16 Aralık 2013

Futbola yön verenlerin sportmenliği katlettiği bir utanç gecesi

Kasımpaşa- Beşiktaş maçında futbol kurallarının ve bizim hakemleri bunları yorumlamasının ne kadar sportmenlikten uzak olduğunu gördük

Kasımpaşa- Beşiktaş maçında futbol kurallarının ve bizim hakemleri bunları yorumlamasının ne kadar sportmenlikten uzak olduğunu gördük. 30. dakikada Kasımpaşalı Dong, ikinici topu elinde tutuyor ve on sekiz içinde gol pozisyonuna giren Almeida’nın önündeki topa atıyor ve pozisyonu bozuyor. Dong bu işi eliyle yapsa, kırmızı kart görecek ve karar penaltı olacak. Bu bile sportmenliğe aykırı sayılmayacak. Oysa yukarıda anlattığımız hareketinde kesin ve kasıtlı bir sportmenliğe aykırı hareket var.
Peki ne oldu? Hakem Barış Şimşek Dong’a sarı kartını gösterdi ve hakem atışıyla oyunu başlattı. Belki kuralların lâfzına uygun davrandı, kuralı biçimsel olarak uyguladı. Ama bu yorumunda ne sportmenlik ruhu var, ne izan var, ne de kusura bakmayın spor ahlakı var. Kuralı çok rahat sportmenlik lehine yorumlar ve Dong’a kırmızı kart gösterebilirdi. Şimdi top TFF’de. Büyük olasılıkla onlar da kulaklarının üzerine yatacaklar ve topu hakeme atacaklar.
Son biz söz de yayıncı kuruluşun yorumcularına ve Kasımpaşa’nın hocası Şota’ya. Yorumcular bir saat maçı yorumladılar ama zahmet edip Dong’un hareketini yorumlama zahmetine girmediler.
Şota da, kendisine bu pozisyon sorulduğunda eveledi, geveledi, bir şey diyemedi. Benim gözümden de iyice düştü.
Bu koşullarda bu maçı yorumlamak gerçekten bana ıstırap veriyor.
 

Duygusal ve gollü başlangıç

 
Oysa ki çok duygusal başlamıştı maç. Tolga’nın annesini kaybetmesi nedeniyle açılan pankartlar, her iki takım taraftarlarının başsağlığı dilekleri, saygı duruşu hepimizi hüzünlendirmişti.
Ve sonra karşılaşma başladı. Beşiktaş bu maçta misafir pozisyonundaydı. Dolayısıyla sınırlı sayıda taraftarı girebilmişti Kasımpaşa Tayyip Erdoğan Stadına. Yani Siyah-beyazlıların taraftar desteğine hasretleri devam ediyordu.
Beşiktaş’ın zaten sınırlı olan kadrosu sakatlık ve cezalarla daha bir sınırlandığından bir türlü ilk on bir ve yerleşim istikrarı sağlanamıyor. 
Son haftaların başarılı isimlerinden Gökhan Töre sakattı bu kez. Ve Biliç Kartal’ın sağ kanadına cezadan dönen Oğuzhan’ı yerleştirmişti. Tabii bol bol eleştiri aldı Biliç. Neden Holosko varken Oğuzhan’ı sağ kanada koydu diye. Aslında bunun cevabı şöyle: Oğuzhan kadronun taktiksel yeteneği en fazla olan oyuncusu. Yerinde oynamasa da sağ kanatta eksiği en iyi kapatabilecek oyuncu o. Oyunun gelişimine göre hem kanatta, hem orta alanda, hatta Almeida’nın yanında oynadı maçta.
Zaten daha 4. dakikada gelen gol Oğuzhan’ın sağ kanattan taşıdığı topla geldi. Olcay’a uzattığı top Almeida’nın ayaklarından filelerle buluştu: 0-1.
Ardından temposu düşük fakat Beşiktaş’ın daha çok hakim olduğu dakikalar geldi.
Temponun düşük olmasında hakemin eften püften nedenlerle düdük çalmasının etkisi de vardı. Çaldığı faul düdüklerinin yarısı basket maçında bile çalınmaz. Böyle olunca da oyun sürekli kesildi.
30’ da yukarıda anlattığımız spor ruhunun katledildiği çok garip pozisyon yaşandı. 
40’da Beşiktaş Almeida’nın beceriksizliğiyle net bir pozisyonu kaçırdı. Bu dakikada Oğuzhan’ın kapıp Olcay’a indirdiği ve onun da Almeida’ya verdiği topu Portekizli abuk sabuk bir yere attı.
 

Beşiktaş orta sahası savunmaya gömülüyor

 
İkinci yarıya bu kez Kasımpaşa golle başladı. Malki’nin pasını Halil düzgün vuruşuyla tamamladı ve skora denge geldi: 1-1. Golden önce Kasımpaşalılar iki taç atışını da 10-15 metre ilerden attılar ancak sahadaki 6 adet hakem bunu da nedense göremedi. Üstelik buna itiraz eden hakem Almeida’ya sarı kart gösterdi.
Beşiktaş bu skora rağmen atak yapan değil karşılayan durumundaydı hep. Önceki maçlarda olduğu gibi kalesini gelişi güzel savunan bir takım kimliğine bürünmüştü Kartal.
Sebebi da o kadar muamma değil bence. Defansın önündeki iki futbolcu, bu maçta Necip ve Atiba sürekli defansın içine çekiliyor ikinci yarılarda. Çizgi haline gelen kalabalık defans hiç de güven vermiyor. Defanstan dönen gelişi güzel toplar da rakip oyunculara gidiyor. İlerde kalan oyuncular başta Fernandes ve Almeida’nın etkisiz kalmasının bir nedeni de bu. Dün de ikinci yarıda olan buydu.
Kasımpaşa golü “geliyorum” diyordu artık. Nihayet 71’de Serdar’ın uzaklaştırmaya çalıştığı top Kerem’e pas oldu. Kerem’in de Scarione’yle buluşturdu top Beşiktaş kalesini bulunca skor Kasımpaşa’nın lehine döndü: 2-1
Ve Biliç çözüm olarak 77’de Oğuzhan’ı alıp Holosko’yu soktu  oyuna. Oysa ki orta alanda çok etkisiz kalan Necip ve Atiba’dan birini alıp Oğuzhan’ı oraya çekmesi gerekirdi. Biliç’in hanesine yazılan büyük bir eksiydi bu.
Beşiktaş’ın en iyisi Tolga’yken yapılan değişikliğe bakın.
 

Rezaletin son perdesi

 
82’de maçın en ilginç dakikalarından birine  tanık olduk. Sahaya giren bir taraftarın dışarı çıkarılmasının ardından Hakem Beşiktaşlı Almeida ve Motta’ya kırmızı kart gösterdi. Gerekçe Fernandes’i tekmeleyen bu taraftara karşı Motta ve Almeida’nın sert davranışlarıydı. Donk’u sahada tutan hakem sahaya giren taraftarı tekmelediler gerekçesiyle Motta ve Almeida’yı atmakta tereddüt göstermedi. Motta ve Almeida suçluysa, o taraftarı yakalayıp yere yatıran öteki futbolcuların da kart görmesi gerekmiyor muydu o zaman?
Şimdi herkes bu konuda da kulağının üzerine yatacak. Belki ev sahibi takıma usulen bir para cezası verecek, iş kapatılacak. Kimse o taraftarın nasıl sahaya girdiğini, hiçbir güvenlik görevlisinin müdahalesine uğramadan nasıl Fernandes’e ulaştığını sorgulamayacak. Peki Fernandes, can güvenliği olmadığı gerekçesiyle Beşiktaş takımıyla birlikte sahayı terk etseydi, kim ayıklayacaktı pirincin taşını!
Sonrasında, oyun oyun olmaktan çoktan çıkmıştı artık. 
Futbola yön verenlerin sportmenliği katlettiği bir utanç gecesi yaşadık kısacası.

Yazarın Diğer Yazıları

Oynamadan üç puan

Balıkesir karşısında yavaş, dağınık, çabuk unutulacak bir top oynadı Beşiktaş. Buna rağmen 3 puan aldı

Tottenham-Beşiktaş: 1-1'e üzüldük

Deplasmanda elde edilen puan açısından bakıldığında sevindirici bir beraberlik ama oynanan futbola ve elde edilen pozisyonlara bakınca üzülmemek elde değil

Futbol durarak oynanınca

Tribünlerin boş olduğu futbol karşılaşmaları TV'den izlenirken bile zevksiz. Ama ne gam! Yeter ki tribünlerden istenmeyen sesler çıkmasın