Dünya
Deutsche Welle

Beş başlıkta Yemen Savaşı

Ortadoğu'nun en yoksul ülkelerinden Yemen'de Suudi Arabistan'ın öncülüğünde başlatılan savaş üç yıldan uzun süredir devam ediyor. Ülkenin üçte ikisinden fazlası yaşamak için yardıma muhtaç, kıtlık tehlikesi kapıda.

06 Kasım 2018 11:35

Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyonun üç yıldan uzun süredir hava saldırıları düzenlediği Yemen için ardı ardına ateşkes çağrıları geliyor. Suudilere savaşta lojistik ve istihbarat desteği sağlayan ABD’nin geçen hafta yaptığı diyalog çağrılarına İngiltere ve Birleşmiş Milletler’den destek gelse de Riyad, Yemen’in Hudeyde kentini almak için operasyon başlattı. Husiler ise ateşkes için somut adımlar atılması gerektiği görüşünde.

Beş başlıkta Yemen’deki savaşı derledik.

Savaşa giden süreç

Aşiret bağları, ideoloji ve mezheplerle ile iç içe geçmiş istikrarsız bir siyasi yapıya sahip Yemen'de, desteğini önemli ölçüde yitiren Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in 33 yıllık iktidarına karşı, 2011’de geniş çaplı protestolar patlak verdi.

Arap coğrafyasındaki diğer ayaklanmalarla eş zamanlı gelişen ve hükümetinin istifasını talep eden protestoları yatıştırmak için Salih, bazı imtiyazlar verse de istifayı reddetti. Haziran 2011’de bir saldırıda yaralanınca Suudi Arabistan’a kaçıp üç ay kaldı ve ülkesine geri döndüğünde koltuğu devredeceğini duyurdu. Devam eden protestolar eşliğinde Şubat 2012’de koltuğunu yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi’ye a bıraktı. Tek başına girdiği seçimlerden devlet başkanı unvanıyla çıkan Hadi, tıpkı selefi Salih gibi Husiler tarafından hoş karşılanmadı.

Daha fazlasını okumak için: Yemen lideri El Hadi başkent Sana'dan kaçtı

Husiler, adı daha çok ülkenin Zeydi Şii nüfusuyla anılan Ensarullah (Allah’ın Yardımcıları) grubunun bilinen diğer adı. Kökleri ülke yönetiminde yüz yıllarca söz sahibi olan Zeydi mezhebine dayanan ve 90'larda Güney ile Kuzey Yemen'in birleşmesinden bu yana ülkede faaliyet gösteren dini-siyasi grup, kurucu liderleri Hüseyin Bedrettin El Husi’nin adına referansla bu isimle anılıyor ve ülkede önemli bir çoğunluğu temsil ediyor. 2004’te Salih’e karşı yönetimde daha fazla hak talebiyle silahlanıp ayaklanan Husiler'in kurucu lideri Bedrettin El Husi, askeri bir operasyonla öldürülünce yerini kardeşleri devraldı. 2011'e kadar aralıklarla hükümete karşı ayaklanıp çatışan Husiler, 2011’deki Salih karşıtı gösterilerde de ön saflardaydı.

Hadi'nin başkanlık koltuğuna oturmasının ardından başkent Sanaa’nın kuzeyindeki bazı yerleşim yerlerini kontrol altına alan Husiler, zamanla etki alanını arttırdı. Takvimler Ocak 2015’i gösterdiğinde, Eski Devlet Başkanı Salih yanlılarıyla beraber Sanaa'daki başkanlık sarayını kuşatıp Hadi'yi istifaya zorladılar. Kaçıp önce memleketi Aden'e ardından Suudi Arabistan'a giden Hadi, ülkeye geri döndüğünde istifasını geri çekti ve yaşananları bir "darbe" olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan, desteklediği devrik lider Hadi’nin Sanaa’daki başkanlık koltuğuna tekrar oturması hedefiyle Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İngiltere ve Fransa’nın da içinde olduğu uluslararası bir savaş koalisyonu kurup komşusu Yemen’i havadan vurmaya başladı.

