06 Ocak 2019

‘Modern aile'ye ‘feodal' ceza!

İşte RTÜK'ün aileye, ahlaka, manevi değerlere aykırı bulup ceza kestiği dizinin ana fikri.

RTÜK’ün ceza kestiği “Modern Family” dizisinin “ailenin korunması”na aykırı bir içerikle şekillendiğini ileri sürmek tam bir cehalet örneği. Dizi, dikkatlice “okunduğunda” ailenin insanın tek ve de son sığınağı olduğunu söylüyor

Radyo Televizyon Üst Kurulu, 10 sezondur gösterimde olan, sayılamayacak kadar çok Emmy (ayrıca Golden Globe) ödüllü “Modern Family” dizisine, daha doğrusu, diziyi yayınlayan beIN Series HD Comedy kanalına cezayı çakmış. 2 program durdurma ve idari para cezası şeklinde…

Sebep, dizide sunulan kurgunun “toplumumuzun milli-manevi değerlerine, genel ahlâka ve ailenin korunması ilkesi”ne aykırı içerik taşıması.

Peki, bu gerekçeyi nasıl temellendirmişler? Şöyle: Dizide seyrettiğimiz ailedeki gençlerin evlilik-dışı çocuk sahibi olma isteği ebeveynleri tarafından olumlu karşılanarak desteklenmekteymiş efendim!..

Ha, bir de çocuk, babasına karşı “sinkaf”lı ifadeler kullanmaktaymış.

Amerika’nın derdi RTÜK’ü gerdi!

Karşımızda komedi formatında bir dizi var ve bu dizi, adında “modern” ibaresi bulunsa da aslında Amerikan toplumunun “postmodern” çığırdaki haline (isterseniz, “halipürmelali”ne) tercüman oluyor.

Elbette karikatürize bir tercümanlık bu…

Dolayısıyla kurguda karşımıza çıkan ifadelerin ne kadar doğrudan ve “literal”, ne kadar dolayımlı ve “metaforik” (mecazî) ya da ironik olarak yorumlanıp yorumlanmayacağı gibi esaslı bir sorun var her şeyden önce…

Tabii ki RTÜK böylesi “incelik”lerle vakit kaybedemeyecek kadar “ciddi” bir kurum ve aileyi koruma, evlilikleri kurtarma, boşanmaları da caydırma gibi “mukaddes” işlevlerle yüklü bir iktidarın direktifleri doğrultusunda hareket ediyor. Buna bağlı olarak, “buralar” ya da “oralar”da, yakınlarda ya da uzaklarda hayatın içindeki gerçeklere, o gerçeklerle irtibatlı sosyal sorunlara temas etme, temsil ya da tercüman olma yolundaki hiçbir kurgusal çabayı da ne değerlendirme ne de takdir etme lüksüne sahip…

Hangi “genel ahlâk”?

Şimdi bakın mesela, “6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun”da belirtilen şu ifadeye: “Radyo ve televizyon yayınları, toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz”.

Kültürel görüntüsü muazzam çeşitlilik arz eden; sosyoekonomik, coğrafi, demografik ve etno-dinsel bakımdan adeta “Gök-kuşağı” kıvamındaki bir toplumda “milli-manevi değer” standardı koymak istiyorsunuz!..

Kasaba, varoş ya da metropolden; Doğu, Batı, Karadeniz, Akdeniz’den; dindar-muhafazakârlık veya sekülerlik/kozmopolitlik gibi farklı şekillenmiş yaşam biçimlerinden beslenen; dolayısıyla muazzam görelilik arz eden ahlaki anlayış ve değerleri kafanıza göre, iktidar gücünden kaynaklanan toptancı bir tasarrufla “genel ahlak” diye tek potada eritiyorsunuz!..

Kurgu “ideal”den değil, “gerçek”ten çıkar

Ayrıca toplumda olan biten, yaşanan ve gerçeklik arz edene değil, “ideal”e endeksli bir politik-ideolojik motivasyonla kendi gerçekliğinizi inkâr etmeye varan bir “hakikat-korkusu” ile kurgu imalini yönetmek, yönlendirmek, güdümlemek istiyorsunuz.

Misal, babasına “sinkaf”lı ifade kullanan çocuk tespitiniz…

Bir kere Amerikan toplumunda “sinkaf” belirttiği düşünülen kelimenin gündelik dil kullanımında doğrudan böyle bir anlam işaret etmeyen kullanımları da var (mesela birisine “Ne halt ediyorsun burada” derken de o “sinkaf” sözcüğünü kullanabilirsiniz ve hiç kimse “sinkaf” vurgusu ve duygusu almaz o ifadeden).

Ayrıca sizin memleketinizde yok mu babasıyla küfürlü konuşan evlât?!..

Bu memlekette yok mu evlilik-dışı çocuk sahibi olmak isteyen, olan kadınlar ve erkekler?..

Bunlar hayatın gerçekleri… Ve hayaller de hayal endüstrisi de hayattan beslenir; kurgu gerçekten çıkar.

