07 Haziran 2018 13:53
1)38 BİN SURİYELİ, BAYRAM İÇİN ÜLKESİNE GİTTİ
RAMAZAN Bayramı\'nı ülkelerinde geçirmek için Kilis\'in Öncüpınar Sınır Kapısı\'ndan geçen Suriyelilerin sayısı, 38 bini buldu.
Kilis Valiliği\'nin izniyle 13 Haziran gününe kadar ülkelerine gitmek için internet üzerinden randevu alan 74 bin Suriyeli\'nin, Kilis\'teki Öncüpınar Sınır Kapısı\'ndan geçişi sürüyor. Sınır kapısına gelen Suriyeliler, işlemlerinin ardından ülkelerine geçiyor. Otobüslerle sınırı geçip, Suriye tarafına giden Suriyelilerin sayısının ise 38 bini bulduğu belirtildi.
Görüntü Dökümü
----------------------------------
- Suriyelilerin görüntüsü
- Bekleyen Suriyeliler
- İşlemleri yapılan Suriyeliler
- Yapılan röportaj
- Kurulan dev çadırlar
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 352 MB
===================================================
2)KELKİT ÇAYI\'NDA KAYBOLAN 7 YAŞINDAKİ HALİL\'İN CESEDİ BULUNDU
TOKAT\'ın Reşadiye ilçesinde 5 gün önce, parkta oynadığı sırada kaçan topunu almak isterken Kelkit Çayı\'na düşüp kaybolan Halil Karaçam\'ın (7) cesedi bulundu. Olay, 2 Haziran\'da, ilçe merkezindeki Kayalık Mahallesi\'nde meydana geldi. Hayrettin-Sevim Karaçam çiftinin 3 çocuğundan ortancası olan Halil, arkadaşlarıyla birlikte parkta oynadığı sırada Kelkit Çayı kenarına kaçan topu almak için gidip, bir daha dönmedi. Suya düştüğü sanılan çocuk için ilk gün yapılan arama çalışmalarından sonuç alınamadı. İkinci gün yapılan aramada ise en son görüldüğü yerden yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta, su içinde ayakkabısının teki bulundu. $ gün süren çalışmalardan sonuç alınamadı. Kelkit Çayı\'nda AFAD, dalgıç polisler ve Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri arama çalışmalarına bugün sabah saatlerinde yeniden başladı. Çalışmalar sırasında talihsiz çocuğun cesedi suya düştüğü yerden yaklaşık 3 kilometre ileride JAK ekipleri tarafından bulundu. Jandarma ekipleri Halil Karaçam\'ın cesedini Kelkit Çayı\'ndan çıkarıldı. Talihsiz çocuğun cesedi Reşadiye Belediyesine ait cenaze arasına konularak otopsi yapılmak üzere Tokat Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Cesedin çay kenarına çıkarılması
-Arama çalışması görüntüleri
-Canezinin taşınması fotoları
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/REŞADİYE (Tokat), (DHA)
(71 mb)
====================================================
(ÖZEL)
3)YAHUDİLERİN TARİHTEKİ 3\'ÜNCÜ SİNAGOGU, İHTİŞAMINI KORUYOR
MANİSA\'nın Salihli ilçesindeki Sardes Antik Kenti\'nde bulunan ve Yahudilerin dünyada üçüncü tapınağı olarak bilinen Sardes Sinagogu, ihtişamı ve dini açıdan önemiyle dikkat çekiyor. Avrupa\'nın ve Türkiye\'nin ilk havrası olan, ancak çok bilinmemesi nedeniyle neredeyse gizli kalmış olan sinagog, özellikle Amerika\'da yaşayan Yahudilerin ilgisini çekiyor.
Salihli\'deki Sardes Antik Kenti, birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının yanı sıra barındırdığı medeniyetlerin dini inançlarını taşıyan yapılarıyla günümüzde ilgi uyandırıyor. Tapınakların ve kiliselerin yer aldığı Sardes Antik Kenti\'nde, Musevi cemaatinin yaşam sürdürdüğünün kanıtı olan Sardes Sinagogu, hala ihtişamını koruyor. Yahudiler için önemli olan Kudüs\'teki Ağlama Duvarı olarak bilinen Süleyman Tapınağı, Babil\'deki kerpiç sinagogun ardından üçüncü önemli havra olan ve Seferad Sinagogu olarak bilinen Sardes Sinagogu, inanç turizmi açısından önem taşıyor.
TARİHİ HAKKINDA BİLGİLENDİRDİ
Havrayla ilgili bilgi veren Salihli Turizm Derneği Onursal Başkanı Araştırmacı Mustafa Uçar, M.Ö. 215-212 yıllarında yapıldığı tahmin edilen sinagogun bölgeye gelen 2 bin haneden oluşan yaklaşık 10 bin kişilik Yahudi cemaati tarafından kullanıldığını anlattı. Yüzyıllar öncesindeki yaşamın izlerinin hala korunduğunu dile getiren Uçar, Yahudilerin Eskinazi ve Sefarad kollarına ayrıldıklarını ve Seferad kolunun İspanya Endülüs\'ten doğduğuna inanıldığını, ancak Endülüs\'ten önce Seferad kolunun bu coğrafyada yaşadığını ifade etti. Uçar, \"Burası dünyanın bilinen üçüncü sinagogu olması adına önemlidir. Yahudilerin Seferad kolu buradan çıkmıştır. M.Ö 215-212 yıllarında 2 bin hane, yaklaşık 10 bin kişi buraya geliyor. Geleneklerine, göreneklerine bağlı olarak Sardes merkezli Anadolu\'ya ilk gelenler, burada sinagog kuruyorlar. Avrupa\'nın ve Anadolu\'nun ilk sinagogu\" diye konuştu.
Bölgenin deprem kuşağında olmasından dolayı depremlerden etkilendiğini anlatan Mustafa Uçar, altta bir tabaka daha olduğunu söyledi. Toprak altında kalan tabakanın üstüne M.S 166 yılında sinagog yapımına başlandığını kaydeden Uçar, M.S. 211 yılında tamamlandığını belirterek, \"617 yılına kadar burada kalıyorlar. Ancak daha sonra Yahudiler batıya doğru yola çıkıyor. İspanya\'ya Endülüs\'e gidiyorlar. Seferad aslında Lidya\'dır\" dedi.
O DÖNEMDE DE SPONSORLUK VARMIŞ
Sinagogda zamanında bin kişinin ibadet edebildiğini dile getiren Uçar, havrada cemaatin sorunlarının çözüldüğünü ve nikah kıyıldığını belirterek, zeminde yer alan mozaiklere dikkat çekti. Mozaiklerin üstünde sinagogun yapımına katkı sağlayan kişilerin isimlerinin yer aldığını kaydeden Uçar, sponsorluk anlayışının o dönemde de bulunduğunu belirterek, \"Arka planda yer alan 3 basamaklı mermer alana \'Onur locası\' adı veriliyor. Yahudi yaşlılar oturuyor ve cemaatin arasındaki sorunlar çözüme ulaştırılıyor. Locanın önündeki sehpada, haham başı vaazlarını veriyor. Sehpanın önündeki 4 taşın olduğu alanda da nikah kıyılıyor. Zamanında Anadolu\'nun en büyük ve tek sinagogu olarak geçiyor. Bin kişi ibadet edebiliyor. Doğu tarafından 3 kapısı var. Orta kapıdan hahamlar, sağ ve sol kapıdan da haremlik-selamlık usulüne göre kadınlar ve erkekler giriyor. Orta kapının her iki tarafında da yüksekçe yerler var. Bu yerlerde zamanında Hazreti Süleyman\'ın emanetleri ve din kitapları saklanıyordu\" diye konuştu.
\"GENÇ KIZLAR 7 KEZ YIKANARAK GÜNAHLARINDAN ARINIYOR\"
Havranın ortasında yer alan \'havuzlu salon\' hakkında bilgi veren Uçar, ritüellerden de bahsederek, \"Yahudiler ellerini yüzlerini yıkayıp bu havuzda temizliklerini yapıyor. Ayrıca evlenecek olan genç kızlar, havuzun içinde 7 kez oturup kalkarak günahlarından arınıp, eşlerinin evlerine giderler. Bu salonda 14 sütun var. Dört ayrı köşedeki dört sütun, yukarıdan bakıldığında kalp şeklini taşır. Yehova tanrının adı ancak aynı zamanda sevgiyi, aşkı ifade eder. Kalp şeklindeki bu sütunlar dört bir tarafınız sevgiyle dolsun anlamına geliyor\" dedi.
\"TÜRKİYE\'DE VE AVRUPA\'DA ÇOK FAZLA TANINMIYOR\"
Sinagogun 1962 yılında antik kentte yapılan kazılarda ortaya çıktığını anlatan Uçar, havranın Türkiye\'de ve Avrupa\'da çok fazla bilinmediğini, ancak Amerika\'da tanındığını söyledi. Uçar, \"Burası gerçekten Yahudi cemaati tarafından gezilip görülmesi gereken bir yer. Bir nevi Seferad kolunun hac yeri olarak görülmesi gereken, nadir yerlerden biridir. Yurtdışında özellikle Amerika\'da Yahudiler tarafından burası çok iyi biliniyor. 1962\'den 1972 yılına kadar olan restorasyon çalışmaları sırasında sponsorluğu Amerika\'daki Yahudiler yaptı. Ancak Avrupa\'da ve hatta Türkiye\'de çok fazla bilinmiyor\" diye konuştu.
İNANÇ TURİZMİNE KAZANDIRILMALI
Musevi cemaatinin din adamlarından oluşan bir heyetin Sardes\'teki sinagoga gelip inceleme yaptığını dile getiren Mustafa Uçar, gizli kalmış sinagogun ülkenin inanç turizmine kazandırılması gerektiğini söyledi. Uçar, \"Önümüzdeki yıllarda restorasyon yapılıp üstünün kapatılması planlanıyor. İnanç turizmi için buranın tanıtılması gerekiyor. Fuarlarda sinagogun fotoğrafları ve filmleri yayınlanmalı. Tanıtımı yapıldığı zaman insanlar merakla görmeye gelecekler. Duvarlardaki freskler ve yerlerdeki mozaikler gerçekten çok ilginç\" dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Sardes Antik Kenti\'ndeki sinagogdan drone görüntüsü
- Sinagogdan görüntü
- Sütunlar, giriş kapıları ve havuzun bulunduğu alandan görüntü
- Moziklerden görüntü
- Salihli Turizm Derneği Onursal Başkanı Araştırmacı Mustafa Uçar\'ın konuşması
Haber- Kamera: Nermin UÇTU- İlker KILIÇASLAN / MANİSA, (DHA)
===============================================
(ÖZEL
4)FINDIKTA RANDIMAN KAYBINI ÖNLEMEK İÇİN İLAÇLAMA SEFERBERLİĞİ
TÜRKİYE’de yılda yaklaşık 450 bin ton fındık üreterek, 110’dan fazla ülkeye ihraç yapıp, karşılığında 3 milyar dolara yakın döviz girdisi sağlayan fındık üreticileri, son yıllarda bahçelerde artan hastalıkların önüne geçebilmek ve randıman kaybını önlemek için ilaçlama seferberliği başlattı.Türkiye’de en fazla fındık üretimi yapılan Ordu’da, fındık bahçelerinde görülen ve hızla yayılan ‘külleme hastalığı’ etkisini sürdürüyor. İlk kez 3 yıl önce Ordu ve Giresun’da fındık bahçelerinde görülen, Batı Karadeniz’e doğru yayılan ‘külleme hastalığı’ fındıkta büyük tehdit oluşturuyor. Ordu’da bu hastalığa karşı ilaçlama seferberliği başlatılırken, İl ve İlçe Gıda Tarım Müdürlükleri ile Ziraat Odaları Tarım Danışmanları tarafından da üreticilere sürekli teorik ve uygulamaları eğitimler veriliyor.
