Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 3 

 (AKTÜEL GÖRÜNTÜLERLE)  1- ERDOĞAN: ARTIK YENİ BİR DÜNYA VAR Gülseli KENARLI - İdris TİFTİKCİ / İSTANBUL, (DHA)  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar Somali'de açlıktan ölen çocukları düşünmediklerin

28 Kasım 2018 15:44

 (AKTÜEL GÖRÜNTÜLERLE) 
1- ERDOĞAN: ARTIK YENİ BİR DÜNYA VAR

Gülseli KENARLI - İdris TİFTİKCİ / İSTANBUL, (DHA) 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, \"Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar Somali\'de açlıktan ölen çocukları düşünmediklerine bizzat şahit olduk. Demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramların sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiği sürece anlamlı olduğunu defalarca gördük\" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomi ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 34. Toplantısı\'na katıldı. İstanbul Kongre Merkezi\'nde düzenlenen toplantıya Erdoğan\'ın yanı sıra İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Yousef Al-Othaimen da katıldı.
Erdoğan toplantıda, 1. Dünya Savaşı\'na dikkat çekerek, \"Özellikle içinde yer aldığımız coğrafya, savaşın mağduriyetini, yıkıcı etkilerini en fazla yaşayan yerlerin başında geliyor. 1. Dünya Savaşı\'nın sonuçlarıyla doğrudan bağlantılı sorunlara çözüm üretmemiz ancak bu problemlerin kaynağını iyi tespit ve teyit etmemizle mümkündür. Büyük savaşın 100. yıldönümünü bir anma merasiminden ziyade, bir anlama, idrak etme, özellikle bir fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Müslümanlar olarak, bilhassa da binlerce yıldır aynı coğrafyada kaderleri birbirine örülmüş milletler olarak hiç bir komplekse kapılmadan bunu yapabilmemiz son derece önemlidir. Çünkü tarih, bizler için asla olmuş bitmiş olaylar bütünü değil, kuvvet, cesaret, ilham ile beraber ders aldığımız bir ibret vesikasıdır\" dedi.

\"PRANGALARDAN KENDİMİZİ KURTARARAK MESELEYE YAKLAŞMAMIZ, HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR\"
Erdoğan, \"Geçmişte yaşanmış her hadise, acı, tatlı her vaka, Müslümanlar için iyi okunması, iyi analiz edilmesi, üzerinde hassasiyetle düşülmesi gereken bir olaylar silsilesi. Öte yandan tarih, kendini ancak sarih bir zihne, sarih bir çabaya açar. Bize dayatılan bakış açılarıyla tarihi okumak anlamaya değil, mevcut ön yargıları büyütmeye yarayacaktır. Kendi tarihimizi oryantalist bir anlayışla ele almak, ancak Müslümanlar arasındaki çatışmalardan beslenenlerin işini kolaylaştıracaktır. Kalıpların ve ön yargıların zihinlerimize vurduğu prangalardan kendimizi kurtararak meseleye yaklaşmamız, hayati öneme sahiptir\" şeklinde konuştu.

\"HALA BİZ SEYİRCİYİZ\"
Erdoğan, şunları söyledi: Her ne kadar 100 sene önce bitmiş olsa da 1. Dünya Savaşı\'nın bu coğrafyada bıraktığı enkaz tam anlamıyla kaldırılmadı. Müslümanlar, beşeri, siyasi, ekonomik ve toplumsal alanda hala 1. Dünya Savaşı\'nın yol açtığı sıkıntılarla yüzleşiyor. Emperyalist niyetlerle savaşı Ortadoğu ve Afrika\'ya taşıyanlar bugün huzur ve refah içinde hayatlarını sürdürürken, Müslümanlar bir asır sonra dahi, onların yol açtığı çatışma ve gerilimlerin bedelini ödüyor. Coğrafyamızı lime lime edenler, bugün farklı birlikler, ortaklıklar üzerinden dayanışmalarını perçinlerken, biz hala birbirimize düşüyor, giderek daha çok parçalanıyoruz. Burada çok açık ve net olarak ifade etmek isterim ki Suriye\'den Irak\'a, Yemen\'den Filistin\'e kadar tüm bölgede yaşadığımız krizin gerilimin, kan ve gözyaşının temelinde büyük savaş ile yapılan dizayn vardır. Bugün Yemen\'de milyonlar aç, açık yaşıyorsa bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerek yok. Sorumlusu kim? Yine biziz. Yani müslümanlar, yani sözde müslümanlar. Deri, kemik kalmış o çocukların hali, o fakir garip gurabanın hali, bütün bunlar karşısında hala biz seyirciyiz.\"

