Koalisyon ortakları Hıristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti uzun süren müzakerelerden sonra sosyal demokrat Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda uzlaştı. Frankfurter Rundschau gazetesi, bu görevde Steinmeier’in birleştirici gücünün uluslararası diplomasinin de ötesine geçmesi gerektiğine yorumunda vurgu yapıyor:
"Almanya’nın ihtiyacını duyduğu şey Trump’ın antitezi olan demokratik bir cumhurbaşkanıdır. Sağ popülistlere karşı yerleşik sistemi savunmak anlamında değil, yerleşik sistemin başarısızlığına haklı olarak öfkelenen kitlelerin sesi olabilecek ya da onlara demokratik bir yön gösterebilecek bir cumhurbaşkanı! Cumhurbaşkanı’nın Trump’ın ya da (sağ popülist Almanya İçin Alternatif Partisi’nin lideri) Petry’nin popülizmine düşmeden, hayal kırıklığına uğramış, yalnız bırakılmış kitlelerin dilinden konuşabilmesi arzu edilir. Kimi zaman yerleşik siyasi sistemin görüş birliğini sağlamadan da toplumun sorunlarının avukatlığını yapabilecek bir cumhurbaşkanı olması gerekir Frank-Walter Steinmeier’in. Peki bunları yapması mümkün mü, işte o henüz belli değil.”
Süddeutsche Zeitung gazetesi de aynı konudaki yorumunda, Hristiyan Birlik partilerinin ortak bir aday gösterememiş olmasının onların bu konudaki başarısızlığını ortaya koyduğuna değinirken, Steinmeier'in cumhurbaşkanlığı için uygun bir aday olduğu görüşünü savunuyor:
"Merkel açısından sosyal demokrat Steinmeier’in adaylığı onur kırıcı bir durum; ama Almanya açısından kazanım olarak değerlendirmeli. İçinde bulunduğumuz şu dönemlerde sağduyulu, deneyimli, uluslararası arenada kendisine saygı duyulan ve ülkesinde sevilen Steinmeier bu makam için kötü bir seçim değil. Hitabet sanatını da iyi beceren bir cumhurbaşkanı olsaydı daha da hoş olurdu. Ama insan kendi eliyle cumhurbaşkanını yaratamıyor.”
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi ise Frank-Walter Steinmeier'in bu makamda kullanacağı siyasi söylemin etkileyici olacağı kanısında:
"Frank-Walter Steinmeier, Cumhurbaşkanlığı makamında sözlerin etkileyici gücüyle kendisine kulak verilmesini sağlayacaktır. Steinmeier siyasi retoriği iyi bilir. Ve Almanya’da toplumun birliği bütünlüğü gibi konular söz konusu olduğunda Steinmeier bu işin erbabıdır. Ama daha da önemlisi onun dış politikada edindiği deneyimlerdir. Avrupa düşüncesine tam anlamıyla inanmış bir kişi olarak Steinmeier, milliyetçiliğin yeniden filizlendiği bir dönemde AB’nin bölünmemesine, daha da kötüsü çatırdayarak parçalanmamasına özellikle dikkat edecektir.”
Augsburger Allgemeine Zeitung, Steinmeier’in adaylığını sosyal demokratların başarısı, Merkel ve Hristiyan Birlik partilerinin aczi olarak algılıyor:
"Steinmeier Başbakan Merkel’in siyasi iradesi dışında Almanya’nın en üst devlet makamına yükselmiş oluyor. Bu en başta Merkel’in ve bu makama kimin geleceğini belirlemesi gereken Federal Meclis'teki en güçlü grup olan Hristiyan Birlik partilerinin yenilgisidir. İkinci olarak bu, tereddütlü davranan Başbakan Merkel’i avlayan ve Steinmeier'i aday göstererek fiili bir durum yaratan Sosyal Demokrat Parti ile onun lideri Sigmar Gabriel’in müthiş başarısıdır. Ve üçüncü olarak da -ki gerçekte asıl önemli husus budur- Steinmeier'in adaylığı ülke için iyi bir seçimdir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen Çelik Akpınar