Politika

Emekliler, Meclis'ten çıkacak kararı bekliyor | İşte kanun teklifinde kabul edilen ilk 6 madde

Teklifin kabul edilen ilk 6 maddesine göre, en düşük emekli aylığı, ocak ödeme döneminden itibaren uygulanmak üzere 7 bin 500 liradan 10 bin liraya yükseltilecek. Asgari ücret desteği 2024 yılında aylık 700 lira olarak uygulanacak. Sigortalının kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için gereken asgari prim ödeme gün sayısı 600'den 450'ye indirilecek

25 Ocak 2024 00:30

TBMM Genel Kurulu'nda, en düşük emekli aylığının 10 bin liraya yükseltilmesi ile SSK ve Bağkur emekli maaş artış oranına yüzde 5 ilave edilmesine yönelik düzenlemeleri de içeren kanun teklifinin ilk 6 maddesi kabul edildi. CHP, en düşük emekli aylığının, 7 bin 500 liradan 10 bin liraya yükseltecek kanun teklifini "Yapılacak artış, emeklilerin hiçbir sorununa çare olmayacak!" diye eleştirdi. 

Kanun teklifinin kabul edilen ilk 6 maddesine göre, kısa çalışma gerekçelerine "genel salgın" durumu da eklenecek. Sigortalının kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için gereken asgari prim ödeme gün sayısı 600'den 450'ye indirilecek.

Sigortalının kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi bulunması ve son 3 yılda en az 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olması gerekecek.

Kısa çalışma ödeneği 

Kısa çalışma ödeneği, her ayın beşinde aylık olarak sigortalının kendisine ödenecek. Ödeme tarihini öne çekmeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yetkili olacak.

Kısa çalışma ödeneği, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmayacak, nafaka borçları dışında onda birinden fazlası haczedilemeyecek veya başkasına devir ve temlik edilemeyecek.

Kısa çalışma ödeneği olarak ödenen süreler, kısa çalışma başlama tarihinden itibaren 3 yıl içindeki hizmet akdi fesihlerine istinaden yapılacak işsizlik ödeneği ödemelerine ilişkin hak sahipliği sürelerinden düşürülecek.

Sigortalının kusurundan kaynaklanan fazla ödemeler, yasal faiziyle sigortalıdan tahsil edilecek, ölen sigortalılara ait fazla ödemeler geri tahsil edilmeyecek.

Uygulama, kısa çalışma başlama tarihi, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce olanlar hakkında da geçerli olacak. Kısa çalışma ödeneğine ilişkin hükümler 1 Mart'ta yürürlüğe girecek.

Asgari ücret desteği 700 lira olacak

İlave istihdamın sağlanması ve özel politika gerektiren kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi sahibi olan işsizlerin istihdamının desteklenmesi için verilen teşvik, 31 Aralık 2025'e kadar devam edecek ve uygulamanın 31 Aralık 2026'ya kadar uzatılabilmesi için Cumhurbaşkanına yetki verilecek.

En düşük emekli aylığı, ocak ödeme döneminden itibaren uygulanmak üzere 7 bin 500 liradan 10 bin liraya yükseltilecek.

İşverenlerin iş gücü maliyetlerinin düşürülerek istihdamın artırılması ve kayıtlı istihdamın korunması amacıyla 2016'dan bu yana uygulanan asgari ücret desteği 2024'te aylık 700 lira olarak uygulanacak. Böylece asgari ücret desteği 500 liradan 700 liraya yükseltilmiş olacak.


TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşüldü. Grup başkanvekilleri de yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunduğu Genel Kurulu'da CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin gündeme ilişkin grup önerileri ise kabul edilmedi.

Ardından kanun teklifinin görüşmeleri tamamlandı. AKP'li Orhan Erdem, "Cumhurbaşkanımızın desteği ve hükümetimizin çalışması ve bizlerin de vereceği önerge ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş zammını 37,57'den yüzde 49,25'e çıkarmış olacağız" derken, MHP'li İsmail Faruk Aksu da, "Zam oranın ilave yaklaşık yüzde 12 artışla memur ve emeklilerine uygulanan yüzde 49,25'e çıkarılmasından memnuniyet duyuyoruz" diyerek teklifi savundu. CHP'li Gülcan Kış ise, "Dün gece ek zam haberi geldi ancak yapılan bir zam değildir. Yapılacak artış, emeklilerimizin hiçbir sorununa çare olmayacaktır" diye eleştirilerini sundu.

Görüşmelerin ardından kanun teklifinin ilk 6 maddesi kabul edildi. TBMM Başkanvekili Adan, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.


Genel Kurul'daki konuşmalar

Kurulda gündeme ilişkin söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, emeklilere zam meselesinin bir türlü yoluna koyulamadığını belirterek, "Geçtiğimiz temmuz ayında bütün itirazlarımıza rağmen emeklileri resmen yüzüstü bıraktınız. Gıdadan giyime, kiraya kadar her şey güncellendi ama emekli aylığı yerinde saydı. Bu defa da onca tartışmanın üzerine 7 bin 500 liralık maaş 10 bin liraya çıkarıldı. İtirazımız, emeklinin bu maaşla geçinemeyeceğinedir, temel mesele bu" dedi.

En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesinin altında olmaması gerektiğini vurgulayan Şahin, emekli reformu yapılmasını istedi.

TIKLAYIN - AKP'li Bursalı'ya göre erişim engeli yok, medya özgürlüğü var: 22 yıldır Türkiye'de ifade özgürlüğünde devrim niteliğinde adımlar atıldı

İYİ Parti: Her 5 gençten biri işsiz

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu da 2023 sonu itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre mevsim etkisinden arındırılmış genç işsizlik oranının yüzde 20'lere yaklaştığını ifade etti. Her 5 gençten 1'nin işsiz olduğunu söyleyen Dervişoğlu, "Gençliğin kendi memleketinden, kendi vatanından bugüne ve istikbale dair umutlarını yitirdiği bir ülkede böylesine bir umutsuzluk ve tükenmişlik içinde Hükümet olarak sizler hangi Türkiye Yüzyılı'ndan bahsediyorsunuz? İşsizlik ve buna bağlı gelecek kaygısı gençlerimizi beyin göçüne, eğitim alırken aynı zamanda çalışmaya ve statüsüzleşmeye itmektedir. " diye konuştu.

MHP: 850 bin konutun yapımı ve teslimi planlanmıştır

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül de depremin ardından 19 bin konutun ağır hasarlı olduğunun tespit edildiğini ve ağır hasarlı konutların yıkımının tamamlandığını bildirdi. Bülbül, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) afet, kentsel dönüşüm ve sosyal konut kapsamında kent merkezi ve ilçeler dahil olmak üzere 25 bin konutu inşa ederek vatandaşlara teslim ettiğini kaydetti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından da 520 bine yakın ağır hasarlı yapının tespit edildiğini ifade eden Bülbül, "Hasarlı yapıların yıkımına başlanmakla birlikte depremin hemen ardından temel atma çalışmaları başlamış ve 850 bin konutun yapımı ve teslimi planlanmıştır. Şehirlerimizin yeniden imar, inşa ve ihya etme süreci Elazığ örneğinde olduğu gibi Kahramanmaraş depreminden etkilenen illerimizde de başarıyla devam etmektedir." diye konuştu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 400 engelli vatandaşın süresiz ağır engelli raporlarının on yılını doldurması nedeniyle yenilenmesi gerektiğini ancak yenileme başvurusu yapan vatandaşların "süresiz ağır engelli" durumlarının hafifletilerek, raporlarının yenilenmediğini anlattı. Bu vatandaşların haklarının ellerinden alınarak evde bakım maaşlarının kesildiğini ifade eden Temelli, "Bütçe açığını böyle mi kapatmayı düşünüyorsunuz? Engellilerin haklarından tasarruf ederek mi?" dedi.

"Bismil'deki adayı o davada yargılanıyordu"

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır emekli aylıklarına ilişkin, "İktidar dalga geçiyor, azap çektire çektire artış yapıyor, emeklilerin gerçek durumunu görmezden geliyor. Şimdi, emeklinin durumu, mutfağı belli, geçinemediği belli; bunu anlıyorlar ama parça parça zam yaparak iyi bir şey yaptıklarını sanıyorlar ama emekli çile çekiyor, bu durumda azap çekiyor." diye konuştu.

Sezgin Tanrıkulu

Kayyım eleştirisi: Bir talan düzeni var, bu düzen sizi yıkacak

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, AKP iktidarının belediyelere kayyım uygulamasına TBMM Genel Kurulu'nda tepki gösterdi. Tanrıkulu'nun yaptığı açıklama şöyle:

TIKLAYIN - CHP'nin haberlere erişim engellerinin araştırılma önerisine ret: Yayın yasağı kaldırma kararına, yayın yasağı getiriliyor, tekerleme değil!

"Üç başlıkta büyük talan var, tabii, bu talan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının bir idari pratiğine dönüştüğü için de ses çıkmıyor. Üç başlık diyorum değerli arkadaşlar; biri taşınmazların satımı, diğeri imar uygulamaları yani imara açılan yerler ve imar değişiklikleri, üçüncüsü ise özellikle mal ve hizmet alımları yönünde kayyumların yaptığı icraatlar; tamamen yolsuzca arkadaşlar, bakın, tamamen yolsuzca. Burada bir belediye başkanı hemşehrimiz de var, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin önceki gün askıya çıkardığı bir ilanı göstereceğim size. Bakın, arkadaşlar, burada yol var, arada yol var, imar uygulaması, daha askıdan inmeden yol ortadan kaybolmuş ve sonuçta milyonlarca lira değerindeki bir rant daha askıdayken bu mülk sahibine kazandırılmış. Şimdi, kayyım kim? Kaymakam. Kayyım kim? Vali. Sizlere soruyorum: Hangi Cumhuriyet Savcısı bunlar hakkında bir soruşturma başlatmaya cesaret edebilir, hangisi? Bakın, inanın, milyonlarca lira değerinde rant var, satılan taşınmazlar... Şimdi, önümüzde seçim var, Diyarbakır Yenişehir Kaymakamı'na daha yeni ödül verdiniz. Seçimler nedeniyle alınan mal ve hizmetler var. Bana bizzat belediyeden bildirilen öyle mal ve hizmet alımı olmuş ki ama teslim alınmayan... Diyarbakır'ın ve bütün bölgedeki kayyım idaresindeki belediyelerin kamu malları gani gani talan ediliyor. Kimin kontrolünde? Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kontrolünde.

"Kayyımların bu yolsuzluklarına ses çıkarırdınız ama siyasal ortaklığınız var "

Bir kez daha söylüyorum: Bakın, eğer siyasal ortaklığınız yoksa kayyımların bu yolsuzluklarına ses çıkarırdınız ama siyasal ortaklığınız var ve siyasetçilerin de o yerel rantlara ortaklığı var. Bize nasıl geliyor bütün bunlar? Halen belediyede çalışan namuslu, vicdanlı yerel memurlar var, o vasıtayla bize geliyor.

İkincisi, bu ranttan payını almayanlar bize bildiriyorlar ama belediye meclisi olsa, ilçe belediye meclisi olsa, büyükşehir belediye meclisi olsa bütün bunlar şeffaf olacak, denetlenecek, en azından ilçe belediyesi ve büyükşehir belediyesinde imar komisyonundan geçecek ama sadece tek kaymakam, tek vali buna bir imza atıyor. Soruşturabiliyor musunuz? Hayır. Böyle bir talan düzeni var, bu düzen sizi yıkacak onu size söyleyeyim ve bölge halkı sizi bir kez daha sandığa mahkum edecek."

AKP: Teröre kaynak aktarmak için yerel yönetimleri kullanamazsınız

AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Demir, belediyelerin ihtiyaçları karşılaması gereken yerler olduğunu söyledi.

"Teröre kaynak aktarmak için yerel yönetimleri kullanamazsınız." diyen Demir, belediye bütçelerinin milletin ihtiyaçlarına harcanması gerektiğini dile getirdi. DEM Parti'yi eleştiren Demir, "Kayyım arıyorsanız kendinize bakın." dedi.

Demir'in konuşmaları üzerine söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, belediyelere yapılan görevlendirmelerin yasa dışı olduğunu savundu.

AKP: Kentsel dönüşüm en önemli gündem maddemiz

AKP Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu da emekli maaşlarına ilişkin değerlendirmede de bulunarak, şöyle devam etti:

"Emeklilerimizin maaş zamlarına ilişkin hazırlamış olduğumuz önerimizi bugün Meclis Başkanlığına sunacağız. Böylece tüm emeklilerimizin aylıklarının Ocak 2024 itibarıyla altı aylık artış oranı yüzde 49,25 olacaktır. AK Parti 2002 yılından bugüne kadar her zaman emeklilerimizin yanında olmuştur, bundan sonra da yanında olmaya devam edecektir."

24 Ocak 2020'deki Elazığ depremini hatırlatan Yenişehirlioğlu, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüz yüze olduğunu söyledi. Yenişehirlioğlu, "Bu bağlamda kentsel dönüşüm en önemli gündem maddemiz. Kentsel dönüşüm projelerini şehirlerimize hem deprem riskinden hem de çarpık yapılaşmadan kurtarmaya yönelik olarak geliştirmeye kararlıyız. Şehirlerimizin ihyası ve depreme dayanıklı kentlerin inşası için çalışmalarımıza hassasiyetle devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından Genel Kurulda siyasi parti gruplarının gündeme ilişkin önerilerinin görüşmelerine geçildi.

Muhalefetin grup önerileri

Genel Kurulda, Saadet Partisi'nin "4/D statüsünde görev yapan işçiler", İYİ Parti'nin "Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki çiftçiler", DEM Parti'nin "Taşınmaz satışları", CHP'nin "Erişim engeli" ile ilgili grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.

Saadet Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, taşerondan kadroya geçirilen 4D'li çalışanlarla ilgili tayin durumunun hem iş barışını bozduğunu hem de aile bütünlüğünün bozulmasına sebep olduğunu söyledi.

Kadro nakil hakkı sorununun çözüme kavuşturulması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini savunan Ün, bu sorunun kamuda işçi statüsünde çalışanların sorunu olduğunu dile getirdi.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bazı belediyelere yapılan görevlendirmelerin milletin iradesine darbe olduğunu iddia etti.

CHP: Erişimin engelleriyle ilgili komisyon talebi

CHP, TBMM Genel Kurulu'nda bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılması için verdiği Meclis araştırma önergesinin gündemin ön sıralarına alınarak bugün görüşülmesi için grup önerisi getirdi.

Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, siyasetçiler, kamu yöneticileriyle ilgili haberler hakkında erişim engeli kararlarına hükmedildiğini söyledi. Vazı haberlere yönelik "unutulma hakkı" kapsamında kararlar verildiğini, bu haberlerin silinmesinin yakın tarihin yok edilmesi anlamına geldiğini söyleyerek, bu konuda Meclis Komisyonu kurulmasını istedi.

Çakırözer, şunları dile getirdi:

"Bu iktidar döneminde gazeteciler üzerinde o kadar çok baskı var ki bir yandan siyasetin etkisi altındaki yargı eliyle yazıları, paylaşımları nedeniyle yargılanıp zindana atılıyorlar bir yandan da hedef gösteriliyor sokak ortasında öldürülüyor ya da dövülüyorlar. RTÜK eliyle televizyonlar, Basın İlan Kurumu eliyle gazeteler karatılıyor, sansür ediliyor. Türkiye'de 5651 sayılı kanunun 9. maddesi kapsamında son 10 yılda 35 bin haber erişime engellendi, 30 bin haber silindi ya da kaldırıldı. En fazla engelleme 6 bin 500 haberle 2022'de oldu, 5 bin 300 haber de arşivden, internetten kaldırıldı. Aralarında cumurbaşkanı, ailesi, bakanlar, milletvekilleri, valiler, bürokratlar gibi üst düzey kamu şahsiyetleri, iktidara yakın şirketlerin talepleri sonucu verildi bu kararlar. Hepsi gerçek, belgeli. Bu yılın sadece ilk haftasında 688 habere erişim engeli getirilmiş çünkü yolsuzluk, usulsüzlük, siyasetin, yargının para, mafya ile bağlantısı bilinmesin isteniyor. Zincirleme erişim engelleriyle karşı karşıyayız. Bir de bazı haberler için unutulma hakkı kararı çıkarılarak haber ve içerikler yayın ve arşivlerden çıkarılmakta tamamen yok edilmekte.

Bu çok tehlikeli bir durum, basın arşivlerinde yer almasında kamu yararı bulunan haberlerin silinmesi Türkiye'nin yakın tarihinin yok edilmesi demektir. Deniz Feneri soruşturması, Nesim Malki cinayeti, Susurluk soruşturması davası, yargıya neşter operasyonu, şarampol operasyonu gibi bir dönem kamuoyunda deprem yaratan soruşturma ve yargılamalarla ilgili haberlere artık ulaşılamamaktadır. Benzer biçimde FETÖ ve Adnan Oktar suç örgütüne ilişkin soruşturmalarla ilgili haberlere de erişime engelleri ve unutulma hakkı talepleri dikkat çekmektedir. Anayasa Mahkemesi basın kuruluşlarının açtığı ihlal davaları ile CHP'nin yaptığı başvurular sonrasında erişim engellemeleri konusunda 1 değil, tam 2 kez basın ve halkın haber alma hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi, 9. maddeyi iptal etti. Son olarak, Meclise 9 aylık bir süre tanıdı. Bu, aslında bizim için son bir fırsattır.

Aslında tekzip sistemi varken, mahkemeler kanalıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorken bir sansür niteliğindeki erişim engellemelerine hiç gerek yoktur ama 'İlle de yapacağız' diyorsanız bu araştırma önergemizin kabulüyle bir Meclis komisyonu kurularak demokratik ve hukuk devletine yaraşır bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyebiliriz. Türkiye'de basın özgürlüğünün, haber alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin engellenmesi için sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Burada yıllar içindeki engellemeler, sadece son birkaç yılın raporları, bunların hepsi Türkiye'de bilinmesin, okunmasın, görülmesin denilen, erişim engelleriyle dolu kendileri erişime engelli raporlar. Bu ayıbı eğer ortadan kaldırmak istiyorsak bu önergemize destek verilmesini talep ediyoruz."

İYİ Parti: İktidar yolsuzluk haberlerine erişim engeli koyduruyor

Önerinin gerekçesinin açıklanmasının ardından İYİ Parti Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, şunları kaydetti:

"AK Parti kurulduğu ilk yıllarda kendileriyle ilgili kırıntı da olsa haber yapanları göklere çıkarırken bugün herhangi bir il veya ilçede belgeleriyle delilli, ispatlı usulsüzlük ve yolsuzlukla ilgili haber değeri yüksek kamu yararı içeren haberlere ya erişim engeli koyduruyor ya da o gazeteyle ilgili cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma başlatılıyor. Türk medyasının Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde sıralaması 16 sıra birden düştü. 2022 yılında 180 ülke arasında 149'uncu sırada bulunan Türkiye medyasının basın özgürlüğü 2023'te 165'inci sıraya düşürüldü. Bu durumda Avrupa'da en çok basın özgürlüğü ihlallerinin yaşandığı iki ülkeden biri Türkiye oldu. Savaş yaşayan Ukrayna’yla aynı kategoriye konuldu. Basında uzun süredir talimatla ve sadece iktidarın izin verdiği konularda ve iktidarın izin verdiği kişilerce ve sadece iktidarı öven tartışmalar yapılabilmektedir. Arada sırada televizyon programlarına çıkmasına izin verilen muhalif görünümlü kişilerin pek çoğu da kontrollü konuşabilmektedir. Toplumun ihtiyaç duyduğu konularda gerçeğe dayalı aydınlatıcı konuşmalara tahammül edemeyen, izin vermeyen anlayış böyle devam edemez. Sansür yasası olan dezenformasyon yasasıyla haber sitelerine de istedikleri gibi müdahale ediyorlar, isteyene havuç, istemeyene sopa göstererek haberciliği bitirmeyene çalışıyorlar. Gazetecilik faaliyeti halkın haber alma hakkıdır. Gazetelere ve gazetecilere verilen cezalarla muhalif basın ve halkın haber alma hakkı susturulmak istenmektedir. Yargının basın üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılması demokratik hukuk ve demokratik hukuk devletinden uzaklaştırıldığının açık göstergesidir."

DEM: Sansürün geldiği nokta tekerleme değil

DEM Partisi Grubu adına söz alan Diyarbakır Mİlletvekili Adalet Kaya da şunları söyledi:

"Muhalif kanallardaki haber programlarını çok değil yarım saat izleseniz ülkedeki yolsuzlukları, hırsızlıkları ve bu suçlara bulaşmış olan bürokratları, yargıçları, kolluk güçlerini şaşkınlıkla izliyorsunuz. Aslında ülkede artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Şaşırdığımız şey hem bu bürokratların, yargıçların bulaştığı suç oranları hem de suç repertuvarı o kadar genişlemiş ki inanamıyorsunuz. Hayalî arsa satışıyla yabancılara vatandaşlık verenler mi dersiniz, sahte ilaç ihracatı yapanlar mı, ülkede cirit atan IŞİD’ciler mi, yoksa uluslararası uyuşturucu baronlarıyla iş birliği yapanlar mı? Üç dakikada saymakla bitmeyecek skandalların her gün bir yenisi açığa çıkarken iktidar, suç çetelerini değil onları haber yapan, onları halka duyurmak isteyen gazetecileri engellemenin derdinde. Yayın yasağı kaldırma kararına, yayın yasağı getiriliyor. Tekerleme değil, sansürün geldiği noktadan bahsediyorum. En çok yayın yasağı getirilen konuların başında da çocuk istismarı haberleri geliyor. Depremde yurttaşlar can havliyle yakınlarını kurtarmaya çalışırken yayın yasağı getiren bu iktidardan zaten açıkçası başka bir şey beklemiyoruz. Bu söylediklerimiz etki eder mi, onu da bilmiyorum ancak yurttaşlar bu yasakların neden getirildiğinin gayet farkında. Hakikati karartamazsınız. Karartmak istediğiniz hakikat gün gelecek, sizin sonunuzu getirecek, mutlaka bu görülecek."

Şebnem Bursalı

AKP: İnsan hakları, ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı

AKP İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, erişimin engellenmesi kararlarının ilgili mahkemelerce verildiğini ve kaldırıldığını belirtti.

