02 Haziran 2015

7 Haziran'da medyaya yönelik zorbalığın hesabını da vereceksiniz!

Gazetecilik, internet, sosyal medya, her şey susturulabilir mi sanıyorsunuz gerçekten?

Cumhuriyet Gazetesi, içi silah dolu MİT TIR'larının görüntülerini yayımlayarak gazeteciliğin gereğini yaptı.

İktidarın paçaları anında tutuştu.

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar bir çırpıda "terörist" ve "casus" olmakla suçlandı.

Hem de nasıl bir dille!

Ülkede yasalara karşı saygının bir numaralı örneği olması gereken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sinirinden küplere binerek haykırdı:

"Avukatlarıma talimatı verdim, hemen davayı açtım. Bunu özel haber olarak yapan kişi de bedelini ağır ödeyecek! Öyle bırakmam onu!"

 

*    *   *

 

Sanırsın yasadışı bir takım gruplar arasında kapışma olmuş, birinin şefi ötekileri tehdit ediyor:

"Bunu yanına bırakmam senin!"

Nasıl yani?

Ne yaparsın?

Öldürür müsün?

Öldürtür müsün?

Ağır bedel ne?

Savcı mısın?

Hâkim misin?

 

*    *   *

 

En doğal gazetecilik faaliyetlerine karşı bile böylesine bir hiddet, üsluba minimum nezaket katma gereği bile duyulmayan sınırsız bir celallenme!..

Yasaları ihlal olduğunu düşünüyorsan hukuki yollara başvurursun.

Zaten bir önceki cümlede söylemişsin işte:

"Avukatlarım harekete geçti, dava açtı" falan filan...

Geçsinler harekete...

Avukatlarınız...

Savcılarınız...

Hâkimleriniz...

"Cici" gazeteleriniz ve televizyonlarınız...

Yapış yapış "hörmetli" gazetecileriniz...

 

*    *   *

 

"Ağır bedel ödeyecek! Öyle bırakmam onu!" ne demek?

Bu tehdit değil de ne?

Nerede yaşıyoruz biz?

Dağbaşı mı burası?

Zamandan ve dünyadan bu kadar koptu mu artık Türkiye?

2015'te yaşamıyor muyuz?

Diktatörlüklerin sapır sapır döküldüğü bir ortamda, özgürlük, internet ve bilimsel-teknolojik ilerleme devrinde?

Bütün dünyayı kendi kurnaz hesaplarınızdan ve sığ planlarınızdan ibaret mi sanıyorsunuz?

Sahi, bu kadar koptunuz mu gerçeklikten?

 

*    *   *

 

 

Gezi olaylarının yıldönümünde Zaman Gazetesi muhabiri Emre Şencan polis tarafından tekme tokat dövüldü.

Fotoğrafına bir bakın! Savaş esirine bile bu yapılmaz!

Ne oluyoruz?

Nereye gidiyoruz!?

Bu kadar acımasızlık neden?

Çocuk silahsız, mesleğini yapmaya çalışıyor, üstelik kimliğini göstermiş; daha ne!

Bu zorbalığın cesaretini nereden buluyorsunuz?

 

*    *   *

 

Gazeteciler birer birer "terörist" ilan ediliyor.

Savcı, hâkim, gazeteci, politikacı, devlet adamı, bunların hepsi "tek bir ağız"dan çıkan karanlık kelimelere sığıveriyor.

Anında kalem kırıyorlar, kalem tutan ellere karşı.

Geçen hafta Mirgün Cabas, Banu Güven, Pelin Batu, Koray Çalışkan, Nazlı Ilıcak, Ceyda Karan, Arzu Yıldız ve birkaç gazeteci daha iktidar temsilcileri tarafından "terörist" olmakla suçlandı.

Doğan Grubu ve Hürriyet yönetimi de ağır suçlamalara hedef oldu.

Nereye kadar?

Herkes "yandaşlaşabilir" mi zannediyorsunuz?

Bu çağda?

Gazetecilik, internet, sosyal medya, her şey susturulabilir mi sanıyorsunuz gerçekten?

 

*    *   *

 

7 Haziran'a çok az kaldı.

Görünen o ki, iktidar beklediği başarıyı sağlayamayacak.

Son bir "provokasyon" hamlesi gelir mi?

Hilelere abanılır mı?

Olmazsa HDP parlamentoya girdi girecek...

AKP aldığı oylara göre birinci parti olsa bile tek başına hükümet kurmakta zorlanacak...

Belki de koalisyon olmadan ülkeyi yönetme şansını kaybedecek...

Maazallah, işin ucu medyanın değişimine kadar da gider, bugünkü tehditlerin ve TIR'ların hesabını vermeye kadar da...

 

*    *   *

 

Diyelim ki "tarafsız" Cumhurbaşkanı'nın gönlünde yatan o hangisidir bilinemez parti seçimlerde yine herkesi ezdi geçti...

Yani "yandaş hayali" gerçekleşir, AKP "bir şekilde" tek başına iktidarını sürdürürse vay gele başımıza.

Medyada artık ufak tefek özgürlük adacıkları ve ölçülü karşı çıkışlar bile tarihe karışır.

Cemaat medyası ağır bir balyoz yer.

Doğan Grubu'na veya grubun bazı yayınlarına el koyulur.

Ağır yasaklamalar, engellemeler, kapatmalar gündeme gelir.

Cumhuriyet ve öteki muhalif gazeteler ile T24 ve diğer özgürlükçü internet siteleri, sosyal medya bundan nasibini fazlasıyla alır.

Kısa süre içinde ortalık medya mezarlığına döner.

Birçok gazeteci hapsi boylar.

 

*    *   *

 

Amaaa...

Eğer 7 Haziran'da şu anda çıkması beklenen "olağan" sonuçlar çıkarsa...

Yani son zamanlarda anketlerin, öngörülerin, beklentilerin fısıldadığı şeyler olursa...

AKP tepe taklak gitmeye başlarsa...

7 Haziran "sonun başlangıcı" olursa...

O zaman...

Ne yaparsınız?

Yandaşlar, yalakalar, beslemeler, yanaşmalar...

Ne yaparsınız?

İktidarını sonsuz sanan zalimler, dilinin ve aklının freni patlamış olanlar...

Ne yaparsınız?

Bugün özgür medyanın ve onurlu gazetecilerin mezarını kazmaya çalışan karanlık ellerinizi şakaklarınıza götürüp bir durun ve düşünün bakalım...

Ne yaparsınız?

Ne yaparsınız?

 

@AksayHakan

Yazarın Diğer Yazıları

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

Erdoğan’a saygıda kusur etmeyen ünlü Rus rejisör Pamuk’a ateş püskürdü

Bazı kültür insanları yazdığı, yönettiği, rol aldığı eserlerde eşsiz kahramanlık öykülerini yansıtsa da gerçek hayatta bunların çok uzağına düşebiliyor

Erdoğan, İmamoğlu, Yavaş, Commodus, Maksimus…

Mertlik Türk olmanın genetik bir sonucu değil. Ve tarihimiz sayısız entrika, tuzak ve kalleşlikle dolu

"
"