Gündem

CHP: Cezaevlerindeki çocuk sayısı 2 bin 157'ye çıktı

'Türkiye’yi de etkileyen Suriye’deki çatışmalardan sınır hattında 4’ü çocuk olmak üzere 27 kişi öldürüldü'

05 Ocak 2015 15:58

CHP’nin hazırladığı 2014 İnsan Hakları Raporu’nda “Cezaevlerinde 39 kişi 2014 yılı içinde hayatını kaybetti. Cezaevlerindeki çocuk sayısı 2.157’ye çıktı. Mersin’de Kobani olaylarına karıştıkları gerekçesiyle yaşları 14 ile 17 arasında değişen 7 çocuk hakkında müebbet istemiyle dava açıldı” denildi.

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun açıkladığı raporda, “baskıcı bir rejim yurttaşların üzerine çöreklenmiştir” ifadesi kullanıldı.

Rpoarda, “2014 yılında iş cinayetleri de dâhil olmak üzere 2.393 kişi kasten veya ihmalkârlık sonucu öldürüldü. Türkiye’yi de etkileyen Suriye’deki çatışmalardan  sınır hattında 4’ü çocuk olmak üzere 27 kişi öldürüldü. Kişi güvenliği bakımından da ihlaller artarak devam etmiş ve en az 1.081 kişi işkence gördüğü için ilgili hak örgütlerine başvurdu” denildi.

Rapordan bazı bölümler şöyle:

2014 yılını gazeteci örgütleri Türkiye’de “basının kara yılı” olarak nitelendirmektedir. 60’ın üzerinde gazeteciye 17-25 Aralık operasyonunu haberleştirdikleri, köşelerine veya ekranlarına taşıdıkları için 100’ün üzerinde ceza ve tazminat davası açılmıştır. AKP’nin gazetecilere ve basın özgürlüğüne yönelik tehdidi yalnızca dava açmakla da sınırlı kalmamıştır.

Bu yıl içinde 559 gazeteci işten çıkarılmış, 217 gazeteci darp edilmiştir. İstifa etmek zoruna kalan gazeteci sayısı ise 83 olmuştur. Bu tablodan da anlaşıldığı üzere, gazetecileri işten çıkarttırmak, yıldırmak, itibarsızlaştırmak AKP’nin kamuoyu yönetiminde kullandığı bir araca dönüşmüştür. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ilişkin attığı tweet nedeniyle gazeteci Sedef Kabaş’ın gözaltına alınması ise bir skandal olarak basın tarihine geçmiştir.

2014’te 30 olay hakkında yayın yasağı getirilmiş, akreditasyon yöntemi kullanılarak gazetecilerin pek çok haberi izlemeleri engellenmiştir.

2014 yılında Türkiye, insan hakları bakımından dünya sıralamasında, neredeyse her hak başlığı altında en alt sıralara yerleşmiştir. Türkiye’nin çeşitli göstergeler bakımından dünya sıralamasındaki yeri, hak ve özgürlükler konusundaki gidişatın dramatik boyutlara ulaştığını ortaya koyması bakımından çarpıcıdır.

Çeşitli uluslararası kuruluşların verilerine göre Türkiye’nin dünya sıralamasındaki karnesi şu şekildedir:

Temel hak ve özgürlükler:

Demokrasi Endeksi:  2014 yılı itibariyle 167 ülke arasında Türkiye 89 (Yalnızca ilk 26 ülke tam demokrasi  sayılıyor. Türkiye bu ülkelerin çok gerisinde.

Sivil Özgürlükler: 2014 yılı itibariyle 167 ülke arasında 132.

İfade Özgürlüğü: 2014 yılı itibariyle 180 ülke arasında 154.

Basın Özgürlüğü: 2014 yılı itibariyle 197 ülke arasında 137. (Basını “kısmen özgür” ülkelerden, “basını özgür olmayan” ülkeler kategorisine düştü ve bu kategoride yer alan tek Avrupa ülkesi oldu.

İnternet Özgürlüğü (Freedom House Raporu): 2014 yılında 6 puan daha kaybetti ve “internetin kısmen özgür olduğu ülkeler” arasında yer aldı. (Son 5 yılda toplam 13 puanlık gerileme var)

Kadın-erkek eşitliği:

Cinsiyet Eşitsizliği (Global Gender Gap Report): 2014 yılı itibariyle 142 ülke arasında 125 (orta ve üst gelirli 40 ülke içerisinde sonuncu)

Yalnızca Kadınların İnsani Gelişmişlik Endeksinde: 2013 yılı itibariyle 187 ülke arasında 118

Kadınların İşgücüne Katılımı:  2014 yılı itibariyle 142 ülke arasında 128

Kadınların Ekonomik Yaşama Katılım Fırsatları: 2014 yılı itibariyle 142 ülke arasında 132

Kadınların Eğitime Ulaşması: 2014 yılı itibariyle 142 ülke arasında 105.

Kadınların Siyasi Gücü: 2014 yılı itibariyle 142 ülke arasında 113.

Kadına Şiddet (Birleşmiş Milletler Raporuna göre): 2011 yılı itibariyle kadına şiddet Türkiye’de ABD’nin 2 katı, bazı Avrupa ülkelerinin ise 10 katı oranında

Çocukların refahı ve eğitim:

Eğitimde Kalite (Matematik Formüllerini Anlama): 2014 yılı itibariyle 65 ülke arasında 62.

Çocukların Maddi Refahı: 2014 yılı itibariyle 30 OECD ülkesi arasında sonuncu

Çocukların Eğitimi Sıralaması: 2014 yılı itibariyle 30 OECD ülkesi arasında sonuncu

Çocukların Sağlık ve Güvenliği: 2014 yılı itibariyle 30 OECD ülkesi arasında sonuncu

Çocuk Yoksulluğu: 2014 yılı itibariyle tüm OECD ülkeleri arasında son sırada

Yoksul Evlerde Yaşayan Çocukların Tüm Çocuklara Oranı: 2014 yılı itibariyle Türkiye 30 OECD ülkesi arasında en kötü durumda

Çocuk Gelin Sayısında: 2013 yılı itibariyle dünya üçüncüsü

En az Lise Eğitimi Alanların Oranı: 2011 yılı itibariyle OECD ülkeleri arasında son sırada

İnsan hakları ihlalleri, insani gelişmişlik ve yolsuzluk

İnsan Hakları İhlalleri Sıralaması (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Raporu): 2013 yılı itibariyle en kötü 5. ülke

İnsan Hakları İhlali Riski (Human Rights Risk Atlas): 2014 yılı itibariyle 198 ülke arasında 78. (2014 yılında bir önceki yıla gören İnsan Hakları’nda durumun en çok bozulduğu ülkeler Tayland, Ukrayna ve Türkiye-Türkiye’deki bozulmanın nedeni hükümetin otoriterliği. Türkiye artık İnsan Hakları ihlalinin “yüksek” olduğu ülkeler arasında

Gazetecilere Karşı Kötü Muamele (Sınır Tanımayan Gazeteciler): 2014 yılı itibariyle 117 ülke arasında en kötü 3. ülke

İnsani Gelişmişlik Endeksi:  2013 yılı itibariyle 187 ülke ve bölge arasında 69. Sırada (Türkiye’nin bir OECD ülkesi olduğu düşünüldüğünde çok düşük)

Doğum Sırasında Anne Ölümleri: 2014 yılı itibariyle 183 ülke arasında 142.

Bebek Ölümleri: 2014 yılı itibariyle 221 arasında 84. (Libya, Suudi Arabistan, Lübnan, Malezya, Jamaika, Arnavutluk ve Cezayir’in gerisinde)

İş Kazalarında Ölümler: 2014 yılı itibariyle Avrupa’da 1. dünyada 3. Sırada

Yolsuzluk Algı Endeksi: 2014 yılı itibariyle Avrupa’da 38 ülke arasında 27.

 

TÜRKİYE’NİN 2014 YILI İNSAN HAKLARI VERİLERİ

 

1.     YAŞAM HAKKI

2014 yılı, insanın en temel hakkı olan yaşam hakkının en yoğun ihlal edildiği yıllardan biri olmuştur. Yaşam hakkı ihlalinin, çoğunlukla diğer hakların kullanımının engellenmesi neticesinde meydana geldiğini vurgulamak gerekmektedir. Örneğin toplu gösteri ve yürüyüş hakkını kullanırken 21 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu veri, hak başlıklarının birbiriyle ne kadar bağlantılı olduğunu da ortaya koymaktadır. İdam cezasının olmadığı Türkiye’de, anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan yurttaşlara orantısız müdahale yapılmakta ve bu müdahaleler de ölümle sonuçlanmaktadır. Açıkça söylemek gerekirse AKP hükümeti, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanan yurttaşlara bir tür idam cezası uygulamaktadır! 

Gözaltında ölümler, yargısız infazlar, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahaleler, faili meçhul cinayetler, cezaevlerinde yaşanan ölümler cezasız kalmakta, failler bizzat hükümet-yargı eliyle korunmaktadır.

Türkiye’de hak ihlalleri en fazla kuşkusuz Kürt sorunu bağlamında yaşanmaktadır. 2014’ün Aralık ayı itibariyle son yaşam hakkı ihlali de bu bağlamda gerçekleşmiş ve Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, 18 yaşındaki Rojhat Özdel, bir gösteri sırasında infaz edilerek öldürülmüştür. Yıl içinde bir yandan AKP  süreçten bahsederken öte yandan çatışmalar nedeniyle en az 16 kişi yaşamını yitirmiştir. Korucu sayısı 71 bine ulaşırken, korucuların saldırıları sonucu 5 kişi yaşamını yitirmiştir. AKP hükümetinin, Kürt sorununun çözümü konusunda muhalefetin TBMM’ye sunduğu hiçbir teklifi kabul etmediğini, çözüme dair her türlü öneriye sırtını döndüğünü de ayrıca not etmek gerekir. Bu bakımdan da AKP’nin lafta çözümden yana görünürken icraatta sorunu daha da derinleştirdiği açıktır. Kürt sorunu bağlamında temel hak ve hürriyetlere, yurttaş eşitliğine dair en ufak bir adım atmayan AKP hükümeti, 2015’e yeni güvenlik yasalarıyla girmeye hazırlanmakta ve insan haklarının askıya alındığı OHAL dönemini yeniden diriltmeye çalışmaktadır.

YAŞAM HAKKI İHLAL TABLOSU

 

 

 

 

 

Ölüm

 

Yaralanma

 
           

Gözaltında ölüm

 

5[1]

 

 

 
           

Yargısız infaz, dur ihtarına uymama veya rastgele ateş

 

3

 

61

 
           

Toplantı ve Gösterilere Müdahale

 

21

 

 

 
           

Köy Korucularının Saldırıları

 

5

 

29

 
           

Faili Meçhul Cinayet

 

50

 

 

 
           

Cezaevlerinde Çeşitli Nedenlerle Yaşamını Yitirenler

 

39

 

 

 
           

Şüpheli Asker Ölümü

 

35

 

 

 
           

Mayın veya Askeri Mühimmat

 

1

 

11[2]

 
           

Çatışmalar Nedeniyle Yaşamını Yitirenler

 

16

 

 

 
           

Kadına Yönelik Erkek Şiddeti

 

294

 

458[3]

 
           

Nefret Cinayetleri, Irkçı Saldırılar ve Linçler

 

11

 

 

 
           

İş Cinayetleri

 

1.886

 

 

 
           

Suriye Sınırı

 

27[4]

 

85[5]

 
           

 

 

2.     KİŞİ GÜVENLİĞİ

AKP yetkililerinin bir süredir “işkenceye sıfır tolerans” iddiasında bulunmaması tesadüf değildir. Zira işkence, her vesileyle belirttiğimiz gibi, karakollardan, cezaevlerinden sokaklara taşmış ve artık gizlenemez hale gelmiştir. 1990’larda işkence ve kötü muamele karakol hücrelerinde yapılırken AKP döneminde sokaklarda gerçekleştirilmeye başlamıştır.

Nitekim İnsan Hakları Derneği, 2014’ün ilk 11 ayında kendilerine 1.018 kişinin işkence gördüğü için başvurduğunu açıklamaktadır. İşkence ve kötü muameleye maruz kalan yurttaşların tümünün bunu şikâyet konusu yapmadığı da düşünülürse, işkenceye maruz kalan insan sayısının çok daha yüksek olduğu anlaşılabilir. Bununla beraber işkence ve kötü muamele yapan kolluk güçleri hakkında adli veya idari yaptırımda bulunulması istisna olmaya, cezasızlık sorunu önemli bir mesele olarak karşımızda durmaya devam etmektedir.

Yukarıda da belirtildiği gibi işkence ve kötü muamele bir yana, yargısız infazda bulunan kolluk güçleri hakkında bile etkin bir adli süreç işletilmemekte ve bu sorun her geçen gün katlanarak devam etmektedir. 2014 yılı boyunca neredeyse her hafta yargısız infazlarla ilgili davaları izlemek ve ihlalcilerin etkin bir biçimde korunduğuna tanıklık etmek durumunda kaldık.

Bununla beraber yargısız infazda bulunan kolluk güçleri devlet yetkilileri tarafından açıkça desteklenmiştir. Nitekim 26 Kasım tarihinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15. MÜSİAD Uluslararası Fuarı’nda yaptığı konuşmada esnaf için şu sözleri sarfetmiştir: “Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır. Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir, gerektiğinde de şefkatli kardeştir.” Erdoğan’ın bu sözleri, 3 Haziran 2013’te Eskişehir’de polis ve esnaf saldırısı sonucu öldürülen Ali İsmail Korkmaz davasının görüldüğü saatlerde sarf etmesi tesadüf değildir. Nitekim söz konusu duruşmada sanık polis, ''Bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı ve İçişleri Bakanı 'Gezi Parkı bir darbedir' diyor. Eğer bu darbeyse ben darbenin bastırılmasında görev aldım. Beraatımı talep ediyorum'' demiştir. Ali İsmail Korkmaz cinayeti sanığının bu ifadesi, yaşam hakkı ihlalcilerinin cesaret aldıkları esas güce dair net bir işarettir.

 

3.     DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

 

2014 yılında da düşünce ve ifade özgürlüğü iktidar lehinde olması kaydıyla sağlanmış, iktidarı eleştiren yazarlar, akademisyenler, gazeteciler, insan hakları savunucuları, aktivistler baskı ve tehditlere maruz kalmıştır. 2014’ün son günlerinde, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sırasında attığı tweet nedeniyle gazeteci Sedef Kabaş gözaltına alınarak sorgulanmış, bilgisayarına el konulmuştur. Bu olay, Türkiye’de 2014 yılı sonu itibariyle düşünce ve ifade hürriyetinin önündeki hükümet-yargı kıskacını tarife gerek bırakmayacak açıklıkta ortaya koymuştur.

 

Hükümet yetkilileri 2014 yılında da çeşitli vesilelerle gazeteci, sanatçı, yazar veya akademisyenleri miting meydanlarında hedef göstermiş, hükümete yakın medyada da bu hedef gösterme operasyonları sürdürülmüştür.

Türkiye’de hükümete yakın olmayan basın ağır bir kıskaç altında tutulmakta, oto-sansür dayatılmakta, ifade özgürlüğünü kullanan kişiler ciddi saldırılarla karşı karşıya kalmaktadır.

 

TCK ve TMK’da düşünce ve ifade hürriyetine aykırı hükümler halen yürürlükte tutulmaktadır. Nitekim Türkiye İnsan Hakları Vakfı verilerine göre 2014 yılının ilk 9 ayında TCK kapsamında 145 kişiye toplam 212 yıl 14 gün hapis cezası verilmiştir. Aynı dönemde en az 8 yayın toplatılmıştır.

AKP hükümetinin başından itibaren hedef aldığı alanlardan biri de internettir. Erişimi engellenen internet sitesi sayısı 2013 yılında 35.001, 2012 yılında ise 22.536 iken, 2014 yılında bu sayı rekor seviyeye çıkarak 52 bin 574’ü bulmuştur.

 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ TABLOSU

 

 

Olay/Gerekçe

 

Sayı

 
       

TCK TCK 84, 125, 132, 134, 215, 216, 218, 285, 286, 288, 299, 305, 318. Maddeleri kapsamında yargılanan kişi sayısı

 

 

145 Kişi (Toplam 212 yıl 14 gün hapis)

 
       

Toplatılan yayın

 

8

 
       

Yayın yasağı getirilen olay

 

30

 
       

Darp edilen gazeteci

 

217

 
       

Erişimi engellenen internet sitesi

 

52.574