28 Eylül 2014

Futbol durarak oynanınca

Tribünlerin boş olduğu futbol karşılaşmaları TV'den izlenirken bile zevksiz. Ama ne gam! Yeter ki tribünlerden istenmeyen sesler çıkmasın

Bir tık kaldı, sonunda başaracağız(!) Biraz daha çabalarsak futbolu bomboş tribünlere oynayacak, böylece tribün sorununu da kökten halledeceğiz.

Tamam hava koşulları kötü, tamam Atatürk Olimpiyat Stadı'na ulaşım zor ama seyirci sayısının hızla azalmasının daha farklı nedenleri olmalı. Mesela Passolig'e ne dersiniz? Mesela Beşiktaş taraftarı üzerine oynanan oyunlara ne dersiniz?

İşte taraftar üzerine oynamanın sonuçları bunlar. Tüm bunlar yetmiyor futbolun tüm sorunlarının suçlusu olarak taraftarı görüyorsunuz, cezayı da hep taraftara kesiyorsunuz.

Tribünlerin boş olduğu futbol karşılaşmaları TV'den izlenirken bile zevksiz. Ama ne gam! Yeter ki tribünlerden istenmeyen sesler çıkmasın.

Biliç de karşılaşma öncesi özellikle zemin ve taraftar desteğinden yoksun olmaktan şikayet etti. "Saha avantajımız diye birşeyimiz yok" dedi. Haklı.

Ama benim de Biliç'e şikayetim var. Beşiktaş'ın orta alanında yaratıcı ve oyunu ileri taşıyabilen futbolcu eksikliğine rağmen Biliç neden Oğuzhan ve Soso'yu birlikte oynatacak bir formül bulamıyor? Neden takım bir gollük oynadıktan sonra 6 kişiyle onsekizin önüne gömülüyor?

Ve maç rüzgarlı, yağmurlu bir havada, kötü zemin üzerinde, bir avuç seyircinin önünde başladı.

Misafir takım Eskişehirspor için Beşiktaş karşısında bir galibiyet için ve morallenmek için elverişli koşullardı bunlar.

Ne var ki sahada sık sık hakem düdüğüyle kesilen bol top kayıplı, dolayısıyla izlemesi zevk vermeyen, tersine hafakanlar bastıran bir futbol oynanıyordu.

Bu durumda özellikle maçın ilk yarısında iki taraftan da gol beklemiyordum.

Ama Beşiktaş 21'de sağdan geliştirdiği akınla golü buluverdi. Serdar'ın ortası önce Eskişehir defansından döndü; Serdar yeniden ortaladı, Atiba kafayla iyi vurdu ama kaleci Boffin topu uzaklaştırmayı başardı. Ne var ki aniden orada biten Olcay o topa çok hızlı müdahale ederek Siyah-beyazlıları sevindiren golü attı.

Aslında 28'de de Eskişehir rakip defansın arkasına sarkan ve topu ağlarla buluşturan Mori'yle bu gole cevap verdi ama bu gol ofsayt gerekçesiyle sayılmadı.

Bu arada ilk yarım saat dolduktan sonra Stadın kapıları açıldı. Ne Pasolig kaldı ne de 6222 sayılı kanun. Zaten bunların taraftarın işine yarayan şeyler olmadığı, zevahiri kurtarmak ya da taraftarın sırtından yeni rant kapısı yaratmak için oluşturulduğu açık.

İkinci yarıda yağmurun ve rüzgarın üzerine bir de adeta tarlaya dönen saha eklendi. Skoru değiştirmek arzusunda olan taraf Eskişehirspor'du. Dolayısıyla daha gayretli gözüktüler. Ne var ki pas kayıpları etkilerini yok ediyordu.

Arjantinli Sosa yine Oğuzhan'ın yerine girdi. Ama bu defa son yarım saat için. Taraftarın çok şey beklediği Demba Ba ise etkisiz oyununu sürdürüyor. Sahada var mı yok mu belli değil. 66'da yerini Cenk'e bırakırken beyaz forması ve hatta şortu hiç kirlenmemişti bile.

Beşiktaş herhalde eveleye geveleye, yürüyerek 90 dakikayı tamamlarım diye düşündü. O kadar yavaşladı ki adeta Eskişehir golüne kapıyı açtı.

71'de sol köşeden kullanılan korner atışından gelen topa Berkay çok sert vurarak skoru dengeledi.

Bu saha ve hava koşullarında Beşiktaşlı oyuncuların maç boyunca, özellikle de rüzgarı arkalarına aldıkları ikinci yarıda şut atmamakta direnmesi ilginçti.

Ve yine aynı şeyi söyleyeceğim; orta alanda sadece koşan ve geriye yığılmaya meyilli oyuncularla başarılı olmanız mümkün değil.

Uzatma dakikalarında son bir gayret önce Eskişehir sonra Beşiktaş galibiyet golüne yaklaştılar.

Ama olmadı. Puanlar paylaşıldı. Zaten oyunun hakkı da buydu.

Beşiktaş yine tek gol atacak bir futbol oynadı. Yedi maçtır tek golün üzerine çıkamıyor Karakartal. Bu futbol skor da getirmiyor, zevk de vermiyor.  

 

Yazarın Diğer Yazıları

Oynamadan üç puan

Balıkesir karşısında yavaş, dağınık, çabuk unutulacak bir top oynadı Beşiktaş. Buna rağmen 3 puan aldı

Tottenham-Beşiktaş: 1-1'e üzüldük

Deplasmanda elde edilen puan açısından bakıldığında sevindirici bir beraberlik ama oynanan futbola ve elde edilen pozisyonlara bakınca üzülmemek elde değil

Etkisiz futbol, kötü başlangıç

'Kendimizi aldata aldata geldiğimiz nokta bu. İsimsiz bir takım geliyor, gücüne göre mantıklı bir futbol oynayarak kendi sahanızda bir puan alıp gidiyor'