Gündem
Deutsche Welle

09.04.2015 - Alman basınından özetler

Bugün Alman gazetelerinde, Yunanistan Başbakanı Tsipras’ın Moskova’ya giderek Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesi ve İran ile varılan nükleer mutabakat yorum konuları olarak öne çıkıyor.

09 Nisan 2015 01:13

Aleksis Tsipras'ın Moskova ziyareti konusunda ilk seçtiğimiz yorum,
Berlin'de çıkan Die Welt gazetesinden:

„Yunanistan Başbakanı Rusya'daki
temaslarında çok fazla bir şey
elde edemedi. Ama Yunan politikacının Moskova'daki temaslarında
buna rağmen keyifli bir havada olmasının arkasında, ikili ilişkilerdeki
bu yakınlaşmanın kendisi için sembolik değeri
yatıyor. Atina yine
Avrupa Birliği'ni rencide etmeyi başardı. Artık Atina'nın Euro
Bölgesi'nde kalmayı isteyip istemediğini sorgulamanın vakti geldi.
Şimdiye kadar bu sorunun cevabının Euro'dan yana olduğu
farzediliyordu. Euro'ya veda Tsipras için en iyi ikinci çözüm olabilir. O
zaman halkına da, kemerlerin sıkılmasında ısrar eden Alman Federal
Hükümeti'ni de günah keçisi olarak sunabilir. Yunan Hükümeti'nin
tavrı bu gündeme uygun seyrediyor.”

Frankfurter Rundschau gazetesi Tsipras'ın Moskova ziyaretini şu
satırlarla değerlendiriyor:

“Yunanistan zor durumda olan bir Avrupa Birliği üyesi ama aynı
zamanda da bağımsız bir devlet. Tsipras'ın Moskova ziyareti
nedeniyle yapılan sert yorumların ışığında bu gerçek neredeyse
unutuluyor. Tsipras'ın görevi, ülkesini iflastan kurtarmak. Avrupalı
ortaklarla iyi anlaşılması bunun bir parçası, fakat ülkesi için en iyi
şartları başka adreste aramak da bu görev kapsamında. Söz konusu
adres, Batı'daki birçok kişi tarafından
yine Kötülük İmparatorluğu
olarak görülen Rusya olsa bile… Tsipras, bu konuda hep Avrupa'nın
çizgisinden yola çıkmalı, ancak bugüne kadar da aksini yaptığına dair
hiçbir şüphe uyandırmadı. Şimdi Rusya'nın yeniden Yunanistan'dan
sebze ve meyve aldığı ortaya çıkarsa, bu da belki Rusya ile Avrupa
Birliği arasında bir yumuşamaya yardımcı olabilir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung adlı gazetede de şu yorumu
okuyoruz:

“Rusya hiç kuşkusuz, Yunanistan’ın ve sallantıda olan diğer ülkelerin
ambargo cephesinden eksileceğini umuyor. İhracatındaki bu kaybın
Yunanistan’ı zorladığı bir gerçek. Başka ülkeler de ellerinde olsa
ticari ilişkilerini derhal normalleştirmeye can atıyor. Ancak bu
ülkelerin, gerçekten de ticaret ve enerji politikaları gibi konularda
Putin ve otoriter çıkar politikasının maşası olmak isteyip
istemediklerini sorgulamaları gerek. Avrupalıların birlik ve beraberliği,
çok önemli bir değer ve kısa vadeli bir avantaj için riske atılmamalı.
Yunanistan baştan çıkarılmaya razı olursa, bu Avrupa'daki ortaklık
fikrine büyük bir darbe olur ve Avrupa içindeki ilişkiler tamamıyla
sarsılır.”

Haftalık Die Zeit gazetesi ise, İran’ın tartışmalı nükleer
programı
konusunda varılan uzlaşmayı ele almış yorum sütununda:

“ABD ve İran 36 yıl boyunca düşmandılar birbirlerine. Bu düşmanlığın
yansıması olan savaşlar, suikastler, ambargolar ve “Amerika’ya
ölüm” sloganlarıyla… Bu kadar aşina olunan bir düşmanlık bir günde
sona ermez, birkaç günde de. Ancak Batı ile İran arasındaki soğuk
savaşın sona ermesi, üç noktanın düzeltilmesini mümkün kılabilir:
Öncelikle Amerika, Suudilere olan tek taraflı bağımlılığını azaltabilir.
Suudi Arabistan'daki mutlakiyet rejimine kayıtsız şartsız verilen
destek, cihatçıların Batı'ya duydukları nefretin doğmasındaki
etkenlerden biri oldu. İkinci olarak, ABD'nin Tahran ve Riyad ile daha
iyi ilişkiler içinde olması, bölgede Şiiler ile Sünniler arasındaki
çatışmaların azalmasına yardımcı olabilir. Son olarak ise, Batı ile
yakınlaşma, İran'da reformları teşvik
edebilir.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle