02 Nisan 2024

CHP, kendi göbeğini kendisi kesti!

CHP yönetimi; partiyi, belki de bu kadarını beklemediği bir sonuçla, tam 47 yıl sonra ülke genelinde birincilik koltuğuna taşımayı başardı. Sırtındaki kamburlardan kurtulup, tek başına yüzde 37.74'e ulaşarak "Cumhuriyet'in kurucu partisi" olduğunu bir kez daha gösterdi

Zonguldak

Pazar akşamı ortaya çıkan seçim sonuçlarını, CHP açısından değerlendirmeyi sağlayacak en anlamlı tanım bu.

Eskilerin, "kimseden yardım almadan işini kendisinin yapması" ya da "kimseye minnet etmeden, gönül borcu olmaksızın işini halletmek" anlamında kullanılan bu deyim, CHP'nin 31 Mart seçimlerinden "birinci parti" çıkmasının temel felsefesine dönüştü.

Genel seçimlerdeki altılı masa hüsranı sonrasında, masadaki diğer hiçbir partiden istediği bulamayan CHP, biraz sancılı olsa da kendi göbeğini kesmeyi başardı. Tabii, Kürt oylarını yönlendiren DEM'in bilhassa İstanbul'daki yaklaşımı da bu felsefenin uygulanmasında etkili oldu kanımca.

Sonuçta CHP yönetimi; partiyi, belki de bu kadarını beklemediği bir sonuçla, tam 47 yıl sonra ülke genelinde birincilik koltuğuna taşımayı başardı. Sırtındaki kamburlardan kurtulup, tek başına yüzde 37.74'e ulaşarak "Cumhuriyet'in kurucu partisi" olduğunu bir kez daha gösterdi.

CHP'nin elde ettiği bu tablo, aynı zamanda aşırı sağın yükselişinin yaşandığı Avrupa'nın da dikkatini çekecek mutlaka. Birbiriyle koordineli projeler üretebilen CHP'li belediyeler, mülteci sorunu başta özellikle halkın geçim sıkıntısına bir nebze de olsa çare olabilirler.

2019'da başlattıkları toplumun refahının artırılması çalışmalarına hız vermeleri gerekecek.

Bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı yeniden hem de bu kez rakibine 12 puana yakın fark atarak kazanan Ekrem İmamoğlu, iktidar nezdinde rüştünü ispat etti. İktidarın yanı sıra, kendisine "oğlum" diyenlerin bile ağır eleştiri oklarının hedefindeki İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "en ciddi" rakibi olduğunu ispatladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra İmamoğlu'na randevu verirse kimseye sürpriz olmasın.

Ankara'da ise, CHP'nin adayı Mansur Yavaş, AKP'nin adayı Turgut Altınok'u perişan etti. Kampanyanın son aşamasında Altınok'un mal varlığının gündeme getirilmesi ve sonrasında yaşananlar, Altınok'un seçim hezimeti yaşamasıyla son buldu. Böylelikle, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adaylıkta ısrarcı olan Altınok, ABB'yi kazanamadığı gibi elindeki Keçiören'i de kaptırdı. Siyasetten çekilme vaktinin geldiği günyüzüne çıktı böylece.

Ankara'daki ilginç bir seçim sonucu da Haymana'da yaşandı. Uzun yıllardır ilçenin belediye başkanlığını yürüten Özdemir Turgut seçimi kaybetti. Yerine CHP adayı Levent Koç, yüzde 8 dolayındaki oy farkıyla kazandı. Eski Başkan Turgut, Ankara'nın yeraltı dünyasında Kürt Ahmet ismiyle tanınan Ahmet Turgut'un oğlu. Yakın zamanda babasının adını ilçede bir parka verdi! Şimdi yeni başkanın parkın adını değiştirip değiştirmeyeceği merak konusu.

AKP tabanının sessiz çığlığı

Bu tabloya aynı zamanda AKP tabanının "sessiz çığlığı" demek mümkün kuşkusuz. Birazdan okuyacağız seçim sonuç örnekleriyle mütedeyyin AKP'nin tabanının, enflasyon, gelir dağılımı, yolsuzluk, rant konularından duyduğu rahatsızlığı sandığa gitmeyerek mesaj vermesi olarak değerlendirmek gerekir.

Zira seçime katılım, yüzde 78.38'le son yılların en düşük düzeyinde kalması dikkat çekici. Sandığa giden AKP seçmeni ise bu seçimde ittifak ortağı MHP yerine, "seçimin sağdaki yıldızı" olarak görülen ve yüzde 6.19 oy alan Yeniden Refah Partisi'ne yöneldi.

YRP'nin beklenmeyen çıkışı

Şimdi CHP'nin yakaladığı başarı kadar, yerel seçimler sürecinde AKP'nin yanına almak istediği ancak bir türlü başaramadığı Yeniden Refah Partisi'nin çizdiği tablodan örnekler vereyim.

Milli Görüş çizgisindeki babası Necmettin Erbakan'ın bayrağını teslim alan Fatih Erbakan'ın yönetimindeki YRP, sonuçlara bakıldığında Şanlıurfa ve Yozgat gibi AKP'nin iki kalesine bayrağını dikti.

Devam edeyim; Hakkari'nin korucu ailelerinin yoğunlukta yaşadığı ve AKP'nin elindeki Derecik ilçesini yüzde 14 farkla aldı. Bitlis'in Norşin adıyla bilinen Güroymak ilçesini, Trabzon'un Arsin ilçesini, Batman'ın Beşiri ilçesini, Erzurum'da Aziziye ve Köprüköy ilçelerini, Elazığ'da Sivrice, Alacakaya, Palu'yu, Ağrı'da Hamur'u, Bingöl'de Genç'i, Kahramanmaraş'ta Göksun, Dulkadiroğlu ve Türkoğlu ilçelerini, Gaziantep'te Yavuzeli ve Oğuzeli'nin belediye başkanlıklarını kazandı.

YRP, ayrıca Giresun'da Çaybaşı, Samsun'da Kavak, Ladik ve Ayvacık, Sinop'ta Boyabat, Sakarya'da Geyve, Karapürçek ve Kaynarca belediyelerini kazanarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile birlikte Karadeniz hattında kazanım elde etti.

Parti, Adana'nın Feke, Konya'da Doğanhisar, Çumra, Emirgazi, Altınekin ve Sarayönü ilçelerini bünyesine kattı.

CHP'nin ilginç kazanımları

Diğer yandan, seçimin galibi CHP'de Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyük kentler konuşulsa da Anadolu'da ilginç ve dikkat çekici kazanımlar yaşandı.

Mesela, yılların MHP kalesi Kütahya'da, AKP'li Bursa, Balıkesir, Kilis, Giresun, Zonguldak ve Kırıkkale'de CHP adayları kazanmayı bildi. Amasya ve Kastamonu'yu MHP'nin elinden alan CHP, Trabzon'da Beşikdüzü'nün yanına kentin en kalabalık ilçesi Ortahisar'ı AKP'den aldı.

Ayrıca, 2019'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın memleketi Rize'de sadece Fındıklı Belediyesi'ni kazanan CHP, bu kez Pazar ve Ardeşen'i kazandı. Ordu'da da AKP'li Altınordu, Gürgentepe ve Kabataş, MHP'li Çamaş ilçelerinin yeni belediye başkanı CHP'li oldu.

Adıyaman'ı AKP'den alan CHP, Antalya'nın ünlü ilçesi Alanya'yı MHP'den aldı. Bilindiği üzere Adıyaman'da Menzil cemaatinin ağırlığı var. Buna karşın CHP'li aday, aynı zamanda kentin milletvekili Abdurrahman Tutdere, özellikle 6 Şubat depreminden sonra kente çok katkı verdi.

Bu satırların yazarı olarak 6 Şubat'ın yıldönümünde kentteydim. AKP tabanı mevcut belediye başkanı Süleyman Kılınç'ın yerine Ziya Polat'ın aday gösterilmesinden çok rahatsızdı. Üzerine bir de Tutdere'nin AKP tabanında karşılığının olması ve deprem konutlarının yapımı ve tesliminde iktidara duyulan güvensizliğin getirdiği sonuç bu oldu.

Alanya da, bilindiği gibi Eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun kalesiydi. MHP yönetimindeki ilçeyi CHP adayı Osman Tarık Özçelik, MHP'li adayın yaklaşık 20 puan önünde ipi göğüsledi. Alanya'da aynı zamanda Süleymancılar'ın önemli merkezlerinden olduğunu hatırlatayım.

Bu arada, Menzil cemaatinin Buhara kolunun etkin olduğu Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinin belediyesi de AKP'den CHP'ye geçti.

Cemaatlerin durumu

Cemaat konusuna girince meşhur İsmailağa Cemaati'ne değinmeden geçmek olmaz. İstanbul ve Anadolu sonuçlarına bakınca İsmailağa Cemaati'nin, yaşam alanları Fatih'in AKP tarafından kazanılması dışında bir fayda olmadığını söylemek yanlış olmaz.

Bu noktada bir de "Cübbeli" adıyla bilinen din adamı var. Seçimden önce dini siyasete alet eden açıklamaları halen zihinlerde. İsmiyle müsemma kişi, iktidarın iki ortağına oy vermenin caiz olduğunu belirten fetva aktardı kendince.

Seçim sonuçlarına bakınca söz konusu fetvanın yerine ulaşmadığı aşikâr. Kendi cemaatince "aforoz" edildiği resmi açıklamayla duyurulan bu kişinin, artık jet - ski'siyle enginlere doğru yol alıp uzunca bir süre samimi Müslümanlar'ın yaşamından çıkması zorunlu oldu.

Akbelen ormanları

Kamuoyunu yakından ilgilendiren Muğla'daki Akbelen Ormanları meselesi, seçim sayesinde farklı sürece evrildi.

AKP'nin adayı Aydın Ayaydın'ın girişimiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akbelen'le ilgili daha önce verdiği yapılaşma iznini seçim vaadi olarak iptal etti. Karar, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Ancak, seçimde işler yolunda gitmedi, AKP adayı seçimi kazanamadı. Umarım, kurtulan ağaçlar için yeniden "yapılaşmaya izin" kararı çıkmaz. Ayaydın, aracılık yaptığı seçim vaadiyle başkanlığı kazanamadı ama en azından hayırlı bir işe katkıda bulundu.

Seçimin faturasını kim / kimler öder?

Siyaset dışında bundan sonra yaşanacaklara geldi sıra.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önünde sonunda partisinin yaşadığı 31 Mart hezimetinin hesabını kesecek.

Ama partideki siyasilerden, ama bürokrasiden.

Siyasette yaşanacak fatura konusunda az çok tahminler var ama faturanın ödeneceği asıl bölüm bürokrasi kanımca.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimin ardından bazı bakanları değiştireceği zaten bir süredir kulislerin en önemli gündem maddesi.

Sonbahara kalmadan -eğer Erdoğan'ın aklında başka bir siyasi manevra yoksa- bürokraside, özellikle İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı kadrolarında değişim yaşanır.

Bugünlerin ayak seslerini yansıtan 2019'daki yerel seçimlerden sonra yaşananlar henüz unutulmadı. Beş yılda beş milyon oy kaybeden AKP'nin içinde bulunduğu tablodan ilk etkilenecek olan bürokratlar valiler ve kaymakamlar olacak hiç kuşkusuz.

Emniyet ve jandarmadaki kolluk güçlerinin yöneticileri mercek altına alınacak. Sonrasında adliye var tabii ki. Peşinden yatırımcı kurumların üst yönetim kadrosu derken kışa kadar yeni ekipler iş başı yapar.

Emniyet Genel Müdürü, destek gezisinde!

Yeri gelmişken bir parantez de mevcut Emniyet Genel Müdürü Erol Ayyıldız için açayım. Bu ülke, seçim desteğine giden Emniyet Genel Müdürü'nü de gördü nihayet. "Olmaz" denilen işlerden bu. Ama Ayyıldız, teamülü yıkan yaklaşımla, Giresun'un Piraziz'de aday olan yakını için bizzat ilçeye giderek "arkasındayım" görüntüsünü verdi.

Ayyıldız'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimden önceki son İstanbul mitingini izlemek üzere yanında Güvenlik Dairesi Başkanı Maksut Yüksek'le birlikte özel olarak kente gittiğini hatırlatayım.

Piraziz'de aday Mahmut Esat Ayyıldız, CHP'li rakibini büyük farkla geçti. Belediyeyi CHP'den alıp AKP'ye kazandırdı. Ancak, Genel Müdür'ün ayağı uğurlu olsa gerek, merkezdeki belediye de farklı oy oranıyla AKP'den CHP'ye geçti!

Yeni başkanlar dikkat!

2019'daki seçimi muhalefet ya da diğer şekliyle CHP'den kazanan belediye başkanları, beş yıl boyunca devletin denetim sistemi ile epeyce mücadele etti. Özellikle İçişleri Bakanlığı, CHP'li belediyelere sürekli müfettiş gönderdi.

Şimdi CHP'den yeni seçilen belediye başkanları da yakın zamanda müfettişlerce tanışacak doğal olarak!

Özellikle imar ve alım satım ihalelerinde işlerini sağlam yaparlarsa kalemleri kılıç kadar keskin müfettişlerden kolay kurtulurlar. Aksi halde işin sonu hakim karşısında biter. Ki yakın zamanda bunun örnekleri de mevcut.

Benden söylemesi!

Tolga Şardan kimdir?

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı. 

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu. 

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu. 

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı. 

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

Yazarın Diğer Yazıları

Özel Harekat'ta neler oluyor?

Spor ayakkabısı alımına müfettiş incelemesi, Özel Harekat'ın dikkat çeken ziyaretçileri, yemek ihalesindeki isim, hibe alınan zırhlı araçların hurdaya yakın çıkması ve dahası...

Bir trafik kazasının anatomisi: 35 saatte belirlenemeyen kimlik ve soruşturmada yaşanan gariplikler

"Sürecin başından itibaren haklarında ceza istenilen polislerin, bu kadar küçük ve basit ceza verilmesi, iki polise ceza verilmemesi ve bizin yaşadıklarımızla dosyaya müdahale edildiğini görmüş olduk"

Emniyet'te "sular ısınıyor", ekipler arasındaki savaş kızışıyor...

Şu anda birbiriyle mücadele eden en az üç ekip var. Devre kardeşliği ile tarikat ve cemaat birliktelikleri ekiplerin çimentosu. Mücadelenin asıl hedefi, mevcut İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş'ın yakın zamanda emekli olmasıyla boşalacak İstanbul Emniyet Müdürlüğü