Gündem
Deutsche Welle

28.02.2014 - Avrupa basınından özetler

Ukrayna ve Kırım’daki gerginlikte Rusya’nın konumu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Londra ziyareti, bugünün Avrupa basınında geniş yer alıyor.

28 Şubat 2014 14:55


İtalyan La Repubblica gazetesi, Ukrayna'daki krizin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açısından siyasî sonuçlarını yorumluyor ve Rusya ile diyaloğun acil önem taşıdığını savunuyor:

“Ukrayna, Vladimir Putin'in büyük projesi olan Avrasya Birliği’nde Avrupa kıyısındaki en önemli unsuru oluşturuyor. Ukrayna’nın kaybedilmesi bu projeyi de bloke eder ve Moskova açısından prestij kaybı anlamına gelir. Çünkü o zaman Moskova, Kazakistan ya da Özbekistan gibi büyük cumhuriyetlerin gözünde itibarını yitirmiş olur. Putin için ağır bir yenilgi. Eğer buna cesaret edip şiddet kullanma yoluna giderse Rusya’nın büyük ağabey imajı daha da zedelenecektir. Dolayısıyla Ukrayna’nın gelecekteki konumundan dolaylı ya da doğrudan etkilenecek tüm güçlerin birbiriyle diyalog içinde olması gerekli. Başka seçenek yok. Çünkü aksi takdirde Avrupa’nın ortasında açık bir krater kalmış olacak.”

Letonya’nın başkenti Riga’dan Neatkariga Rita Avize ise Kırım’da yaşanan gerginliği konu alıyor yorumunda:

“Aslında ‘direnişçiler’, yeni Ukrayna hükümetini göstericilerin üzerine ateş açma emri vermeye kışkırtıyor. Eğer bu olursa Rusya yeni Ukrayna hükümetinin öncü isimlerine karşı, onların Yanukoviç hükümetine karşı talep ettiği uluslararası cezaî yaptırımların aynısını talep edebilir. Kırım’da yaşananların, Rusya’nın Ukrayna’daki olaylara yanıtı olması, olası.”

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den Nepszabadsag gazetesi de Kırım Yarımadası’nın Rusya için önemine dikkat çekiyor:

“1954 yılında Sovyetler Birliği’nden Ukrayna’ya verilen Kırım’ın, Rusların büyük bölümü tarafından Rus toprağı olarak görüldüğü önemli bir gerçek. Bu da şu anlama geliyor: Ukrayna’nın kaybedilmesini ağır bir dış politik yenilgi olarak gören Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, en azından Kırım’da Moskova’nın nüfuzunu koruyabilmek için muhtemelen her şeyi yapacaktır.”

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Londra ziyareti de Avrupa basınında geniş yer aldı. Özellikle Merkel’in, kısa süre önce Londra’yı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’dan daha görkemli bir şekilde ağırlanması dikkat çekti.

Moskova'dan Nesawissimaja Gaseta, “Waterloo'nun gölgesi” başlıklı yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Merkel’in görkemli Londra ziyareti ile kısa süre önce Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın gerçekleştirdiği mütevazı ziyaret arasındaki fark göze çarpıyor. İngiltere Başbakanı David Cameron için AB reform planlarında Merkel’in desteği hayatî önem taşıyor. İngiltere Başbakanı'nın Westminster Sarayı’ndaki Royal Gallery’ye Merkel ile gitmesi de bilinçli bir semboldü. Burada Alman ve İngilizler’in Fransızlara karşı savaştığı Waterloo Savaşı’nı tasvir eden bir tablo asılı. Ancak Cameron çok şey bekledi. Merkel onun planlarını destekleseydi bu, Almanya’da ve Brüksel’de anlayışla karşılanmazdı.”

İsveç’in başkenti Stockholm’den Svenska Dagbladet gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, AB’de reformlarla ilgili acil soruları tam da şimdi yöneltiyor. Ama kilit oyuncu, Avrupa’nın motoru, Euro Bölgesi’nin çekirdeği olan Almanya. Peki, Merkel hangi yolu seçecek? Merkel'in Almanya'ya yarar sağladığı sürece İngiltere’yi AB içinde tutmak için elinden gelen her şeyi yapacağını söylemek mümkün. Çünkü alternatifi, Fransa ile ittifaka gitmek. Ama Fransa’nın sorumluluk üstlenme becerisi giderek zayıflıyor. Ekonomi kötüye gidiyor, girişimciler ülkeden kaçıyor ve Cumhurbaşkanı geceleri, gündüzden daha faal görünüyor. Almanya'nın felaket senaryolarından biri, bir restoran masasında yıkanmamış boş tabaklar ve ödenmemiş hesapla baş başa kalmak.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle