29 Haziran 2023

Takım harcama limitleri kulüpleri iflasa sürüklüyor

TFF'nin THL uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, kulüplerin mali yapılarının güçlendirilmesini amaçlasa da, mevcut uygulama kulüplerin finansal yeterliğini sağlamaktan ve finansal dengeyi kurmaktan uzaktır

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 2023-24 sezonu için 20 Süper Lig kulübüne toplam  11 milyar TL Takım Harcama Limiti (THL) verdiğini açıkladı. Kulüplere tanımlanan bu limit, 2022-23sezonu için belirlenen THL tutarlarından yüzde 25,60 daha fazla bir artışı ifade ediyor.

2023-24 sezonu için kulüplere 11 milyar TL harcama limiti

TFF'nin belirlemiş olduğu THL'ne ilişkin önce genel saptamalarımızı yaparsak;

- Geçen sezona göre toplam limitler 8,4 milyar TL'den yüzde 25,6 artarak 11 milyar TL'ye ulaştı.

- İlk dört kulübe verilen THL 6,2 milyon TL'ye ulaştı. (THL'nin yüzde 56,40'ı) 

 - Diğer onaltı kulübe tanımlanan THL tutarı ise 4,8 milyar TL oldu. (THL'nin yüzde 43,6'sı.)

- Yirmi Süper Lig kulübüne tanımlanan THL ortalaması 550.747.060  TL olarak gerçekleşirken, dört büyük kulübe tanımlanan THL ortalaması 1.552.501.503 TL;

diğer onaltı kulübün THL ortalaması ise 300.308.449 TL olarak gerçekleşti. 

- İlk dört kulübe tanımlanan THL ortalaması, diğer on beş kulübe tanımlanan THL'nin 5 katına ulaştı.

Tablo: 1) 2023-24 Sezonu İçin Takım Harcama Limitleri

Gelirin üzerinde harcama limiti olur mu?

Takımların harcamalarını kontrol altına alarak, onları mali disipline yönlendirmeyi hedefleyen bu uygulamanın ne kadar amacına hizmet ettiğine bir bakalım. Bu amaçla yine rakamsal veriler üzerinden bir analiz yapmakta yarar var.

Süper Lig'in toplam gelirleri yaklaşık 7-8 milyar TL civarında olmasına karşın takımlara tanımlanan THL toplamı, yüzde 30 aşım payı dahil 11 milyar TL. Yani Süper Lig gelirlerinin üzerinde bir tutar kulüplere harcama limiti olarak tanımlanmış durumda. Kulüplerin mevcut gelirleri dikkate alındığında takımlar bu harcamaları gerçekleştirebilmek için yaklaşık 3 milyar TL daha ilave gelir ya da borçlanmak suretiyle ek kaynak bulmak zorundalar.  

İlk dört kulübün 31.08.2022 finansallarına göre toplam gelirleri 4.8 milyar TL'ye ulaşıyor. Bu kulüplere tanımlanan toplam harcama limiti ise  6,2 milyar TL. Bu durumda dört kulübe tanımlanan THL toplamı, toplam gelirlerinden 1,4 milyar TL daha fazla. Yani toplam harcama tutarı toplam gelirden yüzde yüzde29,2 daha fazla. Zaten borç batağında olan bu kulüplerin, bu harcama limitleriyle finansal sorunları daha da artacaktır.

Dört kulübün zararları özkaynaklarını eritmiş durumda 

Dört kulübün 31/8/2022 tarihli finansallarına göre toplam gelirleri 4,8 milyar TL'ye ulaşıyor. Birikimli zararları ise 7,8 milyar TL'ye; özkaynak açıkları da 4.9 milyar TL'ye ulaşmıştır. Özkaynaklarını kaybetmiş, gelirlerinin üzerinde birikimli zararı olan dört kulüp THL'ni nasıl harcayacaktır? 

THL ile gelir karşılaştırması yapıldığında Galatasaray gelirinin yüzde 156'sını, Trabzonspor gelirinin yüzde 139'unu, Fenerbahçe gelirinin yüzde 131'ini ve Beşiktaş ta gelirinin yüzde 93'ünü harcama durumunda kalacaktır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu rasyoların pratikteki anlamı ise, bu kulüplerin olmayan parayı harcayacak olmalarıdır. Yani, gelecekteki gelirlerini şimdiden iskonto ettirmeleri anlamına geliyor. 

Takım harcama limitleri finansal sürdürülebilirlikle çelişiyor 

Oysa, UEFA'nın 2022 Haziran'ında uygulamaya aldığı Finansal Sürdürülebilirlik ve Kulüp Lisans Talimatı'na göre kulüplerin "maliyet kontrolü" kuralı kapsamında transfer giderleri, oyunculara ödedikleri maaşları ve menajerlere yapılan komisyon ödemeleri toplamı, kulüp yıllık gelirinin yüzde 70'inden fazla olamaz. 

Her ne kadar bu kuralda 2023/24 sezonu için kulüp gelirlerinin yüzde90'nı, 2024/25 sezonu için yüzde 80'nin ve 2025-26 sezonunda da yüzde 70'inin harcanabileceği belirtilmesine karşın, özkaynakları tamamen negatif olan kulüplerimizin finansal sürdürülebilirlik açısından şimdiden frene basmaları gerekiyor. [2]

THL uygulaması kulüplerde mali disiplini değil, harcamayı özendiren bir niteliğe sahiptir. Yetersiz gelir nedeniyle borçlanmak durumunda kalan takımların (Top.Borç/Top.Gelir) oranları da sürdürülebilir olmaktan uzaktır. 31/08/2022 verilerine göre bu bağlamda dört kulübün ortalama toplam borçlarının ortalama gelirlerine oranları yüzde 328 civarındadır. (Bu oran BJK'de yüzde 487, GS'da yüzde 424, FB'de yüzde411 ve TS'da yüzde 387'dir.) 

THL'de aslan payı dört kulübe gitti! 

2019'da başlayan THL uygulaması ile bugüne kadar kulüplere tanımlanan harcama yetkisi aşım tutarları dahil 34.2 milyar TL'ye ulaşmış durumda. Yani kulüpler 2019-2024 arası toplam 34 olacaklar. 

Tablo: 2) Süper Lig Takımlarına Tanımlanan THL'nin Gelişimi

Bugün THL uygulaması, futbol otoritesi tarafından bazı kulüplere bir kaynak aktarım aracına dönüşmüş durumda. Çünkü, THL'nde aslan payı dört büyük kulübe gitmektedir. Nitekim, 2019-2024 arası dört büyük kulübe tanımlanan THL tutarının yüzde 47,4'ü dört büyük kulübe gitmiştir. Bu süreçte dört büyük kulübün THL toplamları 16,2 milyar TL'ye ulaşmıştır.

Bu bağlamda THL'ye ilişkin genel saptamalarımızı yaparsak;

  1. THL ile kulüpler arasında haksız rekabet ortamı yaratılıyor. Süper Lig'de dengesiz rekabet kalıcılaşıyor.
  2. THL uygulaması ile daha fazla harcamaya yönlendirilen kulüplerde finansal sorunlar ağırlaşıyor. UEFA Finansal İstikrarı hedeflerken, TFF ise kulüpleri bol keseden harcamaya sevk ediyor. Bu nedenle UEFA Finansal Sürdürülebilirlik kuralları ile THL limitleri hedef ve sonuç bakımından birbirleriyle çelişiyor.
  3. THL uygulaması ile kulüplerin zararları giderek artıyor. Bu ise özkaynak açıklarının daha da artmasına neden oluyor. Oysa, TFF'nin Kulüp Lisanslama ile ilgili 91/1maddesindeki Pozitif Net Özsermaye uygulaması kulüplerin Özsermayelerini artıya geçirmeyi hedefliyor.
  4.  THL uygulaması Türk futbolunu ekonomik, finansal ve sportif olarak başarısızlığa itiyor. 
  5. Süper Lig kulüpleri arasındaki gelir dağılımı adaletsizliğini daha da artırıyor. 
  6. THL uygulaması finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan daha çok finansal yetersizliğe neden oluyor. 

Gelir dağılımındaki adaletsizlik Türk futbolunun temel sorunu

Türk futbolunda tüm sorunların kaynağı en son tahlilde gelir dağılımı dengesizliğine çıkar. Gelir dağılımındaki adaletsizlik zamanla sportif performansı olumsuz etkiler. Gelir dağılım politikasındaki dengesizlikler zamanla haksız rekabete neden olur. Haksız rekabet ise dengesiz rekabeti yücelten bir uygulamadır. Dengesiz rekabet önce sportif performansı olumsuz etkiler, sportif performanstaki düşüş ise futbolun kalitesini ve izlenilirliğini aşağıya çeker. Düşen kalite ve reyting süre içinde parasal gelirlerde düşüşe yol açar. Düşen gelirler ise ekonomik daralmaya neden olur. Kadrolarda başlayan küçülme süreç sonunda sportif performansı daha da düşürür. Bu ise sportif başarı olmayınca kısır döngünün yakıcı etkisini ortaya koyar ve finansal sorunlar derinleşerek krize dönüşür. Tüm bunların sonuçlarıysa: Sportif olarak UEFA ve FIFA sıralamasında gerileme; ekonomik olarak gelir kaybı; finansal olarak borçların artması ve bunlara bağlı olarak ülke futbolunun marka değerinin düşmesidir. Düşen marka değeri süreç içinde parasal gelir yaratma olanaklarını iyice daraltır. Ülke futbol potansiyeli heba edilir ve futbol ülkesi olmaktan çıkarız.  

Son söz ve sorular 

Takım Harcama Limitlerine ilişkin gelişmeleri ve değerlendirmelerimi sizinle paylaştım. Şimdi konuya ilişkin sorularımı aşağıda sıralıyorum:

 - Zararda (batakta) olan kulüpleri mali disipline sevk etmek için getirilen bu uygulama hala amacına hizmet etmekte midir? Yoksa kulüpleri mali disiplinsizliğe mi (harcamaya mı) teşvik etmektedir?

 - Borçlarını döndüremeyen, faaliyet giderlerini bile karşılayabilecek gelir yaratamayan, zararları gelirlerinin üzerine çıkmış, özkaynakları negatife dönmüş, finansal kriz sarmalındaki Türk kulüpleri, kendilerine tanımlanan ya da bloke edilmiş bulunan limitleri harcayabilecek kaynağı nereden ve nasıl bulacaktır?

- Futbol federasyonunun belirlediği limitlerin ne kadarlık kısmının kulüplerce harcandığı kontrol edilmekte midir? 

 - Futbol otoritesi bu model ile kulüpleri finansal disipline sevk edip mali yapılarını düzeltebileceğine inanmakta mıdır? 

 - Futbol otoritesi bu limitleri belirlerken, kulüplerin finansal tablolarını kendi web sayfasında yayınlayacak şeffaflığı neden göstermemektedir?

Sonuç olarak, TFF'nin THL uygulaması, her ne kadar kulüplerin harcama bütçelerini kontrol ve denetim altına alarak, kulüplerin mali yapılarının güçlendirilmesini amaçlasa da, mevcut uygulama kulüplerin finansal yeterliğini sağlamaktan ve finansal dengeyi kurmaktan uzaktır. Aksine, harcamayı cesaretlendiren, günü kurtarmaya yarayan palyatif bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu uygulama, rekabetçi dengenin orta ve uzun vadede daha da bozulması ve haksız-dengesiz rekabetin artması anlamına geliyor. 

Tuğrul Akşar kimdir?

Tuğrul Akşar 1962 yılında Niğde'de doğdu. 1988'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Aynı fakültenin İşletme Anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı. 

1989'dan itibaren bankacılık sektöründe yönetici olarak çalıştı.

2000 yılından itibaren "futbolun görünmeyen yüzü" olarak bilinen futbol ekonomisi, finansı, yönetimi ve felsefesi üzerine çalışmalar yaptı, makaleler yazdı, kitaplar yayımladı, üniversitelerde dersler verdi, yurt genelinde konferans ve seminerlere katıldı, radyo ve televizyon programlarına konuk oldu. Futbolun genel ekonomik, finansal ve yönetsel sorunları ve çözüm önerilerini içeren video içeriklerini paylaşmayı sürdürüyor.

Konusunda referans olan ilk kitabı "Endüstriyel Futbol" 2005 yılında yayımlandı. 2006'da Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte "Futbol Ekonomisi", 2008'de "Futbol Yönetimi" adlı kitapları çıktı. 2010'da "Futbolun Ekonomi Politiği", 2013'te "Krizdeki Futbol", 2020'de de altıncı kitabı "Endüstriyel Futbolun En Üst Aşaması: Finansal Futbol" yayımlandı. 

Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte 2005 yılında Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi'ni kurdu.

2005 yılında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen Sporda Düzensizliğin ve Şiddetin Araştırılması Raporu'nun 25 sayfalık kısmı "Endüstriyel Futbol" adlı kitabından alınan Akşar, 2011yılında davet üzerine TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine "Türk Futbol Kulüplerinin Finansal Yeniden Yapılanması ve Yönetişimsel Sorunlarına Çözüm Önerileri" konusunda bir brifing ve rapor verdi.

Nisan 2011'de Teşvik ve Şikeyi Önleme Yasası'nın çıkmasına katkı sağladı, kulüplerin finansal yeniden yapılandırılmasına ilişkin raporunda sunduğu çok sayıda öneriye yasada yer verildi.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin (TKYD) oluşturduğu Kurumsal Yönetim ve Futbol Endüstrisi Çalışma Grubu'nda da yer alan Akşar, 2010'da yayımlanan "Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi"nin iki bölümünü kaleme aldı.

"Futbol Ekonomisi" ve "Futbol Yönetimi" kitapları bazı üniversitelerde seçmeli derslerde ana kaynak olarak okutulan Akşar, Türk futbolunun sorunlarına çözüm olabilecek araştırmaları yayımlama, araştırmacılara referans sağlama, futbolun entelektüel boyutuna katkıda bulunma amacıyla www. futbolekonomi.com sitesini hayata geçirdi.

Bir süre Radikal ve Cumhuriyet Spor eklerinde ve Tamsaha'da yazdı, halen Dünya gazetesinin haftalık "Ekospor" köşesinde ve Mayıs 2015'ten itibaren T24'te yazıyor.

Evli ve iki çocuk babası.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır