14 Aralık 2018

Ermenistan'da Paşinyan'ın 'hareketi' bitti ve 'dönemi' başladı...

Erken seçimle, bu yeni ahval ve şeraitte, kimin, ne kadar güce sahip olduğu netlik kazandı

20 Nisan 2018'de başlayan Paşinyan hareketi diye adlandıracağımız süreç, 9 Aralık 2018'de nihayetlendi; böylece ak koyun, kara koyun ortaya çıktı... Oyların çoğunluğunu (yüzde 70,48) alıp, artık elinde parlamento gücü olan bir Başbakan olan Paşinyan, kendi dönemini başlatmış oldu.

Kesin seçim durumları çoktan biliniyor, ancak hatırlamakta yarar var:

Adı Azgayin Joğov (ulusal toplantı yeri) olan parlamentoda (2017'de yapılan bir referandum ile, Türkiye'nin tersine, başkanlık yönetiminden, parlamenter yönetime geçildi, böylece yapılan yeni Anayasa gereği, eskiden 105 olan sandalye sayısı, 132’ye yükseldi.

Nikol Paşinyan'ın önderliğindeki Benim Adımım (İm Kaylı) ittifakı 88 milletvekiliyle, tüm milletvekillerin sayısının yarısı olan 66'dan 22 fazla milletvekili çıkartmış oldu.

İkinci sırada, Cumhuriyetçi Parti ile kâh ittifaka girmiş, kâh ilişkisi limoni olmuş, iş adamı, sağcı Gagig Dzarugyan'ın Müreffeh (Parkavac) Hayastan partisi, 26 vekil çıkardı.

Yalnız, bu lider ve partisinin, Meclis'in erken seçime gidebilmesi için Paşinyan'a destek veren (güçlü sayılabilecek partiler içinde) tek parti olduğunu söyleyebiliriz.

Üçüncü sırada, Paşinyan'dan sonra ülke siyasetinde sürpriz şekilde yıldızı yükselen, Edmon Marukhyan'ın liderliğindeki Aydınlık (Lusavor) Hayastan partisi, 18 vekil çıkardı.

Azgayin Joğov'da başka parti yok! Çoğumuzun en adını defateyn duymuş olduğu Taşnak ile geçen Serj Sarkisyan (10 yıl) döneminin iktidarı, Cumhuriyetçi Parti, barajı bile aşamayıp, parlamento dışı kaldılar.  Bu arada partiler seçime tek başlarına girdikleri takdirde yüzde 5, ittifak halinde girdiklerinde ise yüzde 6 baraj olduğunu söyleyelim.

Kısaca, başta dediğimiz gibi, bu seçimle 'ak koyun ve kara koyun' ortaya çıkmış oldu.

Zira Paşinyan hareketi sayesinde eski Cumhurbaşkanı ve yeni Anayasa sayesinde Başbakan olan Serj Sarkisyan istifaya zorlandı ama onun lideri olduğu parti parlamentoda kağıt üzerinde olsa da, hâlâ çoğunluğu elinde tutuyordu, zira iktidardaydı.

İlginç bir durum hasıl olmuştu. Sokağın somut desteğiyle Paşinyan parlamento içinde yapılan seçimde Başbakan seçilmişti ama amiyane tabirle bu pamuk ipliğine bağlıydı... Paşinyan'ın o zaman parlamento içindeki milletvekili sayısı (eski sayı yani 105 üzerinden) 9'du. 9 vekile sahip bir parti liderinin, 105 sandalyelik bir parlamentoda Başbakan olması olacak şey değildi.

İktidardaki (!) Cumhuriyetçi Parti, sokağın baskısı ve (aşağıda göreceğimiz, bizce asıl bam teli olan) Moskova'nın da Serj Sarkisyan'a destek vermemesi karşısında, Paşinyan'ı (üyelerinin bir kısmının oy vererek ve kendileri bir aday göstermeyerek) Başbakan seçmişti ama o 'her an bir gensoruyla düşürülebilecek' bir konumdaydı. Dolayısıyla bu eğreti duruma son vermek için erken seçime gitmek şarttı.

Erken seçimle, bu yeni ahval ve şeraitte, kimin, ne kadar güce sahip olduğu netlik kazandı.

Nisan 2018'de, yıllardan beri asık suratlarla dolaşan 'hiç bir umudumuz yok' diyen halk, görülmemiş bir şekşlde bayram ediyordu Nikol Paşinyan'ın başlatmış olduğu hareketle

***

Paşinyan hareketi, nasıl ve neden başlamıştı?

Paşinyan hareketi ilk bakışta 'Serj Sarkisyan dönemini kapamak' için başladı ama dahası...

Dolayısıyla Paşinyan dönemini anlamak için önce Serj Sarkisyan dönemini anlamak gerek.

19 Şubat 2008 yılında yapılan 5. cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, Başbakan olan Serj Sarkisyan, bu seçimle Ermenistan'ın (Levon Der Bedrosyan ve Robert Koçaryan'dan sonra) üçüncü Cumhurbaşkanı seçilince, on yıl sürecek 'Serj Sarkisyan dönemi' başlamış oluyordu. 

Ermenistan'ın III. Cumhuriyeti (*), SSCB'nin yıkılışıyla, 1991'de kurulduğunu hatırlarsak; 20 Nisan 2018'de başlayan Paşinyan hareketinin arkasında, sadece 'Serj Sarkisyan döneminin' değil aslında Sovyet dönemi ertesinde başlayan bağımsızlık döneminin bütün o 27 yıl süren bir suistimaller manzumesinin olduğunu görürüz.

İşte buna pek âlâ 'Bağımsızlık döneminin ilk bocalama devri' diyebiliriz ve doğal olarak da Serj Sarkisyan dönemini de bu bağımsızlık döneminin ilk bocalama devrinin son bulmasına neden olan dönem de denilebilir aslında.  

Kısacası, 1991'de başlayan bağımsız Ermenistan Cumhuriyeti'nin 2018'de noktalanan ilk bocalama devrinin bardağı taşıran damlası oldu Serj Sarkisyan dönemi...

Bu alt başlıkta '(...)Paşinyan hareketi ilk bakışta Serj Sarkisyan dönemini kapamak için başladı ama dahası...' derken; işte '(...) her ne kadar ilk bakışta Serj Sarkisyan dönemine son vermek amaçlı görünüyor ise de aslında bundan daha derin ve arka planı olan, 27 yıllık bir Bağımsızlık döneminin ilk bocalama devrinin kapanışı olarak telakki edelim, demek istiyoruz

Haygagan Jamanak (Ermeni zamanı) gazetesinin, ezelden beri, cengaver, titiz, haksızlıkların üzerine giden bir gazetecisi olan Paşinyan, 20 Nisan'dan itibaren estirdiği rüzgâr fırtına dönüştü

Bağımsız Cumhuriyetin ilk bocalama dönemi nasıl, neden başladı?

Hemen söyleyelim. Bağımsızlığın ilk gününden ve olmayan sermaye birikimini sağlamak amacıyla başlatıldı.

Sosyolojik değerlendirmelerde duygusallıktan ve yargılamaktan ziyade akılcı, nesnel, soğuk kanlı olmaya çalışan, rasyonel tespitler yapılır; dolayısıyla herhangi bir yargı söz konusu değil...

Yeni kurulan bir devlet, sosyalist rejimle idare edilmeyecekse -en azından şimdiye kadar başka örneğini duymadık, okumadık- devlet eliyle müteşebbis, organizasyon yeteneği olan ama eline türlü sopaları almakta beis görmeyen, iş adamı sınıfı yaratmakla başlanıyor. Zira, söz, ateşli ve heyecanlı ifadeler güzel ama işlerin yeniden hareket etmesi için sermaye gerekiyor. Tekrar ediyoruz, yapılanları meşrulaştırmak değil amacımız ama mevcut düzenin, yapılanışını çokların bildiği halde ifade etmediği, yönlerini vs. Ermenistan'ı anlamaya ve anlatmaya çalışıyoruz. 

Eski Cumhurbaşkanı, daha sonra Başbakan olan Serj Sarkisyan'ı istifa ettirdikten sonra, insanlar sokaklarsa diz çöküp 'Şükür sana Ya Rabb'im''' diyorlardı ...

Özetlersek, bağımsızlık döneminde Ermenistan'a gelen başta Diyaspora'nın ama sadece bu değil tabii, yurt dışından gelen her tür yardım ve yatırımları, dolaylı / dolaysız, yukarıda söz ettiğimiz özeliklere sahip müteşebis bireylere pompalayarak milli (!) burjuvazi yaratıldı... Çağrışımlar yarattığımızın farkındayız, evet aynen öyle, ne kadar benzeşiyorlar değil mi?

Ve böylece nur topu gibi bir oligarşi sınıfı doğmuş oluyordu Ermenistan'da...

2018'e gelince ise, sosyo-iktisadi durum olarak

- Sermaye birikimi iyi kötü sağlanmış;

- Oligarşi sınıfı artık reel üretime geçmek için özgüven kazanmış;

- Ülkede (kayıtlı olup, kâğıt üzerinde gözüken değil) yaşayan nüfus azalmış; dolayısıyla bu  dönem de kapanıp, artık bir başka döneme geçme zamanı gelmişti...

Yerimizin sınırlı oluşu nedeniyle burada kesiyor, ilerideki yazımızda Bocalama devrinin bitişi ve Paşinyan döneminin kansız geçişini anlatmaya çalışacağız... 


(*) Ermenistan I. Cumhuriyeti (1918-1920); Ermenistan II. (Sovyet) Cumhuriyeti (1922-1991); Ermenistan III Cumhuriyeti (1991)                  

Yazarın Diğer Yazıları

16'ncı Altın Kayısı Festivali'nde Türk asıllı yönetmen ve Türkçe filmler de ödül aldı

Ermenistan Başbakanlığın ödülü, bizim ‘GAIFF Sinema’yı Kalkındırma Platformu’, Ermenistan’dan Datev Hagopyan’ın ‘Tagart (Tuzak)’ filmine takdim edildi…

Ve "iyi ki var" dediğimiz 16'ncı Yerevan Altın Kayısı Film Festivali'nin sonuna geldik...

Güzel, eğlenceli, değişik yani yeknesaklıktan kurtaran ama belirli bir düzene ve disipline alışkın özellikle yabancı konuklar için biraz yorucu ve yıpratıcı ama ‘araziye uymaya çalışıyor’ insanlar, ne de olsa kayısı ülkesi… 

‘Azerbaycan Filmi’ derken

İnsanlığın unuttuğu ulvi değerleri, günümüzde inatla yaşatan Malakanlar!