22 Temmuz 2018

Gözlerin...

Avuçlarında gözlerini dolduran sevgiye layık o dünya kainat

ŞEHİR TELLALI

New York - Londra - Roma 

 

Gülüyor gözlerin. Sevdiğine kavuşmanın parlaklığı içinde. Yüzüyor gözlerin sevginin denizinde pırıl pırıl. Bin bin bakıyor gözlerin. Zamanı unutmuş, ötesine ulaşmış bakışların. Bakışlarında direnç var. Bakışların kuvvet dolu. Zalimi –hele hele kuvvetli olduğuna, sözde çoğunluğu neredeyse inandırabilecek kadar sahte bir kuvvet peşindeki zalimi- en zayıf yerinden, o kansız şah damarından, şişirilmiş bir adeleden ibaret olan yüreğinden vuracak bakışların. İnsana çektirdiği acılardan aldığı zevk sayesinde kendini de dünya ile birlikte cehenneme mahkum eden sadiste direnmenin dersi bakışların.

Gözlerin iyice kocamanlaşmış, başın da. Kemiklerini asaletle kapatıyor beyaz ütülü gömleğin. Kocaman dizlerini belli etmiyor temiz pantolon. Ama ellerin. Ellerin rahat, ellerin güven içinde, ellerin gerçek kuvvete adını koyan eller. Ellerin büyük.

Avuçlarında gözlerini dolduran sevgiye layık o dünya kainat. Kimliksiz, bilim ve gerçekten yoksun, hurafelere, yalanlara hapis, cahilliğe zorlanmış, aldatılmış, sosyalleştirilme yalanıyla kimsesizleştirilmiş, baştan aşağı soyulup, sürü gibi güdülmüş, ırz, ırk düşmanı katillerin, hırsızların yönettiği sevgisizlik cehennemi bu çölü yeşertmeye, billur sularla sulamaya, envai çeşit ağaçlarla, mis kokan çiçekler ve birbirinden güzel cıvıldayan kuşlarla donatmaya yetecek dünya kainat avuçların. Ve gözlerin. Arkana zemin diye yakıştırdıkları güneşli palmiyeli beyaz kumsallardan, beyaz köpüklü denizlerden hakiki, çok daha büyük derya çok daha büyük gök kubbe gözlerin.  

Daha bir yıl öncesine kadar Amerika Birleşik Devletlerinin ilk siyah başkanıydı Obama. Bu hafta Güney Afrika’da siyah lider Nelson Mandela’yı anma bahanesiyle yaptığı konuşmada dünyayı her geçen gün daha fazla içine hapsetmeye kalkışan sözde “güçlü adam” politikasını : “yalana yakalanmış utanması olmayan bir kaç liderin zafiyetini örtmek için daha fazla yalan söylemesi” olarak tanımladı: 

“Bir kaç yıl önce gerilemeye başladığını düşündüğümüz korku, hınç, kin... şaşırtıcı bir hızla artışa geçti... alarm zilcisi biri değilim ben, sadece gerçekleri ifade ediyorum. Şöyle bir etrafınıza bakın, bu güçlü adam politikasının aniden yükseldiğini göreceksiniz... her gün insanın başını döndüren bir hızla endişe verici yeni bir gelişme yaşanıyor. ... dünya her geçen gün daha fazla tehlikeli, acımasız bir hayat tehdidi altında. Özgür basına karşı saldırılar devam ediyor, devlet kontrolü altındaki medya yükselişte. Bir zamanlar dayanışma mekanizması olarak algılanan sosyal medya paranoya, propaganda, nefret ve komplo teorileri üreten bir felaket olduğunu gösterdi... Gerçeklere inanmalısınız. Gerçekler olmadan işbirliği olmaz. İnsanlar hurafe uydurur. Uydururlar. Devlet propogandası bunu gösteriyor... karşılarındakileri sürekli küçük düşürmeye ve kendilerini sürekli kabartmaya çalışan bu insanlar küçük kalplidir. Korktukları bir şey var... dini ya da ırkçı üstünlük iddiasındaki doktrinlere sarılan ülkeler sonunda kendilerini iç ya da dış savaş içinde bulmuşlardır... Daha karanlık zamanları yaşadık, daha derin vadilere düştük. İnancınızı yitirmeyin. Yürümeyi sürdürün. İnşa etmeye devam edin. Sesinizi yükseltin.”


www.sebnemsenyener.com                    

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam.