01 Mart 2015

Gelecekçi seks sembolü

Mr Spock, geçmişçi seks sembolleri spagetti western kovboylarına karşı, gelecekçi aşk sembolü haline Volkanca sayesinde geldi

ŞEHİR TELLALI
Newyork-Londra-Roma
 

 

Sağ elinin yüzük parmağıyla orta parmağını ayırıp V haline getirdikten sonra başının hizasında, “Çok yaşa, refaha er…” diye verilir Volkan selamı. Sorunların ve çözümsüzlüğün sebebi duygusallığa ise en güzel uyarı yine Volkanca: “Son derece mantıksız Kaptan Kirk!” ifadesidir.

İlk defa 1966’da NBC televizyonunda yayınlanmaya başlayan ve sonra bütün dünyaya malolan Uzay Yolu dizisini izleyenler bilir. Volkancayı dünyaya kazandıran dizinin kahramanı Mr Spock, o tarihte, geçmişçi seks sembolleri spagetti western kovboylarına karşı, gelecekçi aşk sembolü haline yine volkanca sayesinde geldi. Şeytani kulakları, insanlara ne kadar mantıksız olduklarını sürekli hatırlatırcasına hep kalkık duran kaşları sıyesinde kıçında bezi, elinde ok ve yayıyla uçup duran aşk meleğine tezat görüntüsüne rağmen. Kadınlar özellikle de kulaklarına dokunmak için çılgına döndüler. Onu, sokağa çıkamaz, evinden adımını atamaz duruma düşürdüler. Mantık sembolü, duygu tanımayan Spock’a çılgınca aşık oldular.

Bu yüzden dizinin gösterime girmesinden bir yıl sonra Mr Spock bir gezegende cinsel arzuyu artırıcı etkisi olan bir kök keşfetti. Bu kök onun sürekli kontrol altında tuttuğu insan tarafını özgür bıraktı. Ve bir zamanlar tanımış olduğu Leyla’ya onu kör kütük mecnun etti. Leyla’yı da ona. Gelgelelim, kökün etkisi uzun sürmedi.  Mr Spock ayılır ayılmaz, Leyla’ya aralarındaki aşkın imkansızlığını yine Volkan felsefesiyle: “ben ne isem oyum Leyla. Kendi yarattığımız bir yer olsa bile hepimiz arafta yaşamak zorundayız. Benimki başkalarından daha kötü olamaz” ifadesiyle anlattı. Bu bölümden sonra bir daha asla unutulmamak üzere gönüllere taht kurdu. Ve gelmiş geçmiş en büyük televizyon karakterlerinin başına yerleşti.   

NASA’nın maskotu haline geldi. Astronotlar, uzay endüstrisi mühendisleri, sekreterler, hissedarların gözbebeği, “uzay programının geleceğinin” sembolü oldu. 1971’de bir ufak gezegenin kaşifi, kulaklarından ötürü kedisine verdiği Mr Spock adını keşfettiği gezegene de verdi. Böylece volkancanın muhtemelen konuşalabileceği kendi adıyla anılan bir vatan sahibi de oldu Mr Spock.

İçindeki insani hislere direnerek Volkanlı tavrını, felsefesini, mantığını koruma savaşı veren acıklı karakter ilk kez, Uzay Yolu dizinin ikinci çekimlerinde bir bölümde hastalanıp insan gibi ağlayınca derinlik kazandı.

Katolik ağırlıklı Boston şehrinde, ikinci dünya savaşı göçmeni Ukraynalı ortodoks yahudi bir aileye doğan Leonard Nimoy, canlandırdığı Mr Spock karakterinin “duygusuz bir adam olmadığını, duygularını kontrol etmeyi öğrenmiş, duyguların ne olduğunu bildiğini asla göstermeyen son derece gururlu bir adam. …herkesten çok daha insan biri” olduğunu o çekimde farketti.  Spock o günden sonra, Boston’a yabancı kalan ailesi içinde kendi çektiği yabancılığın sözcüsü oldu Nimoy için. 

Yönetmene volkanlıların da insanlar gibi bir selamı olması gerektiğini söyledi. Yönetmen öneriyi kabul edince selam için aklına ilk gelen şey, çocukluğunda babasının onu götürdüğü bir ortodoks ayini imajı oldu.  Ayinde ne dedikleri ne yaptıkları anlaşılmayan, ancak inleyip bağırıp çağrışan din büyüklerinin birbirlerine tanrının adını simgeleyen ibranice Şin harfi şeklindeki el işaretiyle verdikleri selamdan çok etkilenmişti. Yaptıkları hareketler, giysileri, çıkardıkları seslerle ayin ona dünyadan çok uzak bir yerlere aitmiş gibi görünmüştü. O etkileniş, ayindeki barış ifadesi bir hareketi dizinin volkan selamı haline böyle getirdi.

