Gündem
BBC Türkçe

2014'ten bugüne MİT TIR'ları davası

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, MİT TIR'larının görüntülerinin yayımlanması ile ilgili davada 25 yıl hapis cezasına çarptırılması sonrası tutuklanarak cezaevine gönderildi. Peki MİT TIR'ları olayı neydi? Olayla ilgili soruşturmalarda bugüne kad

29 Nisan 2018 20:30

gönderildi

Mahkeme, Berberoğlu'nu 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklamaktan' suçlu buldu.

Peki MİT TIR'ları olayı neydi? Konuyla ilgili soruşturmalarda neler yaşandı? Bunu cevaplandırmak için olayın yaşandığı 2014 yılına gitmek gerekiyor.

19 Ocak 2014'te Suriye'ye giden 3 TIR, Hatay'da savcılık emriyle yapılan bir jandarma-polis operasyonuyla durduruldu.

Gelişmeyi haberleştiren ilk yayın organı Radikal gazetesi oldu.

anlatacaktı

"Bu süre zarfında haberi ilk aldığımda haber merkezimle paylaştım ve internet sitemizde habere yer verdik. Türkiye gündemini bir anda alt üst eden olayda ilk olarak yaşananlar gizlenmeye çalışıldı. TIR'ların durdurulduğu da resmi makamlarca kabul edilmiyordu. İlk gelen bilgiler de çelişkiliydi.

"Önce TIR'ların İHH'ya ait olduğu ifade edildi. Sonrasında ise 20 Ocak tarihinde savcıların olay yeri tutanağını ve Hatay Valisi'nin imzasını taşıyan, tırların MİT'e ait olduğu ifade edilen talimat yazısını Radikal'de yayınladım."

"Yayınlanan resmi belgelerden sonra TIR'ların MİT'e ait olduğu iktidar partisi tarafından da kabul edildi ve insani yardım içerdiği ifade edildi."

Yetkililerden gelen ilk açıklamalar, TIR'lardaki malzemenin devlet sırrı olduğu yönüne oldu.

söyledi

"Savcı, benim iznim, Adalet Bakanlığı'nın haberi olmadan böyle bir müdahalenin içine giremez. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ne getirip ne götürdüğüne bakamaz.

"Bu, paralel yapılanmanın diğer bir versiyonudur. Kısa bir zaman önce atılan adımın devamıdır.

"Burada, gerek bu savcıyla gerekse jandarmayla ilgili, komuta kademesini kastediyorum, hepsiyle ilgili hukuki süreç başlatılmıştır. Gereği de bunlarla ilgili yapılacaktır".

Olayın hemen ardından ve sonrasında ilerleyen süreçlerde, TIR'ların durdurulması ilgili savcı, asker ve polisler hakkında soruşturma başlatıldı.

Süreç içinde bazı savcı, asker ve polislerin görev yerleri değiştirildi, bazıları açığa alındı, bazıları ise tutuklandı.

tutuklanacaktıgönderilecekti

Bir dönem MİT TIR'larının durdurulmasıyla ilgili soruşturmaya bakan hakim Cebrail Cem Alıcı da 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından, Konya'daki darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanacaktı.

21 Ocak 2014'te Aydınlık gazetesi, söz konusu TIR'larda cephane taşındığını öne süren bir haber yayımladı.

"İşte TIR'daki cephane" başlıklı haberde, "Adana'da durdurulan MİT'e ait üç TIR'dan mühimmat çıktı. Aydınlık, arama fotoğraflarına ulaştı. TIR'larda 'insani malzeme' değil, top mermisi taşındığı belgelendi" ifadeleri yer aldı.

Haberde, ilaç kutularının arasında gizlendiği belirtilen top başlıklarının fotoğrafları da yayımlandı.

29 Mayıs 2014'te Cumhuriyet gazetesi "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" manşetiyle çıktı.

Haberde 19 Ocak 2014'te üç TIR'ın durdurulması operasyonundan fotoğraflar ve bilgiler paylaşıldı. Bu TIR'larla Suriye'deki gruplara silah ve cihatçı sevk edildiği iddia ediliyor, kanıt olarak da savcılık dosyasından alındığını belirtilen görüntüler veriliyordu.

Cumhuriyet, yine ana sayfasından "Neden yayımlıyoruz?" başlığıyla bir açıklama da yaptı.

Kısa süre sonra görüntülere yayın yasağı getirildi.

dedi

Haberle ilgili dava açıldığını belirten Erdoğan, 'yapılanın Bayırbucak Türkmenlerine destek vermek olduğunu' söyledi ve haberle ilgili 'paralel yapıyı' suçladı:

"Bu olay Bayırbucak Türkmenleriyle alakalı bir konu. Hep şunu ifade etmişimdir: Özellikle insani yardım noktasında şu anda Milli İstihbarat Teşkilatımız Bayırbucak Türkmenlerine bu desteği vermektedir. Kimden aldın bu rakamları? Paralel yapı.

"MİT'e yönelik atılan o iftiralar bir ajan, bir casusluk faaliyetidir ve bu gazete de bunların arasına girmiştir. Avukatlarıma talimatı verdim hemen davayı açtım. Burada hakikaten samimi, dürüst olan, onlara verdiğimiz eğitimi çok samimi olarak açıklar. Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu.

Cumhuriyet'in o dönemdeki genel yayın yönetmeni Can Dündar ise bu sözlere iki gün sonra, gazetedeki köşesinden yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra yaptığı bir açıklamada ise şu ifadeleri kullandı:

"Şimdi diyecekler ki 'Başbakan TIR'ların içinde silah yoktu' diyordu… Varsa ne olacak yoksa ne olacak? Oraya insani yardım götürüyoruz. Kim onlar? Mağdur, mazlum, bizim Bayırbucak Türkmen kardeşlerimiz".

Haber hakkında 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme', 'siyasi ve askeri casusluk', 'gizli kalması gereken bilgileri açıklama', 'terör örgütünün propagandasını yapma' suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı.

tutuklandı

Mahkeme, tutuklama gerekçesi olarak 'silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme', 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askerî casusluk amacıyla temin etme' ve 'devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama' suçlarını gösterdi.

tepkiye neden oldutahliye edildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karar saygı duymuyorum, karar uymuyorum" açıklamasını yaptı.

bulunuldu

16 Mayıs'taki duruşmada mahkeme, gazetecileri 'devletin gizli belgelerini açıklamak' gerekçesiyle toplam 10 yıl 10 ay hapse çarptırdı, 'darbe' suçlamasından ise beraatlerine karar verdi. Mahkeme tutuklama kararı vermedi.

Gül ve Dündar'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme' suçundan yargılanmalarının devamına karar verildi.

Can Dündar dava sürecinde haber kaynağını açıklamadı.

Tutukluluğunun ardından yazdığı "Tutuklandık" adlı kitapta ise kendisine görüntüleri 'solcu bir milletvekili dostunun getirdiğini' yazdı.

Kitaptaki bu ve benzeri ifadelere de dayanarak, bu kişinin CHP milletvekili Enis Berberoğlu olduğu şüphesiyle soruşturma başlatıldı.

Berberoğlu'na 'Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme' ve 'FETÖ-PDY'ye bilerek ve isteyerek yardım etme' suçlamaları yöneltildi.

Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede şu ifadeler yer aldı:

"Olaylar zinciri içinde Dündar ile Berberoğlu'nun görüşmeden kısa bir süre sonra bir araya geldikleri ve Dündar tarafından açıklanan ve kamuoyu tarafından da basın organlarında yayınlandıktan sonra yalanlanmayan flash disk içindeki suç teşkil eden görüntülerin Berberoğlu tarafından Dündar'a verildiği anlaşılmıştır".

Gül ve Erdem'in 'silahlı terör örgütüne, üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım' suçlamasıyla devam eden davaları ise 21 Eylül'de Berberoğlu'nun davasıyla birleştirildi.

14 Haziran 2017'de mahkeme, 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak' suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Mahkeme, 'kaçacağı veya saklanacağı hususunu dikkate alarak' Berberoğlu'nun tutuklanmasına karar verdi.

Mahkeme heyeti, Berberoğlu hakkındaki ikinci suçlama olan, 'silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme' suçlamasıyla ilgili dosyanın ayrılmasına karar verdi.

Berberoğlu bu suçlamayla ilgili olarak Can Dündar ve Erdem Gül'le birlikte yargılanacak.

CHP milletvekili tutuklanarak Maltepe Cezaevi'ne gönderildi.

başlattı
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir