor. Hastalığın oluşması için öncelikle bağışıklık sisteminde özel bozukluk olması gerekiyor\" dedi.
\'GÜNEŞTEN ŞEYTAN GÖRMÜŞ GİBİ KAÇMALARI GEREKİYOR\'
Dünyada 600- 700, Türkiye\'de ise 15 ile 20 arasında bu hastalığı taşıyan vaka olduğunu bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, hastalığın belirtilerini en kötü etkileyen risk faktörlerinin başında güneş ışığı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, “Bu insanlar güneşe oldukça duyarlı. Güneşin de etkisiyle kanserler gelişmeye başlıyor. Kanser gelişmişse derhal onların alınmasını sağlıyoruz. Maalesef tedavisi henüz yok. Bu hastalığı kökten çözecek ilaç da söz konusu değil. Güneşten şeytan görmüş gibi kaçmaları gerekiyor. Güneş koruyucuları yetmez, kapalı giyinmeleri gerekiyor. İlaçların yan etkileri çok fazla ve köklü bir çözüm getirmiyor. Düzenli olarak hekim kontrolünde olmaları gerekiyor. Bu hastalarda kanserin yayılma potansiyeli çok fazla. Işın tedavisinden fayda görmek yerine tam tersi kötüleşme söz konusu oluyor\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------------------
Sibel Oflaz bilgisayar başında görüntüsü
RÖP 1: Sibel Oflaz
Sibel Oflaz elini gösterirken
Sibel Oflaz sacını ve vücudundaki yaraları gösterirken
Akdeniz üniversite hastanesi dış plan
RÖP 2: Prof. Dr. Ertan Sağlam
Detaylar
803 mb -- 07.19
Haber: Hasan DEMİRBAŞ-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
================================================
3)SOYU TÜKENMEK ÜZERE OLAN 2 VAŞAK, TUNCELİ\'DE GÖRÜNTÜLENDİ
DÜNYA\'da ve Türkiye\'de soyu tükenmek üzere olan ve birinci derecede koruma altında bulunan Vaşaklar, Tunceli\'nin Mazgirt ilçesinde yaban fotoğrafçıları tarafından bir kez daha görüntülendi.
Mazgirt ilçesi Hıran Vadisi Şişik Ormanları içinde geçen dere yakınlarında 2 Vaşak\'ın görüntüsünü çeken yaban fotoğrafcısı Hüseyin Narin, Vaşakları tesadüfen görüntülediğini söyledi. Dağ keçilerinin fotoğrafını çekmek için Şişik Ormanları içinden geçen dere kenarında gizlendiği sırada, 2 Vaşak\'ın aynı bölgeye gelerek pusuya yattığını belirten Narin, \"Geçen hafta gece saatlerinde köydeki evime giderken Hıran Vadisi içinde 2 Vaşak gördüm. Gece olduğu için görüntülerini iyi çekememiştim. Bir gün sonra aynı bölgeye öğlen saatlerinde gittim. Aynı bölgede 2 Vaşak dere kenarında birbirine yaklaşık 50 metre mesafede pusu pozisyonunda bekliyordu. Cüsseleri normalin üzerinde gibiydi, çok iri görünüyordu. Önce bunların çita olabileceğini düşündümb Ancak, daha sonra ayağa kalktıklarında kuyruklarından vaşak olduklarını anladım. Çekimden sonra yaptığım araştırmalarda ve görüştüğüm uzmanlar, bu boyutta Türkiye\'de Vaşak görüntülenmediğini söylediler. Yani bu boyutta, iri ve semiz bir Vaşak\'ı ilk kez görüntülemiş olduğumu öğrenince ben de mutlu oldum. Dünyada ve Türkiye\'de koruma altında olmalarına rağmen Tunceli\'nin yüksek karlı dağlarında vaşakların sayısı artıyor\" dedi.
Yaban hayatı fotoğrafçısı Hüseyin Narin, Hıran Vadisi Şişik ormanları içerisinde fotoğraflarını çektiği 2 Vaşak\'tan birinin dişi olduğunu belirterek, bunların çiftleşme döneminde olabileceğini ifade ederek, \"Biri dişi, diğeri erkek 2 Vaşak\'ın çiftleşme döneminde olduğunu sanıyorum. Çekim sırasında oldukça yaklaşmaya çalıştım. Erkek olan Vaşak beni farketti ve bana doğru saldırı pozisyonu alarak koşmaya başlayınca ben de hızla koşarak aracımın içine girdim. O an çok korkmuştum\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Hüseyin Narin\'in çektiği kısa görüntü
-Hüseyin Narin Vaşakları nasıl görüntülediğini anlatırken
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, (DHA)-
=====================================================
4)FETÖ\'NÜN ASKER YAPILANMASINDA GÖZALTINA ALINAN 16 KİŞİ ADLİYEDE
NİĞDE merkezli 14 ilde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması\'nın (FETÖ/PDY) askeri yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan 16 kişi adliyeye sevk edildi. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin koordinesinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla Niğde merkezli İstanbul, Ankara, Balıkesir, Şanlıurfa, Kayseri, Nevşehir, Diyarbakır, Giresun, Bursa, Karabük, Yalova, Hatay ve Kırıkkale\'de 20 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 4\'ü daha önce mahkeme tarafından serbest bırakılırken, emniyetteki işlemleri tamamlanan 16 kişi ise bugün adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
------------------
-Şüphelilerin otobüsten indirilmesi
-Beklerken toplu halde görüntüleri
-Polis eşliğinde adliyeye girilmesi
-Adliyeden detay görüntü
SÜRE:01\'18\" BOYUT: 88,5 MB
Haber-Kamera:Ali KADI/NİĞDE,(DHA)
===================================================
5)MARMARİS\'TE KAÇAK KAZIYA 5 GÖZALTI
MUĞLA\'nın Marmaris ilçesindeki SİT alanında dedektörle kaçak kazı yaparken suçüstü yakalanan 5 kişi, gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri sonrası adliyeye sevk edilen zanlılar, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.Marmaris Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekipleri, Beldibi Mahallesi\'ndeki SİT alanında kazı yapıldığını öğrendi. Dün gece operasyon düzenleyen polis, koruma altındaki alanda S.S. (66), U.K. (33), Z.A. (49), C.K. (35) ve Z.G.\'yi (49) yakaladı. Kaçak kazıda kullanılan 1 maden arama dedektörü, 3 kazma, 1 levye, el feneri ve eldivenler ele geçirildi. Ayrıca Roma dönemine ait 1 sikke ile 1 ruhsatsız av tüfeği ve tüfeğe ait çok sayıda fişek bulundu. Gözaltına alınan zanlılar, emniyetteki işlemlerinin ardından adliye sevk edildi. Şüpheliler, nöbetçi sulh ceza hakimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
--------------------
- Adliyeden görüntü
- Adliyeye getirilen şüphelilerden görüntü
(Toplam: 57 saniye, 0.69 MB görüntü)
Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)
==================================================
6)ENGELLİ DALGICIN SU ALTI SEVDASI
RİZE’de, 2003 yılında geçirdiği trafik kazasında iki bacağını kaybeden Mustafa Beyaz (27) azmi ve spor sevgisi ile dikkati çekiyor. İki bacağını kaybetmesine rağmen hayata küsmeyip, engelli balık adamı unvanını da alan Beyaz’ın su altında kayda aldığı balık avı görüntüleri paylaşıldığı sosyal medyada ilgi görüyor.
2003 yılında bisiklet sürerken otobüsün çarpması sonucu meydana gelen kazada iki bacağını kaybeden Mustafa Beyaz, hayata küsmedi. Küçük yaşta yüzmeye merak salan Beyaz, öğrendiği yüzmenin yanında dalış ve zıpkınla balık avını da öğrendi. Bir kurumda memur olarak çalışan Mustafa Beyaz, yüzme alanındaki çalışmalarını geliştirdi, vaktinin çoğunu da denizde geçirmeye başladı. Deniz kıyısında balık adam kıyafetlerini giyen Beyaz, tüpsüz dalış gerçekleştirerek zıpkınla balık avı yapmaya başladı. Engelli balık adamı unvanını da elde eden Beyaz’ın su altında kayda aldığı balık avı görüntüleri ise paylaşıldığı sosyal medyada ilgiyle izleniyor.
‘KAZA YAŞAMA SEVİNCİMİ YOK ETMEDİ’
Geçirdiği trafik kazası sonucu iki bacağını kaybettiğini ancak bu kazanın yaşama sevincini yok etmediğini ifade eden Mustafa Beyaz, “Bu kaza yaptığım inandığım her şeyden vazgeçmeme sebep olmadı. Hayatımı güzel bir şekilde sürdürmeye devam ediyorum. Daha güzel şeylerde yapacağım. Aslında küçükken bir iki kez denizde boğulma vakası geçirmiştim. Bu da bende deniz fobisi olmuştu. Yüzmeyi başaramıyordum. Korkularımın üzerine gide gide yüzmeyi öğrendim. Sonra kendime bir su altı maskesi aldım. Su altında ki bu güzel dünyayı görünce kendimi oradan alıkoyamadım. Balıklarla beraber kendimi çok daha farklı bir dünyada buldumö dedi.
\'5-6 SAAT SUDA KALABİLİYORUM\'
Yazın haftada iki üç kez dalış yaptığını anlatan Beyaz, “Su sıcak olduğunda 5-6 saat suda kalabiliyorum. Kışında ayda bir iki kez sportif aktivite yapıyorum. Dalış ve zıpkınla av merakımı engelime rağmen çok severek yapıyorum. Engeller bedenlerde değil kafalarda oluyor. Yani sevdiğimiz inandığımız bir şeyi yapmak istediğimiz zaman buna hiçbir şey engel olamıyorö diye konuştu.
‘HERKESE TAVSİYE EDERİM’
Su altı yarışmalarına da katılacağını dile getiren Beyaz, “Yapmış olduğum spor en zor sporlardan birisi. Zıpkınla balık avlama yarışması hem teknik bir beceri istiyor hem de vücudumuzu tanıma ve geliştirme sporudur. Herkese tavsiye ederim. Bu yarışmaya katılarak engellilerin yarışabileceği bir alanın dışına çıkacağım. Burada engellerden çok inancın daha güçlü olduğunu ispat etmenin çabası içindeyim. Bir aksilik olmazsa bu yarışmalara katılıp derece elde etmek istiyorum“ ifadelerini kullandı.
Zıpkınla dalış yaparken kamera ile su altını görüntülediğini ve bu görüntüleri de sosyal medyada paylaştığını belirten Beyaz, “Su altında ki büyülü dünyayı sadece biz değil de insanlarda izlesin istiyorum. İzleyenler takdir ediyor.\" diyerek kendisini daha da geliştirmeyi hedeflediğini söyledi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Beyaz\'ın su altına girmeye hazırlanışı
-Kıyafetlerin giyimi
-Beyaz\'ın suya girişi
-Beyaz ile röp.
-Sualtı görüntüleri
-Drone ile Beyaz\'ın suda yüzmesi
-Detaylar
HABER KAMERA: Aytekin KALENDER/DHA
=====================================================
7)MARMARİS\'TE DOĞAYI ATIK EŞYA DEPOSUNA ÇEVİRMİŞLER
MUĞLA\'nın Marmaris ilçesindeki ormanlık alanda yapılan temizlik çalışmasında, doğaya atılan yaklaşık 15 ton ev eşyaları ve moloz temizlendi.
Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, doğa sporları yapan kişilerden orman içlerinde çok sayıda çöp ve ev eşyası olduğunu öğrendi. Marmaris- Muğla Karayolu\'nun 13\'üncü kilometresindeki Gökbel Mevkisi\'ne gelen ekipler, gördükleri manzara karşısında şaşkına dördü. Kızılçam ağaçlarıyla kaplı ve sık bitki örtüsünün olduğu ormanlık alanda, otel ve ev eşyaları, molozlar ile arıcıların bıraktıkları malzemelerin yer aldığı çok sayıda çöp bulundu. Temizlik ekipleri koltuk takımları, alafranga tuvaletler, demir ve alüminyum aksamlar, leğenler, banyo aparatları, arıcı elbisesi, parçalanmış ve eskimiş bal kovanları, teneke kutular, molozlar, pet ve cam şişeler, eskimiş elbiselerden oluşan yaklaşık 15 ton çöp topladı. Toplanan çöpler, imha edilmek üzere Muğla Büyükşehir Belediyesi Katı Atık Deposu\'na gönderildi.
\"TEMİZLEMEYE YETİŞEMİYORUZ\"
Yaşanan doğa katliamına isyan eden Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Barış Ünlü, şunları söyledi:
\"Marmaris\'in doğası önceki yıllara göre daha çok tahrip ediliyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi, sorumluluk alanında görevlerini yerine getirmediği için iş başa düşüyor. Bizleri en çok üzen, mevsimlik gelen arıcıların bıraktığı çöpler oldu. Doğadan para kazanan arı üreticileri, eskiyen elbiselerini, kovanlarını ve çeşitli eşyalarını atmışlar. 20 metre mesafede çöp kutularını görmelerine rağmen, çöplerini doğaya bırakmışlar. Atık tesisine kamyon başına 50 lira vermemek için konaklama tesisini, işletmelerini ve evlerini yenileyenler, çöplerini buralara atıyor. Her gün çok sayıda ihbar geliyor. Artık ormanlarımızı ve doğayı temizlemeye yetişemiyoruz. Marmaris\'in turizmi denizi ve doğasıdır. Turizmden para kazananların kendi bindiği dalı kesmesi üzücü. Marmaris Orman İşletme Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile görüşerek, denetimlerin sıklaştırılmasını talep edeceğiz. Elbirliğiyle geleceğimizin teminatı çocuklarımıza miras bırakmak için doğamızı korumakla mükellefiz. Yılmadan ve usanmadan doğanın korunması için ben ekibim üzerimize düşeni yapacağız\" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------------
- Temizlik yapılan ormanlık alandan görüntü
- Ekiplerin çöpleri toplamasından görüntü
- Marmaris Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Barış Ünlü ile röp.
(Toplam: 6 dakika 21 saniye-459 MB görüntü)
(Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)
======================================================
© Tüm hakları saklıdır.