Gündem

DHA YURT BÜLTENİ-10 

1)ÜNİVERSİTE PERSONELİNİ TAŞIYAN MİNİBÜS ALEV ALEV YANDI: 7 YARALI ESKİŞEHİR'in Mahmudiye İlçesi yakınlarında meydana gelen kazada Atçılık Meslek Yüksekokulu öğretim görevlileri ve personelini taşıyan minibüs şarampole açtı

09 Ocak 2018 17:17

1)ÜNİVERSİTE PERSONELİNİ TAŞIYAN MİNİBÜS ALEV ALEV YANDI: 7 YARALI

ESKİŞEHİR\'in Mahmudiye İlçesi yakınlarında meydana gelen kazada Atçılık Meslek Yüksekokulu öğretim görevlileri ve personelini taşıyan minibüs şarampole açtı. Kazada alev alan minibüste yaralanan 7 kişi kendi imkanlarıyla araçtan çıktı. Kaza, Eskişehir-Ankara karayolunun 39\'uncu kilometresindeki Mesudiye mevkiinde meydana geldi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksekokulu öğretim görevlileri ile personeli okula götüren üniversiteye ait minibüs yolun sis ve kaygan oluşu nedeniyle şarampole uçtu. Takla atan minibüste bulunan 7 kişi yaralandı. Yaralılar, kendi çabaları ile araçtan çıktıktan kısa süre sonra minibüs alev aldı. Yanan minibüsü itfaiye ekipleri söndürürken yaralı 7 kişi ambulanslarla ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi\'ne kaldırılarak tedaviye alındı. Yaralılardan Yüksekokul Sekreteri Muzaffer Alkış ile öğretim görevlileri Ali Ekber Ün ve Ahmet Kahraman\'ın tedavilerinin sürdüğü, diğer 4 kişinin ise taburcu edilecekleri belirtildi.
Minibüsün alev alev yanma anı yoldan geçen sürücüler tarafından cep telefonuyla görüntülenerek sosyal paylaşım sitelerinde yayınlandı. İlçe Jandarma Komutanlığı yetkilileri kazayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.

Görüntü Dökümü:
------------------------
-Alev alan yanan minibüsün cep telefonuyla çekilmiş kısa görüntüsü 

Haber-Kamera:ESKİŞEHİR,(DHA)

==================================================

2)ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIP MUHTARIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN  ŞOFÖRLER ODASI BAŞKANI TUTUKLANDI

 
BOLU’da, alkol aldıktan sonra kullandığı minibüsüyle yol kenarındaki elektrik direğine çarpan ve araçtaki köy muhtarı Tuncay Öztürk\'ün (60) ölümüne neden olan Mudurnu Şoförler Odası Başkanı Ahmet Yavuz, tutuklandı. Kaza, geçen pazar günü saat 22.00 sıralarında, Bolu- Mudurnu yolunun Seyit köyü mevkisinde meydana geldi. Mudurnu yönüne giden Şoförler Odası Başkanı Ahmet Yavuz yönetimindeki 14 EE 996 plakalı minibüs, kontrolden çıkıp yol kenarındaki elektrik direğine çarptı. Kazada, araçta bulunan Mudurnu Seyranlar Köyü Muhtarı Tuncay Öztürk, hayatını kaybetti. Sürücü Yavuz ise hafif yaralandı.
Olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılan Yavuz\'un yapılan testte 2.25 promil alkollü olduğu belirlendi. Tedavisinin ardından taburcu edilen ve polis tarafından gözaltına alınan Ahmet Yavuz, adliyeye sevk edildi. Yavuz, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü
--------------------
-Kaza yeri görüntüleri
-Tutuklanan Ahmet Yavuz\'un fotoğrafları
-Hayatını kaybeden Tuncay Öztürk\'ün fotoğrafı

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU, (DHA)