\"BİZE DÜŞEN MAZİDEN İLHAM ALARAK ÇOK DAHA AYDINLIK BİR GELECEĞİ İNŞA ETMEKTİR\"
 \"Batı başkentlerinde kotarılan, Lawrence gibi karanlık tiplerle hayata geçirilen bu dizaynın en büyük mağduru maalesef Filistinliler. Milyonlarca Filistinli kardeşimiz, sadece topraklarını kaybetmemiş, aynı zamanda dünyanın en ağır haksızlıklarına da maruz bırakılmışlardır\" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
\" İşte 1948\'in Filistin\'i ve 2018\'in Filistin\'i. 1948\'in İsrail\'i, işte 2018\'in İsrail\'i. Tam tersi bir şu anda yüzölçümünü görüyorsunuz. Buralara nasıl geldik? Tüm insanlık bunlar karşısında ne yaptı? Bölgemizin tarihi ile sosyal ve beşeri dinamikleriyle bağdaşmayan politikalar elbette sadece Filistin\'de değil, diğer yerlerde de acıya, yıkıma ve kardeş kavgasına sebebiyet vermiştir. 1. Dünya Savaşı ile beraber Batılı ülkeler, asırlardır kendi bünyelerini kemiren hastalıkları Ortadoğu\'ya ihraç etmişlerdir. Bu alışverişte onların payına güvenlik ve refah düşerken, öteki tarafa çatışma ve sefalet kalmıştır. Kuşkusuz, tarihi geriye doğru saramayız. Maziyi inkar etmek, yaşanmış hadiseleri yok saymak da mümkün değildir. Öyleyse Müslümanlar olarak yapmamız gereken nedir? 1. Dünya Savaşı\'nın 100. yıldönümünde yapmamız gereken tarihten ders almak, ders çıkarmaktır. Bize düşen maziden ilham alarak çok daha aydınlık bir geleceği inşa etmektir. \'Bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir\' mantığı ile hareket edenlerin kurduğu tuzaklara artık düşmemeliyiz. Sınırları kanla çizilmiş olan bu coğrafyada, gönüllerimize yeni hudutlar yeni duvarlar örmemeliyiz. Farklılıklarımızı kaşıyarak bizleri birbirimize kırdırmaya çalışanların oyunlarına artık gelmemeliyiz.\"

\"KUTUPLARDAKİ BALİNALARIN SAYILARINI DÜŞÜNDÜKLERİ KADAR…\"
Erdoğan, şöyle devam etti: \"Sorunun bizzat müsebbiplerinden deva ummak, beyhude bir uğraştır. Son bir asırda içimizi yakan pek çok hadisede maruz kaldığımız bir çok haksızlıkta yabancı devletlerden medet ummanın faydasızlığını gördük, yaşıyoruz. Filistin meselesinden, iç savaşlara kadar her konuda çözüm için kapısını çaldığımız uluslararası kuruluşlar bizi hayal kırıklığına uğratmadı mı? Daha biz oralardan ne bekliyoruz? Ne umuyoruz? Onlar bizim hayrımıza hiçbir zaman çalışmayacaktır. Bilhassa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi kağıt üzerinde küresel barış ve istikrarı sağlamakla mükellef yapıların daha çok daimi üyelerinin çıkarlarını korumak için çalıştığını çok yakından tecrübe ettik. Bir ülkenin iki dudakları arasına mahkum bir dünyayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi\'nde görüyoruz. Bütün dünya, 194 ülke oraya bağlı, 5 tane daimi üye ve onların bir tanesi ne derse herkes onu yapmaya mecbur, mahkum. Siz bir şey yapamazsınız. Bu kuruluşlardan ve sözüm ona büyük devletlerden bölgesel barışa katkı beklediğimiz her krizde ne yazık ki elimiz boş dönüyoruz. Kutuplardaki balinaların sayılarını düşündükleri kadar Somali\'de açlıktan ölen çocukları düşünmediklerine bizzat şahit olduk. Demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramların sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiği sürece anlamlı olduğunu defalarca gördük. İşte Akdeniz\'de, işte Ege\'de o göç esnasında ölen insanlarla ilgili onların derdi var mı? Paranın, petrolün, elmas ve altının kıymet verdikleri pek az değer olduğunu artık gayet iyi biliyoruz.\"