Kaldı ki kurşunlarla vızır vızır baş döndüren, elde-belde silahı fiyaka normu yapmış kurgulara yıllardır ne yaptınız ki Amerikan toplumunda aile-evlilik kurumlarının içinde bulunduğu halin eleştirisine komediye vurarak yönelmiş bir diziye taktınız kafayı?!..

Dizi aileye karşı değil, aileden yana

Ayrıca bu dizinin “ailenin korunması”na aykırı bir içerikle şekillendiğini ileri sürmek bir cehalet örneğidir.

“Modern Family”, RTÜK cezacılarının düşündüğü gibi aile kurumuna karşı yıkıcı içerikle ortaya çıkan bir dizi değil. Tam tersi, Amerikan toplumunun post-modern/post-endüstriyel akışında hayatın kültürel, cinsiyetsel ve cinsel çok-çeşitliliği, karmaşıklığı karşısında zor zamanlar geçiren aile kurumuna, bu alışılmadık kültürel örüntü ile uyumlanmaktan yana bir motivasyonla sahip çıkıyor o…

Dizide aile kompozisyonu içinde ve başta söylediğimiz gibi, karşılıklarını modernden öte asıl “postmodern” toplum yapısında bulabileceğimiz kültürel temsiller var. Çünkü modern-endüstriyel düzen, her ne kadar bireyi parlatıp önünü açsa da o bireyi kendisine “kazandırma” işlevi nedeniyle aileyi “çekirdek” olarak normlaştırmayı tercih etmiştir. Amerikan film ve dizi film endüstrisinde bunun karşılıklarını ve temsillerini de bol miktarda görmüşüzdür.

“Modern Family” ise bunun çok ötesinde bir tekno-ekonomik ve sosyo-kültürel aşamadaki (postmodern/post-endüstriyel) Amerika’nın içinde aile kurumuna ilişkin bir tabloyu kahkahalar eşliğinde ve eleştirel dinamizmle zihinsel paylaşımımıza açıyor.

Karısından ayrılmış olup çocuğu yaşında Kolombiya göçmeni bir kadınla evli, bu kadından bir üvey bir de öz oğlu olan orta yaş üstü bir adam… Ve onun önceki karısından olma iki yetişkin çocuğu; kendisi gibi gey bir adamla yaşayan oğlu ve uçuk-kaçık (bir oğlan, iki kız) üç çocuk sahibi evli kızı… Nihayet bir de bu kızının ha bire “cool” takılmak isteyen ve çocuklarıyla her arkadaş olma çabasını yüzüne gözüne bulaştıran şapşalak kocası…

“Modern Family” bu üç “eksantrik hane”nin birbirleriyle etkileşimsel örüntüsüyle şekillenip yol alan bir dizi.

Aile son sığınak diyen diziye ceza kestiler!

 Ne yapıyor peki?..

Günümüzde ailenin ve onun daha geniş çeperi sayılabilecek “akrabalık”ın ekonomik ve politik dayanışma şebekeleri olarak işlevsizleşmesi karşısında, onların “psikolojik” (duygusal) dayanışma açısından hâlâ işlevsel önemde olduğunu vurguluyor.

Ve dikkatlice, özellikle de RTÜK’çülerin yaptığı şekilde kırsal-pastoral, “feodal” zihnî takıntılardan uzak çağdaş bir serinkanlılıkla “okunduğunda” dizi, ailenin insanın tek ve de son sığınağı olduğunu söylüyor aslında... Baksanıza dizinin 10 yıl önce yayına giren ilk sezonunun ilk bölümünde dillendirilmiş ve birbirleriyle incecik de olsa hâlâ “aile” bağlarıyla ilişkilenen karakterlerin durumunu anlatan şu ifadeye:

“Hepimizin dünyaları farklı. Ama bir şekilde birbirimize uyuyoruz. Bizi birleştiren şey sevgi. İyi günde, kötü günde…”

İşte RTÜK’ün aileye, ahlaka, manevi değerlere aykırı bulup ceza kestiği dizinin ana fikri.

Nelerin neresindeyiz, görün!..

Yazarın Diğer Yazıları

Kitabın ölümü

Artık 'bestseller' değil, 'fastseller' kitaplardan bahsedilebilir; tıpkı fastfood gibi. Ama bizde 'fastseller' kitap olgusuna başka boyutlar eklemek mümkün: Kitabın 'tılsım' ya da 'oyuncak' olarak da ayırt edilir hale gelmesi…

'O Ses Türkiye'de Kürt realitesi ve halklara selâm!

O Ses Türkiye yarı finalinde Kürtçe ninni okuyup "Türkiye halklarına selâm olsun" diyen genç müzisyene yönelik alkışlar, aynı evrende 20 yıl önce benzeri eylem ve söylemi hayatı pahasına sergilemiş Ahmet Kaya’nın ruhuna bir ferahlık olmuştur!..

Diziler ve reytingler

Yıllanmış dizi 'Reis'te irtifa kaybı ortada olunca yeni bir ruh, coşku ve umutla sahneye konan bir başka 'dizi'ye seyirci ilgisinin önüne geçilemedi. 2009 Davos'unda reyting doruğuna çıkmış 'Reis', 2019 İstanbul'unda bir Haziran gecesi zirvedeki yerini 'İmam'ın Oğlu'na kaptırdı!