Böylece dizinin bütün insanların dramına ait özellikleri yavaş yavaş biçimlendi. Volkanlılar arasında olduğu kadar, insanlar arasında da yabancı kalan, sonunda ancak bir uzay gemisinin dikkatle düzenlenmiş ortamında kendine bir yer bulabilen trajikomik Mr Spock, Federasyon büyükelçisi diplomat volkan babası Sarek’e başkaldırdı.  “İnsan” annesinin etkisiyle Volkan Bilim Akademisine devam etmek yerine, Yıldız filosuna katıldı. Ama Doktor McCoy’la bir türlü geçinemedi. McCoy’un aşırı insani duygularını soğuk analizlerle durmadan sorgulayıp her seferinde onu sinir etti. Sonunda volkan babasının izinden Federasyon büyükelçisi olarak Yıldız filosu ve Klingon İmparatorluğu arasındaki gergin ilişkilerde arabuluculuk yapmak üzere büyükelçi oldu. “Keşfedilmemiş Ülke” adlı serüvende Romulanlarla ataları Volkanlar’ı yeniden birleştirme girişimi sonuçsuz kaldı, Yıldız İmpartorluğunda Romulus’u süpernova’dan kurtarma çalışmalarına verdiği destek işe yaramadı. Sonunda bütün hafızasını ve deneyimini sürekli didişdiği Doktor McCoy’a emanet edip,  Federasyonun ve uzay gemisinin geleceğini Noonien Singh Han’dan kurtarmak için kendini yine bir volkan selamıyla feda etti.

Bu tuhaf volkanlıyı geleceğin aşk sembolü haline getiren, Leonard Nimoy’u Amerikan deniz kuvvetlerini konu alan “Binbaşı” dizisiyle keşfedip, “seni mutlaka bir kurgu film dizisinde oynatacağım” diye aklına koyan felsefeci, pilot, polis Gene Roddenberry oldu.  Los Angeles’li bir polisin oğlu, ikinci dünya savaşı Amerikan pilotu. Gece Uçuşu, Rüzgar, Kum ve Yıldızlar, Küçük Prens kitaplarının yazarı, şair, aristokrat, savaş uçağı pilotu ve ikinci dünya savaşı şehitlerinden Antoine de Saint-Exupery’nin çağdaşı California’lı Gene Roddenberry. Savaştan sonra Pan Amerikan havayolları pilotluğu yapıp, Suriye’de çöle düşen İstanbul-Karaçi uçuşlu Pan Am 121 uçağını kurtarma çalışmalarına katılmış, Pilotluğu bırakıp yedi yılını Los Angeles polis teşkilatında geçirmişti. 1964’de “Uzay Yolu ” dizisini tasarladığında Mr Spock’u, muhtemelen yönetmen Orson Welles’in ünlü radyo yayını “Marslıların İşgali”ni düşünerek,  “yarı Marslı” bir karakter düşlemişti. Ona kendi hayatında asker ve polis arasında hem yabancı kalan hem tanıdığı kendi karakterini hatırlatmıştı Mr Spock. Hem insan hem Marslı özelliklerini taşıyan bir “yabancı.” İnsanlara dışarıdan bakabildiği gibi, onlara benzeyen taraflarıyla inandırıcı son derece çocuksu, romantik bir karakter.

 Diziyi ilk defa NBC’ye teklif ettiğinde kanal muhafazakar izleyici kitlesini savunup, dizideki “Bir Numaralı” kadın görevli’ye ve “kulakları uzun tip”e çocukları korkutur gerekçesiyle itiraz etti. Roddenberry bütün diziyi üzerine kurduğu Mr Spock’u televizyon kanalının makasından kurtarmayı başardı. Ama kanal dizinin, Amerikan silahlı kuvvetlerdeki ırkçılığı konu alan bölümünü yayınlamayı ve dizi ücretini ödemeyi reddedince, Roddenberry’de kanalın istediği değişiklikleri yapmayıp diziyi geri çekti. Böylece ilk Star Trek ve diğer seriler ticari başarı kazanamayınca, bilimadamı ve bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke’ın desteğiyle kolejlerde kurgubilim seminerleri vermek zorunda kaldı.

Kendi deneyimiyle yarattığı Mr Spock sonunda Nimoy’u da etkiledi. Konuşmasında, hareketlerinde, düşüncelerinde Mr Spock’la özdeşleşti. 2002’de şiirlerini yayınladığı “Shekina” adlı kitabına, siyah beyaz çıplak ve yarı çıplak kadın vücutlarını görüntüleyen fotograflarını koyup, tanrının kadın tarafını işaret ettiği için ortodoks yahudi büyüklerince aforoz edildi.

Sonunda uzay hem Roddenberry’i hem Nimoy’u sahiplendi, ikisini de bir bakıma Mr Spock’la ebediyyen birleştirdi. Roddenberry öldüğünde, uzay bilimine yaptığı katkılardan ötürü külleri Celestis uzaymekiğiyle dünya yörüngesine atıldı. Ayrıca Mars üzerinde bir kratere adı verildi.

Nimoy ise Mr Spock adıyla bir gezegen olarak yıldızının etrafında dönüp duracak

www.sebnemsenyener.com  

Yazarın Diğer Yazıları

Geçmişte yaşanmayana özlem

Hâlâ Portekizce’den bir türlü başka hiç bir dile tam çevrilemeyen, “saudade"...

Geleceğin hatıratı

"Gazeteler iflas etti, hükümetin propagandacılarıyla dolduruldu, muhabirlik tamamen manen ve malen çökertildi, her şey reklama indirgendi"

Bir intiharın anatomisi: Yollar, köprüler, barajlar, metrolar

Garcia, Peru’da hem büyüyen ekonominin hem de çöken ekonominin mimarı.  Bir zamanlar Peru’nun JFK’si (Kennedy’si) umudu iken sonu tarihe Odebrecht kurbanı lakabıyla yazılan adam.