\"ARTIK YENİ BİR DÜNYA VAR\"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, \"Türkiye olarak sık sık dile getirdiğimiz \'dünya beşten büyüktür\' itirazın gerisinde işte bu acı tecrübeler, işte bu hayal kırıklıkları, işte bu çifte standartlar bulunuyor. Artık biz 1. Dünya Savaşı sonrasının dünyasında yaşamıyoruz. Artık yeni bir dünya var. Birleşmiş Milletlerin ne kadar üyesi varsa, bunların dönerli olarak yirmişerli olacaksa yirmişerli, daha fazla olacaksa daha fazla, hepsinin daimi üye olma hakkı tanınmalıdır\" dedi.

Görüntü dökümü:
----------------
-Erdoğan\'ın konuşması
-Genel ve detaylar

==============================

2- BAKAN VARANK\'TAN DEV YATIRIM İÇİN TARİH 
 
Haber-Kamera: Tansu Edip GÖKBUDAK -Harun UYANIK-İSTANBUL(DHA)   
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi\'nde gerçekleştirilecek Polipropilen Üretim Tesisi\'nin
1,2 milyar dolar yatırım bedeline sahip olacağını belirterek, \"Atılan bu önemli adım, hem ekonomiye olan güveni hem de ülkemizin sunduğu benzersiz fırsatları göstermesi açısından ciddi bir örnek teşkil ediyor\" dedi.
Adana Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi\'nde yapılacak polipropilen tesisi yatırımı anlaşması Çırağan Sarayı\'nda düzenlenen imza töreniyle tanıtıldı. Törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldı. 
 
2 BİN KİŞİYE İSTİHDAM
Türkiye\'nin petrokimya sektöründe en fazla açığı polipropilen türevlerinde verdiğini kaydeden Varank, yapılacak olan tesisin açığı büyük oranda kapatmanın yanı sıra istihdam da sağlayacağını söyledi.
Varank, \"Yıllık 2.1 milyon tonluk polipropilen 2.1 milyon tonun yüzde 25\'i karşılanacak. İki bin vatandaşımıza yeni istihdam yaratacak 1.2 milyar dolar yatırım bedeline sahip tesis, 2019\'da başlayıp 2023\'te üretime geçecek\" diye konuştu.

\"KİMYA SEKTÖRÜNDE 14. BÜYÜK PAZARIZ\"
Türkiye\'nin kimya sektöründe dünyanın 14. büyük pazarına sahip olduğunu kaydeden Bakan Varank, \"Milli gelirimizin yüzde 6\'sını oluşturan bu sektörde geçen yıl 38 milyar dolarlık ithalat yaptık. Tek başına kimya sektöründe 13 milyar dolarlık dış ticaret açığı verdi. Bu tutar imalat sektöründe verdiğimiz dış ticaret açığının yüzde 30\'unu karşılıyor\" dedi. 
 
