14 Eylül 2014

Zekiyan, resmen Türkiye Katolik Ermenileri 'Kerebaydzar'ı

Peder Levon Zekiyan, bir törenle Episkopos rütbesiyle, Türkiye Katolik Ermenilerinin pratikte ruhani lideri oldu

23 Mayıs 2014 tarihli yazımızda müjdeyi vermiştik.

Dünya'ca tanınmış felsefeci-dilbilimci-aydınhalkların katıksız dostu ve aynı zamanda Başrahip, Peder Boğos - Levon Zekiyan’ın, Katolik âleminin lideri, Papa Franciscus eliyle, İstanbul’a Episkopos rütbesiyle, ilerde Türkiye Katolik Ermenileri Ruhani Lideri olmak amacıyla, Administrator Apostolicus tayin edildiğinden bahsetmiştik…

İşte ‘tayin’den sonra sıra, dini törenle ‘resmen takdis edilmeye’ gelmişti sıra…

13 Eylül 2014, Cumartesi, saat 16.30’da, Karaköy - Galata, Surp Pırgiç (Aziz Kurtarıcı) Ermeni Katolik Kilisesi’nde, seçkin, çokça konukların tanıklığında, Peder Levon Zekiyanbir törenle Episkopos rütbesiyle, Türkiye Katolik Ermenilerinin pratikte ruhani lideri oldu. 

Japonya’dan Mısır, Ermenistan’dan Suriye, Lübnan’dan İtalya-Vatikan, Almanya’dan Fransa’ya, ruhani, siyasi, diplomatik, akademik, bilim, basın-medya-iletişim temsilcileri, farklı dini-mezheplere mensup, konukların hazır bulunduğu törende, uygarlıklar bahçesi, kadim Anadolu coğrafyasına yaraşırcasına, Dünya Katolik Ermenileri Katolikos Patriği XIX. cu Nerses Bedros önünde diz çökmüş vaziyette, dualar, temennilerle, takdis edildi...

İstanbul'daki veba salgınında, son bulmasına katkı amacıyla, Katolik Ermeni Cemaati'nin, Roma'dan getirtip, ve Galata sokaklarında dolaştırdıkları Aziz Kurtarıcı resmi ve Sultan Abdülmecid'in armağan ettiği yıldız

Episkopos (resmen atanmış ama henüz takdis edilmemiş) adayı olarak, Zekiyan’ı takdim eden pedere, Katolikos-Patrik soruyordu… Gökte oturan (Yüce Tanrı) bize göksel sevinci kılsın, yargınız (emin misiniz? - anlamında) doğru mu? diye… Zekiyan’ı takdim eden peder ise, Evet yargımız doğrudur, bu nedenle Yüce Tanrı ve Sizden ey peder, bize iyi bir çoban (önder, anlamında) inayet etmenizi diliyoruz, diyordu…

Zekiyan’ın referansları sıralandıktan sonra, Katolikos-Patrik bu kez ona: Kardeş, bu kadar iyi özelliklere hakikaten sahip misin? diye sorunca; Episkopos adayı Zekiyan: Efendim, ben  layık değilim, bu inayete diyordu… Yine birçok sorulardan sonra, Katolikos-Patrik yine aday Zekiyan’a: Ne türde bir havariliğe (görev anlamında) çağrıldığını biliyor musun? diye soruyor ve tevazusundan hiç ödün vermeyen aday da Bana öğret, kutsal peder, diyordu…

Ve tören kurgusu sürüp gidiyordu…

Gisa sargavak (Yarı diyakon), ilk basamak rütbeleri almaya başlayan, ilahi okuyucusundan ta Katolikos-Patriğe kadar, her bir görevli - din adamının, duruşu, jesti, törende verdiği cevap, telaffuz ettiği replik, iki bin yılı aşkın bir zamanda birikmiş tecrübelerin yoğunlaştırılmış ve simge haline dönüşmüş ifadeleriydi sanki…

Ermenistan’ın Eçmiyadzin kentindeki merkezde oturan, Dünya Resuli (Havari) Ermenileri Katolikos’u ve ayrıca bir de Türkiye Resuli (Havari) Ermenileri adına, Genel Patrik Vekili, Aram Ateşyan’ın, birer dini kolye hediye edip Zekiyan Hz’nin boynuna asması, sevindirici bir tabloydu… Ateşyan yaptığı konuşmada (…) Peder Zekiyan’ın bu göreve atanışı, sadece Katolik Ermenilerine değil, tüm Türkiye Ermeniler için bir mutluluk vesilesidir, diyordu…

Peder Levon Zekiyan, Suriye'den özel olarak gelen, Dünya Katolik Ermenileri Katolikos - Patrik, 19'uncu Nerses Bedros Hz önünde diz çökerek, merasimle Episkopos rütbesini alıp, geniş ve en yüksek din adamları tarafından takdis edildi

Zekiyan ise, yaptığı Ermenice, Türkçe ve İtalyanca konuşmasında, kimseyi unutmamayı şiar edinmişçesine, hazır bulunan konuklara teker-teker teşekkür ve coğrafyamızın kadim alışkanlıkları (unutulduğuna dair ibareler her gün eksik olmuyorsa da), kardeşlik bağları, gelenekleri ve batı dünyasının bizden sonra keşfetmiş olduklarından söz ediyordu.  Ayrıca doğuşum dolayısıyla sahip olmuş olduğum (TC) vatandaşlığına yeniden kavuşmuş olmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyorum diye sözlerine ekliyordu…

                  

Tören neden bu kilisede yapıldı, özelliği nedir?

 

Sultan II. Mahmut, Eylül 1831 tarihinde, bu cemaate kilise inşa izni imzalamış; karar idari -  bayındırlık mercilerine intikal etmiş. Galata’daki Kemeraltı semti, bu cemaatin önemli kişi ve önde gelenlerinin yaşadığı bir yer olduğundan, ilk kilise için burası seçilmiş.  

İnşaat’ın kazı çalışmaları -  çıkan (1830’lu yıllar) veba salgınında yüzlerce insan ölünce -  yarı kalmış; Katolik Ermeniler, cemaatten Bedros Yağlıkçıyan’a, Roma’dan bir Azize Bakire resmi getirmesini isterler; resim zamanın şartlarında, bir şekilde, nihayet getirilir, Galata sokaklarında vebanın son bulması amacıyla dolaştırılır. İslam, Yahudi, Ortodoks, Katolik, kim olursa, bu iyi niyetli resim gezdirme eylemine katılırlar ve… veba salgını durur!

 

İster inanın, ister inanmayın ama bu bir vakıa…  

 

Bu, bugün bilmemiz gerektiğine inandığımız, çok ilginç bilgilere göre, Sultan II. Mahmut’un mahdumu, Sultan Abdülmecit, veba salgınının durması için yaptıkları dua ve Roma’dan özel getirtilen Aziz Kurtarıcı tablosuna atfen; som gümüş ve pırlantadan bir yıldız hediye eder bu kiliseye. Yıldız, çok özel günlerde, ayinde resmin üzerinde teşhir ediliyor hâlâ...

Bu kilise, 13 Ocak (İsa Rabb’ın sünnet tarihi) 1834’te açılmış; insanlığın kurtarıcısı olması hasebiyle, İstanbul’un veba salgınından kurtarmış olmasından, Aziz Kurtarıcı adını almış.

Şimdi ise, Perşembe günleri, saat 10.30 ve her Paskalya Ptesi’nde 11.30’ta ibadete açılıyor; Türkofon (Türkçe konuşan) cemaat üyeleri saat 11’de başlayan ayinleri için On bir badarak derler… Ayinlerde (veba salgının bitişi) tarihe atfen, Mucizevî Bakire ilahileri okunuyor. 

Sağlık ve uzun bir ömür temenni ettiğimiz, Türkiye Katolik Ermenileri (pratikte) Ruhani Lideri, Papa tarafından atanmış, Katolik Ermeni Kilisesi’nce de resmen Episkopos rütbesiyle takdis edilmiş, Amid (Diyarbakır) Episkoposu – Türkiye Ermeni Katolikleri Administrator Apostolicus’u, Zekiyan Hz hakkında bundan böyle konuşulacağa benziyor…

Biz de, Episkopos Zekiyan’ın bu göreve mazhar görülmesi, ülkemizdeki diğer dini cemaatler ve hatta Türkiye devleti ve toplumu için de çok hayırlı olabileceğini, yeter ki kıymetini bilelim, deyişimizi, bir kez daha yineliyoruz…

 

NOTFotoğraflar: Alişirin Gültekin / LUYS Aktüel Magazin

Yazarın Diğer Yazıları

16'ncı Altın Kayısı Festivali'nde Türk asıllı yönetmen ve Türkçe filmler de ödül aldı

Ermenistan Başbakanlığın ödülü, bizim ‘GAIFF Sinema’yı Kalkındırma Platformu’, Ermenistan’dan Datev Hagopyan’ın ‘Tagart (Tuzak)’ filmine takdim edildi…

Ve "iyi ki var" dediğimiz 16'ncı Yerevan Altın Kayısı Film Festivali'nin sonuna geldik...

Güzel, eğlenceli, değişik yani yeknesaklıktan kurtaran ama belirli bir düzene ve disipline alışkın özellikle yabancı konuklar için biraz yorucu ve yıpratıcı ama ‘araziye uymaya çalışıyor’ insanlar, ne de olsa kayısı ülkesi… 

‘Azerbaycan Filmi’ derken

İnsanlığın unuttuğu ulvi değerleri, günümüzde inatla yaşatan Malakanlar!