Nürnberger Nachrichten, Ortadoğu'da İsrail'in düzenlediği operasyonlarda ölen Filistinliler'in sayısının artması bağlamında gelişmeleri ele alıyor. Yorum şöyle:
"İsrail Ordusu Filistin'de yaşayan insanları kaçma şansları olması için, Hamas üyelerinin bulunduğu gerekçesiyle bazı noktaları bombalamadan kısa bir süre önce uyarıyor. Hamas ise bu insanlara tehdit altında olan binaların çatısına çıkarak canlı kalkan olmaları ve şehitlik mertebesine ulaşmaları çağrısında bulunuyor. Bu, Gazze cehenneminde yaşayan çaresiz halka kesilen hem saygısızca, hem de acımasız bir hesap. Böylesine nefretin hâkim olduğu bir ortamda barış ya da en azından ateşkesin sağlanmasını başarmak çok zor. Şiddet sarmalı dönmeye devam ediyor. Ve her iki taraf da şiddetin dindirilmesine hazır değil."
Berliner Zeitung Ortadoğu ile ilgili yorumunda şu görüşleri savunuyor:
"İsrail Ordusu'nun kara birliklerini Gazze'ye gönderme konusunda az istekli olduğu izlenimi doğru çıktı. Kudüs ateşkesin sağlanması için ilk adımı attı. Hamas buna kısa süre içinde olumlu yanıt vermezse o zaman İsrail Hamas'ın ve Gazze'nin tamamının üzerine çok daha sert biçimde gitmeye çalışabilir. Öyle olursa da uluslararası alanda İsrail'e bu konuda anlayış gösterenlerin sayısı hiç de az olmaz."
Bugünkü Alman gazetelerinde yer bulan bir başka önemli konu ise Lüksemburg eski Başbakanı, muhafazakar politikacı Jean-Claude Juncker'in AB Komisyonu Başkanlığı'na seçilmesi. Rhein-Zeitung yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
"Berlin ve Brüksel'in ilişkisi hiç şüphesiz zorlaşacak. Almanya eski Başbakanı Helmut Kohl Lüksemburg eski Başbakanı Juncker'i sık sık kendi yetiştirdiği 'siyasi mirasçı' olarak nitelendirmişti. Almanya Başbakanı Angela Merkel şimdiye dek birçok kez çok Euro Bölgesi eski Başkanı Juncker'in çok bilmiş eleştirilerine kızmış, tepki göstermişti. Her ikisi de birbirlerini sınırlı oranda sevmek için yeterince tanışıyorlar. Bu durum geçmişte sık sık baskın olduğu eleştirilerini alan Almanya Federal Cumhuriyeti'nin işini kolaylaştırmayacak. Ancak büyük olasılıkla yeni ittifaklar, başka koalisyonlar ve geleceğe yönelik işbirliği şansını doğuracak. Juncker bunlar için yeterince güçlü değil. Ancak onu bazılarının sevebilmesi için çok zayıf da değil."
Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung ise İngiltere Başbakanı David Cameron'un Juncker'in Komisyon Başkanı olarak seçilmesine başından beri karşı olduğunu hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Tesadüftü ya da değildi fark etmez. İngiltere Başbakanı David Cameron kabinesinde AB’ye karşı olanlar lehinde değişiklik yaptığı gün, onun karşı çıktığı Jean-Claude Juncker'in Avrupa'nın en güçlü adamı seçilmesi, bir sonraki gelişmeyi gösteriyor: İngilizler Avrupa Birliği konvoyundan ayrılıyor. İngilizler'in AB'den çıkışının en trajik yanı, muhafazakârların bu propagandalarının kurbanı olacak olmaları. Cameron Avrupa karşıtı kindarlığın kendisine oy getireceğini düşünüyor. Bu iç politik hesap için Avrupa tarihinin en önemli projesini ve İngiltere'nin dünyanın geri kalanı üzerindeki son etkisini kurban ediyor."