Görüntü Dökümü:
--------------
- Bakan Varank\'ın konuşması
 
==============================


3 - \'DİYANETTEN ARIYORUZ\' DİYEREK DOLANDIRDILAR; LÜKS YATTA PARTİ VERDİLER

* İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 30 bin kişiyi Diyanet İşleri Başkanlığı\'nın adını kullanarak 2 milyon lira dolandırdığı belirtilen 31 kişiyi gözaltına aldı.  

* Şüphelilerin elde ettiği paralarla şebeke liderine yatta lüks doğum günü kutlaması yapması ve şüphelilerin yurtdışında bulunan eğlence merkezlerinde vakit geçirmelerini sosyal medya hesaplarından paylaştıkları  ortaya çıktı. 

Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bir çağrı merkezinden Diyanet İşleri Başkanlığı\'nın adını kullanarak arama yapan ve vatandaşların dini inanç ve duygularını istismar ederek satış yaparak kazanç elde edildiğini belirledi. 

8 AY BOYUNCA FİZİKİ VE TEKNİK TAKİP 
Polis ekipleri 8 ay boyunca yaptığı fiziki ve teknik takiple şüphelileri tespit etti. Şüphelilerin \'Diyanet İşleri Başkanlığı\'ndan arıyoruz\', \'Hayır kurumundan arıyoruz\' gibi bahanelerle 30 bin kişiye ulaşarak bu kişilere dini kitaplar ile gül kokulu tespih satarak  2 milyon liralık dolandırıcılık yaptıklarını ortaya çıkarttı. 

ÇAĞRI MERKEZLERİNE VE ŞÜPHELİLERİN ADRESLERİNE OPERASYON
Siber polis, Adnan S.\'nin liderliğini yaptığı şebekeye yönelik Bağcılar ve Bahçelievler\'de bulunan çağrı merkezlerine ve şüphelilerin kullandıkları çeşitli adreslere geçtiğimiz hafta baskın düzenledi. Yapılan operasyonda aralarında ünlü ilahi sanatçısı Mehmet S.\'nin de bulunduğu 31 kişiyi yakalayarak gözaltına aldı. Polis ekipleri, çağrı merkezinin de aralarında bulunduğu adreslere geçtiğimiz hafta yaptığı baskında 49 cep telefonu, 50 sim kart, 66 laptop, 12 harddisk, 3 flash bellek, 8 hafıza kartı ile çok sayıda belge ve doküman ele geçirdi. 

ŞEBEKE LİDERİ VE YÖNETİCİLERİ TUTUKLANDI
Emniyetteki işlemleri önceki gün tamamlanan 31 şüpheli Bakırköy Adliyesi\'ne sevk edildi. Şüphelilerden şebeke lideri olduğu iddia edilen Adnan S. ile şebeke yöneticileri olduğu ileri sürülen Emrah B., Birkan A. ve Fatime Sabriye Ö. tutuklandı. 26 şüpheli ise adli kontrol talebiyle 1 kişi ise serbest bırakıldı. 

ŞÜPHELİLERİN LÜKS YAŞAMLARI 
Şüphelilerin elde ettiği paralarla şebeke lideri Adnan S.\'ye 25 Eylül\'de bir yatta lüks doğum günü kutlaması yapması ve şüphelilerin daha sonra yurtdışında bulunan eğlence merkezlerinde vakit geçirmeleri sosyal medya hesaplarından paylaştıkları görüntülerde ortaya çıktı. 

OPERASYON POLİS KAMERASINDA 
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin şüphelilerin çağrı merkezi olarak kullandığı işyerlerine yaptığı baskın polis kameraları tarafından görüntülendi. Ekipler, yaptığı aramaların ardından belediye ekiplerine haber vererek çağrı merkezlerini mühürlettirmesi de kameralara yansıdı. 

Görüntü Dökümü
----------

(POLİS KAMERASI)
-Polis ekiplerin operasyon düzenlemesi 
-Ekiplerin çağrı merkezine baskın yapması
-Çağrı merkezinde çalışanların görüntüsü
-Adnan S.\'nin yattaki doğum günü kutlaması 
-Şüphelilerin eğlence merkezindeki görüntüleri

(AKTÜEL)
-Sergiden görüntü
-Ele geçirilen bilgisayarlar
-Çağrı merkezi üzerinden satış yaptıkları kitaplar ve tespihler
-Genel ve detaylar

===================================

4- İSTANBUL\'DA BÜYÜK DOLANDIRICILIK OPERASYONU

Ali AKSOYER/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL\'da kendilerini işadamı olarak tanıtarak internet üzerinden satış yapan kişileri, ödeme yaptıklarını gösterir sahte EFT belgeleriyle dolandıran 13 kişilik çete operasyonla gözaltına alındı. 6 ilde eş zamanlı yapılan operasyonda  şüphelilerle birlikte jeneratör, otomobil lastikleri, yedek parçalar ele geçirildi. Milyonlarca liralık dolandırıcılık yaptıkları iddia edilen şüphelilerden 12\'si tutuklandı, biri  adli kontrol şartıyla serbest kaldı.. 

İNTERNET ÜZERİNDE SAHTE EFT BELGESİYLE DOLANDIRICILIK
İstanbul\'da polise başvuran işadamları internet üzerinden mal satmaya çalışırken dolandırıldıklarını söyleyerek şikayetçi oldu. Mağdurlar poliste verdikleri ifadelerinde şüphelilerin kendilerini iş adamı olarak tanıttıklarını, önce bir kaç kez alışveriş yapıp güven sağladıktan sonra yüklü miktardaki son alışverişlerinde kendilerine ödeme yaptıklarına dair sahte EFT belgesi gönderdiklerini söyledi. Whatsapp\'tan gelen EFT belgesine inanarak malları teslim ettiklerini anlatan mağdurların daha sonra banka hesaplarını kontrol ettiklerinde dolandırıldıklarını anladıkları belirtildi.

20 KİŞİYİ DOLANDIRMIŞLAR
Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis şüphelilerin İstanbul\'un Tuzla, Ataşehir, Maltepe, Pendik Sultanbeyli ilçelerinde ayrıca Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya ve Nevşehir illerinde 20 kişiyi aynı yöntemle dolandırıdığını tespit etti.

OPERASYONDA 20 KİŞİ YAKALANDI
Polis yaklaşık 2 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından şüphelilerin kimlikleri ve adreslerini belirledi. Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından İstanbul, Bursa, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Nevşehir illerinde   eş zamanlı operasyon yapıldı. Operasyonda aralarında çete lideri Erol B.(49)\'un bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. Yakalanan kişilerle birlikte jeneratörler, oto lastikleri, motosiklet ve oto yedek parçaları ele geçirildi. Şüphelilerden çalıntı mal aldıkları iddia edilen 7 kişiyle birlikte toplam 20 kişi Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliğinde sorgulandı.

POLİS YÖNTEMLERİNİ ORTAYA ÇIKARDI
Soruşturma kapsamında organize bir şekilde dolandırıcılık ve hırsızlık yaptıkları belirtilen şüphelilerin önce internet üzerinden mal arayanlarla satıcı gibi görüşerek sözde satış yapmak için anlaştıkları tespit edildi. Bu anlaşmanın ardından bu kez internet üzerinden aynı malı satanları arayan şüphelilerin sahte EFT belgelerle malları alıp ortadan kayboldukları öğrenildi.

12 KİŞİ TUTUKLANDI
Poliste işlemleri tamamlanan şüpheliler suç örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak, Nitelikli nakliye dolandırıcılığı suçlarından adliyeye sevk edildi. Aralarında çete lideri Erol B.\'nin de aralarında bulunduğu 12 kişi tutuklandı. Bir şüpheli adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Öte yandan çalıntı mal almak suçundan haklarında işlem yapılan 7 kişi ise ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Görüntü dökümü:
----------------------
-Ele geçirilen malzemelerin sergilenmesi
-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi

===========================

5- MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ: KAYIP 700 BİN EURO DAVASINDA SON NOKTA
 
Haber: Hayati ARIGAN/İSTANBUL (DHA)
Münevver Karabulut\'u başını testereyle keserek öldüren Cem Garipoğlu\'nun olay yeri de olan ailesiyle birlikte yaşadığı villadan kayıp olan 700 bin Euro\'yu tutanaklara geçirmeyen ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemeyen 6 polis ile 2 site görevlisine verilen 6\'şar bin TL adli para cezasını İstinaf Mahkemesi yerinde buldu. Yerel mahkemenin 8 sanığa verdiği toplam 48 bin TL adli para cezasını 10 eşit taksitte ödemesi yönündeki kararı, Karabulut Ailesi\'nin avukatı Rezan Epözdemir, \'vicdan sızlatan\' karar diyerek, İstinaf Mahkemesi\'ne taşımıştı. Bir üst mahkeme olan İstinaf Mahkemesi, cezayı isabetli bularak, başvuruyu esastan reddetti.  
 Münevver Karabulut\'un 3 Mart 2009\'da öldürülmesinin ardından Cem Garipoğlu\'nun ailesine ait Bahçeşehir\'deki villada yapılan aramaya katılan polisler hakkında kamera görüntülerini yeterince incelemedikleri ve evde bulunan 700 bin Euro\'yu kayıtlara geçirmedikleri iddiasıyla Karabulut Ailesi\'nin avukatı Rezan Epözdemir\'in şikayeti üzerine soruşturma başlatılmıştı. Savcılık soruşturma sonunda 6 polis hakkında \'görevi kötüye kullanmak\', villanın bulunduğu sitenin 3 görevlisi hakkında da \'delilleri ortadan kaldırmak\' suçundan dava açmıştı. Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi\'nde görülen davada sanık polis memurları Tayfun K., Gökmen K., İhsan K. ve Murat D.\'nin avukatı, parayı teslim edenin kim olduğunun belli olduğunu, cinayete ilişkin arama sırasında bu suça ilişkin bilgilerin tutanağa geçirildiğini, paraya ilişkin özel bir arama yapılmadığını belirtmişti.  Avukat Rezan Epözdemir ise sanıkların cezalandırılmalarını istemişti.  
 
ACILI ANNE:  CEM, KIZIM VE TESTERE İLE ÇIKARKEN GÖRÜLMÜŞ
Duruşmada Münevver Karabulut\'un annesi Nagihan Karabulut, olaydan sonra bir polis memurunun, kendilerine Cem Garipoğlu\'nu 3 dakikayla ellerinden kaçırdıklarını söylediğini anlatarak, \"Avukatımız ve bir mühendis kamera kayıtlarını incelediğinde hiç kayıt olmadığını görmüşler. Sadece tek bir kamerada Cem Garipoğlu\'nun kızımla ve testere ile giriş çıkışlarını gösteren bir kayıt olduğunu görmüşler. Tüm kayıtlar silinirken sadece biri hard diske atılmıştır. Şikayetçiyim\" demişti. Baba Süreyya Karabulut da kayıp 700 bin Euro\'ya ne olduğunu merak ettiğini belirterek, \"Paranın olay mahallindeki polisler arasında pay edildiğini ya da üstlerine gittiğini tahmin ediyorum. Kimliklerin ve pasaportların da ne olduğunu merak ediyorum. Kızımın kanından kim nemalandıysa, nemalanıyorsa hepsinden şikayetçiyim\" diye ifade vermişti.  
 
8 SANIĞA TOPLAM 48 BİN TL PARA CEZASI VERİLDİ 
Mahkeme davanın 25\'inci duruşmasında polis memurları Gökmen K. İhsan K., Tayfun K., Murat D., Ahmet Burak D. ve Sami A.\'ya \'görevi kötüye kullanma\' suçundan, site görevlileri Yusuf P. ve Ufuk Y.\'ye \'suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme\' suçundan 1\'er yıl hapis cezası vermişti. Mahkeme iyi hal indirimi ile 10 aya düşürdüğü cezayı 6\'şar bin TL adli para cezasına çevirmişti. Site görevlisi Refik İ. ise beraat etmişti. 6 sanığa verilen toplam 48 bin TL adli para cezasının 10 eşit taksitte ödenmesine hükmetmişti. 
 
VİCDAN SIZLATAN KARAR 
Karabulut Ailesi\'nin avukatı Rezan Epözdemir, sanıkların 10 aylık hapis cezasının para cezasına çevrilmesinin ve cezada iyi hal indirimi uygulanmasının kamu vicdanını rahatsız ettiğini belirterek, kararı istinaf mahkemesine taşımıştı. Sanıklar da karara itiraz etmişti. 
 
ESASTAN RET 
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verdi. Mahkemenin verdiği kararların isabetli olduğunu belirten 2. Ceza Dairesi kararında şöyle dedi; 
 \"Yargılama sonunda toplanan deliller, karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutunun kabul edildiği, eylemlerin olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde nitelendirilerek vasıflarının tayin edildiği, cezayı azaltıcı sebebin niteliğinin takdir kılındığı, savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedildiği, incelenen dosyaya göre verilen hükümde usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık ve katılanların ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiştir.\"   Ceza dairesi dosyayı yerel mahkemeye gönderdi. 
 
İDDİANAMEDE OLAY ŞÖYLE ANLATILMIŞTI
3 Mart 2009 tarihinde Münevver Karabulut öldürüldü. Olayın ardından polis memurları cinayetin şüphelisi Cem Garipoğlu\'nun ailesiyle kaldığı Bahçeşehir\'de bulunan villaya hareket etti. Jandarmaya da haber veren polis memurları ikamette arama yaptı. Polis memurları, bu aramalar sırasında miktarı net olarak tespit olunamayan, ancak makul bir rakamın üzerinde olduğu belirtilen yabancı parayı tutanağa geçirmedi. Arama yapılan villanın güvenlik kameralarının olay tarihinde kayıt yaptığı ancak bu kaydın 7 Mart 2009 tarihinde silindiği, görüntülerin CD ya da DVD\'ye aktarılmaya çalışıldığı, bir kısmının da geri dönüşüm kutusuna atıldığı tespit edildi. Polis memurlarının villaya ait kamera kayıtlarını yeterli düzeyde incelemedikleri, kameraların çalışmadığı, bozuk olduğu yönünde 4 Mart 2009 günü polis memurları S.A. ve G.K. tarafından tutanak düzenlendi. Yine aynı memurlar tarafından 5 Mart 2009 günü güzergah üzerindeki kameralarda ise görüntü bulunmadığına dair ikinci bir tutanak düzenledi. Villaların yöneticiliğini yapan U.Y. ile site görevlileri Y.P. ve R.İ. da kameradaki görüntüleri silerek yok etti. Soruşturma sonunda savcılık, polis memuru sanıklar G.K., S.A.,T.K., M.D., İ.K., ve A.D. hakkında \"Görevi kötüye kullanmak\" suçundan 1\'er yıldan 3\'er yıla kadar, site yöneticisi ile görevlileri U.Y., R.İ., ve Y.P. hakkında da \"Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme\" suçundan 6\'şar ay ile 5\'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Yapılan yargılamada ifade veren sanık polislerin bir kısmı parayı görmediklerini, bir kısmı da söz konusu parayı Tülay Garipoğlu\'na verdiklerini anlattı. Polislerden bir kısmı yine güvenlik kameraları ile herhangi bir bilgisi olmadığını söylerken, bir kısmı da villa görevlisinin villayı gösteren iki kameranın 2 senedir bozuk olduğunu, kayıt yapmadığını söylediğini aktardı. Diğer site görevlisi 3 sanık da kamera görüntüsünü silmediklerini belirtti.
BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASINA KARAR VERİLDİ 
İfadelerin alınmasının ardından mahkeme, güvenlik kamerası kayıtlarının silinip silinmediği ve teknik sürecini nasıl yapıldığına ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için dosyanın TÜBİTAK\'a gönderilmesine karar verdi. TÜBİTAK,  \"Yoğunluk sebebi ile inceleme için ayırabilecek ehliyetli personellerinin bulunmadığını\" gerekçe göstererek dosyayı iade etti. İstanbul Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi de konu ile ilgili uzman bulunmadığı gerekçesiyle dosyayı iade etti. Dosya son olarak 11 Aralık 2015 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı\'na gönderildi. Ancak Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı da 80 GB kapasiteli DİSK\'in dosya kapsamında gönderilmemesinden ötürü inceleme yapılamadığını bildirdi. Söz konusu 23. duruşmada da hard disk bulunamadığı ve bilirkişi raporu hazırlanamadığı tutanaklara geçti.  
CEZAEVİNDE ÖLÜ BULUNMUŞTU
Cinayetin işlediği 3 Mart 2009 gününden sonra 197 gün kaçan Cem Garipoğlu, 17 Eylül 2009 günü avukatıyla birlikte teslim olmuştu.  24 yıl hapis cezasına çarptırılan Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde de Silivri\'deki kapalı cezaevindeki koğuşunda ölü bulunmuştu.

