21 Mart 2018

Nevşin, ben de Kabataş benzetmesi için özür dilerim

İnsani bir hesaplaşmaya girmek durumunda hissettim kendimi...

Dün bir yazı yazdım. Yazıda Nevşin Mengü ve erkek kardeşinin ortaya attığı, emniyet tarafından yalanlanan kaçırılma/darp iddialarını konu aldım.
Yazıyı tamamen gazeteci ilkeleri, gazeteci ahlakı ve gazeteci vicdanıyla yazmıştım.
Biraz da sert bir yazıydı, çünkü Nevşin Mengü'nün hâlihazırda yaşanmış ve yaşanacak mağduriyetlere  yenisini ekleyecek bir yanlış yaptığı tartışmasız bir gerçekti.
Fakat bugün Nevşin Mengü bir özür yazısı yayınladı. “Ne deseniz haklısınız” dedi...
Özür dilemek erdemdir, herkesin de harcı değildir. Hele bizim topraklarda çok zor rastlanır bir eylemdir.
O yüzden ben de tüm mesleki fikirlerden sıyrılıp, gazeteciliği filan bir kenara bırakıp insani bir hesaplaşmaya girmek durumunda hissettim kendimi.
Yazının başlığında Nevşin ve kardeşine 'Kabataş yalancıları' benzetmesi yapmıştım.
Nevşin'den gelen özür bu benzetmeyi boşa düşürdü.
Şüphesiz ki Kabataş olayında ne bir özür, ne de bir özeleştiri mevzubahisti. Orada toplumu kutuplaştırmaya kurgulu, niyetli bir yalan vardı.
Sonuçta bir erdem göstererek özür dileyen Nevşin'den ben de ‘Kabataş yalancısı’ benzetmesi için özür dilemeliyim diye düşünüyorum.
Nevşin, ben de Kabataş benzetmesi için özür dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları

Her kim olursan ol; bir pencerenin kenarında, aşağı sarkıttığın çarşafın ucunda, tek başına ölümle yüz yüze kalacağın gün mutlaka gelecektir bu ülkede

Bir ülke adına daha acı, daha tükenmiş, daha bitmiş bir tablo olabilir mi bilemiyorum. Her faciadan sonra biraz daha zor oluyor nefes almak…

Korku duvarının ardı özgürlüktür!

Ülkede kaçakçılar, sahtekârlar, mafyalar cirit atıyor ama ‘reklam aşkı’ iddiasına göz açtırılmıyor! İçinde yaşamasan gülersin…

İtibar kaybının mümkün olmadığı topraklara hoş geldiniz

Kimse kimsenin yaptığı ihlale, ayıba, hataya, hatta göz göre göre söylenen yalanlara dahi ses çıkarmıyor, çünkü kendininkilere de ses çıkarılmasın istiyor…

"
"