FINDIKTAN 3 MİLYAR DOLARA YAKIN DÖVİZ SAĞLANIYOR
Türkiye’de yılda yaklaşık 450 bin ton fındık üretimi yapılarak, 110’dan fazla ülkeye ihraç sağlanıyor. İhracatın karşılığında ise 3 milyar dolara yakın döviz girdisi sağlayan üreticiye, 2009’dan itibaren Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından dönüm başına Alan Bazlı Gelir Desteği ödemesi yapılıyor. Türkiye’de il bazında en fazla fındığı üreten Ordu’da, 120 bin üreticiye 281 milyon TL gelir desteği ödemesi yapılırken, ‘külleme hastalığı’nın maliyeti artırması nedeniyle de devlet tarafından ilaç desteği sağlanması isteniyor.
SADECE İLAÇLAMA YETERLİ DEĞİL
Altınordu Ziraat Odası Başkanı Selami Akarsu, ‘külleme hastalığı’nın ciddi boyutta olduğuna dikkat çekerek, bu hastalıkla birlikte fındığın maliyetinin de arttığını söyledi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın üreticilere ilaç desteği sağlaması gerektiğini vurgulayan Akarsu, “Bölgemizde bu hastalık ilk görüldüğü andan itibaren yoğun çaba sarfettik. Bu çok ciddi bir hastalık. Fındıkta randıman kaybına yol açıyor, buda rekolteyi olumsuz yönde etkiliyor. Bölgemizde bununla mücadele için adeta seferberlik var. Üreticilerimiz bahçelerinde ‘külleme hastalığı’na karşı zirai mücadele yapıyor, fakat bu hastalık bölgede bahçeleri tamamen etkisi altına aldı. Halen bahçelerde fındık çotanaklarının etrafında bunun izlerine rastlıyoruz. Ağustos ayında fındıkta hasat başlayacak. Bu ilaçlama çalışmalarına ilave olarak bahçelerinde yabancı otlardan temizlenmesi gerekiyorö dedi.
BAKANLIK’TAN İLAÇ DESTEĞİ BEKLENİYOR
Köylerde her Cuma günü Tarım Danışmanları ile birlikte toplantılar düzenleyerek üreticileri bilinçlendirdiklerini de anlatan Başkan Akarsu, “Eğitimlerde büyük yol kat ettiğimize inanıyorum. Ancak halen ‘külleme hastalığı’na karşı zirai mücadele yapmayan üreticilerimizde var. Bu nedenle hastalığın yoğun şekilde yaygınlaştığını görüyoruz. Fındığımız adına bu hastalık ciddi bir sıkıntı. Bunun mutlaka göz ardı etmeden mücadelesinin yapılması gerekiyor. Şuanda bahçelerde ‘külleme hastalığı’ yoğun şekilde açık ve net görünüyor. Ordu’dan Batı Karadeniz’e bu hastalığın olduğu açıkça görünüyor. Fındıkta maliyet zaten yüksekti, bu hastalıkla maliyet daha da yukarı çıktı. Büyük maliyeti var, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın bu konuyu dikkate alması gerektiğine inanıyorum. Bakanlık bir çalışma yaparak bu konuda üreticilere destek verebilir. Böyle bir beklentimiz var, inşallah bununla ilgili bir ses gelirö şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Selami Akarsu ile röportaj
-Fındık bahçesinde ilaçlama çalışması (drone görüntüsü)
-Fındık bahçelerinden görüntü (drone görüntü)
-İlaçlama çalışmalarından görüntü
-Fındık çotanaklarından görüntü
-Hastalıklı fındık çotanaklarından (çotanak etrafı beyaz) görüntü
(SÜRE: 5.07 Dk ) (BOYUT: 405MB)
Haber-Kamera: Nedim KOVAN/ORDU-DHA
===========================================================
5)KOCA ŞİDDETİNDEN KAÇAN 2 KADINA DEVLET SAHİP ÇIKTI
SİİRT\'te, kocalarından gördükleri şiddet yüzünden kadın sığınma evinde kalan 2 kadına, valilik ve belediye sahip çıktı. Ö.K. ve E.Y., yaşadığı şehirleri terkederek 2 yıl önce geldikleri Siirt\'te, çocuklarıyla birlikte kadın sığınma evinde kalmaya başladı. Valilik ve belediye, aynı kaderi paylaşan 2 kadına bir ev kiralayarak, onlara maddi, manevi destek oluyor.
