Gündem

"Bu tavır, siyasal iktidarın ömrünü uzatmak için başvurduğu son bir takiyye mi?"

"Bugün Amerika’ya karşı 'Antiemperyalist' bir söylem kullanan AKP..."

10 Ekim 2017 14:25

Cumhuriyet yazarı Emre Kongar, "ABD projesi olarak kurulan ve iktidara getirilen AKP’nin bugünlerde ortaya çıkan Antiemperyalist söylemi ve tavrı ne kadar inandırıcıdır" dedi. 
"Bu söylem ve tavır, artık ömrünü tamamlamış bir siyasal iktidarın, ömrünü uzatmak için başvurduğu son bir takıyye midir?" diye soran Kongar, "Bugün Amerika’ya karşı “Antiemperyalist” bir söylem kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi, 28 Şubat 1997 yumuşak askeri müdahalesi sonunda, ABD’nin büyük desteği ile kurulmuş ve iktidara gelmiş bir partidir" ifadesini kullandı.

Kongar'ın "Bir ABD projesi olarak AKP" başlığıyla (10 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Bugün Amerika’ya karşı “Antiemperyalist” bir söylem kullanan Adalet ve Kalkınma Partisi, 28 Şubat 1997 yumuşak askeri müdahalesi sonunda, ABD’nin büyük desteği ile kurulmuş ve iktidara gelmiş bir partidir. 
Necmettin Erbakan’ın askerler tarafından iktidardan uzaklaştırılan Antiemperyalist ve Anti Amerikancı Refah Partisi’ne karşı, Erbakan’ın çok yakınındaki dört kişi tarafından kurulmuştur! 
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şenertarafından kurulan parti, “Ilımlı İslam” adı altında “Amerikancı İslam” modeli üzerinden, Neoemperyalizmin ve Neoliberalizmin bir aracı olarak iktidara getirilmiştir. 
AKP için planlanan görev, “Ilımlı Amerikancı İslam” kimliğiyle, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki İslam ülkelerinde “sözde demokratik”, “özde Amerikancı” rejimlerin iktidarlarına örnek olmasıydı. 
Nitekim, sonradan “Arap Kışı”na dönüşen, “Arap Baharı” denilen trajedi, bu model üzerine başlatıldı... 
Başkanlar devrildi, rejimler değiştirildi... 
Sonuç olarak çok kan döküldü ve elde sadece, Libya’da büyük bir kaos, Irak’ta kargaşa ve bölünme, Suriye’de iç savaş, Mısır’da askeri rejim ve istikrarsız bir bölge kaldı!

***

“ABD’nin Siyasal İslam’la Dansı” adlı kitabımda Amerika’nın, Condoleezza Rice’ın ağzından ifade ettiği bu projedeki hatalarını çok önceden yazmış ve bölgedeki bu felaketi önceden haber vermiştim. (Bakınız özellikle “Türkiye Bir Model Olabilir mi?” bölümü, ss. 150-190. 
Elbette ABD’nin yaptığı en önemli hata, din ekseninde kurulacak bir iktidardan Demokrasi beklemek yanlışıydı. 
Aslında ABD’nin asıl beklentisi, kurulacak rejimlerin Demokratik olması değil, kendisinden ve Neoemperyalizmden yana olmasıydı... 
Demokrasi söylemini sadece bir kamuflaj olarak kullanıyordu ama “Ilımlı Amerikancı İslam” savunucularının “Radikal Siyasal İslam Terörünü” besleyecek bir siyasal, toplumsal ve kültürel ortam yarattıklarını da görememişti!

***

“Bir Amerikan Projesi olarak Adalet ve Kalkınma Partisi”nin kurulma öyküsünü Merdan Yanardağ, aynı isimli kitabında çok iyi anlatır: 
Özellikle 1. Bölüm’de şu başlıklar, konuyu derinliğine irdeleyen yazılardan oluşuyor: 
1. Ilımlı İslam’ın test alanı. 
2. Ilımlı İslam, 28 Şubat ve “Yeni Cumhuriyet”. 
3. Irak Savaşı’nın AKP’ye sunduğu fırsat. 
4.AKP’nin önünü açan sivil darbe: Ecevit hükümeti nasıl devrildi? 
5. Erdoğan’ın gizli ABD görüşmeleri. 
6. Kurtlar sofrasında ikna olmak! 
7. AKP’nin “tarihsel fırsat” teorisi. 
8. Çatışma kaçınılmazdı.

***

Yanardağ’ın bu önemli kitabı, ister istemez şu iki soruyu akla getiriyor: 
Bir ABD projesi olarak kurulan ve iktidara getirilen AKP’nin bugünlerde ortaya çıkan Antiemperyalist söylemi ve tavrı ne kadar inandırıcıdır... 
Bu söylem ve tavır, artık ömrünü tamamlamış bir siyasal iktidarın, ömrünü uzatmak için başvurduğu son bir takıyye midir?

***

DİREN ANTİEMPERYALİST DEMOKRASİ!