====================================================

3)\'ÖLÜM RİSKİ\'NE RAĞMEN HAMİLE KALDI, TIKALI KALP KAPAĞIYLA BEBEĞİNİ DÜNYAYA GETİRDİ

NİĞDE\'de, daha önce iki kez kalp ameliyatı olduğu ve kalp kapağı takıldığı için doktorların ölüm riski uyarısına karşın hamile kalan Tuğçe Akdemir (24), 38 haftalıkken sezaryenle kız bebek dünyaya getirdi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi\'ndeki doğumun ardından Akdemir\'in kalp kapağı üzerindeki pıhtılar ve kalbi tamamen temizlenip, yeni kalp kapağı takıldı.
Niğde\'de oturan Tuğçe Akdemir, 11 yaşındayken kalbindeki delik nedeniyle açık kalp ameliyatı oldu. 3 yıl sonra hastalığının nüksetmesi üzerine yeniden ameliyat edilen Akdemir\'e kalp kapağı takıldı. Akdemir, 2.5 yıl önce kasap Mahmut Akdemir (25) ile evlendi. Çocuk sahibi olmak isteyen Tuğçe Akdemir\'e doktorları hamile kalmaması gerektiğini, aksi takdirde hayatını kaybedebileceğini söyledi. Eşiyle karar alan Akdemir ise doktorların \'ölüm riski\' uyarısına rağmen hamile kaldı. Tuğçe Akdemir, hamileliği sırasında düzenli alması gereken ilaçları da kullanmadı. 38 haftalık hamileyken nefes darlığı şikâyeti gittikçe artan Akdemir, Niğde\'de bir devlet hastanesine gitti. Burada ameliyatı riskli bulunması üzerine Tuğçe Akdemir, geçen 21 Aralık\'ta Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi\'ne sevk edildi. Tedaviye alınan Akdemir\'in kalbinin, kapağın üzerinde biriken eski ve yeni pıhtılar nedeniyle görevini yapamaz hale geldiği belirlendi. Anne ve bebeğin hayatını kaybetme riski olduğunu saptayan doktorlar acil ameliyat kararı verdi. Vakit geçirilmeden başlayan operasyonda önce Tuğçe Akdemir\'in kız bebeği sezaryenle alındı. Daha sonra 36 saat süren ameliyatla Akdemir\'in kalp kapağı üzerindeki pıhtılar ve kalbi tamamen temizlenip, yeni kalp kapağı takıldı. 3 kilo olarak dünyaya gelen bebeğe de \'Yüsra Su\' adı verildi.

\'BEBEĞİ ÇOK İSTİYORDUK\'

Bebeğiyle tedavisi süren Tuğçe Akdemir büyük bir riske girdiklerini belirterek, \"Doktorlarım olmasaydı şu an yaşamıyordum. Sadece bebeği çok istiyorduk. Bu nedenle böyle bir risk aldık. Ölümü göze aldık\"  dedi.

\'OLACAKLARI BİLİYORDUK\'

Olacakları önceden tahmin ettiklerini belirten Mahmut Akdemir ise \"Bebeği çok istiyorduk. Olacakları biliyorduk. Son zamanlarda iyice korkmuştuk. Birbirimizle konuşuyorduk. \'Sıkıntı olmasın, bir doktora gidelim\' diyorduk. Allah\'a sığınıyorduk. Allah bilir diyorduk. Niğde\'den Konya\'ya sevk edildik. Zamanla yarıştık. Doktorlarımız olmasa belki de çok daha kötü şeyler olurdu\" diye konuştu.

\'TIBBEN VE İLMEN İZAH ETMEK ÇOK GÜÇ\'

Böyle bir olayın tıbben ve ilmen izah edilemeyeceğini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Büyükateş, 25 yıllık kalp ve damar cerrahı olduğunu, böyle bir vakayla ilk kez karşılaştığını söyledi. Prof. Dr. Büyükateş, şunları kaydetti: \"Mitral kapak eski ve yeni pıhtılarla tamamen tıkanmıştı. Bu anne ve bebeği, 9 ay boyunca tamamen tıkanmış mitral kapaktan nasıl kan geçişi oldu da hayatta kaldı. Bunu tıbben ve ilmen açıklamak mümkün değil. Mitral kapakta birikmiş olan pıhtı, nasıl oldu da 9 ay boyunca annede beyine ya da başka bir organa zarar vermedi. Felç geçirip, bir organını, uzvunu kaybetmedi. Biz izah etmekte çok zorlandık. Hayatımda gördüğüm en ciddi tablolardan bir tanesiydi.\"

AMELİYAT 36 SAAT SÜRDÜ

Ameliyatın 36 saat sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Büyükateş, \"36 saat boyunca uyumadan hastanın başında bekledik. Sabaha kadar süren bir ameliyattı. İlk olarak sezaryenle bebeği sağ olarak dünyaya getirdik. Hasta daha önce iki kez kalp ameliyatı olduğu için hastanın göğsünün açılma esnasında kalbinin yırtılma riski çok yüksekti. Çok titiz ve dikkatli çalışmayla göğüs duvarı serbestlendi. Akciğer makinesine bağlanan hastanın kalbi durduruldu. Eski ve yeni pıhtılar nedeniyle mitral kapak görülmüyordu. Kan geçişi imkânsızdı. Eski kapak ve üzerindeki pıhtılar tamamen çıkartılarak kalbin içi temizlendi. Yerine yeni bir metalik kalp kapağı takıldı. Hastanın her iki akciğer boşluğundaki 3 litre civarındaki kalp yetmezliğine bağlı sıvı boşaltıldı\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
--------------------------
-Hasta ve bebekten detay
- Tuğçe ve Mahmut Akdemir çifti röp.
-Prof. Dr. Büyükateş röp.
- Genel ve detay

Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA)

==============================================

4)İMRALI AÇIKLARINDA HAMSİ AĞLARINA ‘CAMGÖZ’ TAKILDI

İMRALI Adası açıklarında yakalanan ‘Camgöz’ cinsi 500 kilo ağırlığındai köpek balığı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde bir balıkçıda sergileniyor. Marmara Denizi İmralı Adası açıklarında hamsi avına çıkan bir balıkçı teknesin suya attığı ağlara ‘Camgöz’ cinsi bir köpek balığı takıldı. Balıkçıların çok zor şartlarda çektiği ağlarına dolanan 500 kiloya yakın dev köpek balığı Bandırma balıkhanesine getirildi. Meraklılar, 500 kilo ağırlığı ve 4 metreye yakın boyu ile görenleri hayrete düşüren köpek balığının önünde hatıra fotoğrafı çektiriyor. 2 yaşlarında küçük çocuk da şaşkın dolu bakışlarıyla fotoğraf çektirenler arasında yer aldı. Köpek balığı, üstüne yine aynı ağlarla yakalanan küçük bir de ahtapot konulmasıyla fotoğraf çekenlerin ilgi odağı oldu. Köpek balığının avlanırken avlandığını söyleyen balıkçı Metin Çokgezenler, “İmralı açıklarında hamsi balığı için ağlarını atan balıkçıların ağlarına takılmış. Bu balığı yeme kültürümüz yok. Muhtemelen Asya ülkelerine gönderilirö dedi.

Görüntü Dökümü:
------------------------
Balıkçı dükkânı önünde köpek balığı ve üstünde küçük bir ahtopot
Balıkçı Metin anlatıyor.
2‘ yaşlarında küçük bir çocuk babasıyla inceliyor
Balıkçı balığın ağzını açıyor.
Fotoğraf çekenler ve çektirenler

Haber-Kamera: Erdem ÖZCAN/BANDIRMA(Balıkesir), (DHA)-

===============================================

5)ASIRLIK HALILARA YENİDEN HAYAT VERİYOR

ANKARA\'da yaşayan Mehmet Aydın (60) yaklaşık yarım asırdır halı ve kilim tamirciliği yaparak, asırlık halılara yeniden hayat veriyor. Ankara\'nın Çankaya ilçesinde yaşayan evli ve çocuk babası Mehmet Aydın, babası Mustafa Aydın tarafından 12 yaşında meslek sahibi olması amacıyla bir halı tamircisinin yanında çalıştırılmaya başlandı. Bir süre sonra Tunalı Hilmi Caddesi Ertuğ Pasajı\'nda kendi iş yerini kuran Mehmet Aydın, burada kaybolmaya yüz tutumuş mesleğini sürdürüyor. Asırlık halılara yeniden hayat veren Aydın, el dokumacılığın yeniden hayat bulmasını istedi. Ankara\'da yarım yaklaşık asırdır halı ve kilim tamirciliği yaparak hayatını kazanmaya çalıştığını söyleyen Aydın, aynı zamanda eski halı ve kilim alıp sattığını belirtti. Dokuma kültürünün bir sanat dalı olduğunun söyleyen Aydın, \"Halıdan anlamak için ilmek ilmek dokuyup, tozunu yutmak, renk ve desenlerini şiir gibi okumak gerekir. Bu topraklar üzerinde çok sayıda medeniyetler yaşamış, her medeniyetin bir dokuma kültürü var. Bu kültürleri ortaya çıkarmak için halının mistik havasını, kokusunu renk kültürünü ve desenlerini bilmek gerekir. Bazı medeniyetler medeniyetlerini kayalar üzerine motifler kazımış, bazıları da halılar üzerine işlemiş. Kayalar üzerine kazınmış motifler ne kadar değerli ve müzelerde sergiliyorsak, halılar üzerine işlenmiş motiflerde o kadar değerlidir\" dedi.

\'BU TÜR HALILARDA AŞK, SEVGİ VAR\'

Halı dokumada işçilik ve kullanılan malzemenin çok önemli olduğunu belirten Aydın, şöyle konuştu: \"Tezgahlarda dokunan bir halının ipinin kök boyası ile boyanması, yün olması, yapılan desenlerin halının değerini artırdığının altını çizerek, \"Öyle halılar var ki, gelinlik kızlarımızın aşkını anlatır. Aşkını sevdiğine anlatamayan genç kızlar dokudukları halıların üzerine motiflerle, desenlerle anlatırlarmış. Dokudukları halıları çeyiz sandıklarına kaldırıp evlendiklerinde yere sererek sürekli aşkını sevdiğinin gözleri önünde sergilermiş. Bu eserler nadide eserlerdir. Bu tür halılarda aşk var, sevgi var, hasretlik duyguları vardır. Bunları ancak halı dokuyanlar okuyabilir. Öyle halılar var ki bir parça da kalsa servet değerindedir. Bu serveti ancak halı dokuyanlar ve tamir edenler bilebilir. Bu nedenle yok olmaya yüz tutmuş halı ve kilim tamirciliği mesleğinin yeniden hayat bulması. Kaybolan değerlerimizin yeniden hayat bulması için atölyem de ücretsiz halı ve kilim kursları vermekteyim. İlgi de oldukça fazla. İlgili kurum ve kuruluşlar halı ve kilim kursları açarlarsa be gönüllü olarak kurs vermekten onur duyarım. Kaybolan değerlerimiz de yeniden hayat bulması da beni çok mutlu eder\"

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Aydın\'ın halı üzerinde çalışması
-Aydın ile röp.
-Kursiyerlerden görüntü
-Halılardan görüntü
-Detay

Hüseyin ÖZBALI/ANKARA,(DHA)-
====================================================
 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir