08 Nisan 2017

Yerli sektör yersiz ikiyüzlü mü?

Bu sektörün asıl meselesi dizi süreleri falan değil

Geçen hafta yine bir yerli dizi yersiz uzun yeliyle karşı kaşıya kalmışız, yurt dışından dönünce gördüm. 97 aktif senarist ortak bir bildiri yayımlamışlar. Ancak bu kez isyanlarını ortak bir dille en güzel şekilde yazıya dökmüşler.

Bıkkınlıklarını dile getiriyorlar…

Ama ben bu konu ile ilgili en çok ve en sert yazan biri olarak umutsuzum yine.

En korkusuz yazıları yazdığımı da iddia ediyorum, yıllardır. Ekibine parasını ödemeyen yapımcıyı da yazdım, her gün sabah ezanına kadar çalışan set çalışanlarının isyanını da. Hep yanlarında oldum. Çünkü içlerinden setten geliyorum. Ne yaşadıklarını biliyorum. Ben de yaşadım. Hala da en yakından görmeye devam ediyorum.

Ha Sektör başlıklı birçok yazı yazdım. Ve bunu aynı isimde bir kitaba dönüştüreceğim yakın zamanda. * *

Bu sektörün asıl meselesi ne biliyor musunuz? Dizi süreleri falan değil.

Başlıkta yazdım: İkiyüzlülük.

Ve üstteki eski yazımda dediğim gibi, gidenin yeri hop doluyor. Meltem Cumbul’un diziden ayrılmasını yazdım. Yerine hop başka oyuncu geldi.

Neden kimse tepki göstermedi, o sette çocuk oyuncuların hakkını korudu Cumbul ama kim destek verdi. Başka bir meslektaşı hemen teklifi kabul etti ve onun yerine geldi.

Sonra Seray Şahiner, senarist ekibinde yer aldığı diziden alındı.

Buna hangi senaristler tepki gösterdi? Yıldırım Türker dışında…

Sektörden kimler yanında oldu?

Peki yine oyunculara soruyorum: Siz mesela 140 dakika değil de 60 dakika dizide oynasanız daha az para alacaksınız. Buna razı mısınız?

Hiç sanmıyorum.

Örneğin; şimdi isim vermeyeceğim ama, bir kadın oyuncunun düğmesi kopuyor sette, kostümcüye atarlanıyor, onu kovduruyor. Sonra hop yerine başkası geliyor. Yapımcı ekibinin hakkını savunuyor mu? Ya da yanında çalışan diğer arkadaşları?

Hayır.  

Bir dizi süresini 60 dakikaya indiriyor ya da bir dizi 60 dk çekilecek diye seviniyoruz. İşte, sektör değişmeye başlıyor sonunda diyoruz.

Gel gör ki, ekipler bu kez haftada 2 bölüm yetiştirmeye çalışıyor. O zaman bundan ne anladık.

Yine iyimserliklerimiz duvara çarpıyor…

Sonuçta burası da ABD değil. Amerikan Senaryo Yazarları Birliği şu an yine greve gitmeyi düşünüyor ve kazançlarının son 2 yılda yüzde 23 azaldığından dem vuruyorlar. 2007’de birlik, 100 gün greve gidip Oscar ve Golden Globe’un iptalini bile sağlayıp amaçlarına ulaşmıştı.

Peki bizim Sen-Der?

Ben isterim ki, bu güzel bildirinin arkasında olup sipariş üzerine dizi yazmasınlar onlar da, bakalım neler olacak?

Gerçekten bir dur desinler. Onlar da bu döngüyle yeni bir şey üretemez hale geldiler.

İsterim ki? Herkes aynaya baksın.

Baktığında vicdanıyla yüzleşsin.

İçim rahat diyebilsin.

Sektör düzelsin….

Yazarın Diğer Yazıları

Ali Kemal Çınar: Zayıf yönlerini görüp bunun üzerine gitmek, ancak güçlü gördüğün yönlerinin varlığından cesaret alarak yapılabilir

Ali Kemal Çınar ile son filminden Kürt sinemasında birey olma sorunsalına, Diyarbakır'dan Türkiye Sineması'nın geleceğine uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Ulaş Tosun: Merhaba Canım'ın yarattığı etki, belki tasarlanmış estetiğin bir kere daha çöküşü olarak yorumlanabilir

Merhaba Canım benim için sansürün ve otosansürün tüm gücünü hissettiğim bir çalışma oldu