Gündem

KCK: Çekilen gerillalar geri döndü, örgüt tarihindeki en güçlü dönemini yaşıyor

İHD bünyesinde çalışma yapan Barış ve Çözüm Sürecini İzleme Komisyonu raporu açıklandı

19 Şubat 2015 22:14

KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile yapılan görüşmelerde, PKK'nın çekilen gerillalarının yerlerine döndüğü ve örgütün tarihindeki en güçlü dönemini yaşadığı belirtildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) bünyesinde çalışmalar yapan Barış ve Çözüm Sürecini İzleme Komisyonu KCK yetkilileri ile görüşmek, IŞİD’den kaçarak Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına sığınan sığınmacıların durumlarını incelemek ve Irak Kürdistan Bölge Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu’yla temasta bulunmak amacıyla gerçekleştirdiği Irak Kürdistan bölgesi ziyaretine dair raporunu açıkladı.

Bianet'in haberine göre; İHD heyeti şu isimlerden oluştu: İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, FİDH Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Alataş, İHD Genel Başkan Yardımcıları Raci Bilici, Osman Süzen, İHD Genel Saymanı Sevim Salihoğlu, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcileri Abdulselam İnceören ve Orhan Koparan, İHD MYK üyeleri Vetha Aydın ve İsmail Akbulut ile İHD Hakkari şube yöneticisi Ferzende Taş.

 

KCK görüşmeleri

 

“11-12 Şubat 2015 Erbil-Mahmur-Kandil Ziyareti Raporu”nda KCK Eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile yapılan görüşmelere yer verildi.

Raporda eşbaşkanların AKP’nin iç güvenlik yasa tasarısı ile bir tür savaşa hazırlık yaptığını düşündükleri ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade ettikleri belirtildi.

 

Çözüm süreci

 

Rapora göre KCK eşbaşkanları anahatlarıyla şu noktalara dikkat çekti.

* “Öcalan ile devlet görevlilerinin görüşmesinin Kürt siyasal hareketinde gevşemeye sebep olduğu, nasıl olsa sorunları sayın Öcalan görüşerek çözebilir anlayışının geliştiğini, bunun da mücadeleyi zayıflattığını ve hükümetin müzakereye geçmeme eğilimini güçlendirdiğini” ifade ettiler.

 

Devletin niyeti

 

* “Türkiye demokratik kamuoyunun sorunun müzakere yolu ile çözülmesi noktasında güçlü bir tepki vermediği ve böylece sayın Öcalan’ın yalnız kaldığı, esasen devletin de sorunu çözüyormuş gibi yapıp özde çözme niyetinin olmadığını, sorunu zamana yaymak istediğini ve sürekli seçimlerde malzeme olarak kullandığını belirtip daha güçlü bir toplumsal mücadele ile sayın Öcalan’ın elinin güçlendirilmesi gerektiğini” söylediler.

 

PKK güçleri

 

* “8 Mayıs 2013 tarihinde PKK’nin gerilla güçlerini Türkiye sahasından çekmeye başladığını ancak hükümetin taahhütlerini yerine getirmemesi nedeni ile sürecin eylül ayında sona erdirildiğini, şu anda geri çekilen gerillaların yerlerine geri döndüğünü ve örgütün tarihindeki en güçlü dönemini yaşadığını” belirtiler.

 

Seçimler

 

* “HDP’nin parti olarak sol ve sosyalist partilerle ittifak temelinde seçime girmesinin önemli olacağını, bu durumun Türkiye’deki barajı yıkacağını ve Türkiye sol sosyalist hareketin önüne önemli fırsatlar çıkaracağını, bu şekilde AKP’nin durdurulacağını ve Türkiye’nin demokratikleşmesinde önemli bir mevzi elde edileceğini” ifade ettiler.

 

Irak Kürdistan Bölgesi

 

* “Irak Kürdistan Bölge Yönetimi'nin ve Kürdistan medyasının PKK/HPG güçlerinin DAİŞ’e karşı verdiği mücadeleye yer vermemesini eleştirdiklerini ve bu nedenle istenirse Güney Kürdistan savunmasından çekilebileceklerini ifade etmişlerdir. Bu açıklamalarından sonra Güney Kürdistan sivil toplumu ile Kerkük Yönetiminin kendilere talepte bulunduklarını ve HPG gerillasının Güney Kürdistan’dan kesinlikle çekilmemesi gerektiğini” söylediler.

 

Parlamento görüşmeleri

 

Irak Kürdistan Parlamentosu görüşmelerinde heyete aktarılan bilgilerin bazıları şöyle:

* Kamplarda 2 milyon kişi yaşıyor.

* Bu nüfusun büyük çoğunluğu Türkmen ve Araplardan oluşuyor. Ayrıca birçok yerden Kürtler ve Ezidiler gelmiş durumda.

* Bağdat’tan sekiz aydır yardım gelmiyor.

* Beş milyonluk Irak Kürdistanı’na gelen iki milyon sığınmacı gelmesine karşın Irak hükümetinin desteğini kesmesi hayatı zorlaştırıyor.

Raporda görüşmelerde ayrıca “komşuluk hukukuna dayanarak Türkiye’den hem insanlık hem de savaş için yardım istedikleri” de vurgulandı.

 

Erbil-Baharke Kampı

 

Rapora göre, Baharke mülteci/sığınmacı kampı üç bin civarında insana ev sahipliği yapmaya çalışıyor. IŞİD saldırılarından kaçan bu insanların yarısından fazlası çocuk.

Kamp altyapısının yetersiz olduğuna dikkat çekilen raporda, kamp güvenliğinin federe hükümet tarafından sağlandığı, kamp giriş-çıkışlarının özgürlük ortamını zedelemediği gözlemlendiği de belirtildi.

“Kampta bulunan her etnik grubu temsilen bir temsilcinin seçildiği, bu temsilcilerin oluşturduğu komisyonun kamp yönetimine yardımcı olduğu ve bu nedenle kampın idaresi noktasında herhangi bir sorun yaşanmadığı bilgisi verilmiştir.”

 

Mahmur Kampı

 

Raporda Birleşmiş Milletler’in Mahmur Kampı’na ilişkin bilgiler de verildi.

 “BM statülerinin devam ettiğini, ancak BM tarafından sadece resmi güvenlik yaklaşımlarının devam ettirildiği, pratik güvenlik tedbirleri ve insani yaklaşımların yok ya da çok az olduğu; resmiyette Musul’a bağlı olduklarını, Irak ve yerel hükümet nezdinde yapılması gereken yardımlar anlamında arada kaldıklarını, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz halde olduklarını, su ihtiyaçlarını dahi tırnaklarıyla kazarak getirmeye çalıştıklarını anlatmışlardır.

“Eğitim, sağlık ve kanun karşısında göçmenlikten kaynaklı haklarından yararlanamadıklarını, Kürt sorunuyla bağlantılı olarak Maxmur’da olduklarını, Kürt sorunu çözülürse sorunlarının çözüleceğine inandıklarını belirtmişlerdir.”

17 bin kişinin yaşadığı Mahmur’un nüfusu 1994’te Türkiye'nin Irak sınır köylerinde yaşayanların güvenlik gerekçesiyle tahliyesinden sonra buraya sığınan Kürtlerden oluşuyor.

 

İHD heyetinin tespit ve önerileri

 

* Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin 5 milyon olan nüfusu Irak içinden ve Suriye'den gelen sığınmacılar ile 7 milyona çıkmıştır. Irak Merkezi Hükümetinin yaklaşık 8 aydır Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimine bütçe aktarmadığı ifade edilmiştir. Dolayısıyla Irak Kürdistan Bölgesinde bulunan yaklaşık 2 milyon sığınmacının insani yardım ihtiyaçlarının karşılanması noktasında uluslar arası toplumun ve Irak Merkezi Hükümetinin daha fazla sorumluluk alması gerekmektedir.

* Irak Kürdistan Bölgesinin DAİŞ tehdidinden korunması ve bertaraf edilmesi noktasında Irak Kürdistan'ında yaşayan Kürtler ve diğer halkların kendilerini savunmalarını sağlayacak şekilde desteklenmesi ve bu desteğin savunma gücü olarak faaliyette bulunan tüm Kürt örgütlerine yapılması, savunma faaliyeti içerisinde bulunan örgütlerin ortak koordinasyonunun sağlanmasının gerekli olduğunu belirtmek isteriz.

* Irak Kürdistan Bölgesinde DAİŞ tehdidine karşı savunma faaliyetinde bulunan PKK/HPG gerillalarının bu faaliyetlerini sürdürmesini ve peşmerge güçleri ile koordineli olarak savunma faaliyetlerini devam ettirmesi gerektiğini belirtmek isteriz.

* Türkiye'deki barış ve çözüm sürecinin cesaretlendirilmesi ve ilerletilmesi ile Suriye ve Irak'ta DAİŞ tehdidine karşı mücadele eden PKK'nin uluslararası alandaki konumunun tartışılması ve buna uygun olarak siyasi pozisyonunun yeniden belirlenmesi ve böylece Kürt halkının savunulmasının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz.

* Mahmur Kampının BM Kampı olmasından kaynaklı olarak BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kampta yaşayanların sorunlarının giderilmesi noktasında daha etkili tedbirler almasını, Irak Merkezi Hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel yönetiminin kampta yaşayanların hukuksal ve sosyal sorunlarının giderilmesi noktasında daha yapıcı rol oynaması gerektiğini belirtmek isteriz.

* Türkiye'de devam eden barış ve çözüm süreci kapsamında heyetimiz çatışmasızlığın kalıcı hale gelmesi gerektiğini KCK yetkililerine aktarmış ve çatışmasızlığın mutlaka sürdürülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Çatışmasızlığın devamı ile birlikte sorunun çözümü noktasında Kürt siyasal hareketinin temsilcisi olan Abdullah Öcalan ile hükümetin yetki verdiği devlet görevlilerinin izleme kurulu tanıklığında müzakerelere başlamasının gerekli olduğu, müzakerelere başlanmaması halinde ise sürecin sona erme riski ile karşı karşıya olduğu tespiti yapılmıştır.

* Barış ve çözüm süreci kapsamında açıklık ilkesi uyarınca devlet/Abdullah Öcalan görüşmeleri ile Abdullah Öcalan/HDP heyeti görüşmelerinin kamuoyuna açıklanması gerektiği ve böylece tek taraflı yaratılmak istenen algının ortadan kalkacağı, halkın bilgilenme hakkının gereğinin yerine getirilmesi gerektiği tespiti yapılmıştır.

* Barış ve çözüm süreci kapsamında barışın toplumsallaştırılması bakımından sivil toplum örgütlerinin ve ilgili tüm demokratik kitle örgütlerinin daha fazla inisiyatif alabilmesi için sık sık bilgilendirilmeleri gerektiği tespiti yapılmıştır.

Raporun tamamını okumak için tıklayın