Kararlara itiraz edilebildiğini aktaran Bursalı, şöyle devam etti:

"22 yıldır Türkiye'de demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü konularında devrim niteliğinde adımlar atıldı. Bu adımlar sayesinde medya sektöründe ciddi büyüme yaşandı, çeşitlilik ortaya çıktı. Her fikir, kendini ifade edebileceği mecra buldu. Ancak günümüzde sansasyon maalesef çoğu zaman kamu yararının önüne geçti. Öyle kalemler, öyle fikirler var ki amacı sadece belli kitlelerin hassasiyeti üzerinden algı oluşturmak, sözde gündem yaratmak. Hız, tıklanma, sansasyon, tiraj, reyting... Bunların merkeze alındığı, gerçek haberin, kamu yararının ikinci planda tutulduğu bir medya ne ülkemizin kalkınmasına ne de demokrasimizin gelişmesine katkı sağlayabilir. Bugün Türkiye'de, İletişim Başkanlığı marifetiyle bu sorunu çözmek için büyük çaba gösteriliyor."

Erişim engeli de dahil muhalefetin önerilerine ret

CHP Grubu'nun, bazı haberlere getirilen erişim engellerinin araştırılmasına ilişkin verdiği Meclis araştırma önergesinin bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi için getirdiği grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer; "Aslında tekzip sistemi varken, mahkemeler kanalıyla tazminat ve ceza davaları açılabiliyorken bir sansür niteliğindeki erişim engellemelerine hiç gerek yoktur ama 'İlle de yapacağız' diyorsanız bu araştırma önergemizin kabulüyle bir Meclis komisyonu kurularak demokratik ve hukuk devletine yaraşır bir düzenlemenin çerçevesini birlikte belirleyebiliriz. Türkiye'de basın özgürlüğünün, haber alma hakkımızın korunması, toplumsal hafızanın yok edilmesinin engellenmesi için sorumluluk hepimizin omuzlarındadır" dedi.

Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.

Kanun teklifi görüşüldü

Ardından TBMM Genel Kurulunda, çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler içeren İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde görüşmeler tamamlandı.

Teklifin tümü üzerinde söz alan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, asgari ücret desteğinin süresinin uzatılmasını önemli bulduklarını ifade etti.

Kısa çalışma ödeneğinin Kovid-19 sürecinde işveren ve çalışanlar için can simidi olduğunu dile getiren Temurci, kısa çalışma gerekçelerine "genel salgın" durumunun da ekleneceğini kaydetti.

Sigortalının kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için gereken asgari prim ödeme gün sayısının indirilmesinin, daha fazla çalışanın bundan faydalanmasını sağlayacağını aktaran Temurci, "Bizim şöyle bir önerimiz var, 'İşsizlik Sigortası Fonu' dediğimiz fon, ülkedeki bütün istihdamı ilgilendiren bir mesele ise gelin bu fonun ismini 'İstihdam Sigorta Fonu' olarak değiştirelim. İşsizlik Sigortası Fonu'nda 2023 sonu itibarıyla 200 milyar liraya yaklaşan bir para var." diye konuştu.

Selim Temurci, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini ifade etti.

Selim Temurci

MHP: Emekli aylıkları arasında denge olması gerekmektedir

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, asgari ücret desteğinin 500 liradan 700 liraya çıkarılacağını, asgari ücret artışından gelen maliyetin hafifletilmesi yaklaşımını desteklediklerini bildirdi.

Küçük esnafın, çiftçinin prim yükünün hafifletilmesi gerektiğini kaydeden Kalaycı, Genel Kurulda verilecek önergenin kabulüyle SSK ve Bağkur emeklilerinin maaş artış oranının 2024'ün ilk yarısı için yüzde 49,25 olacağını söyledi.

Mustafa Kalaycı, şöyle devam etti:

"MHP olarak emekli aylıklarının artırılması konusundaki düzenlemeyi destekliyoruz. Emeklilerimiz ile dul ve yetimlerin aylıklarında artış sağlayan her kararın yanındayız. Emeklilerin maaş artışlarının farklı hükümlere tabi olması nedeniyle her maaş artışı döneminde memur emekli aylıklarıyla SSK ve Bağkur emekli aylıkları arasında fark ortaya çıkmaktadır. Emekli bazı vatandaşlarımızın 'Ben daha çok prim ödedim ama daha az prim ödeyenle yaklaşık aynı emekli aylığını alıyorum.' diye haklı şikayetleri bulunmaktadır. Daha yüksek ve uzun süre prim ödeyen sigortalı ile daha düşük ve kısa süre prim ödeyen sigortalıya aynı tutarda emekli maaşı ödenmesi sosyal sigorta sisteminin ruhuna aykırıdır. Sosyal sigorta sisteminde ödenen primlerle bağlanan emekli aylıkları arasında denge olması gerekmektedir."

"Vatandaşlarımızın ekmeğinden aşıranlara göz açtırılmamalıdır"

Emekli aylıkları arasında adaletsizlikler olduğunun görüldüğüne işaret eden Kalaycı, "MHP olarak sosyal güvenlik sisteminde sigortalılar arasında her bakımdan norm ve standart birliğinin sağlanması, tüm emeklilerin maaş artışlarının aynı esaslara göre belirlenmesi, emekli aylığı bağlanmasında inceleme kat sayısının, aylık bağlama oranlarının gözden geçirilmesi ve mevcut emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri giderecek intibak düzenlemesinin yapılması görüşündeyiz." ifadelerini kullandı.

MHP'li Kalaycı, enflasyonla mücadelenin kararlı şekilde sürdürüldüğünü, enflasyonun hız kestiğini vurguladı.

Fahiş fiyat artışlarına yönelik denetimlerin devam etmesi gerektiğini dile getiren Kalaycı, "Haksız şekilde fiyat etiketlerini kabartanlara teşhir ve iş yeri kapatma cezaları getirilmelidir. Vatandaşlarımızın ekmeğinden aşıranlara kesinlikle göz açtırılmamalıdır." dedi.

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, İşsizlik Sigortası Fonu'nun sermayeyi desteklediğini öne sürdü. Emeklilerin zor durumda olduğunu ifade eden Oluç, iktidarın yanlış politikalar uyguladığını söyledi.

Sezai Temelli

CHP: Emekliye gele gele 2 bin 500 lira zam geldi

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, tüm ürünlerin fiyatlarının arttığını, verilecek zammın emeklinin cebine girmeden eridiğini anlattı.

İktidarın emeklilerle ilgili çeşitli vaatlerde bulunduğunu söyleyen Ağbaba, "Emekliye gele gele 2 bin 500 lira zam geldi. Bu zammın sebebi CHP'nin mücadelesi, emeklilerin ses yükseltmesi. Emeklilere çağrı yapıyorum, en düşük emekli maaşı asgari ücret oluncaya kadar emekliler sesinizi yükseltin ve bu iktidar sizin sesinizi duysun. Biz de CHP Grubu olarak en düşük emekli maaşı asgari ücret oluncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Mülakat kaldırılmadığı sürece Türkiye'de adaletin sağlanamayacağını savunan Ağbaba, gençler arasında ayrımcılık yapıldığını öne sürdü.

Ağbaba, iktidarın verdiği sözleri tutmadığını söyleyerek, "Zam dediğin emekliye verilen iki kuruşla olmaz. Zam dediğin, gıdaya yapılan zam gibi olur. Zam dediğin, trafik sigortasına yaptığı yüzde 400 gibi zam gibi olur." ifadesini kullandı.

Kiraların attığını ifade eden Ağbaba, emeklinin bir maaşıyla ev kiralamasının mümkün olmadığını söyledi.

Veli Ağbaba, deprem bölgesindeki fabrikaların desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

AKP: İşverenlerin maliyetleri düşmüş olacak

Teklifin ilk imza sahiplerinden AKP Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, kısa çalışma ödeneğiyle çalışanların ve iş yerlerinin korunduğunu belirtti.

Teklifle ilave istihdamın sağlanması ve özel politika gerektiren kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi sahibi olan işsizlerin istihdamının desteklenmesi için verilen teşvikin 31 Aralık 2025'e kadar süreceğini kaydeden Kurt, uygulamanın 31 Aralık 2026'ya kadar uzatılabilmesi için Cumhurbaşkanına yetki verileceğini anlattı.

Asgari ücret desteğinin artırılacağını anımsatan AKP'li Kurt, "Asgari ücret desteğiyle hem işverenlerin maliyetleri düşmüş olacak hem de rekabet noktasında avantaj sağlanmış olacaktır. İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile çalışma hayatımızda kolaylaştırıcı önemli avantajlar sağlanmış olacaktır." diye konuştu.


CHP: 22 yılda gelinen nokta emekliler için içler acısı

Daha sonra teklifin birinci bölümü üzerindeki görüşmelere geçildi. Ardından teklifin birinci bölümü üzerindeki konuşmalar tamamlandı. 

Teklifin birinci bölümü üzerinde söz alan İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, asgari ücretle çalışanların ve emeklilerin kaderlerine terk edildiğini söyledi. 2002 yılında en düşük emekli maaşının asgari ücretin 1.32 katı olduğunu belirten Gürban, bugün bu rakamın 0.58 olduğunu belirtti. Gürban, "Emeklilerin alım gücü neredeyse yok oldu. İktidarınızda 22 yılda geldiğimiz nokta emeklilerimiz için içler acısı." dedi.

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, işsiz vatandaşları desteklemesi gereken İşsizlik Sigortası Fonu'nun amacı dışında kullanıldığını söyledi. Aralık 2023'e kadar İşsizlik Sigortası Fonu'ndan yararlanmak isteyenlerin sayının 19 milyon olduğunu vurgulayan Ocaklı, bu sayının ancak yarısının fondan yararlandığını belirtti. Ocaklı, "İşsizlerin sadece yüzde 4.4'ü bu fondan yaralanabilmiş. Mademki bu fondan başka yerlere kaynak aktarabiliyorsunuz önce 10 bin lira ile açlığa mahkum edilen emeklilere aktarmakla yeni bir başlangıç yapabilirsiniz." ifadesini kullandı.

MHP: Yüzde 49,25'e çıkarılmasından memnuniyet duyuyoruz

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, çalışma hayatının işçi ile işveren haklarının dengeli bir şekilde korunmasının yanında, işin korunmasını da dikkate alan politikalar çerçevesinde tanzim edilmesini gerekli gördüklerini söyledi.

Kanun teklifiyle, SSK ve Bağkur emeklilerine 5510 sayılı kanunun 55. maddesi kapsamında enflasyon artışına bağlı olarak ocak ayında yüzde 37,6 olarak hesaplanan maaş zammı oranın yüzde 5 ilave artışla toplam yüzde 42,6'ya çıkarılmasının öngörüldüğünü söyleyen Aksu, "Verilecek önerge ile bu zam oranın ilave yaklaşık yüzde 12 artışla memur ve emeklilere uygulanan yüzde 49,25'e çıkarılmasından memnuniyet duyuyoruz." diye konuştu.

DEM: Asgari ücretin çok altında bir rakam

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, teklifin komisyon sürecinde emeklilere ilişkin yapılacak düzenleme için yoksulluk sınırının baz alınmasını istediklerini belirtti. Sayyiğit, "En düşük emekli maşını 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarıp bununla övünmek tam anlamıyla vicdansızlıktır, milyonları sefaletle baş başa bırakmaktır." dedi.

Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan da emeklinin "dişe dokunur bir zam yapılacak mı" diye beklediğini ifade etti. Görüşülmekte olan kanun teklifini eleştiren Çalışkan, "En düşük emekli maşı 7 bin liradan 10 bin liraya çıkarılıyor. Asgari ücretin çok çok altında bir rakam..." değerlendirmesinde bulundu.

İşsizlik Sigortası Fonun'un kutsal bir emanet, işçinin alın teri olduğunu belirten Çalışkan, İşsizlik Sigortası Fonu'nun kaynaklarının yerinde kullanılmasını istedi.

Şahsı adına söz alan AKP Konya Milletvekili Orhan Erdem, teklifle kısa çalışma ödeneğinde iyileştirmeler yapıldığını söyledi. Asgari ücret desteğinde yeni bir rakamla işverene destek olmaya çalıştıklarını ifade eden Erdem, emekli maaşlarına yönelik düzenlemeye ilişkin ise "Cumhurbaşkanımızın desteği ve hükümetimizin çalışması ve bizlerin de vereceği önerge ile SSK ve Bağkur emeklilerinin maaş zammını 37,57'den yüzde 49,25'e çıkarmış olacağız." ifadelerini kullandı.

Şahsı adına söz alan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış da iktidarın sistemi tümden düzeltmek yerine günübirlik çözümlere başvurduğunu söyledi. Kış, "Dün gece ek zam haberi geldi ancak yapılan bir zam değildir. Yapılacak artış emeklilerimizin hiçbir sorununa çare olmayacaktır." dedi.

Teklifin birinci bölümünün üzerindeki konuşmaların tamamlamasının ardından Genel Kurul'da birinci bölümde yer alan maddelerin görüşmelerine geçildi.


İlk 6 madde geçti

Teklifin birinci bölümünde yer alan maddelerin kabul edilmesinin ardından Genel Kurulda, teklifin ikinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.

İYİ Parti Grubu adına konuşan Manisa Milletvekili Şenol Sunat, gelişmiş ülkelerde emeklilerin dünyanın her yerine geziler yaptığını söyledi. Sunat, "Bizim emeklimiz kendi memleketlerine gidemez duruma düşmüştür. Emekliler evinden, daha ucuz gıda bulmak için, kuyruklarda saatlerce beklemek için çıkabilmektedir." diye konuştu.

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy da teklifle emeklilerin aylıklarında iyileştirme yapılmasının amaçlandığını dile getirdi.

Genel Kurula sunulacak değişiklikle de SSK ve Bağkur emeklilerinin aylıklarındaki artış oranının yüzde 49,25'e çıkarılmasının öngörüldüğünü ifade eden Ersoy, MHP olarak teklifi desteklediklerini bildirdi.

Ersoy'un konuşmasının ardından TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşime ara verdi. Adan, aranın ardından komisyonun yerinde olmaması üzerine birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.