Görüntü Dökümü:
--------
-Arşiv

===========================

6- BETON MİKSERİ VİYADÜKTEN UÇTU 

 *Kuzey Marmara Otoyolu viyadükten uçan beton mikserinin sürücüsü Aykut Güzel, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İsa ALMAÇAYIR - İSTANBUL DHA
Kuzey Marmara Otoyolu Beykoz Mevkii Ankara İstikametinde beton mikseri viyadükten aşağıya uçtu. Olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sıkışan sürücü itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı. Hastaneye kaldırılan sürücü tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kaza saat 09.00 sıralarında Kuzey Marmara Otoyolunda Riva mevkii Ankara istikametinde meydana geldi. Aykut Güzel\'in kullandığı 34 GV 1195 plakalı beton mikseri yağışlı hava nedeniyle kontrolden çıktı. Direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü bariyerleri parçaladıktan sonra viyadükten aşağıya uçtu. Kazayı gören vatandaşlar durumu itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis ekipleri ve otoyol görevlileri başka bir kaza yaşanmaması için güvenlik önlemi aldı. Kaza yerine yakın ilçelerden kurtarıcı araçları sevk edildi. Beton mikserinde sıkışan sürücü itfaiyenin yarım saat süren çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Yaralı sürücü ambulansla hastaneye kaldırıldı. Güzel, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 

Görüntü dökümü:
-----------------------
-Mikserin görüntüsü
-Parçalanan bariyerler
-Sürücüyü kurtarma çalışmaları
-Sürücünün görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler

============================

 (ÖZEL)
7- ÜMRANİYE TANTAVİ TÜNELİNDE KAZA: 1 YARALI

Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN/İSTANBUL,(DHA) 
Ümraniye Tantavi Tüneli\'nde 2 aracın karıştığı kazada 1 sürücü yaralandı. Yaralı ambulansla hastaneye kaldırılırken Üsküdar istikametine trafik yoğunluğu yaşandı.
Kaza saat 09.00 sıralarında Şile Yolu Tantavi Tüneli Üsküdar istikametinde meydana geldi. 34 BJT 587 plakalı otomobil sürücüsü Birsen Başaran  önünde seyreden 34 RL 9941 plakalı araca arkadan çarptı. Kazayı gören diğer sürücüler polise ve sağlık ekiplerine haber verdi. Kaza nedeniyle bir şerit trafiğe kapatıldı. Kazada hafif yaralanan sürücü Başaran ambulansla hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle trafik yoğunluğu yaşandı. Kaza yapan araçlar çekici tarafından yol kenarına alındıktan bir süre sonra kaldırıldı. Araçlar kaldırıldıktan sonra yol tekrar normal seyrine döndü.

Görüntü dökümü:
----------------
-Kaza yapan araçların görüntüsü
-Polis ekiplerinden görüntü
-Yaşanan trafik
-Genel ve detay görüntüler


 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir