14 Aralık 2018 19:28
Bakan Soylu: Belediyeleri teröre hizmet eder halden kurtarmak boynumuzun borcudur
İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, “Yüz defa bu işi yapsanız, bin defa yapsanız, o belediyeleri teröre hizmet eder halden kurtarmak bizim boynumuzun borcudur” dedi.
Kastamonu Belediyesi tarafından yaptırılan Turhan Topçuoğlu Şehir Parkı, Hologram Merkezi, Bölge Trafik Şube Müdürlüğü hizmet binası, Atabey Konağı Millet Kıraathanesi ve Muhtar Müzesi açılışlarını yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, düzenlenen törende bir konuşma yaptı. Soylu, Amerika Birleşik Devleti’ni (ABD) eleştirdiği konuşmasında, “Amerika binlerce TIR ile PYD’ye yardım yapıyor, PKK’ya yardım yapıyor. Bir taraftan bizim sırtımızı okşayıp ‘3 tane teröristi listeye koyduk’ diyor, öbür taraftan PYD ile el sıkışıp, ‘petrolün şu kadarı senin olsun bu kadar benim olsun’ diye bir terör örgütü ile beraber iş birliği yapıyor. Ondan sonra o terör örgütü gidiyor DEAŞ ile işbirliği yapıp petrolün taşınmasında beraber ortak olup beraber para kazanalım diyor. Amerika’nın kimin elini kimin cebine soktuğu ne yaptığı belli değil. 15 Temmuz’un meczup yöneticisi tek başına mı yaptı o işi. Nerede yaşıyor 15 Temmuzun yöneticisi; Amerika’da yaşamıyor mu? Ona orda villalar vermediler mi, onu orada yaşatmıyorlar mı? 251 şehidimizin katili, binlerce insanımızın faili, bu7 ülkeyi alıp başka yerlere taşımak isteyen, peşkeş çekmek isteyen kişiye sahip çıkar ondan sonra ‘biz müttefikiz.’ Nasıl müttefiksin? Sınırlarımızda PKK’yı, PYD’yi terör örgütlerini besleyeceksin, silah göndereceksin ondan sonra ‘Türkiye ile müttefikiz’. Böyle bir müttefiklik olmaz” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR’
“Türkiye’nin büyümesinden ve zenginleşmesinden, ayaklarının üzerinde durmasından, etrafındaki coğrafyaya elini uzatmasından rahatsız olanlar operasyon üzerine operasyon çekmeye çalışıyorlar” diyen Soylu, şöyle devam etti:
“Gezi olaylarından, 17-25 Aralık’a kadar, 6-7 Ekim olaylarından 15 Temmuz’a kadar, tek bir dertleri var. Dertleri şu: Dertleri Türkiye’yi istikametinden vazgeçirmek.
Diğer bir dertleri de 10 bin dolar üzerine gelen Türkiye’nin kişi başı seviyesini 25 bin Dolar’a ulaştırmamak. Dertleri önlerinde eğilmeyen, belini bükmeyen, her dediklerine eyvallah demeyen bu ülkede milletimizin özgür ve hür yaşamasını, Türkiye’nin terörden arındırılmasını, ülkenin istihdamından, ülkenin zenginliğine kadar bu ülkenin dünyanın ilk 10 büyük ülkesinden birisini olmasını sağlayan ve milletin itibar ettiği, milletin güvendiği Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin yönetiminden uzaklaştırmak ve Türkiye’yi istedikleri gibi idare etmek ve Türkiye’yi istedikleri yöne çevirebilmektir.”
‘BELEDİYELERİ TERÖRE HİZMET EDER HALDEN KURTARMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR’
Doğu ve Güneydoğu’da bulunan bazı illerdeki belediyelere atanan kayyumlar ile ilgili yapılan eleştirilere de sert cevap veren Bakan Soylu, şunları söyledi:
“Bakın geçen hafta ben Ağrıdaydım. Size bir örnek vereyim, hani birileri, ‘niçin belediyelere kayyum atandı’, niçin terörü yöneten, teröre lojistik destek sağlayan, insan kaynağı sağlayan, festivaller düzenleyip oradaki çocuklarımızı dağa gönderip eline silah verdiren bu anlayışa son verildi diye bazen Meclis kürsüsünden itiraz ediyorlar. Ağrı Belediyesi teslim alındığında bir aracında 400 haciz vardı. Kıymetli hanımefendiler 13-14 yaşındaki kızları annelerinin kucağından alıp, okullarından alıp dağa götürüp, beni bağışlayın, sizden özür diliyorum; o iğrenç adamların önüne sunup, onlara taciz ettirip, onlara tecavüz ettirip bir daha anasının, babasının yüzüne bakamaz hale getiren bir anlayışı ortadan kaldırdık diye, bazen de Avrupa’dakiler, bazen de burada terörün siyasi kolu olan PKK’nın siyasi kolu olan partinin yöneticileri bizlere çemkiriyorlar. Yüz defa da bu işi yapsanız, bin defa yapsanız o belediyeleri teröre hizmet eder halden kurtarmak bizim boynumuzun borcudur.”
21 BİN 600 UYUŞTURUCU SATICISI TUTUKLANDI
Uyuşturucu ile mücadelenin el ele omuz omuza süreceğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bana kızdılar biliyorsunuz. Ben bir laf söyledim; demişim ki, ‘okulların önünde uyuşturucu satıcılarını görürseniz ayaklarını kırın. Yanlış mı yapmışız. Bakın öyle bir mücadele yapılıyor ki bütün güvenlik kuvvetlerimiz polisimiz, jandarmamız, istihbaratımız, narkotik birimlerimiz 81 ilde Narko Timlerimizi oluşturduk. 30 il de vardı ilk önce 50 kente şimdi de 81 kente yükselttik. Bir baktım ki uyuşturucudan doğrudan ölenlerin sayısı 500’den 900’e çıkmış. Eyvah, dedim bir tehlike var. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim, dedi ki seferberlik ile üzerine gidiyorsunuz. Ve şu anda Ekim ayının sonuna kadar bakın 941 sayısı 2017 sayısıdır, 920 sayısı 2016 sayısıdır şimdi ise 317. Yani bunu daha da aşağı çekmek için büyük gayret ortaya koyacağız. Şu ana kadar bu yıl 21 bin 600 uyuşturucu satıcısını tutukladık. Allah Adalet Bakanımızdan da razı olsun. Birlikte el ele kol kola büyük mücadele yapıyoruz. Siz merak etmeyin.”
Bakan Soylu, konuşmaların ardından toplu açılış törenlerine katılmak üzere Taşköprü ilçesine geçmek için Kastamonu’dan ayrıldı.
Görüntü dökümü:
-İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu tören alanına gelişi
-İstiklal Marşı
-İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu konuşması
Gürkan YILMAZ /KASTAMONU, (DHA)-
=============================
Karamollaoğlu, Şırnak\'ta kontrol noktasındaki askerlerle çay içti
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yurt gezileri kapsamında Şırnak\'a gelişi sırasında Cudi ve Gabbar dağlarının kesiştiği noktada bulunan Kasrik askeri uygulama noktasında görevli askerlerle sohbet etti, birlikte çay içti.
\'Şırnak’ın geleceği için çare var\' konulu konferansa katılmak üzere dün Şırnak\'a gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, konferans kapsamında siyasi parti temsilcileri, iş adamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile kanaat önderleriyle bir araya geldi. Karamallaoğlu, Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın ile birlikte Şırnak\'a karayolu ile geldiği sırada, bir zamanlar şiddetli çatışmaların yaşandığı Gabbar ve Cudi dağının kesiştiği noktada bulunan Kasrik askeri uygulama noktasında görevli askerlerle sohbet etti. Tek tek askerlerin ellerini sıkarak durumlarını soran Karamollaoğlu, askerlerle de çay içti. Karamollaoğlu ve beraberindekiler, konferans sonrası kentten ayrıldı.
GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK
Haber-Kamera: Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK, (DHA)-
==========================
Kayıp yaşlı kadın ölü bulundu
Bursa\'nın İnegöl ilçesinde 10 Aralık\'ta çıktığı evine bir daha dönmeyen Arzı Balaban’ın (74) cesedi bulundu.
Evinden 4 gün önce bastonunu alarak çıkan Arzı Balaban, bir daha geri dönmedi. Bunun üzerine ailesi durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri sokak sokak gezerek kayp kadını aradı. Arazileri de kontrol eden polis, AFAD ve AKUT ekiplerine haber verdi. Güvenlik kameralarına yansıyan kadının mahalle dışına çıktığını tespit eden ekipler, aramaları arazide sürdürdü. Farklı noktalarda aradıkları Arzı Balaban\'ın önce terliklerine ulaşan ekipler, dün ayak izini buldukları yaşlı kadının bugün de Şehitler Mahallesi girişinde dere yatağında cansız bedenini buldu.
Olaya ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü:
------------
-Olay yerinden ve ekiplerden görüntüler
-Arzı Balaban’ın cesedinin taşınmasından görüntüler
-Arz-ı Balaban vesikalık fotoğrafı
Süre: 2.21 Boyut: 263 MB
Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL Bursa, (DHA)
==============================
Sobadan zehirlenen anne ile yatalak oğlu hastaneye kaldırıldı
DENİZLİ\'nin Pamukkale ilçesinde, kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen anne ve yatalak oğlu, hastanede tedaviye alındı.
Sevindik Mahallesi\'nde yaşayan Ayşe Yıldırım (80), 2315 Sokak\'taki tek katlı evinde kiracısı olan Emine Arık (78) ile Arık\'ın yatalak oğlu Özgür Arık\'a (41), bugün yemek götürdü. Ancak kapıyı açan olmadı. Bunun üzerine pencereden bakan Yıldırım, baygın haldeki anne ile oğlunu önce uyuyor zannetti. Seslenmesine rağmen anne ve oğlu tepki vermedi. Evden is kokusu geldiğini farkeden Yıldırım, anne ve oğlunun kömür sobasından sızan karbomonoksit gazından zehirlendiklerini anladı. İhbar üzerine eve gelen sağlık ekibi, karbonmonoksit gazından zehirlendikleri anlaşılan Emine Arık ile yatalak oğlu Özgür Arık\'ı ambulansla Denizli Devlet Hastanesi\'ne kaldırdı. Emine Arık\'ın durumunun ağır olduğu, ikisinin de tedavisinin sürdüğü belirtildi.
Ev sahibi Ayşe Yıldırım, \"Camdan bakınca hareketsiz yattıklarını gördüm. Evden çok fazla is kokusu geliyordu. Sobadan zehirlendiklerini anlayıp, ambulas çağırdım\" dedi.
Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Evden görüntü
- Odadaki sobadan görüntü
- Ayşe Yıldırım\'ın olayı anlatması
Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)
==============================
Engelli genç kız \'damatsız düğün\' ile gelin olma hayalini gerçekleştirdi
UŞAK\'ta en büyük hayali gelinlik giymek olan zihinsel engelli 18 yaşındaki Büşra Bayraktar\'ın arzusu gerçekleşti. Damatsız gerçekleştirilen temsili düğünde Büşra, gelin olup doyasıya eğlendi.
En büyük hayali gelinlik giymek olan Büşra Bayraktar\'ın bu arzusunu, Kuran kursunun hocası Gülay Yıldız gerçekleştirdi. Büşra için temsili bir düğün töreni organize etti. Düğün için her türlü prosedür yerine getirildi. Temsili düğünün yapıldığı Dikilitaş Mahalle Konağı\'nı ise Uşak Belediyesi tahsis etti. Davetliler, Büşra Bayraktar\'ı, mutlu gününde yalnız bırakmadı. İlk dansını ağabeyiyle yapan Büşra Bayraktar, gönlünce doyasına eğlendi.
Anne Leyla Bayraktar, \"Gülay hocamız bu düğünü bizden habersiz organize etmiş. Daha sonra bizle paylaştı. Biz de kabul ettik. Kızımızın hayalini gerçekleştirmiş olduk\" dedi. Baba Gürcan Bayraktar ise, \"Her kızın yaşamak istediği, hayali olan gelinlik giymeyi benim kızım da gerçekleştirdi. Emeği geçen herkese teşekkür ederim\" diye konuştu.
Kuran Kursu öğretmeni Gülay Yıldız ise, \"Büşra\'nın annesi benim öğrencim. 3 yıldır kursa geliyor. Bu zaman zarfında Büşra\'yı çok iyi tanıdım. Hayallerini çok iyi biliyorum. Büşra\'nın gelin olmak ve gelinlik giymek istediğini öğrendim. Ona nasıl gelinlik giydiririm diye düşünüyordum. Bazı kişiler sponsor oldu. Gelinliğiyle beraber, bu organizasyonu yaptık. Büşra\'nın hayalini gerçekleşti. Çok mutluyuz\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Engelli Büşra Bayraktar\'ın Kuaförde makyaj ve saç yapılması
- Engelli Büşra Bayraktar\'ın düğün salonuna gelmesi
- Anne Leyla Bayraktar Röp
- Engelli kız Büşra Bayraktar Röp
- Baba Gürcan Bayraktar Röp
- Öğretmen Gülay Yıldız Röp
- Büşra Bayraktar\'ın dualar eşliğinde salona girişi
- Büşra Bayraktar abisi ve babası ile dans
- Büşra Bayraktar ve davetlilerin oyun havası oynaması
Haber- Kamera: Feyzi DAVULCU / UŞAK, (DHA)
================================
Çorlu\'daki tren kazasında eşi ve bebeğini kaybeden Kurtuluş: Adalete güveniyorum
TEKİRDAĞ\'ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz\'da meydana gelen tren kazasında eşini ve 6 aylık bebeğini kaybeden Melih Kurtuluş, \"Bu ülkenin adalet sistemine inancımız tam. Yalnız, bir an önce mahkeme sürecinin başlamasını istiyoruz, çünkü bu süreç uzadıkça bize daha fazla acı veriyor. İnanıyorum ki, dava süreci başladığı zaman gerçek suçlularda cezasını alacaktır, ben adalete güveniyorum\" dedi.
Çorlu\'da 8 Temmuz\'da meydana gelen, 25 kişinin öldüğü 340 kişinin de öldüğü tren kazasında Melih Kurtuluş, eşi Derya ve 6 aylık kızı Beren\'i kaybetti. Evinde gazetecilere avukatı Yunus Tuğlu ile birlikte açıklamada bulunan Kurtuluş, çok zor bir dönemden geçtiğini ve yaşadıklarının çok ağır hasarlara neden olduğunu söyledi. Kurtuluş, kaza sonrası eşinin ve bebeğinin hayatını kaybettiğini ve buna hala alışamadığını belirterek, \"Bizim için bu kaza süreci zor bir süreç oldu. Bu kazanın unutulmaması gerektiğini ve kamuoyunun gündeminde yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Aslına bakarsanız, bu kazanın oluşmasında çok fazla ihmal var, hatta ihmaller zinciri olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde bir alış veriş merkezinde yaşanan tren kazasında hayatlarını kaybedenlerin fotoğrafları ve kısa öz geçmişleri sergilendi. Ben bu sergiye katılamadım, hala bazı şeyleri yapmakta çok zorlanıyorum. Mesela fotoğraflara bakmak, videoları izlemek şu anda benim için mümkün değil\" şeklinde konuştu.
\'SÜRECİN BAŞLAMASINI BEKLİYORUZ\'
Kendilerinin avukatları aracılığıyla haklarını aramaya koyulduklarını dile getiren Kurtuluş, \"Bu zaten hukuki ve adli sürece yansımış bir olay. Şuanda, iddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz. Talebimiz de bir an önce kazayla ilgili iddianamenin hazırlanarak gerçek suçluların adalet önünde cezasını almasıdır, başka da bir amacımız yok. Yayınlanmış bir bilirkişi raporu iki tane bilirkişi görevlendirilmiş bununla ilgili isimlerini zikretmeme gerek yok. Ama bu bilirkişilerin Devlet Demir Yolları ile ticari ilişkiler içinde olduğu geçmiş zamanlarda ortaya çıktı. Bu bilirkişinin raporunun bu dava sürecinde bunları çok doğru bulmuyoruz. Yani, bu kurumla maddi ilişkiler içine girmiş bu insanların bilirkişi olması ne kadar doğru yada ne kadar tarafsız olabilir insanların taktirine bırakıyorum. Bilirkişi raporuna itiraz edeceğiz, ama yeni bilirkişilerin de görevlendirilmesi başlı başına bir problem. Zaten olay yeri şuan yenilenmiş durumda\" diye konuştu.
\'HUKUKA GÜVENİYORUZ\'
Kurtulmuş, hukuka ve adalete güvendiğini ifade ederek, \"Bu ülkenin adalet sistemine inancımız tam. Yalnız, bir an önce mahkeme sürecinin başlamasını istiyoruz, çünkü bu süreç uzadıkça bize daha fazla acı veriyor. İnanıyorum ki, dava süreci başladığı zaman gerçek suçlular da cezasını alacak. Bizim buradaki amacımız intikam almak değil, bizim buradaki amacımız adaletin yerini bulması. Mahkeme sürecinin bir an önce başlayarak gerçek suçluların cezalandırılması. Kazazedelerin oluşturmuş olduğu bir sosyal medya grubu var, ben dahil değilim bu gruba. Çünkü, kazayla ilgili şeylerden mümkün mertebe uzak durmaya çalışıyorum, böylece yeniden bazı kötü şeyleri hatırlayıp yaşamıyorum. Bu çok ağır bir süreç gerçekten atlatması kolay olmayan bir süreç. Ama, diğer kazazedelerden duyduğum kadarıyla bir takım rakamların konuşulduğu, Devlet Demir Yolları\'nın kazazedeleri arayarak onlarla ilgili tazminat pazarlığı yaptığını duydum, ama bu kısmi bir bilgi. Net bir bilgim yok. Devlet Demir Yolları\'ndan sadece 1 avukat, 1 psikolog ve 1 şoför olarak bildiğim görevliler geldiler olayın hemen arkasından. Tazminatla ilgili süreçlerin başlatıldığını dillendirmek için göndermişler. Onun dışında Devlet Demir Yolları\'ndan kimse gelmedi\" dedi.
\'ERDOĞAN BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ\'
Kaza sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın kendisini bizzat arayarak başsağlığı dilediğini belirten Kurtuluş, \"Cumhurbaşkanımız beni kaza sonrası arayarak baş sağlığı diledi. Konuyla alakalı, ilgili bakanlara talimat verdiğini söyledi. Sağ olsun, ilgili bakanlıklar tarafından gerekli bilirkişilerin görevlendirileceğini söyledi. Ama, Zannediyorum ki, onun bilgisi dışında gelişti bazı olaylar. Yoksa, TCDD ile maddi ilişkiler içinde olan insanların açık şekilde bilirkişi olarak görevlendirileceğine ben inanmıyorum. Kazada, menfez ve hava şartları öne sürülüyor. Ancak bu menfez yerinde duruyor zaten bir yere gittiği yok. 2011 yılında bu hatta yolun yenilemesi yapılmış. Ancak demek ki yeterli kalitede bir yenileme olmamış. Bu güne kadar böyle bir yağmur yağmadı mı? İlk defa mı bu kadar yağmur yağdı da kaza oldu\" dedi.
\'SÜREÇ, AĞIR AKSAK YÜRÜYOR\'
Melih Kurtuluş\'un avukatı Yunus Tuğlu, tren kazasında tren kazasında 25 canın gittiğini ve çok sayıda yaralının olduğunu belirterek, kendilerinin hukuki bir mücadele için hazır olduklarını söyledi. Avukat Tuğlu, sürecin ağır, aksak yürütüldüğünü ve hunun da bilinçli olarak yapıldığını iddia ederek, şunları söyledi:
\"Süreç artık ağır aksak yürüdüğünün kanaatindeyiz. Öncelikle bu olayda bilirkişi seçiminin yanlış olduğu kanaatindeyiz. Bu konunun uzmanı olduğu söylenen üniversitede profesör olarak görev yapan Mustafa Karaşahin isimli bir kişi henüz daha kaza olduğu anda, kazanın sebebini meteorolojiye bağlayan bir basın açıklaması yaptı. Böyle bir açıklama, maalesef talihsiz bir açıklamaydı. Bu açıklamanın ardından tüm kamuoyu sanki bu kazada hiçbir ihmal olmamış kaza, o gün yağan yağmur nedeniyle meydana gelmiş gibi bir izlenime kapılarak öyle bir mesaj verildi. Bazı şeylerin şuyu vukuundan beterdir denir, bu da öyle bir konuydu. Bu konuya tabi biz yasal olarak itirazlarımızı yaptık. Ancak itirazlarımıza verilen cevaplarda, yeni bir bilirkişi raporunun süreci daha da uzatacağı veya bu raporun heyet halinde hazırlandığı ve bu heyetin ortak görüşü olduğu şeklinde itirazlarımız bu tür savunmalarla reddedildi. Bilirkişi raporunda, kazadan önceki tarihlerde motorlu araç ve yay olarak hat üzerinde kontrollerin yapıldığı belirtiliyor, eğer böyle bir kontrol yapılmış olsa bu kaza meydana gelmezdi. Biz, bunların masa başında tutulmuş tutanaklarla yürütüldüğü ve yapıldığı kanaatindeyiz. Çünkü, tüm açıklamalarla ve kaza sonrası menfezin yerinde durduğu, herhangi bir zarar görmediği ve açık olduğu tespit ediliyor. Burada hatalı olan konu menfez değil, rayların altındaki tutucuların kaybolması, yada erimesi, yada doğal olaylarla taşınması sonucu meydana geldiğini ortaya koyuyor. Bunun tespiti ise, yay gezilerle çok rahat görülebilirdi. Kazadan üç gün önce dahi burası yaya olarak gezilmişse, bunun tespit edilememesi gibi bir durum söz konusu değildir\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Melih Kurtulmuş ile röp.
Avukat Yunus Tuğlu ile röp.
Detaylar
Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),(DHA) -
===============================
İznik\'te tarlada iş makinesi ile kaçak kazı
BURSA’nın İznik ilçesindeki bir tarlada iş makinesi ve elle kazılmış çukurlar bulundu. Çukurların bazılarından kemik parçaları çıkarken, jandarma kaçak kazı yapanların yakalanması için çalışma başlattı.
Kırsal Dereköy Mahallesi 3 yıldır kaçak kazı yapanların hedefi haline geldi. Mahallede bulunan bir tarlada çok sayıda çukur bulundu. Köy sakinlerinin bugün fark edip, jandarmaya bildirdiği çukurların bazılarının iş makinesi ile kazıldığı değerlendiriliyor. Çukurlardan bazılarının etrafı tuğla örülü mezara benzemesi dikkat çekti. Tarlada ise etrafa dağılmış kemik parçası bulundu. Mahalle sakinleri, kaçak kazı yapanlardan yakalanmasını istedi. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
- Mezar detayları
Haber-Kamera: Mehmet BULDU
© Tüm hakları saklıdır.