17 Haziran 2014

Twitter cihatçıları

Cihatçı savaşçıların sosyal medyayı çok ciddiye aldıklarını ifade etmeliyiz

Irak Merkezi hükümeti –hani şu hala Bağdat’ta olduğunu varsaydığımız—12 Haziran’da tüm sosyal medyaya erişimi engelledi. http://www.techtimes.com/artıcles/8505/20140615/iraq-blocks-social-media-sites-apps-amid-insurgent-threats.htm   Resmi olarak Irak hükümetinden bir açıklama olmasa da Youtube, Facebook, Twitter, Google gibi web sitelerinin ve WhatsUp ile Viber uygulamalarının etkilendiği de Irak’tan gelen haberler arasında. Bu, Türk okuyucularının çok iyi anlayabileceği bir durum olsa gerek.

Neden Irak hükümeti böyle bir uygulamaya gitti? En önemli nedenlerden birisi, IŞİD –kendilerine devletimsi organizma mı, örgütlenmiş idari sistem mi demeli bilemiyorum ama şimdilik örgüt demek kabul görür sanıyorum—örgütünün sosyal medyayı oldukça etkili bir biçimde kullanması. Burada IŞİD örgütüne övgüler yazdığım düşünülmesin. Amacım, IŞİD’in sosyal medya kullanımını analiz etmek. IŞİD ismi ve imajlarıyla pek çoğunuzun hayatına yeni girmiş olabilir ancak öyle gözüküyor ki şu anda maddi ve askeri olarak oldukça ciddi bir ivme kazandılar ve onları daha yakından izlemek, anlamak önemli. Sosyal medyayı kullanımda da oldukça başarılı olan örgütün farklı dillerde, bazıları sahte farklı hesapları var.

Öncelikle cihatçı savaşçıların sosyal medyayı çok ciddiye aldıklarını ifade etmeliyiz. Hatta bir bakıma hesaplarını inceleyip Türkiye’nin kamu diplomasi hesabıyla kıyaslarsanız belki IŞİD’in hesabını daha bilgilendirici bulabilirsiniz. (yani @isis_alosom ile @basbakanlikKDK hesaplarını mukayese edebilirsiniz)  Mesela bir iki yıl önce TC kamu diplomasisi hesabı mercimek çorbası tarifi tweetliyordu. IŞİD hesaplarında ne var?

1- Şiddet. Bunu anlamak pek çoğumuz için çok zor da olsa, para parayı çeker misali, şiddet de şiddeti çekiyor. Yani, IŞİD korkunç katliamlarının fotoğraflarını, videolarını yayınlayarak ne acıdır ki bir taşla iki kuş vuruyor. Birincisi, hedefine koyduğu kişilerin yüreğine korku salıyor ki bu da, terörün en elzem amacıdır. İkincisi, İŞİD’e sempati besleyenlerin inançlarını güçlendiriyor. Böylece) IŞİD’e daha fazla gönüllü savaşçı ve maddi bağış elde ediyor. Herkes kazanandan yana olmak ister. Sahada kazanmak içinse çok acımasız olmak gerekiyor.  Hiç bir savaş kanununu tanımayan, teslim olanlara acımayan –take no prisoners- “asla tutsak alma” mantığıyla çalışan IŞİD’in vahşeti twitter ve diğer sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya anında yayılıyor. IŞİD’e para verenlere “paranız boşa gitmiyor”, para desteği vereceklere “biz, bu paraya değeriz”, savaşmak için yer arayanlara da “en büyük zaferler bizimledir” mesajı veriliyor.

Burada önemli bir not düşmek gerekli; IŞİD’in savaşçı kadrosuna bakarsak, 30 yaş alti savaşçıları arasında küresel ortak noktalar var. Erkek ve sakallı olmalarından öte bu kişilerin hemen hemen hepsi bilgisayar oyunlarıyla büyümüş, bilgisayar oyunlarıyla ve hatta bilgisayar oyunlarında yaşayan “çocuklar”.  Uzun zamandır cihadileri, tekfirileri, vahabileri çalışan birisi olarak selefi gençliğin en güçlü “gamer generation” olduğunu düşünüyorum. Farklı ana dillerden dahi gelseler pek çok konuşmalarında bu bilgisayar oyunlarındaki karakterlere, ilişkilere referanslar vardır. Benim gibi bilgisayar oyunlarından bihaberler ya da 1990’ların bilgisayar oyunlarından olan atari ötesine gidememiş olanlar için önemli bir açıklama, (gençlerden yetersiz açıklama için özür dileyerek) bu oyunlar sadece sizinle bilgisayar arasında değil. Çoğu interaktif bir networkle oynanıyor ve varolmak icin ciddi strateji kurmayı gerektiriyor. Öyle ki, bazı oyunlarda yükselmiş olmak yönetim gücünüz olduğunu gösteriyor ve bu jenarasyonun CVlerinde yer alıyor.

2 - Hollywood stili kamu diplomasisi: Türkler bir yandan Musul Konsolosluğu’ndan alınan rehinelerin durumunu sorup diğer yandan troll ya da sahte IŞİD hesaplarının yayınlarıyla (3 Türk rehine katledildi tweeti gibi) paniklerken gerçek IŞİD son derece yüksek kalitede videolar çekerek bölge halkına güçlü mesajlar yolluyor. Bu videoların sosyal medyada paylaşımından IŞİD’in herhangi bir El Kaide örgütünden daha farklı olduğunu görüyoruz. Yıllarca Usame Bin Ladin’in tek mekanda çekilen uzun konuşmalarını analiz etmeye çalışanlar için çok daha hareketli, teknik açıdansa Hollywood’un teknik gurularına bile parmak ısıtacak cinsten yapımlar bunlar. Bir dostun sözleriyle, “İslami Matrix’i çekiyorlar.” IŞİD videolarında uzun söylevler yok. 21. yüzyılı çok iyi yakaladığı görünen oldukça profesyonel bir teknik kadro bu; “Gaming generation”, “bilgisayar oyunu kuşağı”. Bu çocukların ürettiği son derece hareketli videolarda, bombalama anında farklı oktavlardan Allah-u Ekber inleyişlerini dinliyorsunuz, görüntü son derece açık. Yolda pusu kurduklarında ellerinde laptop, tablet, iphonelar var. Yüzlerinde henüz google glass görmedim ama eli kulağındadır bence. Videolarının arka fonunda Sünni Müslümanlara huzur ve güven sözü veren ilahiler var.  https://www.youtube.com/watch?v=BYchEa4ZA7İ Musul işgalinden bir ay kadar önce yayınladıkları Iraklı askerlerin katli videolarının Musul’daki askerlerin bir kısmının savaşmadan kaçmasında etkili olduğu biliniyor. Görüleceği üzere, IŞİD çok planlı ve rasyonel adımlarla ilerliyor.

3 - Tekrarlanan IŞİD ve Hilafet imajı: Yıllar boyu bana sadece Mısır’ın Sina Yarımadası’ndaki çeteleri anımsatan Toyota marka beyaz kamyonetler IŞİD’in de en çok tercih ettiği araba durumunda. Nereye giderlerse gitsinler IŞİD üyelerinin beyaz kamyonetleri, siyah bayrakları, örtülü yüzleri, silahları ve onları dünyayla bağlantıda tutan teknolojik gereçleri beraberlerinde… Hilafetin ilanı hiç de amatörce değil. Tam tersine dünya standardlarında oldukça kaliteli bir  teknoloji kullanan sunumla ve çok dikkatli bir planlamayla kamusal alana sunuluyor. Ayrıca, son alınan bilgilere göre IŞİD oldukça meşakatli bir bütçe tutma yöntemine sahip. Her gelir ve gider en ufak detayına kadar sisteme girmiş. http://www.theguardian.com/world/2014/jun/15/iraq-isis-arrest-jihadists-wealth-power Bu da grubun “devlet”leşme yolunda ne kadar ciddi olduğunun bir başka göstergesi.

Yani bizler “o IŞİD hesabı mı doğru, bu mu yanlış” derken, “rehineler nerede, ne zaman serbest kalacak” diye tweet atmaya çalışırken IŞİD mahkemeleri, okulları, sulama kanalları ve üstün teknolojiyle yayınladıkları bol “hareketli”, kanlı-patlamalı videolarıyla yüreklere korku ve kin yayarak ilerliyor. Ancak onların da zayıf oldukları bir an var, her twitter kullanicisinin tecrübe ettiği “spam”… En güzel örneğinin 14 Haziran’da Yakın Doğu Haber analistlerinden Hasan Sivri’nin merceğinden görebilirsiniz… “3-4 saat önce Bağdat kapılarına dayandık diye böbürlenen bir grubun “eyvah spamlanıyoruz yardım edin dostlar” tweeti atması sosyal medyadaki imajlarına ne kadar önem verdiklerini gösteriyor.

https://twitter.com/hasansvri/statüses/477613061680156672IŞİD’de elbette Irak hükümetinin resmileştirilmemiş sosyal medya yasaklarına rağmen propagandasına devam edecek. IŞİD bir yandan İslamın özüne (selef – ecdad) dönmeye öykünürken diğer yandan hırsla nefret ettiği Batının her tür silahını en iyi şekilde kullanarak hem de. Orta Doğu’daki hiç bir analist ve istihbarat örgütü bu savaşta twitter cihatçılarının gücünü gözardı edemez. 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Eyyy sevgili eskimeyen aşklar için HDP vardır!

Ayrıldıkları sevgililerini arayıp ikna eden AKP’li sayısına bakmamız icap edebilir mi?

İdeolojik halay çekelim mi? HDP'ye oy vermeniz için 6 neden

Beyaz Türkler, Demirtaş’a Cumhurbaşkanlığı için oy verdiler, ve şimdi de daha büyük rakamlarda HDP'ye oy verecekler

Menderes Sendromu ya da thanatophobia

Çocuklarımız kefenle dolaşmanın cesaret göstergesi olmadığı bir dünyayı hak etmiyor mu?