Siirt Valisi Ali Fuat Atik, eşi Fulya Atik, Belediye Başkanı Vekili Ceyhun Dilşad Taşkın, kader kurbanı 2 kadını ziyaret ederek, birlikte yer sofrasında iftar açtı. Vali Atik ve beraberindekiler, Ö.K. ve E.Y. ile çocuklarıyla yakından ilgilendi. Ö.K. ve E.Y., Vali Atik ve Belediye Başkan Vekili Taşkın\'a desteklerinden dolayı teşekkür etti.
\"VALİ BİZE EV KİRALADI\"
Eşinden gördüğü şiddetten ötürü kadın sığınma evine iki çocuğu ile sığınan Ö.K, \"Ben eşimle 9 yıl boyunca evli kaldım. Eşim bana 9 yıl boyunca şiddet uyguladı. Bu yüzden hayati tehlikem olduğundan ötürü Siirt\'e geldim ve burada 6 ay boyunca sığınma konuk evine iki çocuğumla beraber yerleştim. Gördüğüm şiddetten ötürü boşanma davası açtım, davam halen sürüyor. Ancak eşim boşanmayı kabul etmiyor. Şiddet ve inat için boşanmak istemiyor, sevdiğinden değil. Beni ve çocuklarımı sevmiyor. Boşanmak için elimden geleni yapacağım. Gördüğüm eziyetten sonra bana ve çocuklara sahip çıkılması, beni tekrar hayata bağladı. Siirt Valisi ve eşi bize bir ev kiraladı, eşyalarımız temin etti. Şimdi şiddetten uzak bir yerde, çocuklarım ile yaşıyorum ve çok mutluyum\" diye konuştu.
\"BOŞANDIKTAN SONRA HUZURU BULDUM\"
Ö.K. ile aynı kaderi paylaştıkları ve bu yüzden aynı evde yaşamaktan dolayı mutlu olduğunu belirten E.Y., karnında 2 aylık çocuğuna hamileyken Siirt\'e geldiğini ifade ederek, \"Ben 6 yıl evli kaldım, 3 çocuğum var. Eşim çalışmıyordu, çok sorumsuz bir insandı. Sürekli farklı şehirlere gidip çalışıyordu ve aylarca gelmiyordu. Geldiği zaman ise kazandığı parayı kendi keyfine harcıyor ve arkadaşları ile beraber harcıyordu. Çocuklarım ile beraber hep bir mücadele içine girdim ve kendisi hiç yanımızda yoktu. Ben eşimden defalarca şiddet gördüm, attığı dayaklar ile ilgili raporlar var. En son olarak kızım ve beni dövdü ve evi terk ettik artık. İki yıl oldu boşanalı, şimdi daha huzurluyuz\" dedi.
\"AİLEM ÇOCUKLARIMI KABUL ETMEDİ\"
Eşinden gördüğü şiddet ötürü ailesine sığınmak istediği ancak ailesinin çocuklarını kabul etmemesi üzerine 2 yıl önce karnında çocuğu ile sığınma evine yerleştiğini belirten E.Y, \"Aile maddi manevi yanında durmak istedi. Yani bana \'sana bakmayana sen niye bakıyorsun. Onların çocukları büyüyüp onlara yetişecekler, o çocuklara bakma\' dediler. Onlar bana o tepkiyi gösterince ben ailemin yanına da gitmedim. Kendim tek başıma iki çocuk ve karnımda bebeğim vardı. O zaman iki yıl önce ve bu şekilde kadın konuk evine gidip yerleştik. Ben devlet ile ayakta duruyorum. Bana yapılan destekler ile ayaktayım. Devletin Valiliği ve belediyenin desteği sayesinde 3 çocuk ile hiç kimsenin desteğine ihtiyaç duymadan, kimseye el açmadan çocuklarımı büyütüyorum. Allah valimizden razı olsun. Bugün de bizim iftar soframıza gelmişler, Allah onları başımızdan eksik etmesin\" şeklinde konuştu.
Eşlerinden şiddet gören ve aynı kaderi paylaşan Ö.K ile E.Y. için Siirt Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı aracılığı çocuk maaşı ile bakıcı maaşı aylık 1000 lira maaş bağlarken, Siirt Belediyesi de, giyim, erzak yardımının yanı sıra ev eşyaları temin ederek aileye destekte bulundu. Vali Atik ve beraberindekiler daha sonra, Ö.K. ve E.Y.\'nin çocuklarına çeşitli hediyeler verdi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Ö.K\'nin kendisine kiralanan evinde ev işi yapması
İftara davetli olan Vali için Ö.K\'nin yemek hazırlaması
Ö.K.\'nin konuşması
Vali ve beraberindekilerin Ö.K ve E.Y.\'nin kaldığı eve gelmesi
Vali ve kadınlar yer sofrasında oturması
Valinin Ö.K. ve E.Y\'nin çocuklarına hediye vermesi
E.Y\'nin yaşadıklarını anlatması
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT, (DHA)-
===================================================
6)SİVEREK\'TE 2 OTOMOBİL ÇARPIŞTI: 4 YARALI
ŞANLIURFA’nın Siverek ilçesinde 2 otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 2\'si ağır 4 kişi yaralandı.
Kaza, sabah saatlerinde Siverek- Viranşehir karayolunun 15’inci kilometresindeki Yücelen Mahallesi\'nde meydana geldi. İlçe merkezi yönüne ilerleyen Ramazan Bakır yönetimindeki 63 ED 377 plakalı otomobil ile karşı yönden gelen Adnan Ağırtaş\'ın kullandığı 07 F 9127 plakalı otomobil kafa kafaya çarpıştı. Kazada sürücüler ile otomobillerde bulunan Veysi Bakır ve İrfan Ağırtaş yaralandı. Yaralılar, çevredeki vatandaşların ihbarıyla gelen sağlık görevlileri tarafından ambulanslarla Siverek Devlet Hastanesi\'ne götürüldü. Acilde tedaviye alınan yaralılardan Ramazan ile Veysi Bakır\'ın durumunun ağır olduğu belirtildi. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü
------------------------------
- Acil servis önü
- Yaralıların ambulanstan alınması
- Yaralı taşıyan ambulanslar
- Kaza yeri
- Çarpışan otomobiller
- İnceleme yapan jandarma ekibi
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 274 MB
=======================================================
7)HAVALANDIRMA BOŞLUĞUNDA MAHSUR KALAN KEDİYİ İTFAİYE KURTARDI
MANİSA\'nın Turgutlu ilçesindeki bir apartmanın havalandırma boşluğuna düşen yavru kediyi, itfaiye erleri kurtardı. Parmağı kedi tarafından ısırılan itfaiye eri ise, hastaneye giderek tedavi oldu.
Yılmazlar Mahallesi Dömeke Sokak\'taki 55 numarada bulunan apartmanda oturan ev hanımı Aynur Kırdı (65), 2 gündür havalandırma boşluğundan kedi miyavlaması sesi geldiğini söyleyip, itfaiyeye bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, zemin kattaki yavru kediyi çıkarmak istedi. İtfaiye erinin parmağı, hayvan tarafından ısırıldı. Özel bir aparatla yakalanan kedi, sokağa bırakıldı. Parmağı kedi tarafından ısırılan itfaiye eri ise, hastaneye giderek tedavi oldu.
Apartman sakini Aynur Kırdı, \"İki gündür havalandırma boşluğundan kedi sesi geliyordu. Bunun üzerine itfaiyeye haber verdim. Görevliler kediyi kurtardı. Ama itfaiye erine de üzüldüm, elini kedi ısırmış\" dedi.
Görüntü Dökümü
--------------------
- Kediyi yakalarken, parmağı ısırılan er
- Kedinin sokağa bırakılışı
(Haber- Kamera: Doğan ÇİZMECİ / TURGUTLU (Manisa), (DHA)
====================================================
8)KUŞ CENNETİNİN NİLÜFERLERİ BÜYÜLÜYOR
SAMSUN\'da bulunan ve Türkiye\'nin en önemli sulak alanlarından biri olan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti\'nde metrekarelerce alanı nilüfer çiçekleri kapladı. Su yüzeyinde açan nilüferler görenleri adeta büyülüyor
Samsun\'da bulunan ve Türkiye\'nin en önemli sulak anlarından biri olan Kızılırmak deltası Kuş Cenneti, içinde bulunduğu biyolojik çeşitlilik ile dikkat çekiyor. Türkiye\'de bulunan 483 kuş türünün 356 tanesinin görüldüğü Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti\'nde bulunan nilüfer çiçekleri de görsel şölene neden oldu. Su yüzeyinde metrekarelerce alanı kaplayan nilüfer çiçekleri görenleri büyülüyor. Özellikle nilüfer çiçeklerinin açmasıyla birlikte deltayı ziyaret eden fotoğraf sanatçıları ve vatandaşların sayısı da arttı.
Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zennube Albayrak, 56 bin hektar alanı kaplayan Kızılırmak Deltası ile ilgili her zaman buradaki kuşların ilk akla geldiğini belirterek \"Buradaki bitki örtüsü de çok çeşitli çünkü geniş bir habitatı içeriyor burası. Buradaki bitkilerden en önemlilerden birisi de nilüfer çiçekleri. Burada metrekarelerce su yüzeyinde nilüfer tarlaları var. Özellikle bu aylarda çok güzel çiçek açıyorlar. Görsel bir şölen var burada. Deltadaki diğer canlılarla bir bütün oluşturduğunda da seyretmesi çok keyifli manzaralar ortaya çıkıyor\" dedi. Kızılırmak Deltası içinde 3,5 kilometrelik bir yürüyüş yolu yaptıklarını söyleyen Albayrak, \"Jandarma noktasından başlıyor ve delta içine doğru yol ilerliyor. Bu güzergahta bazı bölgelerde doğal zeminde ilerliyorsunuz su seviyesinin yükseldiği bölgelerde ise ahşap zeminde ilerliyorsunuz. Burası bir macera yolu gibi. Doğanını içinde çok güzel bir yürüyüş güzergahı oldu\" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Nilüfer çiçeklerini drone ile çekilmiş görüntüsü
-Nilüfer çiçeklerinden detay
-Yürüyüş yolundan detay
-Röportaj
(SÜRE:4.24 Dk) (BOYUT:493 MB)
Haber-Kamera:Yaprak KOÇER/SAMSUN, (DHA)
==========================================================
9)OTOMOBİLİ YANAN SÜRÜCÜNÜN İMDADINA POLİS YETİŞTİ
ERZURUM\'da hareket halindeyken aniden alev alan otomobil, polislerin ellerinde yangın tüpü ile koşarak gelmesiyle büyümeden söndürüldü.Şehrin en işlek caddelerinden biri olan Cumhuriyet Caddesinde hareket halinde olan 25 LY 735 plakalı otolobilin sürücüsü Hakan Tikici, aracın ön kısmından dumanların çıktığını görünce durdu. Kaportayı açıp baktığında otomobilin yandığını gören Tikici, büyük bir panik yaşadı ve sağa-sola bakarak yardım istedi. Bir trafik polisi elinde yangın tüpü ile otomobilin yanınan gedi ancak tüp çalışmadı. Bu sırada yolun karşı tarafındaki polis evinden bir polis memuru hızla gelip yangın söndürme tüpü ile yangına müdahale etti. Alevlerin sönmesi üzerine aracın takılı kalan ve sürekli çalan kornanın kablosu kopartılarak susturuldu. Daha sonra olay yerine gelen itafiye ekipleri araçta soğutma çalışması yaptı.
Yangın söndürme tüpünün sıkıldığı ve beyaza boyanan otomobil polis ve vatandaşların yardımı ile iteklenerek çekicinin gelmesi için uygun bir yerde bekletildi. Cumhuriyet Caddesinde yaşanan araç yangını vatandaşları da korkuttu.
Görüntü Dökümü
----------------------:
-Sürücünün yanan otomobilen bakması
-Sürücünün yanan otomobiline üflemek istemesi
-Polisen gelisi ve yangının tüpünün çalışmaması
-Alevlerin büyümesi
-Yanan otomobile polis evindeng elen bir polisin müdahalesi ile söndürülmesi
(Haber-Kamera: ERZURUM, (DHA)
. (Süre: 144 MB)
© Tüm hakları saklıdır.