Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah El Sisi, 3 ve 4 Haziran tarihlerinde Berlin'de temaslarda bulunacak. El Sisi'nin görüşeceği isimler arasında Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert de vardı, ancak Lammert Mısır'daki insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek yapacağı görüşmeyi iptal etti. Başbakan Angela Merkel'in ise El Sisi ile görüşeceği bildiriliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyla ilgili şu yorumu sunuyor okurlarına:
"Mısır, Ortadoğu'da anahtar bir güç. Sadece iltica başvurusu istatistiğine bakmamız bile, bu coğrafyanın kaderine kayıtsız kalmamızın mümkün olmadığını gösteriyor. Almanya da Avrupa’nın diğer ülkeleri gibi, Mısır ile pragmatik bir işbirliğine muhtaç. Ülke, İslam diniyle ilgili teolojik tartışmalarda da ağırlık sahibi. Terör ile mücadelede değerli bir ortak olabilen Mısır, ayrıca Arap Dünyası'ndaki çeşitli krizlerde oynadığı diplomatik rol ve İsrail ile ilişkiler açısından da önemli. Bu yüzden Federal Hükümet'in Lammert'in izinden gitmemesi ve El Sisi'ye davetin geçerliliğini koruduğunu açıklaması yerinde bir adım. Berlin'e geldiği zaman insan hakları ihlalleri konusunda sessiz kalınmasına da gerek yok.”
Stuttgarter Zeitung ise Lammert'in El Sisi boykotunu şöyle değerlendiriyor:
"Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert sözünü sakınmaması ile tanınır. Şimdi de El Sisi, Berlin’e geldiğinde kendisiyle görüşmek istemediğini açıkladı. Ama Angela Merkel'in, bugüne kadarki en zorlu resmi ziyaretini yapmaya hazırlanan El Sisi’ye davetinin geçerliliğini koruduğunu bildirmesi şüphesiz doğru. Zira bunun alternatifi, iletişimsizlik, tamamen ilişkilerin donması ve Nil kıyılarındaki gelişmeler üzerinde nüfuzun sıfırlanması anlamına gelecektir.”
IŞİD Irak'taki ilerleyişini sürdürüyor. Ramadi ile birlikte Bağdat'ın batısı tamamen radikal İslamcı teröristlerin kontrolüne geçti. Irak Başbakanı Haydar El Abadi de IŞİD'in ilerleyişine karşı Şii milisleri de harekete geçirdi. Regensburg kentinde çıkan Mittelbayerische Zeitung bölgedeki gelişmeleri yorum sütununa taşımış:
„Amerikalılar Tikrit ve Kobani'de ve son olarak üst düzey IŞİD komutanı Ebu Seyyaf'ın öldürülmesiyle geçici başarılara imza atarken, IŞİD Suriye ve Irak'taki iktidarını sağlamlaştırıyor. Gerçekten de Ramadi’nin düşmesiyle sadece Sünni bölgesinin merkezi yıkılmakla kalmadı, aynı zamanda ABD Başkanı Obama’nın IŞİD ile mücadele stratejisi de ciddi darbe aldı. Bu stratejinin en hatalı yanı, yanlış beklentiler içinde olmak ve gerçekte var olmayan ortaklara güvenmek. Suriye'de bu rolü, hem diktatör Esad hem de IŞİD ile savaşan 'ılımlı' isyancılar üstleniyor, Irak'ta ise ABD'nin ortakları Sünni aşiretler ve Irak ordusu.”
Reutlinger General-Anzeiger gazetesinde de IŞİD ile savaş konusunda şu yorumu okuyoruz:
“Eğer Obama Irak’a tekrar Amerikan askeri göndermek istemiyorsa, IŞİD ile mücadelede eninde sonunda İran’ın yardımına başvurmak zorunda kalacak. Arap devletleri, özellikle de Körfez ülkeleri, kara birlikleri konusuna tamamen soğuk bakıyor ve bu işi vahim bir durumda olan Irak silahlı kuvvetleri ile ordunun Sünni milislerine bırakıyorlar. Kendi ülkelerindeki radikal akımların güçlenmesinden korktukları için hava saldırıları düzenliyorlar, ancak IŞİD'i kendi ülkelerinin varlığı için bir tehdit olarak görseler bile kara birliklerini devreye sokmuyorlar.”
