27 Eylül 2018 22:02
KILIÇDAROĞLU\'NUN DOĞDUĞU EV YANDI (2 - Nazımiye Belediye Başkanı Cafer Kırmızıçiçek röportajıyla)
Tunceli\'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu\'nun evinin de içinde bulunduğu 3 ev yandı.
Yangın, saat 15.30 sıralarında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu\'nun doğduğu yer olan Nazımiye ilçesine bağlı Ballıca köyünde meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, Kılıçdaroğlu\'na ait, doğduğu evinin arkasında köylülerce yakılan ateş, kuru otların tutuşmasına neden oldu. Yangın kısa sürede evlere sirayet etti.
Olayın itfaiye ekiplerine bildirilmesiyle Nazımiye Belediyesi\'ne ait 2 itfaiye aracı bölge sevk edildi.
Nazımiye Belediye Başkanı CHP\'li Cafer Kırmızıçiçek, \"Saat 15.30 sıralarında belediyeye yapılan ihbar sonucu ekiplerimizi Ballıca köyüne sevk ettik. Ben de bizzat itfaiye araçlarıyla birlikte köye hareket ettim. Köyde çıkan yangın büyüktü. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu\'nun kendisine ait olan ve doğduğu ev tamamen yanarken, yine amcası Mehmet Karabulut ve kuzeni Hasan Karabulut\'a ait ev ve eklentileri tamamen yandı. Yangının çevredeki ormanlık alana ve diğer evlere sıçramaması için iş makineleriyle önlem aldık. Ancak Genel Başkanımızın doğduğu ev tüm çabalarımıza rağmen yandı. Şu an ekiplerimiz yangını kontrol altına almaya çalışıyor. Yangından köydeki kimsenin etkilenmemesi sevindirici bir haber\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------------------
-Yanan evlerin içinden görüntü
-Ekiplerin yangına müdehalesi
- Nazımiye Belediye Başkanı Cafer Kırmızıçiçek röp
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, (DHA)
=============================
10 YAŞINDAKİ ÇOCUK, OYUNCAK SANDIĞI TABANCAYLA BABAANNESİNİ VURDU
AKSARAY\'da, R.D. (10) evde oyuncak sandığı babasına ait tabancayla oynarken tetiğe dokununca, karşısında oturan babaannesi Ummahan D.\'yi (89) başından yaraladı. Ağır yaralanan yaşlı kadın hastaneye kaldırıldı.
Olay, bugün saat 17.00 sıralarında Taşpazar Mahallesi 851\'inci Sokak\'taki apartmanda meydana geldi. R.D., evde babası M.D.\'ye ait oyuncak sandığı tabancayla oynamaya başladı. İddiaya göre tetiğe dokunması sonucu ateş alan tabancadan çıkan kurşun, karşısında oturan babaannesi Ummahan D.\'nin başına isabet etti. Yaralanan Ummahan D., kanlar içinde yere yığıldı. Yaşlı kadın, aile fertlerinin çağırdığı ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne kaldırıldı. R.D. de ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Görüntü Dökümü
--------------------
- Yaralının ambulanstan indirilip acıl servise alınması
- Olay yerinde polisin binaya girişi
- Baba ve oğlunun fotoğrafı
Haber- kamera: Hasan BÖLÜKBAŞ AKSARAY (DHA)
========================================
Avustralya uyruklu DEAŞ\'lı\'dan \"Elime hiç silah almadım\" savunması
ABD\'nin ölüm listesinde bulunan ve Kilis\'te yakalanarak tutuklanan DEAŞ terör örgütünün sözde üst düzey yöneticisi Avustralya uyruklu Neil Christopher Prakash\'ın yargılanmasına devam edildi. Prakash, eline hiç silah almadığını öne sürüp, gerçek yüzünü görünce de örgütten ayrıldığını iddia etti.
24 Ekim 2016 tarihinde Kilis\'in İnanlı köyünde Suriye sınır hattından kaçak yollarla Türkiye\'ye geçmeye çalışan aralarında Avustralya uyruklu Neil Christopher Prakash\'ın da bulunduğu bir grup DEAŞ üyesi, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Gaziantep H Tipi Cezaevine gönderildi. Terör örgütü DEAŞ\'ın yöneticilerinden olduğu ve ABD\'nin ölüm listesinde yer aldığı belirlenen Prakash, terör örgütüne üye olmak suçu ile yargılandığı Kilis Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu bulunduğu Gaziantep cezaevinden Sesli Görüntülü Kayıt ve Video Konferans Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Avustralya Ankara Büyükelçiliği yetkilileri ve Avustralyalı gazetecilerin de takip ettiği duruşmada savunma yapan Neil Christopher Prakash, Suriye’ye daha fazla dini bilgi almak için gittiğini öne sürerek, “Örgütün gerçek yüzünü gördüğüm zaman örgütten ayrıldım. Hiçbir zaman elime silah almadım. 3 yıl boyunca kurslarda dini eğitim aldım. Suriye’de dini bilgi almak ve insanları yardım etmek için gittimö dedi.
Mahkeme heyetinin örgüte ne zaman katıldığı sorusuna 2013 yılı olarak yanıt veren Prakash, savcılık ve jandarma sorgusunda 2015 yılında katıldığı yönünde ifadesini hatırlatınca, \"Korkudan öyle ifade verdim. Oradaki ifadeyi sahte kimlikle verdim. Korktuğum için bilgilerin hepsini yanlış söyledim\" dedi.
Prakash, Suriye’ye ilk gittiğinde Ahraru Şam örgütüne katıldığını ve her hangi bir silahlı eylemde yer almadığını iddia etti. Prakash, Suriye\'de bulunduğu sırada yanlarına gelen ve Avustralya dilini konuşanlar olduğu için DEAŞ\'a katıldığını da iddia etti. İdlip, Rakka ve Musul’da bulunduğunu öne süren Prakash, silahlı fotoğraflarını ise örgüte katılmak istediği sırada kabul edilmek için çektirdiğini söyledi.
Örgüte ilişkin bilgilerini yazılı olarak da verebileceğini ve pişman olduğunu söyleyen Prakash\'ın avukatı Reşat Davran da müvekkilinin uzun süredir tutuklu olduğunu, beyanları ile pişman olduğunu etkin olarak duruşma ve beyanlarında da ifade ettiğini belirterek tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti tahliye talebini reddedip tutukluluğunun devamına karar verdiği Prakash’ın irtibatta olduğu kişilerin tespit edilmesi, dijital materyallerin incelenmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Adliye binası ve çevresi
- Avukat Reşat Davran’ın açıklamaları
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)
391 MB
===========
Uşak\'taki yurtta taciz ve kötü muamele davasında çocuklardan kan donduran ifade
Feyzi DAVULCU/UŞAK, (DHA)- UŞAK\'ta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü\'ne bağlı Sevgi Evleri Çocuk Yuvası ile Kız Yetiştirme Yurdu\'nda, toplam 28 kız ve erkek çocuğuna cinsel istismar, taciz, şiddet, eziyet, kötü muamele ve hakarette bulundukları ileri sürülen, aralarında yönetici, öğretmen, bakıcı anneler ve hizmetlinin de bulunduğu 16 sanığın, 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi. Dinlenen 15 sanık suçlamaları kabul etmedi, mağdur 3 erkek kardeş ile o yıllarda yurtta kalan kız çocuğun ifadeleri ise tüyler ürpertti.
Yurttaki skandal olay, 2016 yılı Mart ayında Uşak Sevgi Evleri Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurdu\'nda kalan bazı çocukların yaşadıklarını ailelerine anlatmasıyla ortaya çıktı. Çocuklarının başına gelenleri dinleyen aileler, Uşak Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü\'ne başvurdu. Müdürlük, çok sayıda çocuğun ailesinin cinsel istismar, taciz, şiddet, eziyet, kötü muamele ve hakaret şikayeti üzerine inceleme başlattı. Bakanlık tarafından görevlendirilen müfettişin hazırladığı raporun ardından, suç duyurusunda bulunuldu. Aralarında yurt müdürü, yardımcıları, öğretmen ve bakıcı annelerin de bulunduğu yuva ve yurt görevlilerinin ifadeleri savcılık tarafından alındı. Soruşturmanın ardından savcılık, skandal iddialarla ilgili iddianame hazırladı.
İddianamede, bakanlığın suç duyurusuna da yer verildi. Bu suç duyurusundaki ifadelerde yurt ve yuvada korunma altında bulunmuş mağdur çocuklara kurum çalışanları tarafından cinsel istismar, taciz, şiddet, eziyet, kötü muamele ile hakarette bulunulduğu, yurt müdürü S.D.\'nin kendisine yakın bir ekip oluşturup bazı olayları örtbas ettiği öne sürüldü. Ayrıca, yurt yönetim memuru V.Ş.\'nin kız çocuklarına yönelik cinsel tacizde ve istismarda bulunduğu, bakıcı annelerin, hizmetlilerin de bazı çocuklara eziyet çektirdikleri iddia edildi. Bakanlık müfettiş raporunda ise yurt yönetim memuru olarak görev yapmakta olan sanık V.Ş.\'nin, 2014 yılı ve öncesinde 17 yaşındaki mağdur kız çocuğu K.K.\'yi rızası dışında dudağından öptüğü, ellerini tuttuğu, cinsel ilişki teklif ettiği, yine V.Ş.\'nin yurt içerisinde teşhircilik yaparak dolaştığı, bu duruma yurtta kalan çocuklarla çalışanların şahit olduğu anlatıldı.
16 sanık hakkında 6 aydan 23 yıla kadar hapis cezası istenen davanın 3\'üncü duruşması, Uşak 5\'inci Asliye Ceza Mahkemesi\'nde dün görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan 15 sanık, 4 mağdur çocuk, 10 tanık katıldı. Duruşmaya, mağdur 3 erkek kardeş ve o yıllarda yurtta kalmış 1 kız çocuğun ifadeleri damga vurdu.
TEŞHİRCİLİK YAPTI
Çocuklar ifadelerinde yurt hizmetlisi olarak çalışan S.T. ve bakıcı anne B.K. hakkında şiddet, eziyet ve kötü muamele yaptığı için şikayetçi oldu. Mağdur kız çocuğu K.T. de ifadesinde, idari amir V.Ş. hakkında cinsel istismar ve taciz hakkında şikayetçi olduğunu söyledi. 2014 yılı ve öncesinde yurtta kalan ve yaşını doldurarak yurttan ayrılan mağdur kızlardan K.T., ifadesinde, izin dönüşlerinde nöbetçi öğretmen veya amirle odasında görüştüklerini belirterek, izin dönüşünde V.Ş.\'nin teşhircilik yaptığını söyledi. K.T., arkadaşı F.Y.\'nin de V.Ş.\'nin aynı şekilde teşhircilik yaptığını kendisine anlattığı belirtti. K.T.; F.Y.\'nin kendisine V.Ş. ile kız arkadaşlarından K.K.\'nin sevgili olduğunu söylediğini de anlattı.
\'HEM KIZIYOR HEM DÖVÜYORDU\'
Mağdur çocuklardan S.D. de ifadesinde, \"Yurt hizmetlisi S.T. birazcık da olsa şımarsak bizi dövüyordu. Bakıcı annemiz B.K. ile birlikte S.T. mutfakta sigara içiyorlardı. B.K. anne biz arkadaşlarımızla eğlendiğimiz zaman, hizmetli S.T.\'yi çağırıyordu. S.T. ise bize hem kızıyordu hem de dövüyordu. Bir keresinde S.T. benim yüzüme vurdu. Benim çok gücümü gitti. Kardeşlerimle aynı yerde kalmıyordum. Onları dövdüğünü görmedim. Ancak kardeşlerimi de hem dövmüş hem küfür etmiş. Ayrıca arkadışımz E.A.\'yı hizmetli S.T. boğazından tutarak 1-2 dakika havada tuttu. Arkadaşlarımız da gördü. S.T.\'nin bizimle hiç top oynadığını görmedim. Yurtta kalan her çocuk S.T.\'nin elinden geçmiştir. Bakıcı anne B.K., bize sürekli olarak \'Sizinle mi uğraşacağım?\' diyordu\" dedi.
\'HİZMETLİ BENİ BOĞAZIMDAN TUTUP KOLTUĞA FIRLATTI\'
Y.D. de ifadesinde, \"Yurt hizmetlisi S.T. bize hitaben \'Buraların efesiyim\' diyordu. Bir gün arkadaşımla oynarken bakıcı anne B.K., hizmetli S.T.\'yi çağırdı. S.T. beni boğazımdan tutarak koltuğa fırlattı. Bakıcı anne B.K. bana eziyet ediyordu. Elimden tutup, sürükleyerek odaya, uykuya götürüyordu. S.T.\'den korkardık. Bize iyi davranmıyordu\" diye konuştu.
\'HİÇBİR ŞEY YAPMASAK DA BİZİ DÖVÜYORDU\'
Mağdur çocuklardan A.A.D. (10) ise ifadesinde, ifade veren kardeşleri gibi hizmetli S.T.\'nin kendisi ve yurttaki diğer çocukları herhangi bir suçları olmasa da dövdüğünü ileri sürüp, \"S.T. bana bir tokat ve tekme attı. Ondan korkardık. Çocuklar arasında sevilen birisi değildi. Yurtta bana da B.K. isimli anne bakıyordu. Bakıcı anne B.K., hizmetli S.T.\'ye \'Bunlar yaramazlık yapıyor, icabına bak\' diyordu\" dedi.
HİZMETLİ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Sanıklardan hizmetli S.T. ise ifadesinde çocukların suçlamaları kabul etmeyip, \"Çocuklara bağırsak bile sonra oyun oynardık. Yurtta cinsel taciz olsa ben bunu duyardım\" dedi. Sanık bakıcı anne B.K. de suçlamaları reddederek, o yıllarda 8 aylık hamile olduğunu, bir anne olarak çocuklara şiddet uyguladığı iddiasını kabul etmediğini, çalıştığı süre içerisinde de çocuklarla ilgili herhangi bir olumsuz davranış görmediğini belirtti.
MÜDAHİL AVUKATLAR SANIKLARIN TUTUKLANMASINI İSTEDİ
Diğer sanıklar V.Ş., A.Ç., A.K., C.S., D.K., E.Ç., H.D., H.D., R.K., S.Ç., Ş.T., Y.D. ve A.M. de haklarındaki suçlamaları kabul etmedi. Duruşmada, Uşak Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü avukatları, davaya müdahil oldu. Komisyon adına söz alan avukatlar, sanıkların tutuklanmasını istedi. Mahkeme başkanı avukatların taleplerini diğer celsede değerlendirmek ve diğer sanıklar ile mağdurların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
\'YARGILAMA AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE YAPILMALI\'
Mağdur çocukların avukatları Volkan Berber ve Ezgi Sağcan duruşma çıkışında yaptıkları ortak açıklamada, şöyle dedi:
\"Mağdur beyanları çok çarpıcı ve dosyayı aydınlatır niteliktedir. Tanık beyanları da mağdur beyanlarıyla örtüşmekte, özellikle eziyet ve cinsel istismar suçlarının sanıkları bakımından tutuklama talebimiz oldu ancak davaya her celse farklı hakimler baktığından talebimiz bu celse değerlendirilmedi. Aynı zamanda, biz olayda eziyet suçunun failleri kamu görevlisi olduğundan, cinsel istismar suçu ise süreklilik arz ettiğinden işkence ve nitelikli cinsel istismar suçları oluştuğu için görevsizlik kararı verilmesi ve yargılamanın ağır ceza mahkemesinde yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu talebimiz de geçen celse değerlendirilmedi. Dava kamu vicdanını yaralamaktadır. Uşak Barosu olarak davanın sonuna kadar takipçisi olacağız.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Yurdun dışardan arşiv görüntüsü
-Adliyenin dışarıdan adşiv görüntüsü
Haber - Kamera: Feyzi DAVULCU / UŞAK, (DHA)
=========
Foça\'da otluk alandaki yangın sert rüzgarla büyüdü (2)
KONTROL ALTINA ALINDI
Foça\'daki yangın, ekiplerin yoğun müdahaleriyle kontrol altına alındı, soğutma çalışmaları sürüyor. Foça İlçe Jandarma Komutantlığı tarafından sabotaj ihtimali gözönünde bulundurularak soruşturma başlatıldı. Yangından yaklaşık 30 hektar kuru otluk alan ve şahıslara ait zeytinlik alanlar etkilendi.
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Seyfi GÜL/FOÇA (İzmir), (DHA)
==============
CEYLİN ATİK\'İN ÖLDÜRÜLMESİNDE SÜRPRİZ TANIK İDDİASI
İZMİR\'in Ödemiş ilçesinde, parka oynamaya gittikten sonra kaybolan 10 yaşındaki Ceylin Atik\'in 3 gün sonra komşusunun evinde cansız bedeninin bulunmasıyla ilgili davada, tutuklu sanıklar Serkan Türkmen ile eşi Şükriye Türkmen\'in yargılanmasına devam edildi. Duruşmada şükrüye Türkmen cinayeti eşi ile birlikte işlediklerini yineledi. Duruşma çıkışında açıklama yapan öldürülen Ceyin Atik\'in dedesini avukatı Mehmet Kaymak, Türkmen Çifti\'nin Celyin\'in sandık içindeki cesedini taşımaya çalıştıklarını gören bir tanık olduğunu, duruşmaya çıkıp ifade vermesi için ikna etmeye çalıştıklarını söyledi.
Ödemiş 50\'nci Yıl Ortaokulu öğrencisi Ceylin Atik, 10 Haziran 2017 tarihinde, arkadaşlarıyla oynamak için Cumhuriyet Mahallesi\'ndeki evlerinin önündeki Kazım Karabekir Parkı\'na gitti. Ceylin\'in uzun süre ortalıkta görünmemesi ve eve dönmemesi üzerine merak eden dedesi Mustafa ile babaannesi Ülkü Atik, arkadaşlarına sormalarına, gidebileceği yerlere bakmalarına rağmen torunlarını bulamadı. Bunun üzerine Ceylin Atik\'in yakınları, Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü\'ne gidip, kayıp başvurusunda bulundu. Yakınları sosyal medyadan da Ceylin\'in fotoğraflarını paylaşarak, bulunması için yardım istedi. Dede Mustafa Atik\'in cep telefonuna, \'Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz\' yazılı mesaj gelmesiyle, anne ve babası ayrı yaşadığı için dedesi ve babaannesiyle kalan Ceylin Atik\'in kaçırıldığı anlaşıldı. Polis, dede Atik\'e gelen mesajdan yola çıkarak, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. İstihbarat çalışmasıyla Ceylin\'in, en son parkın yakınındaki Şengül Sokak\'ta bulunan apartmanın 4\'üncü katında oturan komşuları oto tamircisi Serkan ve eşi Şükriye Türkmen\'in evinde su içerken görüldüğünü belirlendi. Polisin operasyonuyla Serkan ile Şükriye Türkmen ve onun halası Raziye Ö. yakalanıp, gözaltına alındı. Küçük kızın cansız bedeni de Türkmen çiftinin evinde bulundu. Olay sonrası tutuklanan Şükriye Türkmen ve eşi Serkan Türkmen hakkında, \'çocuğa veya beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme\' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, tutuksuz sanık Raziye Ö. hakkında ise \'suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme\' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın bugün görülen 11\'inci duruşmasına tutuklu sanıklar
Şükriye Türkmen ve eşi Serkan Türkmen Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tutuksuz sanık Raziye Ö. duruşmaya gelmezken, tarafların avukatları, öldürülen Ceylin Atik\'in babası Murat Atik, dedesi Mustafa Atik ve babaannesi Ülkü Atik ile yakınları hazır bulundu.
Duruşmaya, 16 Ağustos tarihli ara karardaki, tanık polis memuru Mehmet Tezgel\'in tekrar dinlenmesi için mahkemeye çağrılması, tutuklu sanıkların telefonlarının geçmişe dönük 1 yıl boyunca incelenip, konuşma dökümlerinin mahkemeye gönderilmesi için Ödemiş 2 Asliye Ceza Mahkemesi\'ne yazılan müzekkereye yanıt gelmemesi nedeniyle tekrar yazı yazılmasına karar verilerek başlandı.
Mahkeme hakimi, öldürülen çocuğun dedesi Mustafa Atik\'in avukatı Mehmek Kaymak\'ın tkalebi üzerine tutuklu sanık Serkan Türkmen\'e, öldürülen Ceylin Atik\'in cesedinin bulunduğu sandığı evden dışarıya çıkarmaya yönelik bir davarnışta bulunup, bulunmadıklarını sordu. Bunun üzerine Türkmen, \'Hayır\' diye yanıt verdi.
Söz alan sanık Serkan Türkmen\'in avukatı Aydan Davran ise öldürülen Ceylin Atik\'in dedesi Mustafa Atik\'in telefon numarasının tutuklu sanık Şükriye Türkmen\'in telefonunda \'Ceylin\' olarak kayıtlı olduğunu, bunu daha önceki beyanlarında da söylediğini hatırlattı. Şükriye Türkmen ayrıca cinayeti
eşi Serkan Türkmen ile birlikte işlediklerini bir kez daha yineledi.
Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı dosyadaki eksikliklerin tamamlanmas duruşmayı erteledi.
SÜRPRİZ TANIK İDDİASI
Duruşyma çıkışında bir açıklama yapan öldürülen Cealyin Atik\'in dedesi Mustafa Atik\'in avukatı Mehmet Kaymak, \"Sanık Şükriye Türkmen verdiği ifade de cinayeti eşi ile birlikte işledikleri beyanını tekrar etti. Bir dahaki duruşmada müteaala verileceği kanaatindeyiz. Yaptığımız incelemeler doğrultusunda Ceylin\'in içerisinde olduğu sandığı taşındığını gördüğünü belirten bir tanığın önümüzdeki celsede mahkemede dinlenmesini sağlayıp, olayın
daha iyi aydınlanmasına yardımcı olmak için çalışacağız. .Emniyet güçlerinin konuyla ilgili bilgisi bulunuyor. Kişinin ifade vermeye çekiniyor.
Neden çekindiği konusunda bilgimiz yok. Bu konuda dede Mustafa Atik\'in çabaları çok fazla kendisini bu hususta tebrik ederim. Herkesten de aynı duyarlılığı bekliyorum\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Öldürülen Ceylin Atik\'in fotoğrafı
-Şükriye Türkmen ve eşi Serkan Türkmen\'in arşuv fotoğrafı
-Ceylin Aütik\'in dedesi Mustkafa Atik\'in görüntüsü
-Dede Mustafa Atik\'in avukatı Mehmet Kaymak\'ın duruşma çıkışında açıklaması
Haber-Kamera: Faruk ÇARK / ÖDEMİŞ (İzmir), (DHA)
© Tüm hakları saklıdır.