30 Aralık 2015

Bugün Diyarbakır’dayız; aslolan hayattır, demek için…

Yarın yılın son günü, Diyarbakır’da olmasanız da, buradakileri hatırlayın, acılı bölgeye bir selam gönderin

Her meslekten, her kesimden, her siyasetten, her inançtan yüz yirmiyi aşan kadın, erkek bugün Diyarbakır’dayız. Aslolan hayattır! Silahlar sussun, zulüm dursun, barış konuşulsun demek için; bölge insanlarıyla, Kürt arkadaşlarımız kardeşlerimizle tek ses, tek yürek olup ortak bir sözde birleşmek için.

O söz; siyasetin, muktedirlerin, çözümü savaşta arayanların değil ortak vicdanın sözü. “Aslolan ölüm değil hayattır, aslolan insandır, insanın yaşama hakkı, özgürlüğü, huzurudur” cümlesi.

Bu topraklar üzerinde yaşayan bütün halkların, bütün inançların, bütün kültürlerin isyan cümlesini duyurmak için Diyarbakır’dayız. “Artık yeter! Durun! Çocuklarımızı kurban etmeyin, geleceğimizi, bin yıllık kardeşliğimizi, şehirlerimizi, insanlarımızı, ortak değerlerimizi kurban etmeyin!” diye haykırmak için Diyarbakır’dayız. Ülkenin batısının sessizliğini bir nebze aşabilmek için, “gitmesek de görmesek de bizim” olduğunu okul sıralarında öğrendiğimiz bu uzak illerin gerçekten hepimizin olduğunu, olabileceğini haykırmak için; bu toprakların bütün vicdanlı insanlarına burada ölen, öldüren, ölü çocuklarına ağlayan, yıkıntılar arasında, ölü kentlere dönüşmüş şehirlerde yaşayan insanlarımızın acısını, yıkımını, feryadını duyurabilmek için…

Bugün Diyarbakır’dayız. Yetkililere, sorumlulara, tarih önünde hesap vereceklere: “İçsavaşın eşiğindeyiz, farkında mısınız!” diye bağırmak için. Vatanın bölünmesinden kaygı duyanlara, “Toprakların bölünmesinden çok daha acı bir şey oluyor, yürekler bölünüyor, farkında mısınız?” demek için. Kan, ölüm, yıkım, ölüler, harabeler ve bölünmüş, kopmuş yürekler üzerine ne iktidar ne gelecek kurulur, diye hatırlatmak için.

Diyarbakır bölgenin kalbidir, Sur, Diyarbakır’ın kalbi. Sevinçlerimizi, mutluluğu ortaklaştırma umudumuzun giderek solduğu şu günlerde; Sur, Lice, Cizre, Silvan, Silopi, Nusaybin, Şemdinli, Şırnak ve diğerlerinin acısında ortaklaşmak için Diyarbakır’dayız.

Çok kalabalık olabilirdik, binlerle olabilirdik. O kadar çoktu ki gelmek isteyen. Türkiye’nin doğusunda batısında, kuzeyinde güneyinde acılara ortak, sevinçlere aç milyonlarca vicdanlı insan var. Onların çaresizliğini; ilgisizlerse eğer, kendilerine gerçekler gösterilmediği için, farkında olmaları engellendiği için ilgisiz olduklarını biliyorum. Biz buraya, hepsinin yüreğini yansıtmak için geldik.

Yarın yılın son günü, yılbaşı. Diyarbakır’da olmasanız da, buradaki insanları hatırlayın, savaşın ortasındaki acılı bölgeye bir selam gönderin. Türk, Kürt, çocuk, bebek, kadın, yaşlı, genç, asker, sivil, gerilla: Bütün ölülerimiz, bütün evlatlarımız için bir dakikacık saygı nöbeti tutun kendi vicdanlarınızda.

Siyasetin yüreği dardır, vicdanlarda ise hiç ayrımsız bütün ölülere, bütün insanlara yer vardır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Desteğim DEM Parti'ye, oyum İmamoğlu'na

İstanbul Büyük Şehir'de İmamoğlu'na verilmemiş her oy Cumhur İttifakı'na, özünde Erdoğan'a gidecek

Vicdanını yitirmiş dünyanın vicdanını, ahlakını yitirmiş siyasetin ahlakını savunmak 

Ahlakını yitirmiş siyaset ve onun kadroları aşılmadıkça toplumdaki çürümenin önüne geçmek mümkün değil...

CHP, kuş mu deve mi olacağına karar veremezse…

Tek adam rejiminin yol açtığı toplumsal-siyasal çürümeyi engelleyecek, ortak vatanda hak, hukuk, adalet içinde ortak yaşamı sağlayıp ülkeyi yaşanabilir kılacak güçlü ve -sözde değil özde- demokratik bir muhalefete ihtiyaç var. Ana muhalefet partisinin kendini toparlaması ve demokratik güçleri kendi etrafında toplaması (6'lı Masa gibi değil, turnusol kağıdı Kürt meselesi olan gerçek demokratik güçler) bu yüzden önemli