Gündem
Deutsche Welle

16.07.2015 - Alman basınından özetler

Bugünkü Alman basınında İran'ın nükleer programı ile ilgili varılan anlaşma, Yunanistan krizi ve 94 yaşındaki eski bir SS mensubuna verilen hapis cezasına dair yorumlar öne çıkıyor.

16 Temmuz 2015 01:11

Frankfurter Allgemeine, İran ile varılan tarihi uzlaşmayı İsrail’in Batı
diplomasisindeki etkisi açısından değerlendiriyor.
"İran ile varılan uzlaşmanın en dikkat çekici boyutu; katılımcı Batılı devletlerin
İsrail’in itirazlarına aldırmamış olmasıdır. Viyana’daki müzakere masasında,
başta ABD olmak üzere İsrail’in en sıkı müttefikleri oturuyordu. Ve buna
rağmen bölgedeki kendi çıkarlarını soğukkanlılıkla kabul ettirdiler.  Batı,
İsrail’in pozisyonunu geçmişte hep korudu, hatta bazen gönülsüzce de olsa:
Örneğin Filistin’e karşı, İsrail’in komşularına karşı.  İşte artık bu dönem
kapandı, Netanyahu seleflerinden hiçbirinin uğramadığı kadar büyük bir
diplomatik hezimete uğradı. Kimse İsrail’den vazgeçmez, hele hele de bir
Amerikan başkanı. Ancak artık Batı diplomasisinde İsrail’in itiraz hakkı
kalmamıştır."
Süddeutsche Zeitung’un aynı konuya ilişkin yorumunda da şu satırları
okuyoruz.
"Bazen acelecilik iyi bir işarettir. İran hükümetinin, ekonomik yaptırımlara son
verilmesi için gösterdiği sabırsızlık, Tahran’a yönelik yaptırımların etkili
olduğunu gösteriyor. Viyana’daki ağdalı nükleer müzakereler biter bitmez
İran, uluslararası ekonomik ve ticari topluluğun bir parçası olmayı diliyor.
Komşularını agresif bir biçimde tehdit eden bir devlete uygulanan
yaptırımların başarıya ulaştığı konusunda uzmanlar nadiren hemfikirdir. ABD
tarafından başlatılan, İran’ı finans piyasalarından dışlayan, ülkenin petrol ve
doğal gaz ihracatını kısıtlayan yaptırımlar olmasaydı, Tahran, nükleer
emelleri konusunda müzakerelere yanaşmazdı."
Die Welt gazetesi ise Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras‘ın borç krizine
çözüm arayışında Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble'yi
eleştirmesine değiniyor.
"Berlin, Avrupa anlaşmalarının ruhunu kurtarmak, münferit Akdeniz
sakinlerinin AB’yi memleketlerinin genişletilmiş haline çevirmesini
engellemek, Avrupa’yı dünyadaki ekonomik ağırlığını kaybetmekten korumak
ve en nihayetinde Almanların AB’de kalmayı avantaj olarak görmeye devam
etmesini sağlamak istiyorsa, o zaman gerektiğinde liderliği açıkça eline
almak ve Avrupa’da cebinden en fazla para çıkanın disiplin konusunda da
önder olması gerektiğini göstermekten başka seçeneği kalmıyor. Maliye
Bakanı Schäuble bu rolü üstlendi. Şu an bu nedenle saldırıların hedefinde."
Son olarak Aachener Zeitung’un, Nazi döneminde 300 bin kişinin
öldürülmesine yardımla suçlanan 94 yaşındaki SS mensubu Oskar
Gröning‘in 4 yıl hapse mahkûm edilmesine ilişkin yorumuna yer veriyoruz.
"Lüneburg’daki bu dava ile elbette Alman soykırımcılar dönemi kapanmadı.
O dönemden geriye daha birçok suçlu kaldı. Gerçi hepsi şimdi 90’lı
yaşlarında ama o dönem yaptıkları nedeniyle hala hesap vermediler. Onları
bulup dava açmak adli kovuşturma kurumlarının en acil görevidir. Hala hayatta
olan Nazi cellatlarının, tıpkı birçoğu gibi bu işten rahatını bozmadan çekip
gitmesi kabul edilemez. Burada söz konusu olan aynı zamanda Alman
tarihinin en karanlık dönemlerinden birinin incelenmesinde adli makamların
başarısızlığıdır. Bu konu kapatılamaz, kesinlikle bastırılamaz veya
unutulamaz. Unutanlar, yaşananların tekrarına yatkın hale gelir."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle