21 Haziran 2023

Azalan havuz gelirleri, dengesiz rekabeti artırdı!

Süper Lig’deki eksik rekabet, futbolumuzun UEFA ve FIFA sıralamasında gerilemesine sebep oldu

Süper Lig 2022-23 sezonu Galatasaray'ın şampiyonluğu ile bitti. Sarı kırmızılılar sadece ligi kazanmadı, aynı zamanda iki yüz milyon TL’yi de kasasına koydu.

Gelirin yüzde oniksi Galatasaray’a

2022-2023 sezonunda Süper Lig kulüplerine dağıtılan 1.7 milyar TL’nin %12’ye yakın kısmı olan 193,8 Milyon TL şampiyon Galatasaray’a gitti. Galatasaray geçmiş şampiyonluk primlerinin sağladığı avantajın yanı sıra ligde en fazla galibiyet alan kulüp olması nedeniyle de en fazla sportif performans ödülü kazanan takım oldu.

Galatasaray’ı 172,8 Milyon TL'lik havuz geliriyle Fenerbahçe izledi. Beşiktaş ise ikinci devre ortaya koyduğu performansla 157,6 Milyon TL’lik geliriyle en fazla gelir elde eden üçüncü kulüp oldu.

En düşük gelire ise deprem nedeniyle ligden çekilmek zorunda kalan Gaziantepspor ve Hatayspor oldu. Gaziantepspor 52,3; Hatayspor da 50 milyon TL parasal ödül elde ettiler. 

Süper lig yayın geliri nasıl paylaşılıyor?

Havuzdaki toplam gelirin kulüplere aktarımında uygulanan kıstaslar şöyle:

* %37 Katılım Payı

* %46 Performans payı

* %11 Şampiyonlar payı

* %6 Ligde ilk 6 takım payı

Yukarıda anlatılanların ışığında 2022-23 sezonunda;

* Her takım 33 milyon 416 bin liralık katılım payını kasasına koydu.

* Takımlar her galibiyette 2 milyon 308 lira, beraberlikte ise 1 milyon 154 bin lira kazandı.

* Geçmişte şampiyonluk yaşayan kulüpler, elde ettikleri her şampiyonluk için 2 milyon 860 bin lira aldı.

* İlk 6 payında lig şampiyonu Galatasaray 33 milyon 213 bin lira, lig ikincisi Fenerbahçe 26 milyon 570 bin lira, lig üçüncüsü Beşiktaş 19 milyon 927 bin lira, lig dördüncüsü Adana Demirspor 13 milyon 285 bin lira, lig beşincisi Başakşehir 6 milyon 642 bin lira ve lig altıncısı Trabzonspor 3 milyon 321 bin lirayla ödüllendirildi.

11 ilde meydana gelen depremler sebebiyle bölgeye yönelik oluşturulan “Konteyner Projesi”ne destek mahiyetinde, kulüplerin yayın gelirinden kesinti yapılmasına karar verdi. Buna göre Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’dan 5’er milyon lira, diğer kulüplerden de (Hatayspor ve Gaziantepspor hariç) 3’er milyon liralık olmak üzere toplam 59 milyon TL’lik kesinti yapıldı.

Süper Lig’de 2022-23 sezonu sıralamasına göre kulüplere dağıtılan havuz gelirleri aşağıdaki tabloda yer alıyor. 

 

Şimdi de havuz yayın gelirlerine ilişkin istatistiklere bir göz atalım.

Kulüpler devalüasyon nedeniyle 25 milyon dolar daha az kazandılar

  • Süper Lig kulüplerine dağıtılan havuz gelirlerinin %31,67’lik kısmı üç büyük kulübe gitti. Üç büyük kulübün havuz gelirleri toplamı 524,1 milyon TL oldu.
  • Kulüp başına ortalama havuz geliri 87,1 milyon TL oldu. 13 takım ortalama gelirin altında gelir elde etti.
  • Ligin zirvesi ile dibi arasındaki gelir farkı 3,65 kata çıktı.
  • Üç büyük kulübün sportif performans gelirlerinin toplam sportif başarı primlerine oranı % 24,82 olarak gerçekleşti. Buna karşın, üç büyük kulüp havuz gelirlerinin % 31,67’sini kendi aralarında paylaştılar.
  • Havuz yayın gelirleri toplamı 1.713.978.000 TL’nin güncel kurdan karşılığı 72,5 Milyon dolar olarak gerçekleşti. Sezon başında bu tutar 97,5 milyon dolar idi. Buna göre kulüplerin kur kaynaklı zararları 25 Milyon dolar (yaklaşık 590 milyon TL) olarak gerçekleşti.
  • Bir önceki sezona göre kulüplerin katılım paylarında %18,2; Sportif performans ödüllerinde % 27,1; ilk altıya ödenen sıralama priminde de % 18,3’lük bir düşüş yaşandı. Özetle TL bazında kulüplere dağıtılan havuz gelirlerinde 621 milyon TL azalış gerçekleşti. Yani, 2021-22 sezonuna göre kulüplere %27,3 az para ödenmiş oldu.

Haksız ve dengesiz rekabet başarısızlık getiriyor

Havuz gelirlerinin dağılımında özetle;

  • Ülke ekonomisinde yaşanılan olumsuzluklar, yaşanılan yüksek oranlı devalüasyonlar ve yayın bedelinin düşürülmesi nedenleriyle havuz gelirlerinde önemli kayıplar oluştu. Bu haliyle Süper Lig yayın gelirlerinde 2000’deki 120 milyon doların altına düştü.
  • Gelir dağılımındaki adaletsizlik önceki yıllara göre arttı. Bu da büyük kulüpler lehine haksız ve dengesiz rekabetin yükselmesini beraberinde getirdi.
  • Azalan gelirler, kulüplerin finansal sorunlarını daha da derinleştirdi. Kulüp zararları arttı.
  • Süper Lig’deki eksik rekabet, futbolumuzun UEFA ve FIFA sıralamasında gerilemesine sebep oldu. Buna bağlı olarak futbol kalitemiz ve izlenilirliğimiz düşüş kaydetti.

Tuğrul Akşar kimdir?

Tuğrul Akşar 1962 yılında Niğde'de doğdu. 1988'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Aynı fakültenin İşletme Anabilim dalında yüksek lisansını tamamladı. 

1989'dan itibaren bankacılık sektöründe yönetici olarak çalıştı.

2000 yılından itibaren "futbolun görünmeyen yüzü" olarak bilinen futbol ekonomisi, finansı, yönetimi ve felsefesi üzerine çalışmalar yaptı, makaleler yazdı, kitaplar yayımladı, üniversitelerde dersler verdi, yurt genelinde konferans ve seminerlere katıldı, radyo ve televizyon programlarına konuk oldu. Futbolun genel ekonomik, finansal ve yönetsel sorunları ve çözüm önerilerini içeren video içeriklerini paylaşmayı sürdürüyor.

Konusunda referans olan ilk kitabı "Endüstriyel Futbol" 2005 yılında yayımlandı. 2006'da Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte "Futbol Ekonomisi", 2008'de "Futbol Yönetimi" adlı kitapları çıktı. 2010'da "Futbolun Ekonomi Politiği", 2013'te "Krizdeki Futbol", 2020'de de altıncı kitabı "Endüstriyel Futbolun En Üst Aşaması: Finansal Futbol" yayımlandı. 

Doç. Dr. Kutlu Merih ile birlikte 2005 yılında Futbol Ekonomisi Stratejik Araştırma Merkezi'ni kurdu.

2005 yılında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen Sporda Düzensizliğin ve Şiddetin Araştırılması Raporu'nun 25 sayfalık kısmı "Endüstriyel Futbol" adlı kitabından alınan Akşar, 2011yılında davet üzerine TBMM Araştırma Komisyonu üyelerine "Türk Futbol Kulüplerinin Finansal Yeniden Yapılanması ve Yönetişimsel Sorunlarına Çözüm Önerileri" konusunda bir brifing ve rapor verdi.

Nisan 2011'de Teşvik ve Şikeyi Önleme Yasası'nın çıkmasına katkı sağladı, kulüplerin finansal yeniden yapılandırılmasına ilişkin raporunda sunduğu çok sayıda öneriye yasada yer verildi.

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği'nin (TKYD) oluşturduğu Kurumsal Yönetim ve Futbol Endüstrisi Çalışma Grubu'nda da yer alan Akşar, 2010'da yayımlanan "Kurumsal Yönetim İlkeleri Işığında Türk Futbol Kulüpleri Yönetim Rehberi"nin iki bölümünü kaleme aldı.

"Futbol Ekonomisi" ve "Futbol Yönetimi" kitapları bazı üniversitelerde seçmeli derslerde ana kaynak olarak okutulan Akşar, Türk futbolunun sorunlarına çözüm olabilecek araştırmaları yayımlama, araştırmacılara referans sağlama, futbolun entelektüel boyutuna katkıda bulunma amacıyla www. futbolekonomi.com sitesini hayata geçirdi.

Bir süre Radikal ve Cumhuriyet Spor eklerinde ve Tamsaha'da yazdı, halen Dünya gazetesinin haftalık "Ekospor" köşesinde ve Mayıs 2015'ten itibaren T24'te yazıyor.

Evli ve iki çocuk babası.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır