Salı günü ABD'de gerçekleşen başkanlık seçimini kazanan Donald Trump 11 Kasım günü de İngiliz gazetelerinin manşetlerinde yer aldı.
Guardian gazetesi "Trump iktidara hazırlanıyor" manşetiyle yayınlandı. Gazetenin iç sayfalarında ABD'deki Trump karşıtı protestolara yer verilirken Jamiles Lartey imzalı haberde Hillary Clinton'ın Trump'tan daha fazla oy almasına rağmen başkan olamamasının ABD'deki seçim sistemini tartışmaya açtığı aktarıldı.
Gazete, Demokratlardan başkan aday adayı olan ancak Hillary Clinton'ın arkasında kalan Vermont Senatörü Bernie Sanders'ın şu sözlerine de yer verdi: "Donald Trump, bu düzen medyasından, düzen siyasetinden ve düzen ekonomisinden bıkmış orta sınıfın öfkesinden beslendi. İnsanlar daha az maaş için daha fazla çalışmaktan ve milyarderlerin vergi ödemediğini görmekten bıktı.
Simon Tisdall ise yorum sayfasındaki makalesinde "Donald Trump muzaffer oldu ama Beşar Esad gibi" dedi. Tisdall, Trump'ın zaferinin dünyadaki despotlar ve güçlü liderler için olumlu olduğunu yazdı.
Peter Walker imzalı makalede ise İngiltere Başbakanı Theresa May'in Donald Trump ile iki ülke arasındaki özel ilişkiyi konuştuğunu ancak May'in Trump'ın dünya liderleriyle telefon görüşmeleri sırasında 10. sırada olduğunu yazdı.
Telegraph gazetesinin manşetinde de Trump - Obama görüşmesi vardı. Gazete ikinci sayfasında "Washington'da bir yabancı" üstbaşlığını ve "Obama'nın uygun bulmadığı bir adam için Beyaz Saray'da sıcak sözler" başlığını kullandı.
Jonathan Sacks ise köşe yazısında "Öfkenin ardından artık umut gelmeli" ifadelerini kullandı.
Trump - Obama görüşmesini manşetine taşıyan bir diğer gazete olan The Times ise Trump'ın reality programı The Apprentince'e (Çırak) gönderme yaparak "Çırakla tanışın" başlığını kullandı. Gazetenin iç sayfalarında ise Trump'a açılan 70'ten fazla davaya dikkat çekilerek "Düzinelerce dava Trump'ın mahkemede küçük düşmesine yol açacak" başlığına yer verildi.
Savunma editörü Deborah Haynes ve David Charter imzalı makalede ise Donald Trump'ın iktidara gelmesiyle birlikte Avrupa'nın güvenliğinin ABD'ye emanet edilemeyeceği, bir Avrupa Ordusu'nun yaratılması gerektiği aktarıldı.
Trump'ı "Ağır sıklet siyasetçi" olarak nitelendiren gazete, 108 kiloluk yeni başkanın Teddy Roosevelt, Bill Clinton ve William Howard Taft ile birlikte en ağır Amerikan başkanlarından biri olacağını yazdı.
Independent gazetesi de ABD ve İngiltere arasındaki özel ilişkiyi manşetinde sorguladı. Gazetenin birinci sayfasında "O kadar da özel iliki değil mi? Trump May'i (sonunda) aradı. Mısır, İrlanda, İsrail, Türkiye, Hindistan, Japonya, Avustralya ve Güney Kore'den sonra" ifadelerini kullandı.
Independent, Trump'ın seçilmesinin ardından yaşanan nefret saldırılarının göçmenleri hedef aldığını yazdı. Gazetenin yorum sayfasında ise Mark Steel "Nefret cini şişeden çıktı. İlerici liderler Trump'ın söylemiyle nasıl baş edecek?" diye yazdı.
Gazetenin iç sayfalarında ise büyük sermayenin Trump'ı ülkeyi bütünleştirmeye davet ettiği, Berlusconi'nin Trump'ı kutladığı ve Afrika kıtasının ilk kadın başkanı olan Liberya Başkanı Ellen Johnson Sirleaf'in Clinton'ın yenilgisine üzüldüğü aktarıldı.
Trump - Obama görüşmesini manşetine taşıyan bir diğer gazete olan Financial Times (FT) "Beyaz Saray'daki garip buluşmanın ardından Obama Trump'a yardım eli uzattı" manşetiyle yayınlandı.
Trump'ın başkanlığı döneminde Ukrayna'nın Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında bir pazarlığa kurban gitmekten korktuğunu yazan FT, Çin'in de Trump ile Pasifik bölgesinde oluşabilecek boşluğu doldurmanın yollarını aradığına dikkat çekti.
FT birinci sayfasındaki bir diğer haberde ise Londralı sermaye gruplarının Brexit'in ardından yabancıların Londra'da serbestçe çalışmasını ve yaşamasını sağlamak için Londra'ya özel bir vize rejimi uygulanması tekliflerini hükümete ilettikleri aktarıldı.