Dünyanın en önemli petrol üreticilerinden Suudi Arabistan'a komşu olan Yemen’in, kuzey hattı boyunca Körfez ve Arap Denizi’ne açılan kıyısı olduğundan stratejik önem arz ediyor.

Daha fazlasını okumak için: Suudi Arabistan'dan Yemen'e askeri müdahale

Savaşın tarafları

Savaşın bir tarafında Riyad’ın başını çektiği uluslararası koalisyon ve Hadi’ye bağlı birlikler var. Suudilerin Eritre ve Somali'den getirdiği askerler de bunlarla savaşıyor.

Kuveyt, Bahreyn, Katar, Fas, Sudan, Ürdün ve Mısır’ın yardım ettiği, ABD, İngiltere ve Fransa’nın lojistik ve istihbarat desteği sağladığı koalisyon, Yemen’deki Husi hedeflerine aralıklarla hava operasyonları düzenliyor. Saldırıları Riyad ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri düzenliyor.

Diğer tarafında ise Koalisyon'un hedefindeki Husiler yer alıyor. Husilerin İran tarafından desteklendiği söylense de Tahran iddiaları yalanlıyor. Ancak Riyad'ın Husi hedeflere başlattığı operasyon İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından "bir soykırım" olarak nitelendirilmişti.

Husiler de balistik füzelerle Suudi Arabistan’a havadan vurma girişimlerinde bulunuyor. En son Kasım 2017’deki füze saldırısı Riyad’ı hedef almış, Suudi Arabistan bunun üzerine Yemen sınırlarını kapatıp ülkeyi ablukaya almıştı.

Güney Yemen’in yeniden kurulmasını amaçlayan ayrılıkçılar da savaşta taraf. Güney Yemen, Kuzey ile birleşip bugünkü yapıya gelene kadar 1967-90 arası Marksist sosyalist yapıda bir demokratik cumhuriyet olarak varlığını sürdürmüştü.

Ayrılıkçılar, 2015'te Husiler'in Aden'i ele geçirmesini engellemek için Hadi’ye bağlı hükümet güçleri ile işbirliğine gitmişti.

Bu arada Yemen'deki Kaide de güneyde dağınık bir biçimde bazı bölgeleri kontrolü altında bulunduruyor.

İnsani kriz boyutu

Birleşmiş Milletler'in (BM) deyimiyle Yemen savaşı, dünyanın "en ağır" insanlık krizi. BM verileri 3 yıldan uzun süredir devam eden savaş sebebiyle 28 milyonluk ülkede 22 milyon 200 bin kişinin yardıma muhtaç yaşadığını, 2 milyondan fazla Yemenlinin evlerini terk edip ülke içinde başka şehirlere göç etmek zorunda kaldığını ortaya koyuyor. Çoğu Somali ve Etiyopya’ya göç eden 300 bine yakın sığınmacı ve mülteci var.

BM'ye göre, savaşta 10 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yemen Data Project grubunun bildirdiğine göre, Mart 2015 ile Mart 2018 arasında koalisyonun hava saldırılarının yüzde 30'undan fazlası askeri olmayan hedeflereydi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), temiz su olmaması ve tıbbi tesislerine erişimin yetersizliği sebebiyle kolera salgınının 500 binden fazla kişiyi etkilediğini belirtiyor. 2016’da baş gösteren salgın sebebiyle bir yıl içinde yaklaşık 2000 kişinin öldüğü kaydediliyor. Yardım örgütleri de ülkedeki kıtlık sorununun önlenemeyecek boyutlara gelebileceği uyarısında bulunuyor.

Yemen’e yapılan yardımlarda başı yine Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri çekiyor. Yemen’deki savaşta üç yıldır hava operasyonları yürüten bu iki ülke sadece 2018'de Yemen için BM'ye 930 milyon dolar yardım yaptı. BM’nin insani yardım bütçesinin üçte birine denk gelen bu meblağ geçen hafta İngiltere’nin The Guardian gazetesi tarafından gündeme getirilmiş ve Riyad’ın yaptığı yardımlar aracılığıyla reklamının yapılmasını talep ettiği sızdırılan BM belgeleriyle ortaya çıkmıştı.

Daha fazlasını okumak için: Suudi Arabistan'a yeni silah ihracatına onay

Diyalog çabaları

Yemen’de savaşı bitirmeye evrilebilecek bir ateşkes ihtimali önce ABD Savunma Bakanı James Mattis, ardından Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından dile getirildi. Mattis, Washington’da katıldığı bir konferansta, 30 gün içinde tarafları masada görmek istediğini söyledi. Pompeo ise her iki tarafın da silahları susturması çağrısında bulundu. Aden'deki hükümet memnuniyetini dile getirirken Husiler, çağrıları "somut adımların atılması gerektiği” mesajıyla karşıladı.

Pompeo ile Mattis'in açıklamaları ABD yönetimine Demokrat ve Cumhuriyetçi kanattan gelen "Riyad ile ilişkilere mesafe konulması gerektiğine” dair yapılan çağrıların ardından geldi. Ekim ayı sonunda Cumhuriyetçi meclis üyesi Başkan Donald Trump’ı Riyad ile atom enerjisi anlaşması için yapılan görüşmelerin askıya alması konusunda uyarmış, gerekçe olarak da 2 Ekim’de İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülen Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı’yı işaret etmişti. Şüpheli ölümüyle Riyad ile Batı arasında bir krizi tetikleyen Kaşıkçı, Suudilerin Yemen’de yürüttüğü savaşı eleştiriyordu.

Cumhuriyetçi Senatör Todd Young 6 Kasım'daki ara seçimlerden hemen sonra Washington'un Suudi koalisyon güçlerine Yemen'de verdiği desteğini kesmesini öngören yasa tasarısını Senato'ya sunacaklarını belirtmişti. Vermont Senatörü Demokrat Bernie Sanders da New York Times gazetesine yazdığı yazıda "Yemen'de Suudilere yardımı kesmeliyiz” çağrısında bulunmuştu.

Daha fazlasını okumak için: BM Suudi Arabistan'ın insan hakları sicilini tartışıyor.

Savaştaki ilk diyalog çabası bu değil. Daha önce 2016'da Kuveyt’te yürütülen müzakerelerden bir uzlaşı çıkmamış, Husilerin BM öncülüğünde Cenevre’de yapılması planlanan istişare toplantılarına "güvenlik sağlanmadığı gerekçesiyle" katılmayacağını açıklaması üzerine de diplomatik çabalar suya düşmüştü.

Rüzgar ateşkesten yana mı?

ABD Savunma Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen üst düzey çağrıların hemen arkasından Suudiler, başkent Sanaa'yı havadan bir kez daha vurdu. Alman haber ajansı dpa'ya konuşan kent sakinleri geçen cuma günü yaklaşık 20 hava saldırısının yapıldığını söyledi. Suudilerin Arabiyya kanalı, Riyad öncülüğündeki koalisyonun stratejik öneme sahip liman kendi Hudeyde'de kontrolü tamamen sağlamak adına cuma günü operasyona giriştiğini duyurmuştu. Arabiyya, Hudeyde'de devrik lider Hadi yanlıları ile Husiler arasında şiddetli çatışmaların olduğunu ve koalisyon jetlerinin bazı Husi hedeflerini vurduğunu da eklemişti.

Bu açıklamaların hemen arkasından Husilere ait bir balistik füzenin de Suudi Arabistan'ın Najran kenti üzerinde imha edildiği haberi geldi. Hafta sonu Alman haber ajansı dpa'ya konuşan Suudi kaynaklar, Hudeyde'nin doğusunda ve güneyinde yer alan dış mahallelerde kontrolü sağladıklarını duyurup Hudeyde limanının kontrolünü ele geçirene dek ordunun operasyonu sürdüreceğini aktarmıştı.

Yemen'in batısında Kızıl Deniz’e kıyısı olan Hudeyde kenti, Husilerin elinde ve koalisyonun Haziran başından bu yana hedefinde.

DW / DBN, BÖ

© Deutsche Welle Türkçe

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle